Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1673 E. 2019/245 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1673
KARAR NO : 2019/245
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2018
NUMARASI : 2016/607 E- 2018/723 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 01.01.2015 tarihli açık satış sözleşmesi (standart sözleşme-miktar taahhütlü) imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalının davacıya 100.000,00 TL işletme faaliyetlerine katkı payı ödeme taahhüdünde bulunduğunu, davalının talebi üzerine müvekkilinin önce 80.000,00 TL tutarlı fatura kestiğini, bu faturanın ödendiğini, daha sonra ise bakiye 20.000,00 TL’nin ödenmemesi üzerine 26.05.2015 tarihinde 20.000,00 TL’lik faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiklerini, davalının bu faturayı iade ettiğini, ödemekten kaçındığını, gerekçe olarak sözleşmeye aykırı davranışların ileri sürüldüğünü, müvekkilinin sözleşmeye aykırı bir davranışının bulunmadığını, davalı tarafın piyasadaki hakim konumunu kötüye kullanarak davacının başka firma ürünlerini satmasını engellemeye çalıştığını, davalının bakiye 20.000,00 TL katkı payını ödememesi üzerine İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2016/12080 E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine giriştiklerini, davalının haksız olarak takibe itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili savunmasında özetle; taraflar arasında sözleşme imzalandığını, davalının satış sözleşmesinde kendi üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme hükümlerine aykırı olarak davacıya ait dolap, pano, reyon dizaynını bozduğunu ve kırdığını, davalıya ait görselleri işyerinde bozduğunu ve attığını, böylece sözleşmeye aykırı davrandığını, yine davacının cari hesap borcunu ödememek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığını, bu konuda davacı aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile icra takibine giriştiklerini ve takibin kesinleştiğini, davacının sözleşme uyarınca yeterli alım yapmadığını, bu konuda kendisine uyarı ve ihtarların gönderildiğini, buna rağmen davacının sözleşmeye aykırı davranışlarına son vermediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin hak ve borç yükleyen nitelikte bir sözleşme olup kendi edimini yerine getirmeyen ve sözleşmeye aykırı davranan davacının sözleşmeye dayalı olarak edim talebinde bulunma hakkının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca davanın … Pazarlama A.Ş.’ye ihbarını istemiştir.Dava kendisine ihbar edilen … Pazarlama A.Ş. vekili; davacının sözleşmeyle üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, sözleşmeye aykırı olarak müvekkili şirkete ait görsellerin ve fıçı kulelerinin sökülüp yerlere atıldığını, sözleşmede belirtilen düzenlilik ve süreklilik arz edecek şekilde mal alımının tespit edilmediğini, sözleşmenin 16 ve 21. maddeleri uyarınca, davacının sözleşmenin birden fazla hükmünü ihlal etmiş olması nedeniyle bakiye katkı payını talep etme hakkının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda; davanın itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında 01.02.2015 tarihli ve miktar taahhütlü açık satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 12. maddesinde davaya konu fatura içeriği olan işletme katkı payının ne şartlarda ödeneceği belirlenmiş olup buna göre sözleşme süresince bir defaya mahsus olmak ve herhangi bir hedefe yahut rakip ürünlerin satılmaması koşuluna bağlı olmaksızın gerçekleştirileceği ve faturanın şirkete tesliminden sonra 30 gün içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu konuda herhangi bir şart öngörülmediği, davacının düzenlediği faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve ödenmediği, otuz günlük süre sonunda davalının temerrüde düştüğü gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, icra takibine vaki itirazın 20.000,00 TL asıl alacak ve 1.583,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.583,33 TL üzerinden iptali ile bu alacağın tahsili için takibin devamına, fazla istemin reddine, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmaları tekrarlayarak, davacının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, davalı şirkete ait dolap, pano ve reyon dizaynını bozduğunu, kırdığını, bunun gerekçesi olarak da başka bir içecek firması ile anlaşmış olmasını gösterdiğini, davacının sözleşme hükümlerine uyması konusunda uyarıldığını, bu konuda tebligatlar yapıldığını, bu aykırılığın giderilmediğini, ayrıca davacının sözleşmedeki taahhütlerine uygun ürün alımı yapmadığını, bu şekilde de sözleşmeyi ihlal ettiğini, yine davacının cari hesap borcunu ödememesi nedeniyle hakkında icra takibine giriştiklerini, bu şekilde de davacının sözleşmeye aykırı davranışlarını devam ettirdiğini, davacının kayıtlarında tespit edilen alımların bir çoğunun müvekkilinden yapılan alımlara ilişkin olmadığını, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, hükme esas alınamayacak bir rapor olduğunu, davacının kendi lehine delil oluşturmak amacıyla bir takım mail ve ihtarname düzenlediğini, davacının faturasının, davacının sözleşmeyi ihlal etmesi nedeniyle ödenmeyip iade edildiğini, bilirkişi raporunda bu hususa değinilmediğini, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan açık satış sözleşmesi uyarınca davacıya ödenmesi gereken bakiye 20.000,00 TL katkı payının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı katkı payının hiçbir koşula bağlı olmaması nedeniyle ödenmesi gerektiğini iddia etmiş, davalı ise davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin iki tarafa hak ve borçlar yükleyen bir sözleşme olup kendi edimini yerine getirmeyen davacının karşı taraftan edim talep etme hakkının bulunmadığını belirterek buna ilişkin delillerini mahkemeye sunmuştur. İlk derece mahkemesince sözleşmenin sadece 12. maddesindeki düzenleme, davacı iddiaları ve ticari defterler incelenmek suretiyle alınan rapor esas alınarak davanın kabulü yoluna gidilmiştir. Sözleşmenin bütün maddeleri değerlendirilmemiş, davalı tarafın savunmaları ve savunmalarını ispat için gösterilen deliller kararda hiç tartışılmamıştır. İlk derece mahkemesi sözleşmenin 12. maddesindeki düzenleme ve faturanın ödenmemiş olması olgusunu hüküm vermeye yeterli görmüş, davalının savunma sebepleri üzerinde durmamıştır. Sözleşmenin 21. maddesi ve 16. maddesi değerlendirilmemiştir. Oysa sözleşme bir bütün olup, tarafların iradesinin bütün sözleşme maddeleri ışığında ortaya konulması gerekir. İlk derece mahkemesi davalının savunma sebeplerini ve delillerini hiç tartışmamıştır. HMK’nın 297. maddesi uyarınca, mahkeme gerekçeli kararında bulunması gereken hususlar düzenlenmiş olup buna göre karar gerekçesinde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkan sonuç ve hukuki sebep kararda gösterilmelidir. İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu unsurları içermediği, davalının savunma sebeplerinin tartışılmadığı, savunmanın nasıl aşıldığının gösterilmediği, bu nedenle kararın istinaf denetimine elverişli bir karar olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan gerekçeli kararın yazımında özensiz davranıldığı görülmektedir. Bilirkişi raporundan alınmak suretiyle karar gerekçesine yazılan hususlarda ciddi yazım hataları bulunduğu, kararın okunmasının ve anlaşılmasının güçleştirildiği görülmektedir. Mahkemece, davalının savunma sebepleri üzerinde durulup sözleşme bir bütün olarak değerlendirilip, iddia ve savunma ışığında tüm deliller toplanarak ve değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken bu usuli zorunluluğun yerine getirilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Yapılan kanun yolu masraflarının ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.