Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1556 E. 2019/1285 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1556
KARAR NO : 2019/1285
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2018
NUMARASI : 2017/275- 2018/54 E.K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı asil, davalının işlettiği marinadan 5 seneden beri hizmet aldığını, marinanın 2013 senesinde 9.452,00 TL sözleşme bedelinin keyfi ve fahiş olarak %33,8 zam ile 12.647,00 TL’ye çıkardığını, bu fiyat artışının kabul edilmeyip %10,08 fiyat artışı ile 10.500,00 TL ödeme yaptığını, fiyat artışının kabul edilmediğinin bildirildiğini belirterek ayıplı hizmet sözleşmesi hususunda karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının daha önceki senelerde sözleşmesini erken yenileme opsiyonu ile yenileyerek bir önceki sene kullandığı tarifeden yararlandığını, dava konusu ikinci yineleme sezonunda sözleşmesini yenilediği tarihteki tarife üzerinden ücretlendirildiğini, sözleşme serbestisi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin davacıya ait bağlama hizmet sözleşmesi olup söz konusu sözleşmede tarafların serbest iradelerinin geçerli olduğu, taraflar arasında ihtilafın söz konusu olduğu, 2014 – 2015 dönemi için davalı Marina tarafından belirlenen bağlama bedelinin fahiş olmadığı, piyasa şartları açısından kabul edilebilir olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan rapordaki hizmet ücretinin fahiş oranda artırılıp artırılmadığının tartışılmadığını, zira artışın kur ve enflasyon oranlarının üzerine fahiş bir artış olduğunu, nitekim davalının keyfi fiyat artışından dolayı yaptığı zammı geri alarak ilerki yıllarda makul fiyat politikasına geçtiğini, dosyada alınan raporlar arasında çelişki olduğunu, tüketici mahkemesinde alınan bilirkişi raporlarının hükme esas alınması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacı, mülkiyeti kendisine ait teknenin davalının işlettiği marinadan bağlama hizmeti aldığını, davalı tarafından aleyhine 30.11.2014-30.11.2015 tarihleri arasını kapsayan döneme ilişkin olarak tahakkuk ettirilen bağlama ücretinin fahiş olduğunu, 12.647,00 TL bedelli dava konusu faturada kabul edilen 10.500 TL olup bu bedelin ödendiğini, kalan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitini istemiştir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.Davacı ile davalı arasında marina bağlama sözleşmesi akdedilmiş, bu sözleşmenin ayrılmaz parçası olan Marintürk Marina Hizmet Sözleşmesi Ek Kurallarının 16. maddesinde; “ Marina işletmesinin sağladığı hizmetlere ait ücretlerin bir bölümü, Marina fiyat listesinde belirtilmiştir. Uygulanan tüm ücretlerin basılı fiyat listesinde belirtilmesi zorunluluğu olmayıp, Marina hizmetlerine ilişkin ücretler Marina işletme gereklerine göre, yeniden belirlenebilir. Bu durumda yeniden belirlenen ve ilan edilen/bildirilen ücretler geçerli olur.” denilmiştir.Yine aynı sözleşmenin 21. maddesinde; “..bağlama sözleşmesi süresi bitiminde, sözleşme yenilemeye gelmeyen veya imtina gösteren tekne sahiplerine ait tekne sözleşmeleri, daha önce yapılan sözleşme süresi kadar ve o andaki geçerli bir günlük birim fiyatlarına göre hesaplanır ve sözleşme kendiliğinden yenilenir..”şeklinde hüküm yer almaktadır.Yukarı açıklanan hususlar gözetildiğinde, dava konusu fatura dönemine ilişkin olarak dosyaya sunulan 30.11.2014 tarihli 107235 nolu sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı, sözleşmenin kendiliğinden uzadığı ve ondaki ücret tarifesinin uygulandığı, davacıya tahakkuk ettirilen ücretin sözleşmeye uygun olduğu, fahiş olmadığı dosya kapsamına sunulan deliller ve alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğundan ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir.HMK’nın 282. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Dosyada alınan bilirkişi raporları arasında hukuki değerlendirme yönünden farklılıklar olup, hukuki değerlendirme mahkemeye ait olduğundan mahkemece bilirkişi raporundaki tespitler de dikkate alınarak diğer delillerle birlikte değerlendirilip, gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmış olmakla bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/10/2019