Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1594 E. 2019/1420 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1594
KARAR NO : 2019/1420
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI : 2017/538 -2018/499 E.K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti-manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin, 29/04/2017 tarihinde, … İlçesi, … Bölgesinde “..” markası ile yeni projesinin satış ve pazarlama faaliyetlerine başladığını, ancak davalı tarafça, … Projesi satış ofisinin hemen karşısında bulunan … sitesi … Rezidans B Blok üzerine asılan ve üzerinde “… Davalıyız Dikkat ! Sormadan Almayın Müracat … ” yazan, yaklaşık 20 metre boyunda ve 8 metre eninde bir pankart afiş asıldığını, müşterilerin bu afişten olumsuz etkilendiğini, satış temsilcilerine de rahatsızlıklarını aktardıklarını, bunun üzerine İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/2048 D. İş sayılı dosyasından yapılan başvuru sonucu haksız rekabet teşkil eden pankartın (afişin) indirilmesine karar verildiğini, kararın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından infaz edildiğini ileri sürerek, davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespitine, haksız rekabet teşkil eden eylemin men’ine, maddi tazminat talep ve diğer tüm hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000,00 TL manevi tazminatın, avans faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkil şirkete tediyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı şirketin daha önceden yapmış olduğu konutları … adıyla satışını yaptığını ve bir kısım yeşil alanın da siteye ait olduğunu ilan ettiğini, fakat sonradan bu alan üzerine … projesi adı altında inşaat yapılacağından bahisle dozerlerle girilerek müvekkili siteye ait yeşil ve piknik alanlarının talan edildiğini, bu kapsamda müvekkili site ile davacı arasında ihtilafların yaşandığını, bu durumun yazılı ve görsel basında yer aldığını, karşılıklı açılmış birçok davanın mevcut olduğunu, ortada bir haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, dava konusu pankartta zaten ifşa olmuş bir durumun, gerçeğin duyurulmasından ibaret olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalıların … Toplu Yapı Site Yönetiminde yer aldıkları, … sitesinde yer alan binaya “… davalıyız dikkat! sormadan almayınız müracaat … ” şeklinde pankart astıkları, taraflar arasında sitede kat mülkiyetine esas binaların bulunduğu 6787 parsel sayılı taşınmaza tahsisli olduğu iddia edilen 109 ve 6785 nolu parsellerin davacı tarafça başka bir projede kullanılacağının belirtilmesi nedeni ile uyuşmazlıkların bulunduğu ve buna ilişkin taraflar arasında başka bir davanın bulunduğu hususunun ihtilaf konusu olmadığı, ayrıca bu uyuşmazlıkla ilgili olarak çeşitli basın yayın kuruluşlarında haberler yapıldığı, ayrıca davaya konu pankarttan başka bir kısım pankartın daha asıldığı ancak dosyada fotoğrafı bulunan bu pankartlar ile davaya konu pankartın aynı dönemde ve birlikte görülecek şekilde asılıp asılmadığının belirsiz olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın niteliği ve bu durumun çeşitli basın yayın organlarında yer almış olması nedeni ile pankartın esasen bu ihtilafa ilişkin olduğu, pankartta yazılan hususların ifade ediliş biçimi ile davalıyız ibaresinin görünür gerçekliğe uygun olduğu, ancak pankartta taraflar arasında görülen davanın neye ilişkin olduğuna dair bir açıklama bulunmadığından pankartta geçen “dikkat sormadan almayınız” şeklindeki ibarenin davacının ürünlerindeki bir olumsuzluğa işaret edebilecek nitelikte olması ve müşteri kararlarını etkilemeye yönelik olması nedeni ile haksız rekabet teşkil edeceği, bu kısım yönünden davanın yerinde olduğu, buna karşın davalının manevi zararına neden olacak nitelikte olmayan pankart sebebi ile TBK’nın 58. maddesindeki manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, haksız rekabetin tespiti ve men-i yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği isabetle tespit edilmişken, manevi tazminata hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı gibi manevi tazminat talebinin hangi gerekçe ile reddedildiğinin kararda tartışılmadığını, kararın bu yönden gerekçesiz olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının manevi tazminat yönünden kaldırılarak, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, TTK’nın 56. maddesi uyarınca, haksız rekabetin tespiti ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı, inşaat sektöründe faaliyet gösteren firma aleyhine, satış ofisinin karşında yer alan binaya davalı tarafça ” … Davalıyız Dikkat ! Sormadan Almayın Müracat … ” yazan, yaklaşık 20 metre boyunda ve 8 metre eninde bir pankart afiş asıl asıldığını, eylemin haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek haksız rekabetin tespiti ile menini ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, davalı davanın reddini savunmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 55. maddesinde, “Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” kenar başlığı altında, altı ana başlık sayılmıştır. Bu ana başlığın ilk kategorisinde “Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar” gelir (TTK md. 55/1.a-1). Buna göre, bir kişi bir başkasını ya da o kişilerin mal, iş ürünü, fiyat veya faaliyetlerini yanlış yere, yanıltıcı yere ya da gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemektedir. Burada bir kimsenin başkası nezdindeki itibari ile haksız biçimde oynamak, iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturduğu gibi aynı zamanda kişilik haklarına da tecavüz niteliğindedir. Kötüleme; karalama, perdeleme, değerini küçümsetme ve aşağıda bulunduğunu söyleme gibi fiilleri kapsar. Kanun koyucu, kötüleme fiilinin yanlış, yanıltıcı veya incitici bir temele dayanmasını aramıştır. Kötüleme, bir kimseyi karalamayı, bu kimsenin halihazırda var olan değerini diğerlerinin gözü önünde düşürmeyi veya küçümsemeyi içerir.Somut olaya gelince, davacının “Gökorman” projesi kapsamında taşınmazlarını satışa sunduğu, daha evvelden yapmış olduğu konutları “Avangarden” adıyla satışını yaptığı, yeni projeye dahil edilen bir kısım alanın … sitesine ait olduğundan bahisle taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, dava konusu afişte “… Davalıyız Dikkat! Sormadan Almayın Müracat … ” İfadeleri yer almakta olup, bu ifadelerle davacının sunmakta projeye gönderme yapılmıştır. Davalı tarafça, taraflar arasındaki kamuoyuna yansımış davalar konusunda bilgilendirme yapıldığı savunulmuş ise de sözkonusu afişte bu davaların içeriği konusunda herhangi bir bilgilendirme yer almadığı gibi tüketiciler nezdinde davacının yeni projesi konusunda ihtilaf bulunduğu yönünde doğru olmayan bir algı oluşturulmuştur. Bu durumda bu ifadelerin TTK m. 55/1-a-l hükmü bağlamında “..yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla ” kötüleyici nitelikte olduğu, haksız rekabet koşullarının somut olayda oluştuğunun kabulü gerekir.İlk derece mahkemesince, davacının manevi tazminatın isteminin reddedine karar verilmiştir.Manevi tazminat yönünden; TBK’nın 58. maddesi uyarınca, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur.Bu durumda, davacının, iddia ettiği olayların kişilik hakkını, örneğin hayatını, sağlığını, vücut bütünlüğünü, şeref ve haysiyetini ya da somut olayda iddia edildiği üzere ticari itibarını nasıl ihlal ettiği hususunu somut olarak açıklaması ve bu iddialarını ispat etmesi gerekir. Somut olayda bu olguların varlığı ispat edilemediğinden, koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir (Bkz. Emsal nitelikte Yargıtay 11 HD, 02/07/2014 tarih, 2014/6575 – 2014/12690 E.K sayılı ilamı).Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/11/2017 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.