Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1646 E. 2019/1550 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1646
KARAR NO : 2019/1550
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/1386 Esas – 2017/169 Karar
TARİHİ : 27/12/2017
DAVA : Ariyet verilen ekipmanların iadesi, teslimde gecikilen günler için cezai şart alacağı ve kullanım bedellerinin tazmini
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul – kısmen reddine olarak verilen karara karşı davacı ve davalı vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 20.08.2008 tarihli Otogaz Bayilik Anlaşması akdedildiğini, davalıya sözleşme süresince kullanılmak üzere birtakım malzeme ve teçhizatın ariyet olarak verildiğini, 15.10.2010 tarihli ariyet demirbaş belgesinin düzenlendiğini, anlaşmanın herhangi bir nedenle son bulması halinde davalı şirketin kendisine verilmiş olan tüm malzeme ve teçhizatı iade etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, 15.10.2010 tarihli ariyet demirbaş belgesinde davalıya verilmiş olan malzeme ve teçhizatın iadesinde geciktiği her gün için 100 USD cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, beş yıl süreli olarak düzenlenen anlaşmanın 20.08.2013 tarihinde sona erdiğini, malzeme ve teçhizatın iade edilmediğini, Kadıköy … Noterliğinden 26.12.2013 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu malzeme ve teçhizatın derhal davacı şirkete iadesi ve teslimi, aksi takdirde Ariyet Demirbaş Senedi kapsamında beher gün için 100 USD tutarında cezai şart bedelinin ödeme günü uygulanmakta olan T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının ödenmesinin talep edildiğini, malzeme ve teçhizatın halen teslim edilmediğini iddia ederek, malzeme ve teçhizatın davacıya iadesine, halen davalı tarafından kullanılıyor olması sebebiyle dava tarihine kadar hesap edilmek üzere şimdilik 1.000.000 TL kullanım bedelinin tahsiline, iadesi gerçekleşmeyen malzeme ve teçhizatın tesliminde gecikilen beher gün için 100 USD üzerinden ( ödeme günü uygulanmakta olan T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığıyla) hesaplanmak suretiyle, şimdilik 1.000.00 TL tutarındaki cezai şartın tahsiline, malzeme ve teçhizatın aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA Davalı duruşmalara katılmamış cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 27/12/2017 tarihli, 2014/1386 Esas – 2017/169 Karar sayılı kararında, “…Hernekadar davalı tarafın duruşmaya katılmayarak ve cevap dilekçesi ibraz etmeyerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği kabul edilmiş ise de; Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sözleşmesel dayanağının 20/08/2008 Düzenleme tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi olduğu; Taraflar arasında düzenlenen Sözleşme uyarınca Davacı taraf ile davalı taraf arasında 15/10/2010 Tarihli Ariyet Demirbaş Belgesi düzenlendiği, Davalı şirket yetkilisi adına çıkartılan meşruhatlı davetiye uyarınca davalı tarafça belgenin altındaki imzaya itiraz edilmediği bu haliyle 15/10/2010 Tarihli Ariyet Demirbaş Belgesinin içeriğini ve eklerini kabul ettiği; Sözleşmenin süresinin 5 yıl olarak belirlendiği, sürenin bitiminde davacı tarafça davalı tarafa Kadıköy ….Noterliğinin 26/12/2013 Tarihli ihtarnamesi ile Ariyet konusu malların iadesinin ihtar edildiği ancak davalı tarafça iade edilmediği anlaşılmakla Birlikte, bilirkişi heyeti tarafından davacı tarafça davalının ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü tarih belirlenerek cezai şart miktarı sözleşmeye ve olaya uygun olduğu anlaşılmakla birlikte, davalı tarafın talebine konu kullanım bedeli talebi geç teslimden dolayı cezai şart tazminatına karar verilmiş olmakla mahkememizce yerinde görülmediği…” gerekçesiyle, davacı tarafın davasının kısmen kabulü ile ariyetlerin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aynen teslimde fiili imkansızlık bulunması halinde İİK’nın 24. maddesi uyarınca bedel için haciz yapıldığı tarihteki malların rayiç bedelinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 27.900 USD’nin 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca 20/08/2013 tarihinden fiili ödeme gününe kadar Devlet bankalarının USD ile açılmış bulunan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından faiz yüklenerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın kullanım bedeli talebine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile davalı arasında 20.08.2008 tarihli “Otogaz Bayilik Anlaşması” akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen anlaşma gereği davalıya sözleşme süresinde kullanılmak üzere bir takım malzeme ve teçhizatın ariyet olarak verildiğini, verilen ariyete ilişkin olarak 15.10.2010 tarihli ariyet demirbaş belgesi düzenlendiğini ve ariyet olarak verilen demirbaşların listelendiğini, taraflar arasında münakit Bayilik Anlaşması ile ariyet demirbaş belgesi imzalandığını, anlaşma gereği bayie demirbaşların teslim edildiğini, 20.08.2008 tarihli Bayilik Anlaşmasının IV/D maddesine göre davalı anlaşmanın herhangi bir nedenle son bulması halinde kendisine ariyet olarak verilmiş olan tüm malzeme ve teçhizatı, kullanılır vaziyette müvekkili şirkete iade etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, 15.10.2010 tarihli ariyet demirbaş belgesinde davalının, verilmiş olan malzeme ve teçhizatın iadesinde geciktiği her bir gün için 100 USD cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, söz konusu bayilik anlaşmasının sona ermiş olmasına rağmen davalının kendisine verilen malzeme ve teçhizatı iade etmediğini, müvekkili şirkete iade edilmeyen ariyet demirbaş senedine konu malların bedeli belli olup, aynen teslimde fiili imkansızlık bulunması halinde bu tutarın müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1386 E. sayılı dosyasında alınan 31.03.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da “sözleşmenin sonra ermesi nedeniyle davalıdan ariyeten vermiş olduğu malzemeleri aynen, bunun mümkün olmaması halinde de nakdi karşılığı tazmin etmek zorunda olacağı, demirbaşların değerinin 25.695,02 TL olduğu” kanaatine varıldığını, müvekkili şirkete iade edilmeyen ariyetlerin davalı tarafından kullanılmaya devam edildiğinden, kullanım bedelinin müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, mahkeme tarafından kullanım bedeli taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1386 E. 2017/1169 K. sayılı 27.12.2017 tarihli kararının aleyhlerine olan hükümlerinin beyan ve itirazları doğrultusunda ortadan kaldırılarak talepleri gibi davanın tüm talepler yönünden kabulüne, vekalet ücreti ve yargılama ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle:İş bu davaya ilişkin bütün tebligatların Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapıldığını ancak yapılan tebligatların tümünün usulsüz olduğunu, ne dava dilekçesi ne de mahkeme tarafından gönderilen diğer tebligatların müvekkiline ulaştığını, müvekkilinin hiçbir zaman adres değişikliğine gitmediği halde 35. maddeye göre tebligat yapılmasının usulsüz olup bozmayı gerektirdiğini, müvekkilinin bu davadan istinaf dilekçesiyle tesadüfen haberi olduğunu, Taraflar arasında 20.08.2008 tarihinde sözleşme imzalandığını, ancak ariyet demirbaş sözleşesinin 15.10.2010 tarihinde yapıldığını, 15/10/2010 tarihli ariyet demirbaş belgesindeki imzaların müvekkiline ait olup olmadığı hususunun netlik kazanmadığını, imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunun yargılamanın seyrini tamamen değiştireceğinden mahkeme kararının bozulması gerekmekte olup yeniden yargılama yapılarak eksik hususların giderilmesi gerektiğini,Müvekkili ve davacı arasında akdedilen ”otogaz bayilik anlaşması” adlı sözleşmenin genel işlem koşullu bir sözleşme olduğunu, zira bu sözleşmenin standart bir sözleşme olup boşluklar doldurulmak suretiyle akdedildiğini, buradan dahi önceden ve çok sayıda sözleşme ilişkisinde kullanılmak üzere hazırlanmış bir sözleşme olduğunun anlaşılacağını, genel işlem koşulu içeren bu anlaşmanın aleyhe hükümlerinin uygulanamayacağını,Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresinin sona ermesi nedeniyle, davacı tarafından davalıya ariyet verilen ekipmanların iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili, teslimde gecikilen günler için cezai şart alacağı ve kullanım bedellerinin tahseili taleplerine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;Davalı vekilince, yargılama sürecinde davalıya usulsüz şekilde TK’nın 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, mahkemece davalıya dava dilekçesinde bildirilen adresine tebligat çıkarıldığı, bu tebligatın, muhatabın taşındığı şerhi verilerek merciine iade edilmesi üzerine mahkemece davalının ticaret sicil adresinin araştırılarak tespit edildiği, Afyon Ticaret Sicil Müdürlüğünün 19.01.2015 tarihli yazısından, davalının ticaret sicilde kayıtlı adresinin dava dilekçesinde bildirilen adresle aynı olduğunun anlaşılması üzerine, davalıya bundan sonraki tebligatların TK’nın 35. maddesine göre yapılarak yargılamanın sonuçlandırıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin usulsuz tebligata ve 15.10.2010 tarihli ariyet sözleşmesindeki imza yönünden çıkarılan isticvap tebligatı ve sonuçlarına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Yine davalı vekilince, davacı tarafından 26.12.2013 tarihli noter ihtarının da dava dilekçesindeki adrese tebliğ edildiğini, ancak ihtarın müvekkiline ulaşmadığını, buna göre sözleşmede belirlenen ceza koşulu şartının oluşmayacağı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki 20.08.2008 tarihli Otogaz Bayilik Anlaşmasının XIII- Tebligat başlıklı maddesinde, “Taraflar işbu yer alan adreslerinin tebligata açık adresleri olduğunu ve bu adreslere yapılacak her türlü tebligatın geçerli ve yasal sayılacağını ve bu adreslerde meydana gelen değişikliklerin 10 gün zarfında anlaşma taraflarına yazılı olarak duyuracağını, aksi halde anlaşmada yazılı adreslere yapılacak tebligatların tarafları bağlayacağını ve geçerli yasal tebligat olacağını peşinen kabul etmişlerdir.” şeklinde düzenlendiği, davacı tarafından ihtarda gösterilen davalı adresinin de sözleşmedeki davalı adresi olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde görülmemiştir.Davalı tacir olup, TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli davranma yükümlülüğü altındadır. Taraflar arasında imzalanan Otogaz Bayilik Anlaşması 20.08.2008 tarihli olup 818 sayılı eski BK’nın yürürlükte olduğu tarihte imzalanmıştır. Buna göre davalı vekilince taraflar arasındaki 20.08.2008 tarihli sözleşmenin genel işlem koşullu sözleşme olup, müvekkili aleyhine hükümlerin geçerli kabul edilmeyeceği yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;Davacı vekilince terditli talepli açılan dava kapsamında, ilk talepleri doğrultusunda mahkemece ariyet verilen ekipmanların davacıya iadesi yönünde karar verildiğini, ancak iadenin mümkün olmaması halinde taraflarına ödenmesi gerekecek ve bilirkişi raporunda ariyet konusu ekipmanın değeri olarak belirlenen 25.695,02 TL’nin ödenmesi yönünde karar verilmediğini, bu durumda ariyetlerin iadesinin mümkün olmaması halinde alacak haklarının muallakta kalmış olacağını ileri sürerek karar istinaf etmiştir. Mahkemece, davacının terditli taleplerinden ilkine göre ariyet verilen ekipmanların davacıya iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme hükmünde de işaret edildiği üzere, İİK’nın 24. maddesinde taşınır teslimine ilişkin ilamların nasıl icra edileceği yasal düzenleme altına alınmış olup, mahkemece verilen hükmün infazının madde hükümleri doğrultusunda yapılmasının mümkün olduğu, kararda bu anlamda bir eksiklik bulunmadığı ve sözleşmedeki değerlerin değil iade anındaki değerlerin esas alınması gerektiği dikkate alındığında, davacı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir.Yine, mahkeme gerekçesinde yer verildiği üzere, davalı yanca iadesi geciktirilen ariyet konusu ekipmanlar yönünden, davalı yanca iade edilmeyip uhdesinde kalan süre bakımından davacı talebi doğrultusunda sözleşmeye göre cezai şart alacağına hükmedilmiş olup, davacının cezi şartı aşan bir zararının mevcut olduğu da kanıtlanmadığından, davacı vekilinin ayrıca davalı yanca iade edilmeyip kullanılmaya devam edildiğinden kullanım bedeline de hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 6.136,11 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05/12/2019 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.