Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/160 E. 2018/948 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/160
KARAR NO : 2018/948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/394 Esas – 2017/846 Karar
TARİH : 29/11/2017
DAVA : Taşıyıcı Aleyhine Rücuen Tazminat
Taraflar arasında görülen rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: sigortalısı … A.Ş.’nin 65 palet içindeki 132 kartondan mütevellit muhtelif cins serum torbası ve tıbbi malzeme yükünün Belçika’dan Türkiye’ye taşınmak üzere 23/04/2015 tarihinde davalı şirket sorumluluğunda … plakalı araca yüklenerek 05/05/2015 tarihinde davalının antreposuna ve oradan da 15/05/2015 tarihinde sigortalı firmanın deposuna getirildiğini, sigortalı firmanın deposunda yapılan tahliye sonucunda 1 kutu içinde 6000 adet …. urun kodlu Bag Sol 500MI 2Up Is West Star tanımlı 2li serum torbası emtiasının hasara uğradığının tespit edildiği ve bu hususun araç sürücüsünün de imzasıyla tutanak altına alındığını, yaptırılan hasar ekspertiz incelemesi sonucu emtianın nakliyeci firmanın sorumluluğunda antrepo/sigortalının deposu arasında yapılan sevkiyatta hasarlanmış olabileceğinin tespitiyle hasar bedeli olan 3.235,65-TL’nin poliçe kapsamında dava dışı sigortalıya 18/06/2015 tarihinde ödendiğini, bu surette sigortalıya halef olunduğunu, hasardan taşımacının sorumlu olduğunu ileri sürerek sigortalıya ödenen 3.235,65 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte rücuen davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderleri, vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlıkta CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, taşıma sözleşmesi sorumluluğunda …plakalı araçla taşınan yükün antrepoya tam ve hasarsız olarak boşaltıldığını, buradan müvekkilinin sorumluluğunda … plakalı araçla alıcıya tam ve hasarsız olarak 14.05.2015 tarihinde irsaliye ile teslim edildiğini, CMR senedi ile taşıma irsaliyesine hasar kaydı düşülmemiş olduğunu, malların tesliminden sonra davacının davasına dayanak sunduğu 15.05.2015 tarihli düzenlenen hasar tespit tutanağının denetime elverişsiz ve zararın boyutuna ilişkin somut veriler içermediğini, dosyadaki ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, serum torbalarında kesinlikle hasar bulunmadığını, eksper raporunda serum torbalarının değil kolilerin hasarlı olduğunun belirlendiğini, eksperin hijyen ve sağlık sektörü ile ilgili mesleki formasyon ve bilgisi hakkında bir kanıt olmadığını, ekspertiz raporunun tek taraflı düzenlenmiş ve gerçekleri izahtan uzak olduğunu, kolilerin dört ayrı bölümden oluştuğu ve olayda koli üzerinde sadece bir delik bulunduğunu, koli içindeki hiçbir serum torbasının hasarlanmadığını, aksi durumda ise sadece bir bölümdeki yükün hasarlanmış olabileceğini, davacı tarafın rücu talebinin fahiş olduğunu, sorumluluk hükümlerine göre brüt kg. başına 8.33 SDR hesaplaması yapılabileceğini, bunun gibi faiz talebinin de fahiş olup avans faiz isteyemeyeceğini, CMR hükümlerine göre % 5 faiz talep edilebileceğini, ayrıca hasarın gerçek mal bedeli üzerinden tazmin edilebileceğini, sigortalı ile sigortacı arasındaki sözleşme özel şartına tabi % 10 veya daha yüksek oranda bedel arttırıcı tutarlardan sorumlu görülemeyeceklerini beyanla, meydana gelen hasar ve zararı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, öncelikle davanın taşıyıcı sorumluluk sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye ihbarına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreit vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi (İDM) 29.11.2017 tarih 2016/394 Esas – 2017/846 Karar sayılı kararında özetle;
CMR 32. maddesi uyarınca taşıma ve hasar ödeme tarihleri itibariyle 1 yıllık zamanaşımı dolmadan davanın açıldığı, bu nedenle davalının zaman aşımı definin reddine karar verildiği,
Dava konusu taşımanın CMR hükümlerine tabi olduğu, taşıma sırasında meydana gelmiş bulunan hasarın davacıya ait sigorta sözleşmesi teminatında olduğu, davacının dava dışı sigortalısına ödediği zarar tutarını davalıya rücu etmesinin mümkün bulunduğu, emtianın taşıma sırasında hasarlanmış olmasından dolayı meydana gelen zarardan CMR 17. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının sorumlu olduğu, üst sorumluluk limitinin altında olan ve piyasa rayiç değerine uygun bulunan 3.235,65 alacak talebi yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, dosya kapsamında davacının dava dışı sigortalıya 18/06/2015 tarihinde ödeme yaptığı anlaşılmakla 3.235,65-TL’nin 18/06/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde;
İlk derece mahkemesince yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, bilirkişi raporunun aksine, taraflı ve somut verilere dayanmaktan uzak eksper raporuna dayanılarak hüküm tesis edildiğini, bu surette adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, dava konusu taşımaya CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini ve davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını,
Davacının sigortalısının Belçika’dan ithal ettiği ve müvekkili şirketin taşıdığı malların …plakalı araçla Antrepoya 05.05.2015 tarihinde tam ve hasarsız olarak boşaltıldığını, CMR hamule senedi üzerinde herhangi bir hasar kaydı vb.olmadığını, herhangi bir hasar / rezerv tutanağı da düzenlenmediğini, gümrük işlemlerinin ardından malların yetkili gümrükçü …’in kontrolü ile müvekkili şirkete ait … plakalı araçla davacının sigortalısının deposuna 14.05.2015 tarihinde tam ve hasarsız olarak teslim edildiğini, taşıma irsaliyesinde de görüleceği üzere malların tam ve hasarsız olarak davacının sigortalısına teslim edildiğini, bu teslime ilişkin herhangi bir ihtirazı kayıt düşülmediğini ve malların hasarlı teslim edildiğine dair hiçbir beyanda bulunulmadığını,
Davacının davasına dayanak olarak kabul ettiği 15.05.2015 tarihli teslim alma tutanağının 14.05.2015 inden sonra dava dışı sigortalı çalışanı tarafından tek taraflı düzenlenmiş, denetime elverişsiz, zararın boyutunu belirlemeden uzak ve somut veriler içermediğini, 14.05.2015 teslim tarihli taşıma irsaliyesinde imzası bulunan davacının sigortalısı şirketin çalışanı …’ün teslim alan sıfatıyla imzası bulunduğunu, söz konusu şahsın malları teslim alırken taşıma irsaliyesine ve CMR senedine herhangi bir ihtirazı kayıt veya hasar şerhi düşmediğini, malların hasarlı olduğu iddia ediliyorsa söz konusu taşıma irsaliyesi ve CMR senetlerine teslim anında itirazi kayıt veya hasar şerhi düşülmesi gerektiğini, buna göre davacı sigortacının ödediği tazminatın poliçe teminatı kapsamında olmadığını ve lutuf ödemesi olduğunu, bu nedenle taşıyana rücu edemeyeceğini,
Yerel mahkemenin emtianın taşıma sırasında hasarlanmış olduğu , sağlık ürünü olduğu ve steril olma özelliğinin kaybedilmesi nedeniyle doğrudan imha prosedürünün uygulanacağının kabulüyle davanın kabulüne karar verdiğini, ancak ekspertiz raporunun ekindedeki fotoğraflardan da görüleceği üzere kolinin serum torbalarını bir arada tutan ambalaj olduğunu, eksper hasar nedeni olarak yırtık hasar gören maddeyi ise koli olarak tanımladığını, kolilerin yırtık (hasarlı) olduğunu raporuna geçirdiğini, serum torbalarının yırtık olduğunu, hasarlandığını belirtmediğini, serum torbalarının sağlam olduğunu, ekspertiz raporunun ekindedeki fotoğraflarda da görüleceği üzere bahsi geçen kolilerin 2 veya 4 ayrı bölüme ayrıldığının görüleceğini, her bir bölümde de büyük torbalar içinde serum torbaları bulunduğunu, koli üzerinde sadece bir delik bulunduğu dikkate alındığında koli içindeki hiç bir serum torbasının hasarlanmadığı bir yana en kötü ihtimalle 4 bölümden sadece bir adedinin içindeki büyük torbanın yırtılmış olabileceğini kabul etmek gerekeceğini,
Hijyenik olduğu ve hijyen şartlarını kaybettiği için kullanılamaz kabul edilip imhasına karar verilen malların imha edilip edilmemesine ilişkin objektif, bilimsel bir görüş elde edilebilmesi için bu belgelerin incelenmesi gerektiğini, ayrıca hasara uğradığı iddia edilen malların davacının sigortalısı tarafından imha edilip edilmediğinin tespit edilmesi, imha edilmiş ise imha tutanaklarının istenmesi gerektiğini, bu durumun davacının ve sigortalının artı bir kazanç elde edip etmediğinin tespiti için gerekli olduğunu, yukarıda da izah ettikleri gibi imha tutanağı sunulmadığını, bilirkişilerin imha edilmiş olacağını düşünerek tespit yaptığnı, olasılık ile tespit yapılamaycağını,
CMR Konvansiyonuna göre faizin % 5 oranında olması gerektiğini, ancak hükümde avans faizine hükmedildiğini ileri sürerek,
İstinafa konu Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.11.2017 tarih ve 2016/394 E., 2017/846 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/394 E., 2017/846 K. sayılı dosya kapsamı.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından, dava dışı sigortalısına yapılan hasar ödemesinden ötürü, zarardan sorumlu olduğunu ileri sürdüğü taşıyıcı aleyhine rücuen tahsil için dava açıldığı, İDM tarafından davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır.
HMK.’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının dava dışı sigortalının yurt dışından ithal ettiği sağlık ürünlerinin (serum) sigortalıya ait depoya kadar taşınmasını davalının üstlendiği, uyuşmazlığın çözümünde CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği taraflar arasında ihtilafsızdır.
İDM tarafından, Sigortacılık Kanunu uyarınca bağımsız ekspertiz raporu ve yargılama sürecinde alanında uzmanlarından oluşturulan bilirkişi kurulu rapordaki tespitlere yer verilerek ve gerekçesi yazılmak suretiyle karar verilmiştir. HMK.’nın 282. maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” düzenlemesi de gözetildiğinde; mahkemece yargılamada usul kurallarına uygun hareket edildiği de anlaşılmakla davalı vekilinin bilirkişi raporunun aksine, eksper raporuna dayanılarak hüküm verildiği, bu surette adil yargılama haklarının ihlal edildiği yönündeki istinaf nedini yerinde görülmemiştir.
İDM gerekçesinde de işaret edildiği üzere, CMR 32. maddesi uyarınca davalı tarafından emtianın dava dışı sigortalı adresine teslim tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde 27.04.2016 tarihinde açıldığı anlaşılan davada zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni de yerende değildir.
Davalı yanca emtiaların davacı sigortalısının çalışanının imzası bulunan 14.05.2015 tarihli irsaliye ile teslim edildiği, gerek CMR senedine gerekse bu belgede malların hasarlı olduğuna dair şerh veya ihtirazı kayıt konulmadığı, 15.05.2015 tarihli teslim tutanağının ise davacı sigortalısının çalışanı tarafından tek taraflı düzenlenmiş belge niteliğinde olduğu ileri sürülerek buna göre davacının sigortalısına poliçe teminatı kapsamında olmayan hasarın ödendiği, ödemenin lutuf ödemesi olduğunun kabulünü gerekeceği ileri sürülmüştür. Davalının emtiaların hasarlı teslim edildiğine dair sunulan ve araç sürücüsünün de imzasının bulunduğu 14.05.2015 tarihli irsaliyede, davacı sigortalısı çalışanının adı ve imzasının altın da da 15.05.2015 tarihinin bulunduğu görülmekle, her ne kadar irsaliye tarihi matbu olarak 14.05 2015 tarihi taşımakta ise de yukarıda belirtildiği şekilde teslim alan ad ve imzası altında 15.05.2015 tarihinin atılı olduğu değerlendirildiğinde, emtianın 15,05.015 tarihinde sigortalı adresine teslim edildiği ve hasar şerhinin de taşımacının temsilcisi araç sürücüsünün katılımı ile düzenlendiği anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde değildir.
Davalı vekilince hasarlandığı ileri sürülen serumlara ilişkin imha tutanağının ibraz edilmediği, eksper raporu ve fotoğraflara göre serum poşetlerinin içinde bulunduğu ambalajlı kolinin delinerek hasar gördüğünün tespit edildiği, tüm bunlara göre serumların steril özelliğinin kaybolduğunun da kabulünün doğru olmayacağı ileri sürülmüştür. Gerek eksper rapor içeriği, gerekse Biyomedikal Y. Mühendisi bilirkişinin de aralarında bulunduğu heyetten alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespit ve belirlemelere göre, dava konusu serum torbalarının tek kullanımlık malzeme olduğu, malzemelerin oluşan hasar nedeniyle steril özelliğini kaybedecekleri, tekrar steril hale getirilmelerinin de mümkün olmayacağı, steril özelliği kaybolmuş sağlık ürününün kullanılamaz hale geleceği yönündeki görüşleri dikkate alındığında, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedini de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince CMR konvansiyonu uygulanan uyuşmazlık yönünden kurulan hükümde fazin % 5 olarak belirlenmesi gerekirken, avans faizine hükmedilmesinin hatalı olacağı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. CMR 27. maddesi kapsamında ancak yabancı para tahsili talepleri yönünden % 5 faiz oranı uygulanabilecektir. Oysa somut uyuşmazlıkta talep TL cinsinden olup, mahkemece TL üzerinden zararın tahsiline karar verilmiştir. Bu itibarla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 165,52 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.’nın.353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 27.09.2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.