Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1648 E. 2019/910 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1648
KARAR NO : 2019/910
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/553 Esas – 2017/362 Karar
TARİHİ: 11/04/2017
DAVA: Sözleşmenin İptali
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemece davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında müvekkilinin ağız ve diş sağlığı hizmeti ile ilgili olarak yürütülen hizmetin bilgisayar ortamında yürütülebilmesi için program ve alt zeminin tümüyle satın alınması yazılım-güncelleme işlemi ile ilgili olarak anlaşmaya varıldığını ve 23/11/2015 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı şirketin hesabına 24/11/2015 tarihinde ilk ödemeyi yaptığını, programın satın alınmasından sonra programda bir takım eksiklikler tespit edildiğini, ilgili firmaya bu eksikliklerin internet ortamından bildirildiğini ancak olumlu sonuç alınamadığını, bu durumun müvekkili olduğu şirketin mağduriyetine sebebiyet verdiğini ileri sürerek taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshini, fazlaya, tazminata ve her türlü yasal yollara müracat haklarının saklı kalması kaydıyla davalı yana ödenen 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında imzalanan Yazılım ve Satış Sözleşmesinin son maddesinde ihtilaf halinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağı yönünde yetki sözleşmesi yapıldığını, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu beyan ederek, davanın yetkili Ankara Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 11/04/2017 tarihli, 2016/553 Esas – 2017/362 Karar sayılı kararında; “…HMK 17. Maddesine göre; tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Taraflar arasında düzenlenen “NovaHbys Web Tabanlı Hasta Takip Otomasyon Yazılımı Sipariş Formu ve Satış Sözleşmesi” dosyaya sunulmuş, yapılan incelenmesinde sözleşmeden kaynaklanabilecek anlaşmazlıkların çözümü için Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, davalı vekilinin süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu görüldüğü için davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin yetkisizliği…” gerekçesiyle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle HMK’nın 115-2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: mahkeme tarafından verilen yetkisizlik kararına bir itirazları bulunmamakla birlikte taraflarına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu yönde herhangi bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira avukatlık asgari ücret tarifesi’nin 7. maddesinin 1. fıkrası gereğince; ” Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur.” denildiğini, dolayısıyla yetkisizlik kararı üzerine dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi yönünde verilen karar göz önüne alındığında, tarifede yazılı ücretin yarısının taraflarına takdir edilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini ve müvekkili lehine avukatlık ücretine hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı yanca, taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ile davalıya ödenen 5.000 TL’nin davalıdan tahsili istemli açılan davada, mahkemece davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.HMK’nun 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceği…” düzenlenmiştir. İstinafa konu kararda da mahkemece isabetli olarak nolu fıkrasında bu hususa işaret edilmiştir. Mahkeme kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.