Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/170 E. 2018/867 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/170
KARAR NO : 2018/867
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2017
NUMARASI : 2014/1464 2017/734
DAVA : Menfi Tespit
Taraflar arasında görülen çek iadesi ve menfi tespit davalarında, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı, asıl davada davacı vekili ile birleşen davada davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gelen dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin aracından … Bankası Belek Şubesine ait … nolu çekin çalındığını, bu hususta Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/24587 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, İstanbul 13.ATM’nin 2014/304 esas sayılı dosyası üzerinden ödemeden men kararı verildiğini, bu dosya üzerinden müdahale talebinde bulunan davalının aynı zamanda İstanbul…İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasıyla takip başlatarak burada hem borca hem de imzaya itiraz ettiğini, çekin arkasındaki TC kimlik numarasının müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin söz konusu çeki ticari ilişki neticesi mübrez faturalar karşılığı keşideciden teslim aldığını belirterek, bu çekin, davalı …. alınarak müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı …. vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin davaya bakmakta yetkisiz olduğunu, müvekkilinin çeki ticari ilişki neticesinde kendisinden önceki ciranta …. aldığını, müvekkilinin bu çekin çalıntı olduğunu bilebilecek durumda olmadığını, kaldı ki müvekkilinin çeki aldığında ilgili banka şubesini arayarak gerekli araştırmayı yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen 2015/563 esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalılardan…. arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin aldığı mal karşılığı borcunu 15/10/2014 düzenleme tarihli …. seri nolu çek ile ödediğini, söz konusu çekin … uhdesinde iken çalındığını ve …ait olmayan TC kimlik numarası ile tedavüle sokulduğunu, çekin en son diğer davalı … …. İstanbul 13.ATM.’nde 2014/304 esas sayılı dosya üzerinden çek iptali istemli dava açtığını, söz konusu davada ödeme yasağı kararı verildiğini, 17/11/2014 tarihinde ….müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin iyi niyetle 21/11/2014 tarihinde davalı … ödeme yapmış olması sebebiyle takip dosyasına süresi içinde itiraz etmediğini, son hamil diğer davalı …. çeki davalı … iade etmeyerek icra takibi başlatığını, müvekkilinin davalı …. yapmış olduğu ödemeyi çeki kötü niyetle iktisap eden davalı … da ileri sürebileceğini belirterek, birleşen dosyanın davalıllarına karşı borçlu bulunmadığının tespitin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı …. vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın diğer davalı … yapmış olduğunu söylediği ödemeden haberlerinin bulunmadığını, zaten böyle bir ödeme varsa dahi geçerli olmadığını, çünkü ödemenin çeki elinde bulunduran meşru hamile yapılması gerektiğini, ancak müvekkiline yapılmış bir ödemenin mevcut olmadığını, kaldı ki çekin kaybolduğunu bilen davacının ortada herhangi bir mahkeme kararı olmamasına rağmen diğer davalı ..ı’nın yönlendirmesi ile yaptığı ödemenin iyi niyetli ödeme olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin aradaki ticari ilişkiye istinaden dava konusu çeki kendisinden önceki ciranta olan …. aldığını, müvekkilinin bu çekin çalıntı olduğunu bilemeyeceğini, müvekkilinin üzerine düşen özen ve ihtimamı gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davanın davalısı….davaya karşı süresinde cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi; asıl davada ispat yükünün, davalının çeki iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu iddia eden davacı üzerinde bulunduğu, çek üzerindeki ciro silsilesinin düzgün olduğu, takip alacaklısı davalı …. çeki iktisap ederken kötü niyetle hareket ettiğini ya da iktisapta ağır kusurunun bulunduğunu gösteren somut herhangi bir delilin bulunmadığı, söz konusu davada davalının çeki teslim alırken kötü niyetli ve ağır kusurlu davrandığının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davannı reddine; Birleşen dosya yönünden ise; davacı şirketin ödeme iddiasında bulunduğu ve buna ilişkin dekontu ibraz ettiği, dekont suretinde 7.876 Euro bedelli çeke istinaden 21/10/2014 tarihinde 22.578,13 TL tutarın ödendiğinin görüldüğü, ödeme iddiasının davalı … tarafından kabul edildiği, ancak …. başka sebepten keşideciye önceden 2.000 TL ödeme yaptığını, keşidecinin ise bu miktarı sonradan geri ödediğini beyan ettiği, bu şekilde ispat yükünü üzerine aldığı ve iddiasını yazılı delille ispatlamakla yükümlü olduğu, ancak yazılı delil sunulamadığı gerekçesiyle, birleşen davada …. aleyhindeki davanın kabulü ile davacının davalı ….borçlu olmadığının tespitine, diğer davalı … aleyhindeki menfi tespit talebinin reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesinin bu kararına karşı, asıl davanın davacısı vekili ve birleşen davanın davacısı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İade talebine konu çekin arkasında bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığının hem iş bu dava dosyası kapsamında alınan 13/10/2016 tarihli bilirkişi raporuyla hem de İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/530 esas sayılı dosyasında yapılan imza incelemesinde ortaya çıktığını, arkası boş olarak çalınan dava konusu çeke ilişkin hayali bir ciro silsilesi oluşturulduğunu, davalı …. çeki ne sebeple … aldığını ispatlayamadığını, davalı …. müvekkili …. isminin altında yazılan TC kimlik numarasının 11 yerine 10 haneli olduğunu dahi farketmediğini, buna rağmen yerel mahkemenin müvekkilinin çekin davalı …. tarafından kötü niyetle ve ağır kusurla iksitap edildiği hususunu ispatlayamadığından bahisle davayı reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin asıl dava hakkında verdiği ret kararının kaldırılarak davanın kabulüne, dava konusu çekin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dosya yönünden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Çekin son hamili olan davalı … kötü niyetli ve ağır kusurlu hareket ettiğini, çünkü dava konusu çekte ciranta olarak imza attığı iddia edilen…’ya ait gösterilen TC kimlik numarasının 10 haneli olduğunu ve bu durumun çıplak gözle dahi fark edilebileceğini, müvekkilinin davalı …. yapmış olduğu ödemenin şahsi defi niteliğinde olduğunu ve bu definin müvekkilinin aleyhine çeki bile bile iktisap eden davalı … karşı da ileri sürülebileceğini, mahkemenin bu konulardaki değerlendirmelerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davalı …. karşı da borçlu bulunmadığının kabulüne karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin davalı … yönünden davanın reddine dair kararının kaldırılmasına ve bu davalı hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava yönünden;Asıl dava, TTK.m.792 uyarınca açılmış bir çek iade (çek istirdadı) davasıdır.Davacı yan çekin istirdadını istemiş ise de anılan Yasa maddesinde düzenlendiği üzere, ”Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetli iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu taktirde o çeki geri vermekle yükümlüdür ”. TTK’nun 790. maddesinde ” Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran bir kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi, çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır ” hükmü yer almaktadır.Somut uyuşmazlıkta; davalının dava konusu çeki kötü niyetli ya da ağır kusurlu hareketi ile iktisap edip etmediğinin ve çekin hırsızlık malı olduğunu bilip bilmediğinin tespiti önem taşımaktadır.Somut olayda; Büyükçekmece C. Başsavcılığının 2014/24537 soruşturma sayılı 2016/4434 karar sayılı dosyasında, müştekisinin …. olduğu, kayıp çeklerle ilgili şikayet kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. TTK.’nın 818.maddesinin göndermesiyle, çekler hakkında uygulanması gereken aynı Kanun’un 677. maddesine göre, çekteki geçersiz imza sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Çekteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) ilkesi, çeke atılan her geçerli imzasının sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen çekin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz. Dosya kapsamındaki raporlara göre, dava konusu çekteki … isimli şahıs adı altında bulunan birinci ciranta imzasının … ait olmadığı tespit edilmiş olsa da ciro zinciri şeklen usulüne uygun olduğundan, bu husus tek başına davalının çeki iade etmek zorunluluğunu doğurmaz. Davacının bunun yanında ve ayrıca, davalının çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu da kanıtlaması gerekir. Bu açıklamalara göre, asıl davada davacı, TTK.m.792 uyarınca, davalının çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlayamadığından, asıl davanın reddine karar erilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakatdır. Bu nedenlerle, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.Birleşen dava yönünden;Birleşen dava, hukuki niteliği itibariyle, çeke bağlı borcun ödendiği iddiasına dayalı olarak İİK.m.72 uyarınca açılmış bir menfi tespit davadır.Hakkında menfi tespit talebi kabul edilen davalı …. istinaf başvurusunda bulunmamıştır. Davacının da bu davalı hakkında verilen hüküm yönünden bir istinafı yoktur. Bu nedenle istinaf incelemesi, sadece davalı … hakkında verilen ret kararı ile sınırlı olarak yapılmıştır.İmzaların istiklali (bağımsızlığı) konusunda asıl davada yapılan açıklamalar birleşen dava için de geçerli olup, ciro silsilesi şeklen tamam olan davalı hamilin kötü niyeti ve ağır kusuru kanıtlanmadıkça, davacının imzasının sahteliği, iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez. Ciroda T.C. Kimlik numarasının bulunması zorunlu değildir. Davacı, davalının bu konuda kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğuna dair somut bir kanıt sunmamıştır. Davacı taraf, çekin keşidecisine yaptığı ödeme nedeniyle çek hamiline karşı menfi tespit talebinde bulunmaktadır. Kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması nedeniyle, kural olarak ödemenin çek hamiline yapılması gekir (TTK.m. 646 f.1). Davacı, çekin aslını almadan çekin keşidecisine ödeme yaptığını iddia etmektedir. Bu durumda davacının, çek hamili olan davalının bu ödemeyi bildiğini, ödeme sonrası, ödemeyi bilerek ve davacıya zarar vermek kastıyla çeki iktisap ettiğini (hile veya ağır kusurunun bulunduğunu) kanıtlamakla yükümlüdür (TTK.m.646 f.2). Somut olayda davacının bu ispat yükünü yerine getirmemiş olması nedeniyle, ilk derece mahkemesince davalı … hakkındaki menfi tespit davasını reddetmiş olması isabetlidir. Bu sebeplerle, davacı vekilinin birleşen dosyaya yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK.m.353/1.b.1 uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, asıl ve birleşen davalarda davacı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, asıl ve birleşen davaların davacıları vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine,2-Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilleri tarafından asıl ve birleşen davalar için yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilleri tarafından asıl ve birleşen davalar için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/09/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.