Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1579 E. 2019/1421 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1579
KARAR NO : 2019/1421
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI : 2015/610- 2018/374 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, fona devredilen … tarafından genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan krediden dolayı davalıların sorumlu olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, kredi sözleşmesinin tarafı olan … ile müvekkili …’nin karıştırıldığını, borçlu … TC kimlik nolu … ve …’dan olma 01.07.1919 doğumlu …’nin 08.10.2002 tarihinde vefat ettiğini, bu durumun takibe itirazda ifade edilmesine rağmen davacının bilerek müvekkili aleyhine dava ikame ettiğini, davanın yetkisiz yerde açıldığını, genel yetki kuralı gereğince yetkili mahkemenin müvekkillerinin ikametgahı olan İzmir veya Dikili Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, ancak seçimlik hakkının kendilerine geçtiğinden Dikili mahkemelerinin yetkili olduğunu, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu borcun kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen taşınmazların icra yoluyla satışı suretiyle borca mahsuben ödeme yapıldığını, ayrca borçlu şirketin ihracat nedeniyle gelen bedelin de kredi borcundan düşüldüğünü, kredi sözleşmesinde akdi ve temerrüt faiz oranlarının gösterilmediğini, dolayısıyla kredi borcunun tamamının ödendiğini, işlemiş faizin ve takipten sonra istenen faiz oranının kabul edilmediğini, sözleşmede kefalet koşullarının bulunmadığını, müvekkili …’ın sunulan kredi sözleşmelerinden birisinde isim ve imzasının olmadığını belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, davalı … hakkındaki davanın takip edilmediğini, zira icra takibinin de bu kişiye karşı açılmadığını, ancak takip kendisiyle ilgili olmadığı halde takibe itiraz ettiğini, HMK’nın 124. maddesi uyarınca, davalı …’nin taraf olmaktan çıkarılmasını talep etmiş, ödeme iddiasının kabul edilmediğini, müvekkiline yapılmış bir ödemenin bulunmadığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacı tarafın davalı … hakkında açmış olduğu davasının husumet nedeni ile reddine, tahsilde tekerrür olmamak üzere; davacı tarafın davalılar …, ve … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile İstanbul ….İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış oldukları itirazın 10.144,72 TL asıl alacak, 109.538,30 TL işlemiş faiz ve kabul edilen 10.144,72 TL asıl alacağa takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranına ilişkin yapılan itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 119,683,02.TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağa dayanak kredi sözleşmesinin incelenmediğini, imzalar yönünden inceleme fırsatının sunulmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan tahsilatların bulunup bulunmadığının, borçlu şirket tarafından yapılan ödemelerin olduğu ileri sürülmesine rağmen dikkate alınmadığını, kefatet koşullarının tartışılmadığını, temerrüt oluşmadığı halde işlemiş faize hükmedildiğini, icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca asıl alacak üzerinden verilmesi gerekirken toplam alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını, yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hatalı hükmedildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın, İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalılar vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, … A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalıların kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğinden hesabın kat edildiğini, kat ihtarına konu alacağın sözü edilen kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, bu alacağın TMSF’den temlik alındığını iddia etmiş, davalılar ise davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, … A.Ş. ile dava dışı kredi borçlusu …Ltd. Şti. arasında bila tarihli 4.000.000.000 eTL (eski TL) limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmedeki limitlerin limit artırımı sözleşmesi ile artırılarak 15.000.000.000 eTL’ye çıkarıldığı, yine borçlu şirketle imzalanan bilatarihli 200.000 DEM limitli kredi sözleşmesinde de davalıların kefil olarak imzalarının olduğu, dolayısıyla davalıların Türk lirası bakımından kulllandırılan kredilerden dolayı kefalet limitlerinin 15.000.000.000 eTL ile sınırlı olduğu, kredi lehtarı şirkete senet mukabili kısa vadeli nakit kredisi kullandırıldığı, 01.02.1999 tarihi itibariyle banka alacağının 10.144.720.634 eTL (10.144,72 TL) olduğu, davalıların temerrütlerinin 07.02.1999 olup, buna göre temerrüt tarihi belirlenerek takip tarihine kadar yapılan hesaplama sonucunda, 109.538,30 TL işlemiş faiz alacağının hesaplandığı belirtilmiştir.Bilirkişi raporuna karşı davalılar vekilince, ipotekli taşınmazların icra yoluyla satışı suretiyle ve borçlu şirkete ihracat nedeniyle gelen paranın borçtan düşülmüş olması gerektiğinden bahisle itirazda bulunmuş ise de bilirkişi raporunda kat tarihinden sonra takipten önce yapılan bir kısım tahsilatların hesaplamada dikkate alınmış olduğu hususu rapora ekli hesap dökümünden anlaşıldığı gibi davalılar vekilince itirazlarına ilişkin dayanak belgeleri ve/veya icra dosya bilgileri sunulmadığı, yalnızca taşınmaz bilgileri verilmekle yetinilmiş olduğundan bu yöndeki istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir.Diğer taraftan, asıl borçlu şirkete kullandırılan döviz cinsi krediden dolayı asıl borçlu ve kefillerin takibe maruz kaldıkları ve davalı … hakkında açılan itirazın iptali davasına ilişkin mahkeme ilamının dosya kapsamına sunulduğu görülmüştür.İşbu davaya ve icra takibine konu alacak ise asıl borçlu şirkete kullandırılan Türk Lirası cinsi krediden kaynaklanmaktadır.Davalılar vekilinin ileri sürdüğü diğer istinaf nedeni, kefillerinin temerrüdüne ilişkindir. Dosya kapsamına sunulan 11.02.1999 hesap kat ihtarının borçlulardan davalı …’a 10.02.1999 tarihinde, müteveffa …’ye 02.02.1999 tarihinde tebliğ edilmişken, diğer davalı borçlu …’ye ise tebliğ edilmediği görülmüştür.Kural olarak, kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından mesuldür. Kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumludur. Ancak kendi temerrüdü oluştu ise bu aşamadan sonra limit ile sınırlı olmaksızın kendi sorumluluğu başlar.Kefil, takipten önce temerrüde düşürülmemişse hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olur.Temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliği şarttır. Asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde İİK’nın 68/b maddesi uyarınca, asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün değildir.Bu açıklamalar ışığında; dava konusu alacağın kredi lehtarı şirkete kullandırılan Türk Lirası cinsi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı kefillerin limitinin Türk Lirası krediler için 15.0000 TL ile sınırlı olduğu, davalı kefillerden …’nin temerrüdünün takip tarihi itibariyle gerçekleştiğinden kat tarihinden takip tarihine kadar işleyecek akdi faiz alacağı davalı kefilin 15.0000 TL limitini geçemeceğinden bu davalı yönünden takibe itirazın 10.144,72.TL asıl alacak ve 4.855,28 TL işlemiş akdi faiz olmak üzere toplam 15.000 TL üzerinden iptali ile 10.144,72.TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle takibin devamına karar verilmesi gerekmektedir.İİK’nın 67. maddesi uyarınca, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın likit (belirlenebilir) olduğu dikkate alınarak, kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulanmamaktadır.Davacı tarafından mahkemeye sunulan 15.09.2015 tarihli dilekçede, davalı olarak gösterilen … hakkında, dava konusu icra takibinin bu kişiye karşı açılmadığını, ancak takip kendisiyle ilgili olmadığı halde takibe itiraz ettiğini, HMK’nın 124. maddesi uyarınca, davalı …’nin taraf olmaktan çıkarılmasını talep etmiş, mahkemece bu istem kabul edilerek davada taraf gösterilen … TC kimlik nolu …’nin davadan çıkarılmasına, bu kez davanın yöneltildiği …. TC kimlik nolu … ve …’dan olma 01.07.1919 doğumlu …’nin davadan önce (08.10.2002 tarihinde) vefat ettiğinden bu davalı hakkındaki davanın husumet ehliyeti yokluğundan dolayı reddine karar verilmiştir.Bu durumda, davada davalı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen … lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 355, 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1)Davacı tarafın ölü kişi … (T.C.No: …) hakkında açmış olduğu davanın, taraf ehliyeti ehliyeti bulunmadığından usulden REDDİNE;2)Davacının davasının davalılar … ve … (1 ve 2 nolu davalılar) yönünden kısmen kabulü ile bu davalıların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazlarının 10.144,72 TL asıl alacak ve -işlemiş temerrüt faizden davalı …’nin sorumluluğu 4.855,28 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- 109.538,30 TL işlemiş temerrüt faizi alacağı üzerinden iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden, takipteki şartlar dahilinde, bu davalılar yönünden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,3)Likit-bilinebilir alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca takdiren %20 oranında hesaplanan 23.936,60 TL icra inkar tazminatının -davalı …’nin sorumluluğu 3.000,00 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla- 1 ve 2 nolu davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 4)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince, hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 8.175,55.TL nispi karar harcının -davalı …’nin sorumluluğu 1.0240,65 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla- 1 ve 2 nolu davalılardan tahsili ile Hazineye irad kaydına,5)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 12.324,64 TL nispi vekalet ücretinin -davalı …’nin sorumluluğu 2.725,00 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla- 1 ve 2 nolu davalılardan alınarak davacıya verilmesine,6) Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince;a) 883,48 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınıp 1 ve 2 nolu davalılara verilmesine,b) 11.124,61 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, 1 nolu davalı …’ye verilmesine, 7)HMK’nın 124/5. maddesi gereğince, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen … TC kimlik nolu … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile … TC kimlik nolu …’ye verilmesine, 8)Davacı tarafından yatırılan 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 251,50 TL posta giderinden ibaret toplam 751,50 TL yargılama giderinin, kabul ve redoranları dikkate alınarak belirlenen 745,99 TL’lik bölümünün – davalı …’nin sorumluluğu 111,90 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla- 1 ve 2 nolu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,9)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra idesine,10)İstinaf yargılaması yönünden; a)Davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,b)İstinaf başvurusunda davalılar kısmen haklı olduğundan, davalılar vekili tarafından yatırılan 2.043,90 TL peşin istinaf harcının talep halinde iadesine,c)Davalılar tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 98,10 TL başvuru harcı, 43,50 TL davetiye ve dosya gönderme gideri olmak üzere toplam 141,60 TL istinaf yargılama giderinin, davacıdan alınıp 1 ve 2 nolu davalılara verilmesine, 11)Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,12)Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/11/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.