Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1633 E. 2019/1498 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1633
KARAR NO : 2019/1498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/411 Esas – 2018/201 Karar
TARİHİ: 05/03/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı ile ticari ve cari hesap ilişkisi olduğunu, davalının bu ilişki kapsamında davacıya 10.133,56 TL borcu olduğunu, temerrüdün gerçekleştiğini, alacağın likit olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, Silivri İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının belirttiği alacağa esas ilk faturaya ait numunelerin kusurlu olduğunu, bu emtiaların davacıya iade edildiğini, ikinci faturaya ait ürünlerle ilgili olarak kendilerinin aracı olduğunu, ürünlerin davacıdan alındıktan sonra başka bir firmaya gönderildiğini, ödemenin bir kısmının ürünleri alan tarafından yapıldığını, geri kalan ödemenin davacıya kendilerince yapıldığını belirterek, davanın reddin, kötü niyet tazminın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 05/03/2018 tarihli, 2017/411 Esas – 2018/201 Karar sayılı ilamında; “…İddia, beyan , bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ticari defter ve kayıtları uyarınca takip tarihi itibariyle davacı firmanın davalı firmadan 2 adet satış faturaları karşılığı toplam 9.944,75 TL alacaklı olduğu, davalı firma ticari defter kayıtlarında 10.02.2016 tarih ve … sayılı fatura ve bedeli 6.956,85 TL. nın davacı adına alacak kaydının yapılmış, yani davalı firmanın bu tutarda alacaklı olduğuna ilişkin kayıt bulunduğu, davacı firma ticari defter kayıtlarında bulunan ve davacı firmanın davalı firma adına düzenlemesi olan, 01.09.2016 tarih ve … no.lu sevk irsaliyesi ile 08.09.2016 tarih … no.lu ve (2.532,12 TL. Mal bedeli + 455,78 TL. KDV.=) 2.987,90 TL: lık fatura içeriği malların, sevk irsaliyesi ile davalı firma tarafından teslim alınmış olduğu görülmekte olup, davalı firma tarafından teslim alınmış olduğuna dair sevk irsaliyesinde isim ve imza bulunmasına karşın, iade edilmiş veya ayıplı olduğunu kanıtlar herhangi bir tespit veya iadesinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı … SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ.nin davalı firma adına düzenlemesi 09.02.2016 tarih ve … no.lu sevk irsaliyesi ile 10.02.2016 tarih … no.lu ve (6.956,85 TL. Mal bedeli + 1.252,23 TL. KDV. =) toplam 8.209,08 TL lık faturanın ihracat’a yönelik düzenlenmiş olduğu ve kdv. siz tahsil edilmek istenildiği, aynı fatura içeriği malları davalı … SAN. Ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. tarafından, dava dışı …. firmasının davacı … SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ. Adına düzenlemiş olduğu 30.09.2015 tarih ve Prf. Fat. No. … no.lu PROFORMA FATURA içeriğine uygun olarak ihraç etmiş oldukları, konu ihracat bedeline ilişkin mal bedellerinin de dava dışı …. firması tarafından, davalı …ne ödendiğine rastlanılmadığı gibi, yukarıda tespit edilmiş olan yazışmalar ve proforma fatura altı kaşe ve imza ile davacı temsilcisi … ödenmiş olduğu anlaşılmakta olduğu, bu nedenle de davacı ile davalı arasında takibe konu olan 09.02.2016 tarih ve … no.lu sevk irsaliyesi ile 10.02.2016 tarih … no.lu ve 6.956,85 TL. Mal bedeli (İHRACAT’a yönelik düzenlenmiş olduğundan KDV. Hariç) dava dışı …. firması tarafından davacı … SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ. ne ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısı ile davacı firmanın davalı firmaya fatura etmiş olduğu 6.956,85 TL.lık malların, davalı firma tarafından dava dışı … firmasına ihracatının yapılmış ve konu ihracat bedellerinin de davalı firma yerine davacı firmaya ödenmiş olduğu yukarıdaki mail yazışmaları ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu konudaki davacı savunmalarının yerinde olmadığı davacı çalışanı olan … yapılan 1500 euroluk elden ödeme ve 631,20 euroluk havalenin toplam 2104 euro yaptığı ve söz konusu fatura miktarına denk geldiği anlaşılmakla bu fatura yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davaya konu 01.09.2016 tarih ve … no.lu sevk irsaliyesi ile 08.09.2016 tarih … no.lu ve (2.532,12 TL. Mal bedeli + 455,78 TL. KDV.=) 2.987,90 TL: lık fatura içeriği malların, sevk irsaliyesi ile davalı firma tarafından teslim alınmış olduğu görülmekte olup, davalı firma tarafından teslim alınmış olduğuna dair sevk irsaliyesinde isim ve imza bulunmasına karşın, iade edilmiş veya ayıplı olduğunu kanıtlar dosyada delil bulunmadığından yukarıda bahsedilmiştir. Davalı taraf savunmasında söz konusu faturayı teslim aldığını ancak ayıplı olduğu için iade ettiğini beyan etmiştir. Dolayısı ile ispat külfetinin yer değiştirdiği ancak davalı tarafın ürünlerin ayıplı olduğunu ve iade ettiğine ilişkin yazılı belge dosyaya sunamadığı, davalı tarafın açıkca yemin deliline dayanmaması nedeni ile yemin hakkınında hatırlatılmadığı bu nedenle davalı tarafın iade hususunu ispatlayamadığından bu faturaya yönelik davacı tarafın alacağının sabit olduğu…” gerekçesiyle, Silivri İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile 2.987,90 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likit olması nedeniyle kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan 597,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:Müvekkilinin, davalıdan, davaya konu 6.956,85TL ve 2.987,90-TL tutarlı iki adet faturadan kaynaklanan toplam 9.944,75-TL ve işlemiş faiz alacağı bulunduğunu, davalı tarafından imzalanmış faturaların dava dosyasına sunulduğunu, Davalının, 2.987,90-TL bedelli fatura içeriğinde görünen malların ayıplı olduğunu ve malları iade ettiklerini, 6.956,85-TL tutarlı faturanın ise dava dışı … firması tarafından ödendiği bu nedenle borcu bulunmadığını iddia ettiğini, davalının buna ilişkin müvekkili firma yetkilisi … tarafından imzalı bir evrakı dosyaya sunduğunu ve kalan tutarın banka yoluyla dava dışı … firması tarafından transfer edildiğini ileri sürdüğünü, bilirkişi raporunda, dava dilekçesinde sunulan davaya konu iki adet faturanın her iki tarafın da ticari defterlerinde işlenmiş olduğu ve her iki tarafın da ticari defterlerine göre ileri sürdükleri alacağın var olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporunda 6.956,85-TL tutarlı faturanın dava dışı …tarafından ödendiğinin mahkemece kabul edilip edilmemesine göre ikili bir ayrım yaparak hesaplamayı mahkemeye sunduğunu, mahkemenin hatalı olarak 6.956,85-TL’lik faturanın dava dışı firma tarafından ödendiğinin kabulü ile davalarını kısmen kabul ettiğini, Dava dışı … firması tarafından yapıldığı iddia edilen ödemenin gerçek olsa dahi davalı tarafından sunulan proforma fatura üzerinde “We have received 1.500,00 Euro on 15.12.2015” ibaresinin yer aldığını, yani bu belgenin ispat kabiliyetini haiz kabul edilse dahi ödemenin, 15.12.2015 tarihinde yapılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, oysa davalı… firmasına gönderilen ve mahkeme tarafından reddedilen 6.956,85-TL tutarlı faturanın, 09.02.2016 sevk tarihi olduğunu, yani davalının, kendisi tarafından kabul edilen bir fatura tutarının dava dışı bir firma tarafından fatura tarihinden önce ödendiğini iddia ettiğini, böyle bir iddiayı da herhangi bir hukuki ilişkiye dayandıramadığını, Mahkeme tarafından ispat yükünün hangi tarafta olduğunu, yazılı ispat kuralına tabi bir husus olup olmadığı gibi hususların irdelenmeksizin davanın söz konusu fatura yönünden reddine karar verildiğini, 2.987,90-TL tutarlı faturaya yönelik irdelenmesi gereken bir uyuşmazlık olmadığını, davalı faturayı iade ettiğini iddia ettiğini fakat ispatlayamadığını, ancak 6.956,85-TL tutarlı faturaya yönelik üçüncü kişinin fatura bedelini ödemiş olduğu iddiasının hukuki niteliği ve ispat yükünün kimde olduğunun hususlarının tespit edilmesi gerektiğini, ortada bir proforma fatura ve birde davalıya kesilmiş fatura, yani birbirinden bağımsız farklı tarihlerde imza edilmiş iki farklı fatura olduğunu, davalı firmanın kendi borcunun dava dışı bir firma tarafından ödendiğini iddia ediyorsa, bunu kendisinin yazılı delille ispat etmek zorunda olduğunu, zira müvekkili firmanın da katıldığı bir borcun dış üstlenilmesi sözleşmesi olmaksızın bir üçüncü kişinin ifasının borçlunun borcuna yönelik yapıldığının kabulünün mümkün olmadığını, aksi durumun ancak yazılı delille ispatlanabileceğini,Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tamamının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında iki adet faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilince dava dışı … firması tarafından ödemesi yapıldığı kabul edilen 6.956,85 TL lik faturaya ilişkin alacak iddialarının reddinin yerinde olmadığını, faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, ödemeyi davalının yazılı olarak kanıtlaması gerektiğini, üçüncü kişi firma ödemesi hususunda üçüncü kişi yararına sözleşme veya borcun üstlenilmesinin söz konusu olmayıp kanıtlanmadığını, fatura ve sevk irsaliyesi tarihinin üçüncü kişi ödemesinden sonraki tarihli olduğu, davacının aynı malları aynı fiyata başka firmalara da satmış olacağı düşünüldüğünde mahkeme kararının yerinde olmadığı ileri sürülmüştür. Mahkemece taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitler, taraflar ile üçüncü kişi firma arasındaki mail yazışmaları ve davacının davalıya kestiği fatura ile üçüncü kişiye kesilen proforma fatura ile bu faturada yapılan tahsilat şerhine göre karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda yer verildiği üzere davacının alacak talebine konu 10.02.2016 tarihli faturanın ihracata yönelik düzenlendiği, aynı fatura konusu malların davalı tarafından üçüncü kişi yurt dışı firması … e ve bu firmanın davacı adına düzenlediği 30.09.2015 tarihli 150930/1 nolu proforma faturasına uygun olarak ihraç ettiği, fatura ve sevk irsaliyesi içerikleri malların isim ve adetlerinin örtüştüğü, proforma fatura altındaki kaşe ve imza ile fatura tutarının 1.500 Euro’luk kısmının 15.12.2015 tarihinde davacı şirket çalışanına nakit elden ödendiği, bakiye 631,20 Euro’luk kısmının ise banka havalesi ile davacıya üçüncü kişi … firmasınca ödendiği anlaşılmakla, davacı defterlerinde üçüncü kişi … firması ile doğrudan ticari ilişkiye, mal satımına ve belirtilen ödemelere ait kayıt bulunmadığı dikkate alındığında, davacı yanca bu firmayla doğrudan ticari ilişki ileri sürülüp kanıtlanmadığı da gözetildiğinde, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22/11/2019