Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1735 E. 2020/161 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1735
KARAR NO: 2020/161
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2017
NUMARASI: 2015/1094 E.2017/964K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … A.Ş. arasında 08.04.2011 tarihinde müvekkili şirket araçlarına akaryakıt ikmal ve data hizmeti verilmesi amacıyla sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 9. maddesinde kararlaştırılan % 5,5 iskonto oranının %2 olarak uygulanarak fatura edildiğinden karşı tarafa ihtarname gönderilmiş olduğunu, ihtarnameye rağmen kararlaştırılan iskonto oranı uygulanmadığından taraflar arasında akdedilen 08.04.2011 tarihli sözleşmenin feshedildiğini, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete 21.04.2015 tarihli, … fatura nolu Automatic Sözleşme Fesih bedeli olarak 4.436,61 TL bedelli ve 21.04.2015 tarihli, … fatura nolu, Auto araç çıkarma bedeli olarak toplam 633,80 TL tutarında 2 adet fatura keşide edildiğini, anılan faturalar ve içerikleri kabul edilmediğinden iade edildiğini, ancak müvekkili şirket ile davalı şirket arasında sözleşme süresi boyunca ödemelerin … A.Ş.’nin DBS (Doğrudan Borçlandırma Sistemi) üzerinden yapıldığından, bankaya yapılan tüm başvurulara rağmen sistem üzerinden davalı şirkete ödeme yapıldığını, sözleşmeye konu indirim cihazlarının tamamının davalı şirkete kargo yolu ile gönderilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete anılan sözleşmeden ve itiraz edilerek kabul edilmeyen faturalardan kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında 08.04.2011 tarihinde üç yıl süreli Automatic Müşteri Sözleşmesi imzalandığını ve bu kapsamda davalıya ait araçlara Taşıt Kimlik Ünitesi takıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9. maddesi ile müvekkili şirketin satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin … A.Ş. nezdinde kredili hesap açtırdığını ve bu suretle taraflar arasındaki sözleşmenin hayata geçirildiğini, davacının banka nezdindeki hesabının kredi limitinin sıfırlanmasının aradaki sözleşmenin 17. maddesine göre hem fesih hem de cezai şartın tahakkuk sebebi olarak düzenlenmiş olduğunu, sözleşmenin 17. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına aykırılığa bağlanan yaptırımın ise 100 USD ceza koşulu olduğunu, sonuç olarak müvekkili tarafından davacıya ait filodaki aktif olan araç sayısı (2 adet) göz önüne alınarak araç başına 100 ABD Doları üzerinden 633,80 TL cezai şart bedeli hesaplandığını, 14 araç için hesaplanan 4.436,61 TL’nin tahsili için “Auto Araç Çıkarma Bedeli” açıklamalı fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, cezai şart olarak tahsil edilmiş olan paranın istirdadı için davacı yanca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bahse konu takibe yukarıda arz edilen haklı nedenlerle taraflarınca itiraz edildiğini belirterek, haksız olarak aleyhlerine ikame olunan işbu davanın reddi ile davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline, davacının alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davalının dava konusu alacağı davacının hesabından tahsil etmiş olmasının hukuka uygun olmadığı, bu nedenlerle davaya konu fatura bedelleri toplamı 5.070,41-TL asıl alacağın ve dava konusu faturalardaki vade ve takip tarihi ve faiz oranına nazaran davacı tarafın takip talebindeki denetime elverişli işlemiş faiz miktarı alacağı olan 40,84-TL işlemiş faiz miktarının da yerinde olduğu ve buna göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.111,25-TL alacaklı olduğu, alacağın likit itirazın haksız oluşu karşısında icra inkar tazminatı tayinini de kapsar şekilde davanın kabulüne…” karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında davacının davalıdan 5.111,25 TL alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara vaki itirazın iptaline, asıl alacak 5.070,41 TL’ye takipten itibaren değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminat tutarı 102,25 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kök ve ek raporın hatalı tespitler içermekte olup hükme esas teşkil edecek nitelikte olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9. maddesinin 1. fıkrasında anılan hüküm ile müvekkili şirketin satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahip olduğunu, bu sebeple iskonto oranının tek taraflı olarak değiştirilemeyeceği yönündeki görüş ve gerekçeye itibar edilemeyeceğini, Davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme kapsamında %5,5’lik iskonto oranı kararlaştırılmış ise de müvekkili şirketin, sektörün düzenleyici ve özerk kurumu niteliğindeki Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun kararları doğrultusunda davranmak zorunda olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasından sonra, taraflardan tamamen bağımsız ve buyurucu otorite tarafından yapılan düzenleme ile iskonto oranlarında düşüşün ortaya çıktığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davacı yanca süresinden önce ve haksız olarak feshedilmiş olduğunun tartışmasız olduğunu, Davacının, banka nezdindeki kredili hesap limitini sıfırlayarak sözleşmenin 17. maddesine aykırı davrandığını, bu hususun dava dışı banka tarafından müvekkiline bildirilmesi üzerine müvekkilince sözleşmenin 17. maddesi ile düzenlenen yaptırımın uygulandığını, Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiytir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında akdedilen “Automatic Müşteri Sözleşmesi” kapsamında uygulanan %5,5 iskonto oranının, davalı tarafça tek taraflı olarak anlaşmanın 9. maddesine istinaden % 2 oranına düşürülmesi karşısında, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olmasına rağmen davalı tarafça bu kapsamda fatura keşide edilerek bedelinin davacıya ait banka hesabından tahsil edilmiş olması sebebiyle, bu bedelin iadesi için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmektedir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında üç yıl süreli, 08/04/2011 tarihli sözleşmenin düzenlendiği, Bakırköy … Noterliği’nin 15.05.2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; söz konusu ihtarname içeriğinden davalının aradaki sözleşmenin 9. maddesinde kararlaştırılan pompa satış fiyatının KDV’siz tutarından %5,5 iskonto yapılmasına dair hükme uymadığından 26.01.2015 tarihli ihtarname ile aradaki sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olduğunu, buna rağmen karşı tarafça keşide edilen 21/04/2015 tarihli 4.436,61 TL tutarlı sözleşme fesih bedeli adı altında ve 633,80 TL tutarlı araç çıkarma bedeli adı altında faturaların taraflarınca kabul edilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı alacak iddiasını aradaki sözleşmenin 17.maddesinin 1.fıkrasına rağmen karşı tarafın sözleşme uyarınca açılmış bulunan … AŞ nezdindeki hesabının kredi limitini sıfırlamış olmasına ve bu şekilde akde aykırılığın sonucu olarak davalının sözleşme gereği doğmuş olan cezai şart alacağının bahsi geçen faturaların keşide edilmesi suretiyle karşı tarafa yansıtılmış olduğu iddiasına dayandırmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesinde yer alan düzenlemede … Ltd. Şti.’nin sözleşmenin feshine sebep olması halindeki hukuki sonuçlar düzenlenmektedir. Ancak, somut olayda sözleşme davacı tarafından feshedilmekle birlikte uyuşmazlık davalının iskonto uygulamasına ilişkin uygulamasının sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı noktasındadır. Sözleşmenin ” Ödemeler” başlıklı 9. maddesinde, “Fatura bedeli, pompa satış fiyatının KDV’siz tutarında %5,5 tutarında istonto yapılarak hesaplanır. Ancak PO, beklenmeyen ekonomik olumsuzluklar veya yetkili merciler tarafından yürürlüğe konulan sektörel uygulama değişiklikleri, akaryakıt sektörünün uymakla tabi olduğu kurumların alacağı kararlar, tavan taban fiyat uygulamaları, vergi oranlarında yapılacak değişiklikler, döviz kurları ve faizlerde yaşanabilecek aşırı değişimler sonucu kar marjında oluşan anormal değişiklikler nedeniyle değişen piyasa koşullarına bağlı olarak veya müşterinin ilk altı aylık akaryakıt alımları baz alınarak hesaplanan aylık yakıt ortalamasında %30 nispetinde azalma olması durumunda satış koşullarında değişiklik yapma hakkına sahiptir ”, şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalı, akaryakıt dağıtım şirketi olup, istinaf dilekçesinde dayanmış olduğu dava konusu sözleşmenin 9. maddesinin somut olayda uygulanabilirliğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil ibraz etmemiş olduğu gibi satış koşullarında değişiklik yapma hakkının dayanağını da açıklayamamaktadır. Diğer taraftan, somut olayda, sözleşmede belirtilen mücbir sebepler kapsamında herhangi bir durumun mevcut olduğuna ilişkin olarak da herhangi bir iddia yer almamakla, mevcut dosya itibariyle mücbir sebebin varlığına ilişkin bir değerlendirme de yapılamamaktadır. O halde davacı, haklı sebeple aradaki sözleşme ilişkisini sona erdirdiğinden davalının, fesih sonrasında davacının akde aykırı davranışlarıyla sözleşmenin feshine sebebiyet verdiği gerekçesiyle keşide etmiş olduğu dava konusu faturaların herhangi bir yasal dayanağı bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin gerekçesi ve hükmü isabetli olup, ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 264,84 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13.02.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.