Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1610 E. 2018/1222 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1610
KARAR NO : 2018/1222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELEME KONUSU
KARAR : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/253
İlk derece mahkemesine yöneltilen ihtiyati tedbir istemi üzerine, Mahkemece talebin kısmen kabulü yönünde verilen ihtiyati tedbir kararına karşı aleyhine ihtiyati tedbir istenenler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; aleyhlerine tedbir istenen … ve ….’ın şahsi hesapları ve şahıs işletmelerine özgülenmiş hesapları bulunduğunu, müvekkili banka tarafından mobil şube üzerinden verilen döviz ve kıymetli maden alım satım hizmetlerine ilişkin uygulama ekranında bir sistem açığının tespit edildiğini, söz konusu sistem açığı, müşterilerin kurlarının güncellediği zaman sistem kurunun değişmesine karşın hatalı olarak işlemin önceki kur (fiili kur) üzerinden gerçekleştirilebilmesinden ibaret olduğunu, aleyhine tedbir istinenlerin bu sistem açığını suistimal edip 4.097.398,03 TL tutarında haksız kazanç sağlayan ve müvekkili bankayı zarara uğratan karşı taraflara ait , müvekkili banka nezdindeki … numaralı hesaplardan işlem yapılmasının engellenmesi mahiyetinde olmak üzere ve ayrıca karşı taraflara ait diğer tüm bankalarda bulunan hesapları ile taşınır, taşınmaz tüm mal varlığı unsurları üzerine tasarffu engeller maliyette tedbir konulması talep edilmiştir.
Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde; 6100 sayılı HMK’nın 389 ve 394/5 kapsamında davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gözetilerek tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince duruşmalı yapılan inceleme sonucu 09.08.2018 tarihli kararında; “…6100 sayılı HMK nın 389. Maddesi kapsamında karşı tarafa ait talep konusu hesapların kullanılması veya bu hesapta bulunan paraların çekilmesi davacı yönünden hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğu,talep sahibi bankanın, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunduğu ve talep eden tarafından dosyaya sunulan deliller ile bilirkişi raporu gözönüne alındığında yaklaşık ispat koşulunun da oluştuğu anlaşıldığından; aleyhine ihtiyati tedbir istenenlere ait talep eden banka nezdindeki … numaralı hesaplardan işlem yapılmasının tedbiren engellenmesine ve aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen …’a ait … numaralı hesaba bloke konulmasına karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 390. maddesinde, ihtiyati tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda talep eden vekili,aleyhine tedbir istenenlere ait ait diğer tüm bankalarda bulunan hesapları ile taşınır, taşınmaz tüm mal varlığı unsurları üzerine tasarffu engeller maliyette tedbir konulması talep etmiş ise de;talep edenin açacağı davadaki istemi bir miktar alacağın ödetilmesi istemine veya iadesi istemine ilişkin olacağı, üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen hesapların ve mal varlığının uyuşmazlık konusunu teşkil etmediği anlaşıldığından bu yöne ilişkin ihtiyati tedbir talebinin ise reddine karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı aleyhine ihtiyati tedbir verilenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara esas alınma niteliği bulunmayan yetersiz bilirkişi raporu dayanak alınarak karar verildiğini, bu kapsamda salt davacının tanzim ettiği belgeler üzerinde ve hesaplarda inceleme yapılmaksızın rapor düzenlendiği, ileri sürüldüğü şekilde banka hizmet sözleşmeleri bulunmadığı, var olan sözleşme sayfalarında imzalar bulunmadığı, imzaların müvekkillerine ait olmadığı, talebe dayanak tutar ile tayin edilen teminat tutarının hukuka aykırı olduğu, en az % 15 oranında teminat tutarı belirlenmesi gerekeceği, sistem kuru yöntemiyle hesaplanan haksız kazanç başlıklı belgede, hesap sahiplerinin zarar da ettiğinin bilirkişi raporlarında gözardı edildiğini, bankanın…. hesabındaki 2.582.658,25 TL’ye resen bloke işlemi yaptığını ileri sürerek usul ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararının istinaf incelemesi ile kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, aleyhlerine tedbir verilenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Öncelikle, yüzüne karşı ihtiyati tedbir kararı verilen taraf yönünden istinaf kanun yolunun açık olup olmadığı üzerinde durmak gerekir: HMK’nın 341. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararları ile bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Yine aynı Kanun’un 394/1. maddesi uyarınca, karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir.
Kanun’un bu düzenlemesinin lafzına bakıldığında, yüzüne karşı ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın, ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda, HMK’nın 394. maddesi uyarınca itiraz hakkı bulunmayan tarafın, doğrudan doğruya istinaf kanun yoluna başvurma hakkının bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekir.
Kanun koyucunun, taraflar arasında aşırı bir eşitsizliği yaratmak istediği söylenemeyeceğinden, mevcut yasa kurallarının, hukukun genel ilkelerine uygun yorumlanarak sonuca gidilmesi gerekir.
Yasal hükümlere bakıldığında, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yüze karşı verilmesi halinde, tedbir talep edenin istinaf kanun yoluna başvurma hakkının bulunduğu tartışmasızdır. Talep edene böyle bir hak verilip, yüzüne karşı tedbir verilen karşı tarafa verilmemesinin, tarafların eşitliği prensibine uymayacağı açıktır. O halde, eşitlik ilkesi gereği, yüzüne karşı ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın da doğrudan kanun yoluna başvuru hakkının bulunduğunun kabulü gerekir.
Nitekim kanun koyucu, HMK’nın 394. maddesinin gerekçesinde, tarafların eşitliği önemsenmiş ve itiraz konusunda, duruşma açılmış olup olmamasının önemli olmadığı vurgulanmıştır. Böylece, tedbir kararının verildiği duruşmada hazır bulunan tarafın ileri sürdüğü itirazlara rağmen tedbir kararı verilmiş ise, bu durumda, itiraz üzerine verilen tedbir kararı söz konusu olup, HMK’nın 341. maddesi uyarınca doğrudan istinaf kanun yolunun açılması uygun olacaktır. Bu usuli açıklamalar ışığında, istinaf talebinin incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir, geçici hukuki koruma amaçlıdır. Nihai hüküm alınıncaya kadar, mevcut durumda meydana gelebilecek değişikliklerin yaratacağı telafisi imkansız veya güç sonuçları önleme amacı gütmektedir.
Somut olayda, tedbir talep edenin ileri sürdüğü iddianın mahiyetine ve dosyaya sunulan delillere göre, aleyhine ihtiyati tedbir istenenlere ait banka nezdindeki hesaplardan işlem yapılmasının tedbiren engellenmesine ve aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen …’a ait 94086628 numaralı hesaba bloke konulması yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının, HMK’nın 392. maddesi uyrınca teminat karşılığı verildiği de dikkate alındığında, tarafların hak ve sorumluluk dengesine uygun olduğu, kararın yasal düzenlemenin amacına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
İhtiyati tedbir kararı usul ve yasaya uygun olup ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Kanun yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Kanun yoluna başvuranlar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.