Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1707 E. 2018/1211 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1707
KARAR NO : 2018/1211
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2018
NUMARASI : 2018/411
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit ve alacak davası içinde talep edilen ihtiyati tedbirin reddine dair ilk derece mahkemesinin ara kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı… A.Ş. arasında Landini, Solis, Gallignani ve LS markaları üzere toplamda 4 adet yetkili satıcılık sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin anılan traktör marka ürünlerini kendi namı ve hesabına satış ile görevli ve yetkili kılındığını, Landini markasına ilişkin sözleşmenin taraflar arasında 20.12.2013 tarihinde akdedilmiş olup davalı tarafından 25.09.2014 tarihli ihtarname ile tek taraflı feshedildiğini, ancak, davalı ile ticari ilişki diğer markaların sözleşmesinin devam etmesi sebebi ile 05.02.2018 tarihine kadar devam ettiğini, taraflar arasında Landini markasına ilişkin imzalanan sözleşmenin 11. maddesinde müvekkiline sözleşme ekinde bildirilen bölge(ler)de münhasıran satış yetkisi tesis edileceğini, bunun yanında tüm markalara ilişkin yetkili satıcılık sözleşmelerinde de aynı ibarenin yer aldığını, buna karşın, davalının 2014 yılında davacının elinde bulunan “Landini” marka bir takım traktörlerin üçüncü şahıslara pazarlandığını, ancak bu traktörlerin ellerinde olmadığını beyan ederek ilgi traktör satışlarının müvekkili şirket aracılığı ile yapılması talimatında bulunduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketten aldığı bu talimat doğrultusunda, distribütör firmadan alman fiyatlar ile birebir aynı fiyata, üstüne kar dahi koymadan davalı şirketin münhasır satış yetkisi verilen yer dışındaki bayilerine (Erzurum ve Adana bayileri) talep edilen Landini traktörlerin satışını gerçekleştirdiğini ve bu satımlar doğrultusunda fatura keşide ettiğini, müvekkilinin kar elde etmeden kendisine gelen fiyata bu satımları gerçekleştirdiğine dair 30.05.2014 tarihli üç adet faturanın dosyaya ibraz edildiğini, dava dışı Adana ve Erzurum bayisi şirketler tarafından müvekkili şirkete çek tanzim edildiğini, müvekkili şirketin işbu çekleri güven esasına dayanarak ve dürüst bir tacir olarak ciro ederek davalı firmaya gönderdiğini, Erzurum bayisi olan şirketin çekinde ödeme konusunda sıkıntı olmaz iken, Adana bayisi olan … firması tarafından keşide edilen 15.04.2015 tarih ve 036448 no’lu 99.630,00 TL’lik çek ile 20.05.2015 tarih ve 0364254 nolu 102.972,00 TL’lik çekin ödenmediğini, ancak, davalı şirketin 22.03.2017 tarihli cevabi ihtarname ile müvekkili şirkete bayilere satış yapması için herhangi bir talimat vermediğini, 202.600,99 TL’nin müvekkil şirketin kendi firmalarından satın alıp ödemediği traktör bedelinden kaynaklandığını iddia edip bununla da kalmayarak 202.600,99 TL’nin 166.208,20 TL’sini teminatın paraya çevrileceği baskısı ile haksız yere ödettiğini, bu nedenle sözleşme gereği bayi kar dahi almadığı tarktörlerin bedelinin büyük bir kısmını ödemek zorunda kaldığını belirterek, davaya konu işlem sebebi ile müvekkili şirketin ödemiş olduğu 166.208,20 TL’nin tahsiline karar verilmesini, cari hesapta bakiye borç olarak gözüken 36,392,79 TL yönünden ise borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca, öncelikle ihtiyati tedbir yoluyla Ankara ili … Parseldeki taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine, mahkeme farklı kanaatte ise ipoteğin paraya çevrilmesinin ve davalı şirket tarafından cebri satışının önlenmesi yönünde taşınmaz üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ara kararında; Ankara İli Çankaya İlçesi Çayyolu 1. Mah. 262 Ada, 3 nolu ada parseldeki davalı … Pazarlama Şirketi lehine konulan 06/06/2012 tarih … yevmiye nolu ipoteğin 1.000.000,00 TL’lik borcun teminatını oluşturmak üzere konulduğu ve taraflar arasındaki ihtilaf yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu, İİK 148 maddesi gereğince alacaklının ipoteğin paraya çevirilmesini engeller nitelikte tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
İlk derece mahkemesinin gerekçesinin aksine, söz konusu ipoteğin dava konusu borcun teminatını oluşturmak için konulduğunu, dava konusu ihtilafta davalı şirket, müvekkiline Ankara dışındaki bayilere traktör satımı yapması yönünde talimat verdiğini, ancak satım nedeniyle tanzim edilen çekler ciro edilemeyince davacı müvekkili şirketin işbu borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek çek bedelleri toplamı olan 202.600,99 TL yi müvekkil şirketin cari hesabına borç olarak kaydettiğini, ipoteğe ilişkin ihtilafın yargılamayı gerektirir nitelikte olmadığını, geçici hukuki koruma niteliğinde olan ihtiyadi tedbir kararının uygulanması için taraflarının huzurdaki davanın yaklaşık olarak ispat edilmesinin yeterli olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yasal koşulların oluştuğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
HMK’nın 389. maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki koruma olarak nitelendirilmiş ihtiyati tedbirle ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi getirilmiştir.
Aynı Kanun’un 391/3.maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacının, iddiasını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. Burada aranan mutlak bir ispat olmayıp, yaklaşık bir kanaat oluşturacak ispattır.
Somut olayda; yeni açılmış, delilleri toplanmamış, bilirkişi raporu dahi alınmamış bir dava sözkonusu olup dava konusu edilen alacakların varlığı ya da yokluğu veya miktarı belli değildir ve yargılamayı gerektirmektedir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama kapsamında tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır.
Dava dosyasının mevcut durumu itibariyle, ihtiyati tedbir için yasal koşullar oluşmadığından ve icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibini durduracak sonuçlar doğuran tedbir kararı verilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin ret kararı isabetli olup, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.