Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1712 E. 2020/96 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1712
KARAR NO : 2020/96
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2018
NUMARASI : 2014/224E. 2018/782K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirket ile davalı banka arasında akdedilmiş üye işyeri sözleşmesine ilaveten taraflar arasında mail order ve pc pos ile alışveriş uygulamasına ilişkin ek sözleşmelerin imzalandığını, müvekkili şirketin, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ünvanlı firmaya 2.500 adet A4 fotokopi kağıdı satışı yaptığını, satış bedelinin davalı bankaya ait mail order sistemi üzerinden tahsil edildiğini, davalı bankanın … isimli şahsa ait … nolu kredi kartından 13.500,00 TL’lik çekim yapılmasına aynı tarihte onay verdiğini, bu tutarın müvekkili şirket hesaplarına alacak kaydedildiğini ödemenin bu suretle gerçekleştirildiğini, ancak itiraz üzerine yapılan değerlendirmeyle 13.500,00 TL tutarında bahsi geçen miktarın müvekkili şirket hesabına borç kaydedildiğini belirterek, davalı bankaya ait bankacılık sisteminin kullanımından kaynaklanan 13.500,00 TL tutarındaki zararın, 07.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı … ile müvekkili banka arasında imzalanan üye işyeri sözlemesine ilaveten “Üye İşyeri Kabul, Kayıt ve Alışveriş Uygulama Sözleşmesi Mail Order ve Pc Pos ile Alışveriş Uygulama Ek Sözleşmesi” imzalandığını, söz konusu sözleşme hükümleri gereğince davacı şirketin müşterilerine sunduğu hizmet veya ürünlerin bedellerinin müşterinin verdiği talimata istinaden mail order ve pc pos programı aracılığıyla tahsil edilmesi olanağı sağlandığını, davacı tarafından dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait 13.500,00 TL tutarındaki satışa ilişkin tahsilatın yine dava dışı … ait olduğu iddia edilen … numaralı kredi kartından mail order sistemi aracılığıyla yapıldığını, bu şekildeki kart harcamasının gerçek kart sahibi olan … Ltd. Şti.’ne ait olmadığına ilişkin yapılan itiraz incelenmesinde söz konusu itirazın haklı olduğunun anlaşıldığını, davacı üye işyerinin, mail order sistemi aracılığıyla yapacağı tüm işlemlerle sorumluluğu tamamen üzerine almayı dosyada mübrez sözleşmeler ile üstlendiğini, davacı şirketin, …’nın doldurduğu talimat formu ile kredi kartı bilgilerinin birbiri ile uyumsuz olduğunu dahi fark etmeyecek derecede özensiz davranarak mal teslimini gerçekleştirdiğini, müvekkili bankanın kendisine gelen bilgiler doğrultusunda provizyon verdiğini, herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek, haksız ve mesnetsiz olarak açılmış bulunan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı şirketten mal satın alınması sırasında mail order talep/yetki formuna konu edilen …’ya ait olduğu bildirilen kartın gerçek sahibi ….Şti. olduğu anlaşılması nedeni ile kartın kopyalanmış olduğu, fotokopisi sunulu kredi kartında …. ismi bulunduğu, talimat formunda ise banka ismi … Bankası yazılı olmasına karşın, davacı şirketçe uyumsuzluk normal kabul edilerek formun üzerindeki … Bankası çizilerek … yazıldığı, talimat formu davalı bankaya gönderilmemesi nedeni ile davalı bankanın talimat formu üzerinde yapılan düzeltmelerden haberi bulunmadığı, kredi kartı ibraz edilmiş olduğundan, mail order sisteminin kullanılmasına gerek bulunmadığı, davacı üye işyerinin, kredi kartını fiziken …elinde iken neden mail order talimatına yönelip satış yaptığının sorgulanması gerektiği, davacı üye işyeri satış esnasında kart hamilinin elinde bulunan kopyalanmış kredi kartını POS cihazıdnan geçirip kart hamilinden şifresini talep etmiş olsaydı, kartın şifresi hamil tarafından bilinemediği için POS cihazı satış işlemine onay vermeyeceği, davacı basiretli bir tacir gibi satış işlemi sırasında gereken dikkat ve özeni göstermediği, ispat yükünün davacı üye işyerine ait olduğunu, çünkü, ne üye işyerinin bağlı bulunduğu POS bankası ve ne de kart hamilinin bankasının mail order talimatını fiziken görüp irdeleme olanağına sahip olmadığı, öte yandan mail order işleminde sifre kullanılmadığı için kart bilgilerini sunan hamilin gerçek kart hamili olup olmadığını test etme imkanı da bankalarca bulunmadığı, satış esnasında otorizasyon veren iş bankası kendi üyesine (gerçek kart hamiline) SMS yolu ile cep telefonuna mesaj gönderip göndermediğinin de belli olmadığı, tüm sorumluluğun davacı üye işyeri üzerinde toplandığı, davacı, basiretli bir tacir gibi üzerine düşen edimleri ifa etmemesi nedeni ile mezkûr satışdan dolayı zarara uğradığı, davalı bankaya atfedilecek her hangibir kusurun tespit edilemediğinden…”, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyaya hiçbir şekilde kredi kartının fiziken ibraz edildiğine dair bir beyanda bulunulmamasına rağmen ilk derece mahkemesince böyle bir kanıya ne şekilde ulaşıldığının anlaşılamadığını, Dava konusu uyuşmazlığa sebep olan mail order sistemi ile gerçekleştirilen ödeme hakkında sorumluluk hükümlerinin davalı bankanın genel işlem şartları çerçevesinde belirlediğini,İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalı bankanın gerekli güvenlik kontrollerini yapıp yapmadığının, bu şekilde dolandırıcılık eyleminin engellenebilme ihtimalinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığını,Dosyaya sunulan 02/05/2015 tarihli Teknik Uzman Mütalasında, davalı bankanın mail order tahsilatı işleminde açık bir şekilde sorumluluğunun bulunduğu tespit edilmiş olmasına rağmen mütaladaki değerlendirmelerin mahkeme tarafından gözardı edildiğini, Davalı bankanın kendisine iletilen kart bilgilerindeki uyumsuzluğu gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsa idi farkedebilecek yetki ve donanıma sahip olduğunu, dava dışı üçüncü kişi olan ve gerçek kart sahibi olarak anılan … Ltd. Şti.’nin itirazının banka tarafından incelenerek iptal edilmesi sürecinin altı ay sürmesinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne açıkça aykırılık teşkil ettiğini, Davalı bankanın davaya konu bankacılık işleminden -dolandırıcılık eyleminden- komisyon almak suretiyle kazanç elde ettiğini, ancak bu komisyonun iade edilip edilmeyeceğinin kusur değerlendirmesi yapılan bilirkişi raporlarında incelenmediğini, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı ile davalı banka arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesi kapsamında davalı bankanın pos cihazını işyerinde kullandığını, mail order yoluyla pos üzerinden dava dışı firmaya satış işleminin gerçekleştirildiğini, davalı bankanın da bu işleme provizyon verdiğini, ancak asıl kredi kartı hamillinin, harcamanın kendisi tarafından yapılmadığı şeklindeki itirazı üzerine, davalı bankaca yapılan işlem tutarının müvekkiline yansıtıldığını, davalının işleminin haksız olduğunu iddia ederek, haksız kesintinin iadesini istemiş; davalı ise davacının kusurlu olduğunu, taraflar arasında imzalanan protokol ve sözleşme hükümleri uyarınca sorumluluğun davacı tarafından üstelenildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Dava konusu işlemin asıl kart hamilinin bilgisi ve dışında gerçekleştiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Dosyada yer alan taraflar tarafından imzalanan Üye İşyeri Sözleşmesi’nin “Mail Order Uygulamasına İlişkin Düzenleme” yan başlıklı 16. maddesine göre, taraflar arasında imzalanan Ek Sözleşme’nin “Genel Esaslar” başlıklı 3. maddesin 3.6. bendinde; Provizyon alındığı halde kart hamilinin harcamaya itirazı nedeniyle ilgili tutarın kart sahibinden tahsil edilmemesi veya başka herhangi bir sebeple kart sahibinin bankasınca Banka’ya ödenmemesi nedeniyle oluşan riskin tamamen üye işyerine ait olduğu anlaşılmaktadır. Davalı bu protokolün daha önceden hazırlanmış olup, üzerinde müzakere edilemeden imzalanmak zorunda kalındığını, genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu belirtmiş ise de, davacı tacir olup, basiretli tacir gibi hareket etmek zorundadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin genel işlem koşulu içeren sözleşmelerden olduğu, TBK’nın 20 vd. maddeleri uyarınca bu tür sözleşmelerin düzenlenmesinin mümkün olup, sözleşmenin bu şekilde düzenlenmesi tek başına geçersizlik sonucu doğurmaz. düzenlenmesi hukuken mümkündür. TBK’nın 25.maddesi uyarınca, içerik denetiminin de yapılması gerekir. Bu açıklamaya göre, somut olaydaki sözleşme maddelerinin, davacının durumunu dürüstlük kuralı aykırı şekilde ağırlaştırır nitelikte olmadığı, bu nedenle haksız işlem şartı olarak kabul edilemeyeceği, sözleşme ve protokol hükümlerinin geçerli ve bağlayıcı olduğu kanaatine varılmıştır. Bu durumda anılan protokol hükümleri gereğince dava konusu işlemden dolayı doğan zarardan davacı üye işyerinin sorumlu olacağı kararlaştırılmış olmasına göre, ilk derece mahkemesince isabetli şekilde davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 06.02.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.