Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/158 E. 2018/640 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/158
KARAR NO : 2018/640
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2016/1155
DAVANIN KONUSU : Hisse devir sözleşmesinin iptali, hisselerin iadesi- İhtiyati tedbir
Esas hakkında açılan dava içinde verilmiş olan ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ortağı olduğu .. Ltd. Şti. ile davalı ….. A.Ş. arasında 07/01/2011 tarihinde iş ortaklığı sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin konusunun TOKİ’ye ait 3324 nolu parselin satın alınması olduğunu, alınacak taşınmazın %60’ının … şirketine, %40’ının ise müvekkillerinin ortağı olduğu … Şirketine ait olacağını, daha sonra müvekkillerinin ortağı olduğu şirket ile ..irketi arasında 03/04/2013 tarihli şirket hisse devrini amaçlayan başka bir protokol yapıldığını, bu protokolün amacının, …Ltd. Şti.’nin hisselerinin devrini öngördüğünü, devir bedelinin belirlendiğini, daha sonra 16/01/2014 tarihli şirket hisselerinin devri konusunda önceki protokolü geçersiz kılan başka bir protokol daha yapıldığını, bu protokol ile hisse devirlerinin şartlarının yeniden belirlendiğini, 16/01/2014 tarihli protokole göre … Şirketinin hisselerinin devredildiğini, hisse devir bedeli protokolün 5 ve 8.maddelerinde düzenlendiğini, müvekkillerinin üzerlerine düşen edimlerini yerine getirmesine rağmen davalıların 16/01/2014 tarihli protokol hükümleri gereğince hisse bedellerini ödemediklerini, dolayısıyla hisse devrinin geçersiz hale geldiğini, bu sebeple taraflar arasında hisse devrine ilişkin olarak akdedilen 03/04/2013 ve 16/01/2014 tarihli protokollerin iptaline, müvekkillerine ait …. Tic. A.Ş. hisselerinin davalılara devrine ilişkin parasal karşılığı ödenmeyen ve hukuken geçerli olmayan hisse devirlerine ilişkin protokoller olmak üzere tüm işlemlerin iptali ile müvekkillerin uhdesinde iken davalılara geçen tüm hisselerin müvekkillere iadesi ile müvekkiller adına kayıt ve tesciline, davalı şirket hisseleri üzerine, hisselerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkillerin hisselerini devretmiş oldukları şirket hisseleri ile birlikte, maliki oldukları “İstanbul İli, Ümraniye İlçesi … parselde kayıtlı taşınmaz”daki %40 hissenin üçüncü kişilere devredilmesi halinde müvekkillerin haklarını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden, müvekkillerinin telafisi imkansız zararlara uğramasının önüne geçilmesi amacıyla davalı şirketin maliki olduğu taşınmaz hissesi üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için dava sonuçlanıncaya kadar kayden ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili savunmasında özetle; …Şirketinin tüm hisselerinin daha önce davacılara ait olduğunu, iş ortaklığı sözleşmesi kapsamında TOKİ ihalesinden alınan gayrimenkulün %40’ının davacıların ortağı olduğu … Şirketi tarafından, %60’ının ise … Gayrimenkul şirketi tarafından alındığını, akabinde 03/04/2013 tarihli protokolün imzalandığını, … Şirketinin tüm hisselerinin…’in belirleyeceği kişilere devri konusunda mutabakat sağlandığını, bu protokol kapsamındaki ödemelerin yerine getirildiğini, daha sonra hisse devrine ilişkin 16/01/2014 tarihli bir protokol daha imzalandığını, bu protokolün 5. maddesinde, hisse devir bedellerinin şarta bağlandığını, hisse bedellerinin ödenmediği iddiasıyla iş bu davanın açıldığını, oysa hisse bedellerinin ödenmesi şarta bağlandığından şartın gerçekleşmediğini, bu sebeple tedbir talebinin yerinde olmadığını, şartın gerçekleşmesi sadece taraf iradelerine bağlı olmayıp dış şartlara da bağlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi 15/12/2016 tarihli kararıyla; taşınmazın dava konusu olmadığı gibi, taraflar arasındaki protokolün 6. maddesi dikkate alınarak hisse bedellerinin ödenmesinin protokol’ün “… tarafından belirlenecek hüküm ve koşullar ile yine … tarafından belirlenecek kişi ve kurumlar tarafından satışı halinde elde edilecek bedele göre … ortaklarına hisse devir bedeli olarak ödenek tutarın belirleneceği” cümlesi uyarınca hisse devir bedelinin ödenmesinin şarta bağlandığını, dosya kapsamı itibariyle şartın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilemediğinden şirket hisseleri ve taşınmaza yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Bu kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul BAM 14.H.D’si 05/10/2017 tarih, 2017/456 E., 2017/595 K.sayılı ilamı ile, şirket hisselerinin halen kime devredildiği ve kimin uhdesinde olduğu açıklığa kavuşturulmadan, şirket hissedarının halen davada taraf olup olmadığı araştırılmadan karar verildiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.H.D’sinin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesi 05/01/2018 tarihli ek kararında, dosyaya sunulan iş ortaklığı sözleşmesi ve iki adet protokolün mahkemece değerlendirildiği, iş ortaklığı sözleşmesinden sonra davacıların ortağı olduğu …şirketi ile davalı … şirketi arasında 03/04/2013 tarihli protokol imzalandığı, daha sonra 16/01/2014 tarihinde başka bir protokol daha imzalandığı, bu protokolün 2. maddesi ile yapılmış işlemlere ve ödemelere helal gelmemek kaydıyla 03/04/2013 tarihli protokolün sonlandırıldığı, bu protokolün 6.maddesinde hisse devir bedelinin ödeme şeklinin tespit edildiği, protokolde belirtilen şartın henüz gerçekleşmediği, davacılar davalı … Şirketine ait devredilen hisselerin adlarına tescilini talep ettikleri, … Şirketinin A.Ş. olması sebebiyle devrin tescile tabi olmadığı, verilecek tedbir kararının infaz kabiliyetinin bulunmadığı, protokolde belirtilen şartın gerçekleşmediği, BAM kararında belirtilen diğer araştırmaların ise tahkikat aşamasında yapılacak işlemler olduğu, mevcut dosya kapsamına göre değerlendirilmesi gerektiği, yine de hisse devri bedeline ilişkin şartın gerçekleşip gerçekleşmediği uyuşmazlık konusu olup bu durum yargılama sonucu ortaya çıkacağı, protokol uyarınca ödemeye ilişkin yükümlülüklerin zamanında ifa edilip edilmediğinin yine yargılamayı gerektirdiği, 03/04/2013 tarihli protokolde belirtilen 18 aylık sürenin 16/01/2014 tarihli protokol ile geçersiz kılındığı, bu hali ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Şirket hisselerinin davalılara devredildiği ve halen davalılar uhdesinde bulunduğu tespit edilmesine rağmen istinaf mahkemesinin bu konuda kararı açık olmasına rağmen ilk derece mahkemesince yeniden tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, müvekkillerinin devir yükümlülüğünü yerine getirdiklerini, müvekkillerinin devrettiği hisselerin halen kimin üzerinde olduğunun da tespit edildiğini, … Şirketinin tüm hisselerinin diğer davalı …Ş.’ye ait olduğunu, … A.Ş.’nin tek pay sahibinin ise … Şirketi olduğunu, istinaf mahkemesince açıkça işaret edilmesine rağmen yeniden ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın yasaya aykırı olduğunu,
Anonim Şirket hisselerinin tescile tabi olmadığı gerekçesiyle hisseler yönünden tedbir talebinin bu gerekçelerle reddine karar verilirken gayrimenkule dair taleplerinin reddi hakkında gerekçe gösterilmediğini, 07/06/2011 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi gereğince taşınmazın satın alındığını ve % 40 hissesinin … Şirketine ait olduğunu, şirket hisselerinin ve şirketin sahip olduğu gayrimenkulün satılması halinde dava lehe sonuçlansa dahi verilen kararın anlamsız kalacağını, HMK 389.maddesindeki şartların dosyada gerçekleştiğini,
Sözleşmede herhangi bir süre öngörülmediği şeklindeki mahkeme değerlendirmesinin doğru olmadığını, 03/04/2013 tarihli sözleşmede 18 aylık süre öngörüldüğünü, 16/01/2014 tarihli protokol Enisler Şirketinin hisselerinin devri, bundan doğacak gelirin paylaşımına yönelik iş ortaklığının tasfiyesi koşullarını belirlediğini,
İlk derece mahkemesinin, sözleşmenin şarta bağlı olduğu şeklindeki gerekçesinin hatalı ve dosya içeriğine aykırı olduğunu, zira müvekkilinin protokol gereğince hisselerini devrettiğini, 16/01/2014 tarihli protokolde ödeme konusunda çeşitli alternatifler getirildiğini,
Davalı …’in aldığı şirket hisselerini iade etmesi ya da protokolde belirtildiği şekilde en az 40.000 m²lik inşaat alanı geliştirerek metrekaresi 2.050 USD üzerinden satılmışcasına müvekkili ortaklarına ödeme yapması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin ret kararının kaldırılmasına ve şirket hisseleri üzerine ve taşınmaz üzerine tedbir konulmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesi ile; ilk derece mahkemesi, yasal koşulları gerçekleşmediğinden tedbir talebinin reddine dair karar verdiğini, bu kararın dosya içeriğine uygun olduğunu, hisse devir bedelinin şarta bağlı olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bunun da yargılamayı gerektirdiğini, 16/01/2014 tarihli protokolde belirtilen şartın gerçekleşmesi halinde hisse devir bedelinin muaccel hale geleceğini belirterek davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacıların daha önce ortak oldukları … Ltd.Şti. İle ..Elektrik Üretim A.Ş. arasında 07.06.2011 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi imzalanmıştır. İş ortaklığı sözleşmesi kapsamında TOKİ’ye ait Ataşehir, ada: …’ de tapuya kayıtlı taşınmazın %40 hissesi davacıların ortağı olduğu … Ltd.Şti. tarafından, %60 hissesi ise … A.Ş. tarafından satın alınmıştır. İş ortaklığı sözleşmesi ile alınan taşınmaz üzerine finans merkezi konseptine uygun inşaat yapılması ve yapılacak inşaatın pazarlanıp satılması ile ortakların hak ve yükümlülüklerinin tespiti amaçlanmıştır. Ortaklık kârının ne şekilde dağıtılacağına dair 03/04/2013 tarihli …Şirketi ile …şirketi arasında protokol imzalanmıştır. Bu protokolün konu ve amaç başlıklı 2.maddesinde, bu protokolün amacı, ..İnşaat ortaklarının şirket hisselerini …’e veya onun belirleyeceği kişilere satılıp devredilmesi olarak belirlenmiştir. Devrin daha sonra düzenlenecek hisse devir sözleşmesinde belirlenecek şartlara da tabi olacağı kararlaştırılmıştır. Protokolün 4.maddesinde, hisse devir bedeli olarak 30.393.350 USD belirlenmiştir. Protokolün 7.maddesinde, protokolün imza tarihinden itibaren 18 aylık sürede geçerli olduğu, hisse devir sözleşmesinin akdedilmesiyle bu protokolün kendiliğinden hükümsüz kalacağı, bu sürenin …’in tek taraflı yazılı beyanı ile uzatılabileceği kararlaştırılmıştır.
Daha sonra … şirketi ile…şirketi arasında 16.01.2014 tarihli hisse devir protokolü imzalanmış, protokolün II.maddesinde, 03.04.2013 tarihli protokolün, bu protokolün imza tarihine kadar yapılmış ödemelere helal gelmemek kaydıyla yürürlükten kalktığı belirtilmiştir. 16/01/2014 tarihli protokolün IV.maddesinde, davacıların daha önce ortak olduğu limited şirketin anonim şirkete dönüştürüldüğü, …. A.Ş. hissedarları olan davacıların şirket hisselerini …e veya onun belirleyeceği gerçek veya tüzel kişilere devretmeyi taahhüt ettikleri, protokolün VI. maddesinde, devir bedelinin şirkete ait gayrimenkul üzerinde yapılacak inşaatın metrekare fiyatına göre belirleneceği ve yapılacak satışlar sonrası devir bedelinin ödeneceği hükme bağlanmıştır. İnşaat asgari metrekare bedeli ve inşaatın toplam alanı bu bentte açıkça ifade edilmiş, satışın … tarafından belirlenecek kişi ve kurumlara yapılacağı, elde edilecek satış bedeline göre de hisse devir bedelinin davacılara ödeneceği belirtilmiştir. 16/01/2014 tarihli protokolün VIII. maddesi ile de taşınmaz satış bedellerinin … adına açılacak banka hesabında toplanması ve bazı kalemler düşüldükten sonra kalan kârın eşit oranda paylaştırılması kararlaştırılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davacıların önce ortak olduğu …Ltd. Şti. anonim şirket olarak unvan değiştirmiş, davacılar, şirketteki bu hisselerinin tamamını diğer davalı …Ş.’ye devretmişlerdir.
Davacılar vekili, davalılardan…. Tic. A.Ş.’deki müvekkillerine ait hisselerin davalılara devrine ilişkin, 03.04.2013 ve 16.01.2014 tarihli protokollerin iptali ile … Şirketine ait hisselerin müvekkillerine iadesi ile adlarına kayıt ve tesciline, ayrıca dava konusu edilen şirket hisselerinin üzerlerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına, yine TOKİ’den alınan ve şirket adına kayıtlı taşınmazın devrinin önlenmesi için gayrimenkulün kaydı üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.
İhtiyati tedbir kararı, meydana gelecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da gecikme sebebiyle ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir. Bunun dışında tedbir talep eden, HMK 390/3. maddesi gereğince, davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmekle yükümlüdür.
Şirkete ait taşınmaz davanın konusu olmayıp, davanın konusu şirket hisseleridir. Bu nedenle, davanın konusu olmayan taşınmazın tapu kaydı üzerine tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiş olması HMK.m.389’daki düzenlemeye uygundur.
Şirket hisseleri üzerine tedbir konulması talebi yönünden ise; taraflar arasında 07/06/2011 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi akdedilmiş, bu sözleşme kapsamında TOKİ’ye ait bir adet gayrimenkul davacıların ortak olduğu … Şirketi ile davalı … tarafından %60, %40 hisse ile satın alınmıştır.
İş ortaklığı sözleşmesinden sonra 03/04/2013 tarihli protokol başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme ile de davacıların ortak olduğu … Şirketinin hisselerinin Unıt şirketine veya onun göstereceği kişilere satılması konusunda anlaşmaya varılmış, hisse bedelleri belirlenmiştir. Sözleşmenin 18 ay geçerli olduğu tarafların hisse devir sözleşmesini yapmaları halinde bu protokolün hükümsüz kalacağı da belirtilmiştir.
03/04/2013 tarihli sözleşmeden sonra 16/01/2014 tarihli protokol imzalanmış, bu protokolde şirket hisselerinin devir bedeli yeniden belirlenmiştir. Gayrimenkul üzerine yapılacak inşaatın alanı tespit edildiği gibi satılacak gayrimenkullerinin metrekare birim fiyatının ne olacağı, davacıların ortağı olduğu şirketin hisselerinin değerinin nasıl belirleneceği ve nasıl ödeneceği yeniden kararlaştırılmıştır. Şirket hisse devri bedelinin ödenmesi 16/01/2014 tarihli protokolde koşullara bağlandığından bu koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, davalıların 16/01/2014 tarihli protokol kapsamında inşaatı yapılan alanda satış yapıp yapmadıkları, ödeme yükümlülükleri doğmasına rağmen bunu yerine getirip getirmedikleri yargılamayı gerektiren hususlardandır. Yargılamanın geldiği safahat itibariyle HMK.m.390/3’te öngörülen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin şirket hisseleri üzerine ve davalı şirket adına kayıtlı taşınmazın %40 hissesi üzerine tedbir konulması talebinin reddine dair kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu sebeple davacıların istinaf başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19/06/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.362/1.f.maddesi uyarınca karar kesindir.