Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1708 E. 2020/97 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1708
KARAR NO: 2020/97
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2018
NUMARASI: 2016/1097E. 2018/121K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı davasında özetle; müvekkili … Ltd. Şti.’nin davalı … LTD. ŞTİ.’nden alacağına istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden, 07/10/2016 tarihinde ilamsız takibine başlandığını, borçlunun yetkiye itiraz ettiğini, ancak söz konusu icra takibinde İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davalı firmanın ödemesi gereken fatura bedellerini ödemediğini, ekte sunulan sipariş mailleri ve irsaliyeli faturalara konu malların davalı yanca sipariş edildiğini ve müvekkili tarafından teslim edildiğini, davalı firmanın aldığı suların bir kısmını kendi bayilerine dağıttığını, bir kısmını ise doğrudan müşterilerine sattığını, bu sebeple davalının bayilerine ve doğrudan müşterilerine tanzim ettiği fatura ve fişlerin de celbi gerektiğini, 2015 ve 2016 yıllarında davalının mal aldığını, 2016 Temmuz ayının ortalarına kadar da kısmi ödemeler yaptığını, davalının en son 16.08.2016 tarihinde müvekkili şirkete sipariş maili gönderdiğini ve 17.08.2016 tarihinde teslimat yapılmasını istediğini, müvekkili şirketin ise cevaben gönderdiği mailde “ödeme ile ilgili bir gelişme olmadan gönderemeyeceğini” belirttiğini, cari hesapta oluşan borcun davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle alacaklı olmalarına rağmen davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 43.140,20 TL asıl alacak üzerinden devamına ve bu alacağa takip tarihi olan 07/10/2016 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi üzerinden faiz yürütülmesine, % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı karşı yana yüklettirmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının davasının dayanağını teşkil eden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında her ne kadar faturaya dayalı takip başlatılmışsa da söz konusu faturaya konu emtianın müvekkiline teslim edilmediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan irsaliyeli faturalarda müvekkili şirketin yetkilisinin imzasının ve kaşesinin bulunmadığını, faturaların bazılarında teslim alan kısımlarının boş ve imzasız olduğunu, bu şekilde düzenlenen faturaların gerçeği yansıtmadığını, işbu faturalara konu ürünlerin teslim edilmediğini, davacının sunmuş olduğu mail yazışmalarının mal tesliminin gerçekleştiğine ilişkin ispat oluşturmadığını, müvekkili şirketin icra takibine haklı olarak itirazda bulunduğundan, davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, alacaklı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya muhteviyatı davacı tarafça örneği ibraz edilen ve ticari defterlerde kayıtlı bulunan teslim alan imzasının bulunuyor olması, taraflar arasında e-posta ile yapılan yazışmalarda depolara teslim ediliği yönünde konuşmaların da bulunuyor olması, BA ve BS formları konusunda da e-posta ile mutabakat sağlanmış olması, bilirkişi tarafından ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraf ticari defterleri kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü ve 16 adet fatura konusunda Toplam: 66.452,40 TL’lik miktar bulunduğu, takip tarihi itibariyle ise mutabık defterlere göre 43.140,20 TL davacının alacağının bulunduğunun tespit edilmiş olması nedenleriyle davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir. ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibine vaki itirazının kısmen iptaline, 43.140,20 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,50 oranında faizi ile birlikte tahsili için devamına, kabul edilen alacağın (43.140,20 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 8.628,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarlamış, savunmasında ileri sürdüğü sebeplerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklandığı üzere, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı-satıcı satış faturasına konu olan malların teslimini kanıtlamak zorundadır. Somut olayda davacı onaltı adet faturaya dayanmıştır. Satış faturalarının davalı-alıcının defterinde kayıtlı olması halinde bu kayıtlar aleyhe delil olarak kabul edileceğinden, ayrıca teslimin kanıtlanmasına ihtiyaç yoktur. Davalının defter kayıtlarında da bu faturaların işlenmiş olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Ayrıca taraflar arasında mutabakat bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince bilirkişi raporuna göre, tarafların TTK hükümlerine uygun olarak tutulan ve sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defter ve kayıtlarının birbirini doğruladığı, davaya konu faturaların ve ödemelerin karşılıklı defterlerde kayıtlı olduğu, defter kayıtlarındaki borcun mutabakatla belirlendiği ve takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 43.140,20 TL alacağı olduğu dosya kapsamıyla sabit olup davalının bu konuda ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde değildir. Davacının alacağı likit olup itiraz haksız olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 2.211 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 06.02.2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.