Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1602 E. 2019/1495 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1602
KARAR NO : 2019/1495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/1170 Esas – 2018/529 Karar
TARİHİ: 15/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesindeki yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.07.2011 tarihli sözleşme ve mal alım satımına dayalı tücari ilişki sebebi ile münferit tarihlerde çok sayıda mal alım satımı yapıldığını, davalının teslim aldığı ürünlere ilişkin bir kısım ödemeleri yaptığını ancak müvekkili bakiye alacağı davalı tarafından tüm taleplere rağmen ödenmediğini, müvekkilinin davalıdan, 16.10.2012 tarih … seri numaralı 507.40 TL bedelli fatura ile 13.03.2013 tarihli … seri nolu 885.00 TL bedelli faturalardan kaynaklanan toplam 1.392.40 TL alacağı olduğunu, tüm talepeler rağmen bu alacağı için İstanbul … İcra Md … E Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itiraz ederek takibi durdurduğunu; yine, taraflar arasında akdedilmiş 01.07.2011 tarihli sözleşme gereğince davalıya ürünler teslim edilmiş ve bu ürünlere dayalı olarak toplamda 109.958.14 EUR tutarında fatura tanzim edildiğini, davalı taraf bu tutarın 93.217.35 EUR’luk kısmını ödediğini, bakiye 16.740,79 EUR’nun tüm taleplere rağmen ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı ile takibin durduğunu, icra takibi sonrasında davalı şirketin ihale ve teklif şefi …’nun 05.10.2015 tarihli e-postası ile müvekkili şirkete hakediş tablosu gönderdiğini, 14.480.83 EUR borcun mevcudiyeti ve davalı tarafından ödemenin unutulduğunun beyan edildiğini, ancak ödeme yapılması için icra dosyasının geri çekilmesi şartı koşulduğunu, bugüne kadar davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı taraf borcun büyük bir kısmını kabul etrmesine rağmen kabul ettiği tutar bakımından dahi takibe itiraz ettiğini, borcun ödenmesi için icra dosyalarının geri çekilmesini şart koştuğunu, davalı tarafın icra dosyalarına yaptığı itirazların iptali ve icra takiplerinin devamına karar verilmesi için işbu davanın açıldığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalının her iki icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takiplerin devamına, alacaklarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, İstanbul … İcra Md … E sayılı dosya alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birleikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilen 01.07.2011 tarihli sözleşme uyarınca taraflar arasında muhtelif tarihlerde mal alım satımı gerçekleştiğini, müvekkili şirketin davacıdan satın almış olduğu ürünlerin ödemesinin Sözleşmenin 11. maddesinde kararlaştırıldığı şekilde sözleşme şartlarına uygun olarak fatura karşılığı gerçekleştirdiğini, davacı şirketin 16.10.2012 tarih … seri nolu 507,40 TL bedelli, 13.03.2013 tarih … seri nolu 885,00 TL bdelli olmak üzere 1.392,40 TL bedelli iki adet faturanın ödenmediği iddiasıyla İstanbul …. İcra Md. … E Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını , davacı tarafından dava dosyasına ibraz edilen faturalar incelendiğinde 16.10.2012 tarih … seri nolu ve 15.10.2012 tarih … seri nolu iki adet faturaya ilişkin alacak talebinde bulunmadığını, müvekkili şirket aynı tarihte tanzim edilmiş olan faturaların ikisini ödeyip diğerlerini ödememiş olması iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu; davacının diğer iddiasının ise taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca muhtelif tarihlerde gerçekleştirilen mal alım/satımı neticesinde müvekkili şirketten 16.740,79 EUR bakiye alacağı olduğu yönünde olduğunu, davacı tarafın bu iddiası doğrultusunda İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, haksız ve kötü niyetli takibe itiraz edildiğini, davacının iddiasını mail yazışması olarak dosyaya ibraz etmiş olduğu bilgisayar çıktısına dayandırdığını, mail yazışması olarak dosyaya sunulan bilgisayar çıktısının günümüz teknolojisi düşünüldüğünde çok basit olarak hazırlanabilecek, hukuki geçerliliği ve yasal dayanağı olmayan bir kağıt parşasından ibaret olduğunu, müvekkili şirket kayıtları ve ticari defterleri incelendiği takdirde iddia edildiği gibi 16.740.79 EUR gibi bir borçlarının olmadığının açıkça anlaşılacağını, ayrıca, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber, davacı şirket tarafından iddia edilen bakiye borç miktarının 16.740.79 EUR olup, yine davacı şirket iddia edilen mail yazışmasına konu hakediş tablosu 14.480,83 EUR tutarında olduğunu, taraflar arasında gerçekleşen ödeme tabloları incelendiğinde müvekkili şirket tarafından ulaşım, konaklama ve personel giderleri için davacı şirkete 2.260.57 EUR fatura tanzim edildiğini, işbu fatura bedeli davacı şirket hakediş alacağından düşüldükten sonra kalan bedelin ödemesinin davacı şirkete defaeten yapıldığını, davacının davalı şirketten her hangi bir hak ve alacağı bulunmadığını belerterek, davanın esastan reddine, haksız icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 15/05/2018 tarihli, 2015/1170 Esas – 2018/529 Karar sayılı ilamında; “…Açılan davanın iki ayrı itirazın iptali davası içerdiği her iki talep ve dava yönünden fatura alacaklılarına dayanıldığı, ayrı ayrı yaptırılan davacı ve davalı ticari defterlerini incelenmesinde İstanbul …. İcra Müd.’nün … E.sayılı takip dosyası yönünden bakiye fatura alacağının 16.740,79-EURO olduğu” takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4/a md. Gereğince dövize uygulanan en yüksek faizin talep edilebileceği takip konusu alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilebileceği ayrıca İstanbul …. İcra Müd’nün … E. Sayılı takip dosyasına dayanak yapılan 2 adet faturadan dolayı 1.392,40-TL alacak söz konusu olduğu, takip tarihinden itibaren avans faizi istenebileceği ve ayrıca takip konusu alacak likit yani belirlenebilir olduğu davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi…” gerektiği gerekçesiyle, İstanbul …İcra Müd’nün … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 1.392,40-TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, İstanbul ….İcra Müd’nün … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 16.740,79-Euro karşılığı 55.758,54-TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişen oranlarda ticari temerrüt faizi yürütülmek suretiyle devamına, kabul edilen asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davacı arasında akdedilen 01.07.2011 tarihli sözleşme uyarınca taraflar arasında münferit tarihlerde mal alım satımı gerçekleştiğini, müvekkilinin davacıdan satın almış olduğu ürünlerin ödemesini, sözleşme’nin 11. maddesinde kararlaştırıldığı şekilde gerçekleştirdiğini, müvekkilinin sözleşme şartlarına uygun bir şekilde satın almış olduğu ürünlerin ödemesini fatura karşılığı gerçekleştirdiğini, davacının, 16.10.2012 tarih, … numaralı ve 507,40 TL bedelli ve 13.03.2013 tarih, … numaralı ve 885,00 TL bedeli olmak üzere toplam 1.392,40 TL bedelli iki ayrı fatura tanzim etmiş olup bu faturaların ödenmediği iddiasıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davacının mahkeme nezdinde dosyaya ibraz etmiş olduğu faturalar incelendiğinde, 16.10.2012 tarihinde tanzim edilmiş olan … sayılı ve 15.10.2012 tarihinde tanzim edilmiş olan … sayılı iki adet faturaya ilişkin herhangi bir alacak talebinde bulunmadığını, müvekkilinin aynı tarihte tanzim edilmiş olan faturaların ikisini ödeyip diğerini ödememiş olduğu şeklindeki bir kabulün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu durum dahi davacı şirket iddialarının mesnetsiz olduğunu ve kötüniyetli olarak icra takibine giriştiğinin açık göstergesi olup mahkemenin davanın kabulüne ve bahse konu takibin devamına dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının, müvekkilden 16.740,79 Euro bakiye alacağı bulunduğu iddiasının da hukuki dayanaktan yoksun olup müvekkilinin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibine karşı itirazının yerinde ve hukuka uygun olduğunu, davacının takibe konu alacak iddiasını, mail yazışması olarak dosyaya ibraz ettikleri bilgisayar çıktısına dayandırmış olup mahkeme de başkaca bir delil olmaksızın davanın kabulü ile bahse konu icra takibine itirazın iptaline karar verildiğini, zira davacı tarafından mail yazışması olarak dosyaya sunulan bilgisayar çıktısının günümüz teknolojisi düşünüldüğünde çok basit bir şekilde hazırlanabilecek, hiçbir hukuki geçerliliği ve yasal dayanağı olmayan bir kâğıt parçasından ibaret olduğunu, mahkemenin davacı tarafından takibe konulan 16.740,49 Euro üzerinden takibin devamına karar vermişse de yine davacı tarafından iddia edilen mail yazışmasına konu hakediş tablosunun 14.480,83 Euro tutarında olduğunu, dolayısıyla taraflar arasında gerçekleşen ödeme tabloları incelendiğinde müvekkili tarafından ulaşım, konaklama ve personel giderleri için davacıya 2.260,57 Euro fatura tanzim edilmiş olup bu fatura bedelinin davacı hakediş alacağından düşüldükten sonra kalan bedelin ödemesinin davacı şirkete defaten yapıldığını, Davacının,davalıdan herhangi bir nam altında hak ve alacağı bulunmamakla beraber bir an için müvekkilinin borçlu olduğu kabul edilse dahi takibe konu alacak tutarından müvekkilinin davacı adına yapmış olduğu ulaşım, konaklama ve personel giderlerinin düşülmesi gerektiğini, mahkeme dosyada alınan son bilirkişi raporunu hükme esas almış ise de bidayetinde 10.05.2017 tarihli bilirkişi raporunun eksik inceleme mahsulü olarak tanzim edildiğini, zira müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları tetkik edilmeksizin, yalnızca davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile rapor hazırlandığını, HMK gereğince bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmasına, hem de müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu şirket merkezi adresinin bildirilmiş ve hangi gün olursa olsun bilirkişi incelemesine hazır edileceğinin beyan edilmiş olmasına rağmen bilirkişinin kendisine verilen yasal yükümlülüğü yerine getirmekten kaçındığını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarını tetkik etmekten imtina ettiğini ve eksik incelemeyle ilk raporu tanzim ettiğini, ancak mahkemece hükme esas alınan ikinci ve son raporun da eksik incelemeyle tanzim edilmiş olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, müvekkili ticari defter ve kayıtlarının incelenmiş olmasına rağmen hukuka uygun bir değerlendirme yapılmayıp salt davacının iddia ve talepleri üzerinden rapor hazırlandığını, bilirkişinin, müvekkilin ticari defter ve kayıtlarını incelemeksizin tanzim ettiği ilk rapordaki görüşünü müvekkilin borçlu bulunmadığını gösteren defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptığı halde değiştirmediğini, İcra inkar tazminatı talebinin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin her iki takip dosyası açısından da %20 oranında icra inkar tazminatına karar verdiğini, ancak şartları oluşmadığı halde mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takiplerine vaki itirazların İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanını kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, her iki icra takibine konu fatura konusu malların davalıya tesliminde ve fatura bedelleri hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı yan yargılama aşamasında fatura bedellerinin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca ödendiğini ve davacıya borçları bulunmadığını savunulmuştur. İhtilaf takip ve dava konusu alacağa dayanak faturaların davalı yanca ödenip ödenmediği hususundadır. Bu durumda borcun ödendiğinin kanıt yükü davalı yan üzerindedir. Mahkemce taraf defterlerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler de gözetildiğinde, takip konusu alacağın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ise Cezayir’e gönderilen mallar kapsamında Cezayir şubesi tarfından yapılan ödemeler dikkate alındığında, davacıya her iki takip konusu alacağa dayanak faturalar kapsamında borçlu göründüğü, davalının ödeme savunmasını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Davacının İstanbul …. İcra müdürlüğünün …. sayılı dosyasında takip konusu yaptığı 16.10.2012 tarih … nolu ve 13.03.2013 tarihli … nolu faturalar ile aynı tarihli başka faturaların bulunup, bunların takip konusu yapılmamasının takip konusu faturaların da ödendiğinin kanıtı olduğu, aksinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir. Ödeme savunmasının kanıtlanması gerekir. Yine davacının 16.740,79 Euro alacağın tahsili için İstanbul …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu alacak iddiasının mahkemece mail yazışması dışında delil olmaksızın karar verildiği ileri sürülmüşse de yukarıda açıklandığı üzere mahkemece, taraf ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak ve fatura konusu malların tesliminde ihtilaf olmayıp, davalı yanın ödeme iddiasını kanıtlamamasına göre hüküm kurulması yerinde olup , davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde değildir. Davalı vekilince mail yazışmasına konu hakediş tablosunda borcun 14.480,83 Euro olduğu, müvekkili tarafından ulaşım, konaklama ve personel giderleri için davacıya 2.260,57 Euro tutarında fatura tanzim edildiğini, bu tutarın mahsubu ile kalan tutarın davalıya ödendiği, kaldı ki borçlu olunduğu düşünülse bile bu tutarın davacı alacağından düşülmesi gerekeceği ileri sürülmüştür. Öncelikle dosyaya sunulan davacı faturası kapsamında davalı yanca ödemeye ilişkin garanti bankası makbuz içeriği de gözetildiğinde, 2.260,57 Euro luk faturanın düzenleme, davacıya gönderilme ve davacı tarafından garanti bankası havalesi ile ödeme tarihinin davacının takip tarihinden sonra olup, davacı yanca davalıya ödendiği de sunulan banka makbuz içeriğiyle kanıtlandığı gözetildiğinde, davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde değildir.Takibin faturaya dayalı alacağa ilişkin olup, alacak likit olmakla mahkemece davalı aleyhine inkar tazminatına karar verilmesi yasaya uygundur. İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 2.927,98 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21/11/2019