Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/153 E. 2018/304 K. 26.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/153
KARAR NO : 2018/304
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2017
NUMARASI : 2014/769 -2017/655 E.K
DAVANIN KONUSU : Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMA ÖZETLERİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olup, birikimlerini çeşitli yatırım araçlarını kullanarak değerlendirmek için davalı banka ile sözleşme akdettiğini, son derece yüksek riskli opsiyon işlemler hakkında davalı bankanın müvekkiline eksik veya yanlış bilgiler verdiğini, bu bağlamda müvekkilinin işlemlere uygulanan kurun kendisine bildirilenden çok farklı olduğunu işlemlerden sonra zarara uğraması neticesinde farkına vardığını, davalının müvekkilinin talimatı ve onayı olmaksızın pek çok işlem yapıldığını, davalı bankanın tüm bu işlemlerinden dolayı müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek müvekkilinin uğradığı maddi zararın şu aşamada belirlenmesi mümkün olmadığından bu maddi zararın 6100 sayılı HMK.107 . Maddesi uyarınca belirlenerek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10.03.2017 tarihli ıslah dilekçesinde, dava değerini ve talebin 451.706,00 TL arttırarak toplam 461.706,00 TL’sına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, dava konusu işlemlerin yüksek getirisi nedeniyle tercih edildiğini, kur riski ihtiva eden türev işlemler olduğunu, davacının söz konusu işlemleri gerçekleştirmek amacıyla ilgili çerçeve sözleşmeleri ve risk bildirim formlarını imzaladığını, bu işlemlere ilişkin açık yetkiler içeren bir de vekaletname düzenlediğini, davacının kar getiren işlemlere itirazı olmazken zarar ettiğinde bu işlemlerin onayı dışında gerçekleştirdiğini ileri sürmesinin iyi niyetten uzak olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, somut olayda, davacı tacir olmayıp, 6502 sayılı Kanun’un 3/k maddesinde tanımlanan tüketici sayılan kişilerden olduğu, tüketici işlemi niteliğinden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlıkta, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda dava konusu işlemin ticari nitelikte yatırım işlemi olduğunu, davacının profesyonel bir piyasa oyuncusu ve dava konusunun da ticari nitelikte bir iş olduğunu, işin niteliği gereği tüketici işlemi olmayıp tüketici kanunu kapsamında kalan bir iş olmadığını, görevsizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, taraflar arasında akdedilen ” Opsiyonlu Çerçeve Sözleşmesi ” ve bağlı sözleşmeler ile SPK mevzuatı çerçevesinde, davalı bankanın haksız ve usulsüz işlemleriyle gerçekleştirilen opsiyon işlemleri sonucunda, kur artışına bağlı olarak uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesi gereğince kapsamını her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları oluşturmaktadır. Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (k) bendinde Tüketici “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (l) bendinde ise Tüketici İşlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir.
Aynı Kanun’un 73. maddesinde, bu Kanun’dan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer Kanun’larda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı yan, banka ile türev işlemler yapmak üzere opsiyonlu döviz mevduatı ve opsiyon işlemleri çerçeve sözleşmesi imzalamış, özel bankacılık hizmetinden faydalanmıştır. Davacı, bu yatırım işlemlerini yaparken tüketici olarak hareket etmiş olup, 6502 sayılı TKHK’nın 3/k bendinde tanımlandığı gibi ticari veya mesleki amaçlarla hareket ettiğini kanıtlayan bir savunma veya delil de dosyada mevcut değildir. Bu durumda tüketici işleminden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlıkta, tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddi yönünde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince HMK 20.maddesi gereğince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 362/1.c. maddesi uyarınca karar kesindir.