Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1714 E. 2020/178 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1714
KARAR NO : 2020/178
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2018
NUMARASI : 2018/352 E. 2018/892K.
DAVANIN KONUSU: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
Taraflar arasında görülen itiraz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …’nin 2017 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 04.04.2018 tarihinde yapıldığını, şirket hissedarlarından … vekili …n sunmuş olduğu vekaletnamelerin geçerlik şartını taşımadığının tespit edilerek söz konusu hissedarın toplantıya usulüne uygun olarak katılmadığının tutanağa bağlandığını, toplantıya katılmadığı tespit edilmiş bulunan …’ın oy adedinin sehven tutanağa eklendiğini ve yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararların “584.369 olumsuz oya karşılık 657.681 olumlu oyla ve oybirliğiyle” ifadesiyle tutanağa geçirildiğini, toplantının 657.681 payın katılımıyla açıldığı ve gerçekleştirildiğini, 584.369 oyun toplantıya katılmadığının belli olduğunu, hazirun cetvelinde 584.369 hisse sahibi …’ın katılmamış olması dolayısıyla imzası bölümüne de olumsuz anlamda çizgi çekilmiş olduğunu, şirketin toplam 1.250.000 hisseden oluştuğunu, 645.666 hisse sahibi büyük hissedar … ile 12.015 hisse sahibi …’ın toplantıya, katıldığını yani toplam oyların %52,6’sını temsilen ve oyçokluğu ile toplantı ve karar nisabını sağlayarak ilgili kararları aldığını, kararın tescili talebinin davalı sicil müdürlüğünce reddedildiğini belirterek, İstanbul Ticaret Sicilinin11.04.2018 tarihli tescil red işleminin iptaline, 04.04.2018 tarihli şirket genel kurul toplantısı ile 05.04.2018 tarihli yönetim kurulunun seçimine ilişkin kararların tesciline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tescil edilmeyen herhangi bir karara karşı tescilin iptali davası açılamayacağını, davanın mahiyeti gereği bir iptal davası olduğunu, dolayısıyla şirkete karşı açılması gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Hazirun cetvelinde katılmayan … kısmında katılmadı ibaresinin açıkça yazılı olduğu, değer pay sahibi…’la ilgili bölümde ise vekaleten ibaresinin yazılı olduğu, imza bölümünde ise tire ( – ) işaretinin bulunduğu, genel kurul tutanağında ise …. vekilinin birkaç kez vekaletname verdiği, vekaletnamelerin geçersizliğinden bahsedildiği ancak bu kişinin toplantıya alınıp alınmadığı yönünden açık bir ifade olmadığı gibi genel kurul tutanağının 3, ve 6 nolu bentleri incelendiğinde bu pay sahibinin sanki katılmış gibi kararların 584369 olumsuz oya karşılık 657681 oyla alındığı yönünde ibareler bulunduğu, bu nedenle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabı yazısının doğru olduğu, üstelik İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından ilgili yazıda evrakların tekrar incelenmesi talebinin dile getirildiği, genel kurul kararların tescil edilebilmesi için tereddüt uyandıran durumların bulunmaması gerektiğinden…” itirazın reddine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Toplantı tutanağının birinci sayfasında …vekilinin vekaletnamesinin geçersiz olduğunun tespit edildiğinin ve bu nedenle toplantıya alınmadığının açıkça yazılı olduğunu,
Gerek toplantının açılış ve gündem maddelerinde, gerekse de hazır bulunanlar listesinde yazılı olduğu üzere, toplantının 657.681 payın katılımıyla açıldığının ve gerçekleştirildiğinin, 584.369 oyun toplantıya katılmadığının tespit edildiğini, Toplantının açılışında mevcut bulunan … vekilinin, vekaletnamesinin TTK ve Anonim Şirketler Genel Kurul Toplantıları Yönetmeliği’ne uygun olmadığından toplantıya alınmadığının açıkça görüldüğünü ve bu durumun hazirun cetvelinde de tespit edildiğini ve tescil talebinin reddi işleminin hatalı olduğunu,
… vekilinin genel kurul toplantısı açılışında ibraz ettiği vekaletname geçersiz olduğundan toplantıya alınmadığı hususunun gerek toplantı tutanağı, gerekse de hazirun cetvelinde açıkça gösterildiğini,
Genel kurul tutanağının 3. bendinde … vekilinin oylamaya katıldığına dair herhangi bir ibare bulunmadığını,
Genel kurul tutanağının 6. bendinde yer alan ibarelerin ise sehven maddi hata niteliğinde olduğunun açıkça görüldüğünü,
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, TTK’nın 34. maddesi uyarınca, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ret işlemine itiraza ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın (itirazın) reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı şirketin 2017 yılına ait 05.04.2018 tarihli olağan genel kurul toplantısı ve alınan kararların usulüne uygun olmasına karşın ticaret sicil müdürlüğünce tescil edilmediğini ileri sürerek, buna ilişkin ticaret sicil işlemine itiraz edilmiştir.Ticaret sicil işlemine itiraz talebinde, ilgili ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım konumundadır. Ticaret sicil işlemine itiraz hakkı TTK’nın 34. maddesi uyarınca “ilgililere” aittir. Bu ilgililerin kimler olacağına gerek Ticaret Sicil Nizamnamesi 30. ve gerekse Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 22 ve 39. maddelerinde yer verilmiş ve Yönetmeliğin 39. maddesinde de “İlgililer; tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak müdürlükçe verilecek kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde sicilin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilir” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Yönetmeliğin 22. maddesinde de ilgililer, tacirin tüzel kişi olması halinde onun yetkili organları veya yetkili temsilcileri olarak ifade edilmiştir (aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.06.2013 gün ve 2013/7686 Esas, 2013/12362 Karar sayılı ilamı). Bu itibarla dava açılışındaki vekaletnamenin şirket yetkilisi …tarafından verildiği görülmüştür. Bu sebeple somut olayda tarafların aktif ve pasif dava ehliyetlerinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabı yazısında; davacının 05.04.2018 tarihinde başvurduğu, 14.04.2018 tarihinde başvuru evrakının iadesine karar verildiği görülmektedir. Evraka ekli suretler incelendiğinde; 584.369 temsil edilen oyun toplantıya katılıp katılmadığı belirtilmediğinden evrakların tekrar incelenmesi için iade kararı verildiği anlaşılmıştır. Söz konusu iade kararına ilişkin evrakın şirket adına 18.04.2018 tarihinde elden alındığı anlaşılmıştır. Eldeki dava 20.04.2018 tarihinde açılmakla, az yukarıda bahsi geçen 8 sekiz günlük süre içinde iş bu davaya konu itirazın yapıldığı görülmektedir.Dosya kapsamındaki belgelerin incelenmesinde; davacı şirketinin 04.04.2018 tarihli 2017 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağında,…. vekili Av. …in vekaletnamesinde ortağın pay adedi ve itibari kıymet bilgisi bulunmadığından vekaletnamenin kabul edilmediği, Av. ….in yeniden vekaletname sunduğu, ancak bu vekaletnamenin de önceki gerekçeyle reddedildiği, bunun üzerine Av. …’in vekaletname üzerine müvekkilinin sahip olduğu pay adedi ve itibari kıymetinin kendi el yazısı ile eklediği ve tekrar yönetim kuruluna sunduğu, ancak söz konusu vekaletnamenin üçüncü kez uygun olmadığından bahisle reddedildiği anlaşılmaktadır. Toplantı tutanağının son sayfasında …’in, …’ın ve …’in yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ibareleri yer almakta, ancak 584,369 olumsuz oya karşılık 657,681 olumlu oyla söz konusu seçimin yapıldığının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu genel kurul toplantısına ait hazır bulunanlar listesi incelendiğinde; …’ın pay adedin 584.369 olduğu ve adının yanındaki imza kısmı boş olarak görüldüğü sabittir. Her ne kadar davacı istinaf başvuru dilekçesinde, 1.250.000 adet paya bölünmüş olan şirketin toplam oylarının … adedinin toplantıda hazır bulunduğu ve bu şekilde olumlu oy kullandığı, toplamda kullanılan 657.681 olumlu oyla toplantı ve karar nisabının sağlandığı iddia edilmiş olsa da az yukarıda bahsi geçtiği üzere, söz konusu toplantı tutanağının son sayfasında yönetim kurulu üyelerinin seçilmiş olduğunun görüldüğü ve açıkça 584.369 olumsuz oydan bahsedildiği, söz konusu oy adedinin …a ait olduğu görülmekle, bu hususta çok açık bir çelişki oluştuğu ve toplantı tutanağının ilk sayfasında usulsuz vekaletname sebebiyle temsil edilmediği belirtilmiş olan …’ın olumsuz oyları ile söz konusu seçimin yapıldığı şeklinde tutanak oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Nitekim söz konusu toplantı tutanağının ilk sayfasında toplantıda hazır bulunduğu tutanağa bağlanan …ın itibari kıymeti 645,666 olan …’ın ise 12,015 pay adetlerinin toplamı 657.681 olmakla söz konusu tutanağın son sayfasında 584.369 olumsuz oyun… vekilinin genel kurul toplantısına kabul edilmemesi halinde tutanağa ne sebeple yazıldığı açıklanamamaktadır. Söz konusu genel kurul toplantı tutanağının… vekilinin hazır olup olmadığı konusunda çelişki olduğundan, bu hususun maddi hata olarak kabul edilmesi veya kısmen tescil yoluna gidilmesi mümkün görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.02.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, çekişmesiz yargı işi olması nedeniyle, karar kesindir.