Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1571 E. 2019/1286 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1571
KARAR NO : 2019/1286
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2018
NUMARASI : 2016/558- 2018/236 E.K
DAVANIN KONUSU:Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİDavacı vekili, müvekkili şirketin eşya taşıma işiyle uğraştığını, müvekkilinin taşıma hizmeti verdiği dava dışı … A.Ş.’nin eşya taşıma işi için müvekkiline müracaat etmesi üzerine, sözkonusu taşıma işi için … plakalı kamyon işleticisi/fiili taşıyıcı davalı … ile anlaşmaya varıldığını, dava dışı gönderen ….A.Ş.’ye ait eşyaların … plakalı araca yüklenerek gönderilen dava dışı …Ltd. Şti.’ne teslim edilmek üzere Erzurum’a gönderildiğini, araç sürücüsünün de davalı … olduğunu, ancak taşımaya konu emtianın teslim edilmediğini, davalı sürücü … hakkında emniyeti suistimal suçundan açılan kamu davasının İstanbul Anadolu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/437 E. sayılı dosyasında devam ettiğini, davalı … hakkında takipsizlik kararı verildiğini, müvekkililin taşımaya konu emtiaların fatura bedellerini dava dışı ….A.Ş.’ye ödediğini, müvekkili ile davalı … arasında da 15.10.2014-15.10.2015 arası yürürlük tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesi ile bu sözleşmeye ek nakliyat emtia sigortası zeyilnamesi akdedildiğini, davalı … şirketine hasarın giderilmesi başvurusunun reddedildiğini, oysaki davalı … şirketinin meydana gelen hasardan poliçe limitleri kapsamında sorumlu olduğunu ileri sürerek, uğranılan gerçek zarar miktarı olarak ( 5 adet fatura karşılığı ödenen) 173.885,91 TL maddi tazminatın, sigortalıya ödeme tarihi olan 09.07.2015 tartihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte (davalı … şirketinin poliçe limitleri üzerinden sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili, kiralık araçlarla yapılacak nakliyat işlemlerinin poliçede belirtilen koşulların sağlanması halinde teminat kapsamına alındığını, araç üzerinde ruhsat ve ehliyet bilgisi kontrolü şartlarına göre, araçta ihtiyati tedbir, yakalama, rehin ve birden çok haciz olduğu görünmesine rağmen sigortalı emtianın araca yüklendiğini, taşıma yapılacak aracın borca batık durumunda olduğu bilinmesine rağmen yükleme yapılması halinde emniyeti suistimal hadisesinin teminat harici olduğunu, ayrıca cep telefonu bilgilerinin kontrolünün yapılmadığını, şöförün resimlerinin bilgisayara kaydedilmediğini, taahhütname alınmadığını, şöförün tahsil makbuzundaki imzası ile ehliyetteki imzasının farklı olduğunu, sonuç olarak poliçenin 13. maddesindeki kontrol kriterlerinin yerine getirilmediğinden sözkonusu hasarın teminat harici olduğunu, davacının gönderene ödeme yaptığını ispatla yükümlü olduğunu, davadan önce temerrüdün gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı …, davalı …’un yanında şöför olarak çalıştığını, firmaya ait kiralık tırla malları yükleyip kaçtığını, firmanın itibarını kötü yönden etkilediğini beyan etmiştir.Diğer davalı … vasisi, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı şirketin dava dışı … A.Ş.’nin eşya taşıma işini … Plakalı aracın işleticisi alt taşıyıcı olan davalı …’ a verdiği, araç sürücüsünün davalı … olduğu, emtianın alıcısına teslim edilmediği, davalı …’ın malların yüklendiği aracın işleteni olarak fiili taşıyıcı sıfatının bulunduğu, emtianın teslim edilmemesinden dolayı bu davalıların sorumluluklarının olduğu, davanın bilgi verme yükümlülüğünün aykırılığına yönelik bir dava olmadığı,TTK’nın 1425. maddesinin değerlendirilmesi gereken bir dava olduğu, bu hali ile sigorta poliçesinde yer alan şartların teminatın geçerliliği için şart koşulan ve özel şart niteliğinde bulunduğu, davacı tarafça şartlara uygun bir araştırma yapmaksızın malları teslim edildiği, bu haliyle Emniyeti Suistimal klozundan yararlanma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın davalılar … ve … yönünden kabulüne, diğer davalı …. yönünden ise reddine karar verilmiştir.Davacı vekili tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortacının kendi sorumluluk alanını daraltacak ve taşımacılık sektörünün işleyiş şekline aykırı şekilde konulan özel şartlara değer verilmesinin mümkün olmadığı, esasen, söz konusu özel şartlardan hangisinin ihlali sonucunda zararın meydana gelmiş olduğu hususunun da karar gerekçesinde tartışılmadığını, “…aracın borca batık olduğu halde taşıma yaptırılması…” yönündeki karar gerekçesinin, olaya ve dosya kapsamına uygun düşmediğini, dosyada alınan bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin aksi yönünde karar verildiğini, sigortacının nedensellik bağı bulunmayan hallere dayanarak ödemeden kaçınmasının, dürüstlük kuralı ile adalet ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediğini, müvekkilin ihmali davranışının bulunduğu kabul edilse dahi, bu durumun TTK’nın 1444 ve devamı maddeleri uyarınca değerlendirilmesi ve kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılması gerekmesine rağmen, davanın tümüyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, poliçe limiti olan 100.000,00 TL üzerinden vekalet ücreti hesaplanmış ise de indirim ve muafiyet tutarları nedeniyle davalı … şirketinin tazmin sorumluluğunun 74.250,00 TL’den ibaret olması ve taraflarınca da bu tutarın tazmininin istenmiş olmasına göre; davalı … lehine fazla vekalet ücreti tayin edilmiş olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının davalı … yönünden kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, davacı sigortalı şirket tarafından taşımaya konu emtianın emniyeti suistimal suçuna konu olmasından dolayı ödediği zarar bedelinin, fiili taşıyıcı ve onun çalışanı davalılar … ve … ile birlikte sigorta poliçesi kapsamında davalı … şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı şigorta şirketi yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda uyuşmazlık, sigortalı şirketin zararının, sigorta poliçesi kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı sigortalı şirket ile davalı … arasında akdedilen 15.10.2014 başlangıç, 15.10.2015 bitiş tarihli abonman sigorta sözleşmesinin 13. bendinde; “Emniyeti suistimal nedeniyle meydana gelebilecek her türlü ziya, hasar, masraf ve sorumluluk ile ilgili tazminat talepleri olay başı ve yıllık azami 100.000 TL limit ile sınırlı olmak üzere teminat kapsamına dahildir. Ancak, emniyeti suistimal hasarlarında sigortacı tazminat tutarının %75’ini ödeyecek, tazminat tutarınının %25’ine ise sigortalı koasürör olarak katılacaktır. Her bir hasar ve olayda yukarıda belirtilen tenzili mafiyet uygulanacak, muafiyet düştükten sonra ödenecek tazminat tutarının %75’i sigortacı tarafından tazmin edilecektir…” denildikten sonra, kiralık araçlarla yapılan taşımalarda sigortalı tarafından, ruhsat ve ehliyet bilgisi kontrolü, kimlik bilgisi kontrolü, cep telefon bilgisi kontrolü, sigorta poliçe kontrolü, araca ait vergi numarası kontrolü, taşıyıcının daha önce hangi illerden, hangi firmalardan yük aldığı ve yükün varma yerine ulaşıp ulşamadığının sorgulanması, şöförün resmini bilgisayara kaydedilerek ehliyetteki resimle karşılaştırılması, son ikametgah adresinin alınması, taahhütname alınarak imza karşılaştırılması şeklinde birtakım düzenlemeler getirilmiştir.Poliçenin konusunun sigortalı şirketin kendisine ait ve /veya kiralık kullandığı araçlar ile T.C. sınırları içerisindeki taşımaları kapsadığı, bir başka anlatımla kiralık araçla yapılan taşımanın poliçenin teminat kapsamında olduğu, ancak kiralık araçlarla yapılan taşımalarda az yukarıda belirlenenlerin eksik ya da yapılmamış olması durumunda emniyeti suistimal rizikosunun teminat harici olacağının hükme bağlandığı görülmüştür. Bu bağlamda kiralık araçlarla yapılan taşımalarda sigortalının yüksek dikkat ve özen borcu kapsamında gerek kiralanan araç gerekse sürücü hakkında yeterli nitelikte araştırma yapması yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu bağlamda; davacının sürücünün kimlik, ehliyet, adres ve araç ruhsat sorgulamalarını yaptığı, sigorta poliçesinin kontrolünü gerçekleştirdiği ve fakat cep telefonu ile araca ait vergi numarası kontrolü, taşıyıcının daha önce hangi illerden, hangi firmalardan yük aldığı ve yükün varma yerine ulaşıp ulşamadığının sorgulanması, şöförün resmini bilgisayara kaydedilerek ehliyetteki resimle karşılaştırılması gibi yükümlülüklerini yerine getirmediği dosya kapsamı itibariyle sabittir. Ayrıca, aracın ruhsat sorgulamasında, araç üzerinde hak mahrumiyetinin yanısıra 12 haciz, 1 rehin, 1 ihtiyati tedbir ve 1 yakalamanın bulunduğu gibi, davalı şöför hakkında emniyeti suistimal suçundan açılan kamu davasının olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca, davacı, bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini dosya kapsamı itibariyle kanıtlayamamıştır (Emsal Yargıtay 11. HD, 09.06.2015 tarih, 2014/11369 -2015/7971 E.K sayılı ilamı).Davalı … şirketinin sorumluluğunun gerçek zarar tutarından sözleşmenin 13. maddesinde belirlenen oranların mahsubu sonucunda her halükarda 100.000 TL ile sınırlı olarak kabul edilmiş bulunmasına, dava değeri olarak 173.885,91 TL’nin gösterilmiş olmasına ve bu tutardan davalı … şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumluluğuna hükmedilmesi talep edilmiş olmasına göre, davalı … yararına poliçe limiti olan 100.000 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10/10/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.