Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1700 E. 2020/188 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1700
KARAR NO : 2020/188
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/1153 Esas – 2018/607 Karar
TARİHİ : 19/06/2018
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı davalı ve davacı vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 22/01/2015 başlangıç tarihli, Yurt Dışı Piyasalarda İşlem Gören Türev Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalının yararlandığı finansman nedeniyle 36.726.15 USD borcunun bulunduğunu, bu borcu nedeniyle davalının müvekkili şirket nezdindeki hesabının 09/02/2015 tarihi itibariyle kat edildiğini, bu borcun ödenmesi hususunda Beyoğlu .. Noterliğinden … yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderildiğini, ödemeden imtina edilmesi üzerine davalı aleyhine Anadolu… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve %20 oranındaki inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili ile davacı arasında imzalanmış cari hesap sözleşmesi olmadığını, bu nedenle müvekkilinin salt cari hesaba dayalı bir borcunun olamayacağını, müvekkilinin 23/01/2015 tarihli hesap ekstresinde incelendiğinde görüleceği üzere, oluşmayan piyasa fiyatlarıyla pozisyonların müvekkili tarafından otomatikman kapatıldığını ve varlığı yaklaşık 5.000 USD üzerinden azaltıldığını, aynı şekilde 26/01/2015 tarihli 23:59 saatli hesap ekstresi uyarınca aynı gün 01.00 de piyasa açılışında daha yükseik seviyede bir fiyat olmasına ve eksi bakiye oluşmasına rağmen bütün pozisyonların farklı fiyatlardan kapatıldığını ve toplam zararın olması gerekenin yaklaşık 5.000 USD üzerinde gösterildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından sistemde yapılan varlık azaltılması ve zarar artırılması sonucunda toplamda davalı kaynaklı müvekkilin 10.000 USD zarar ettirildiğini, bunun kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddinve ve %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesinin, istinafa konu 19/06/2018 tarihli, 2015/1153 Esas – 2018/607 Karar sayılı ilamıyla; “…6362 sayılı SPK gereği yayınlanan Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 19’ncu maddesinde ‘Kaldıraçlı işlemlerle ilgili olarak yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılamaz. Yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zarar yatırımcıdan talep edilemez.’ şeklinde düzenleme bulunduğu, (yine mülga Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin 12/1-(d) maddesinde ‘Yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılmaması’ şeklinde düzenleme bulunduğu), Emredici nitelikte olan 19’ncu madde düzenlemesinin dava konusu uyuşmazlık bakımından da geçerli olduğu, bu durumda davalının teminat meblağları üzerinde kalan, 36.726,15 USD bakiyenin davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı, müşteri pozisyonundan kaynaklı risk takibinin uzman niteliğe haiz davacı şirketin sorumluluğunda olduğu…” gerekçesiyle, davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
İlk derece mahkemesi kararının yeterince gerekçelendirilmediğini, dolayısıyla eksik inceleme neticesinde hatalı olarak kurulan hükmün yapılacak istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini,
Davalının, taraflar arasındaki sözleşme ve risk bildirim formu hükümleri uyarınca müvekkili şirketin kendisinin hesabına yapacağı işlemler için yetkili kurumlara ödediği her türlü ücreti, müvekkili şirkete ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kötü niyet tazminatının reddi kararının gerekçesinin kararda belirtilmediğini, davacı tarafından başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli iken, davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihadı gereği noter ihtarı ile bildirilen bir konuda muhatabın uyuşmazlık konusunu araştırma imkanı ve yükümlülüğü olduğunu, bu nedenle cevabi ihtarname ve mail yazışmalarına rağmen davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunun kabulü gerekeceğini, ayrıca gerekçeli kararın hüküm kısmında müvekkilce yatırılan yargılama giderlerinin davacı taraftan tahsiline karar verilmediğini, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının ub yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli, 2015/1153 Esas ve 2018/607 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde sadece kötü niyet tazminatlarının reddi yönündeki hükmün kaldırılmasına ve yeniden yapılacak yargılama sonucunda talepleri doğrultusunda davası reddedilen davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve müvekkilce yapılan yargılama masraflarının davacıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, davalı ile imzalanan 22/01/2015 tarihli Yurt Dışı Piyasalarda İşlem Gören Türev Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi kapsamında davalının yararlandığı finansman nedeniyle 36.726,15 USD borç ve ferilerinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemece, kararda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde;Mahkemece taraf delilleri toplanıp, taraf itirazlarını da karşılayacak şekilde üç ayrı bilirkişi raporu alındığı, 02/02/2018 ve 18/04/2018 tarihli bilirkişi raporlarındaki tespitler ışığında ve gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin hükmün gerekçesiz olduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibariyle 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerinin yürürlükte olduğu ihtilafsızdır. Kanun gereği yayınlanan ve 01/07/2014 tarihinde yürürlüğe giren III-37.1 Yatırım Hizmetleri Ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 19. maddesi düzenlemesi ile mülga Seri V, No 125 Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ hükümleri uyarınca, davalının teminat meblağının üzerinde kalan 36.726,15 USD bakiyeden sorumlu tutulamayacağı sonucuna ulaşılmakla, SPK Kanunu ve ilgili Tebliğ hükümleri karşısında, davalı hesabına yapılacak işlemler için yetkili kurumlara ödenen tutarlardan sözleşme ve sözleşme eki risk bildirim formu hükümleri uyarınca sorumlu olacağı yönündeki davacı istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde;Davacının, davalı ile aralarındaki sözleşme ve eki risk bildirim formu hükümleri uyarınca sorumlu olduğu ileri sürülerek takip yapıldığı, buna göre somut olayda takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden davalının kötü niyet tazminat isteminin reddi isabetli olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir.Davalı yanca yargılama sürecinde mahkemenin 17/10/2017 tarihli oturum ara kararı uyarınca 1.200,00 TL bilirkişi ücreti yatırıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yapılan giderin davacıdan tahsili yönünde hüküm kurulmadığı yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmekle HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kararın bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine; davalı vekilinini istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca yargılama giderleri yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, yargılama giderleri yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın reddine,
2-Davalının, yasal koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 54,40 TL harcın, peşin yatırılan 1.150,84 TL harçtan mahsup edilerek bakiye 1.096,44 TL harcın, talep halinde, davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 1.200,00 TL bilirkişi incelemesi giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 13.044,35 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan avanslardan bakiye kalması halinde, karar kesinleştikten sonra, yatıran tarafa iadesine,
8-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;
a-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 35,90 TL maktu istinaf harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
c-Davalı tarafından harcanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Artan gider avanslarının yatıran tarafa iadesine,
9-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
10-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 20.02.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.