Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/152 E. 2018/929 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/152
KARAR NO : 2018/929
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2017
NUMARASI : 2014/698 Esas – 2017/130 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rekabet yasağının ihlalinden kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasında, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı her iki taraf vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gelen dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … ile davalı …’ın dava dışı …. Ltd. Şti.’nin eşit hisselerle ortağı olduklarını, şirketin müvekkilinin eşi … ve davalı … tarafından yönetildiğini, her ikisinin de önceden münferiden yetkili olduğunu, ancak sonrasında şirketi müşterek imzaları ile temsil ve ilzam etmelerine karar verildiğini, müvekkili ve eşinin bir süre yurt dışına çıktıklarını, uzun süre kendilerinden herhangi bir imza talebinin olmadığını, bunun üzerine yaptıkları araştırmada davalı … ile kardeşi …’ın birlikte ortak oldukları diğer davalı … San. Tic. A.Ş. üzerinden .. San. Tic. A.Ş.’nin yönetildiğinin tespit edildiğini, … Mühendisliğin esas sözleşmesinde yapılan değişiklikle ünvanına ” Yüzer İskele Sistemleri Sanayi ” ibaresinın eklendiğini, yine müvekkili şirket tarafından teklif verilen bazı işlerin davalı şirket üzerinden faturalandırılarak parasının tahsil edildiğini, . … San. Tic. A.Ş.’nin çalışanı …’nın davalı şirket adına üçüncü kişilerle görüşerek sözleşme imzaladığını ve . … A.Ş. tarafından üretilen malların üçüncü kişilere satılarak davalı şirket adına faturalandırıldığının belirlendiğini, bazı faturasız nakit karşılığı teslim edilen malların bulunduğunu, … . tarafından bağlanan işlerin dahi parasının davalı şirket tarafından alındığını, …’ın …Bankasında şirket hesabına yüklü miktarda para çekip şirketle ilgisi olmayan üçüncü kişilere ödediğini, davalının . .. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından verilen bilgisayarı içinde bulunan bilgilerle birlikte götürdüğünü, …’ın müvekkili şirketin e mail hesabını kullanarak haksız rekabete yol açtığını belirterek oluşan maddi zararın şimdilik 200.000,00 TL’sinin ve 50.000,00 TL’nin ödenmesine, haksız rekabetin tespiti ile refine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili … ile davacının eşi …’ın 2004 yılında dava dışı . .. San. Tic. Ltd. Şirketini kurduklarını, …’ın hisselerini eşine devrettiğini, şirketin bu şekilde dokuz yıl faaliyet gösterdiğini, … .’ın 2012 yılı sonunda eşi üzerine gözüken şirketteki %50 hisseyi sattığını ve yılbaşında alınması gereken işletme kredisine kefalet imzasını atmayacağını belirttiğini, şirket hissesini satın aldığı söylenilen yeni ortağın uzun süre gelmemesi nedeniyle siparişlerin yerine getirilmediği ve yeni siparişlerin alınamadığını, bunun üzerine …’ın kredi çekerek iki siparişin imalatını gerçekleştirerek teslimini sağladığını, bir kısım şirket çalışanları ile toplantı yapıldığını, mevcut siparişlerle ilgili yaklaşık 90.000,00 TL’lik ham madde kredisinin müvekkili tarafından bulunması gerektiğini ve elde edilecek kazancın da yeni ortak gelene kadar …’a ait olacağının kararlaştırıldığını, bunun üzerine …’ın davalı şirket üzerinden … Firmasından ham madde satın alarak şahsına ait evi de ipotek ettirdiğini, davalı şirketin iştigali konusuna ” yüzer iskelesi imalatı ve satışı ” ibaresinin eklendiğini, şirketin çift imza ile temsil edilmesi talebinin kabul edildiğini, ancak buna rağmen .. …’ın tek imza ile şirketin … Bankasındaki hesabından para çektiğini, yine şirket merkezinde bulunan evrakların tamamını alarak merkez dışına çıkardığını, yeni ortaktan haber gelmeyince …’ın yeni ortağa sattığını söylediği hisseleri bu kezde 450.000,00 TL karşılığında müvekkiline satmayı teklif ettiğini, müvekkilinin Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde ortaklığın sona erdirilmesi için dava açtığını, davacının aynı zamanda dolandırıcılık isnadı ile haksız şikayette bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi; davacı ve eşinin şirketten uzak kaldıkları süre zarfında davalı …’ın davalı şirketin ünvan ve iştigal konusunu değiştirdiği, dava dışı . .. Ltd. Şti.’nin üretimi olan işler için davalı şirkete faturalandırdığı, . .. Ltd. Şti. sadece fason üretim ücreti ödeyerek bu şirket tarafından üretilen ürünleri davalı şirket adına satarak faturalandırmanın dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, bu sebeple davalıların haksız rekabet eylemini müştereken işledikleri, dava dışı .. … Ltd. Şti. cirosunda ve karında düşme olmasına rağmen davalı şirketin ciro ve karlılığında yükselme olduğunun dosya kapsamında yapılan yargılama neticesi anlaşıldığı, hem dava dışı . .. Ltd. Şti.’inde hem de davalı şirkette davalı …’ın müdür seçildiği, davalı …’ın davalı şirkette müdür seçildikten sonra dava dışı şirketin amacına zarar vererek rekabet yasağına aykırı davrandığı anlaşılmakla, bütün bu haksız eylemler neticesi davalıların dava dışı şirketin 12.347.58 TL kazançtan yoksun kalmasına sebep oldukları, davalıların bu eylemden dolayı davacının manevi zarar talebinin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat davasının kısmen kabulüne ve dava dışı şirketin uğradığı 12.347.58 TL tazminatın davalılardan tahsili ile zarar uğrayan davacı şirkete verilmesine, manevi tazminat davasının reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Davalıların eylemlerinin haksız rekabet olduğunun tespiti ve önlenmesi yönündeki ilk derece mahkemesi kararının hukuken doğru olduğunu, ancak müvekkilinin hak ettiği tazminat miktarının yanlış hesaplandığını, davalıların haksız rekabeti sonucunda davacının uğradığı zararın belirlenmesi gerekirken talep dışına çıkılarak davalının elde ettiği kar üzerinden hesaplama yapıldığını, oysaki . .. Ltd. Şti.’nin uğradığı fiili zararın, yoksun kalınan ve davalı şirketin yapmış olduğu satışı, . .. Şti. yapmış olsaydı ne kadar kar elde edilebileceğinin hesaplanması gerektiğini ve maddi tazminat gerçek zararı karşılamaya yetecek miktarda olması gerektiğini, yine müvekkilinin olaylardan ötürü üzüntü duyduğunu, ticari kariyerinin sarsıldığı hususları göz önünde bulundurularak manevi tazminata da hükmedilmesi gerekirken mahkemenin manevi tazminat talebini reddetmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bilirkişi heyetinin tek sayı olarak belirlenmesi gerekirken kanuna aykırı şekilde iki kişiden oluşturulduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkili …’ın şirketin batmasını önlemek amacıyla diğer ortağın bilgisi ve onayıyla tamamen iyi niyetle bu işlem ve eylemlerin haksız rekabet olarak kabul edilemeyeceğini, …’ın şirketin alacaklarını gizlice tahsil ettiğini, internet hesabında şirket kasasındaki paraların kendi hesabına havale ederek çekmesi nedenleriyle Gebze 7.As.CM’nin 2015/864 esas sayılı ceza davasının görülmekte olduğunu, yine . .. Şti. ortağı davacı …’ın şirket müşterisi Barın Sitesi çekini tahsil ederek mal edindiği suçlamasından ötürü Gebze 3 As.CM’nde 2017/296 esas sayılı ceza davasının açıldığını, Gebze 7.As.CM’sinin 2014/908 esas sayılı dosyasında ve İstanbul Anadolu 4.ATM’nin 2014/698 esas sayılı dosyasında dinlenilen tanık beyanında, şirketin mali çıkmaza girdiği, şirket ortağı … ve eşi şirket müdürünün sorumluluklarını yerine getirmedikleri ve davalı …’a kredi çekip üretim yapabileceği konusunda olur verdikleri hususlarında tanık beyanlarının bulunduğunu, davacı ve eşinin şirketin feshinde asli kusurlu oldukları anlaşılmakla dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda bu konular eksik incelendiğini,
. .. Şti.’nin Gebze’deki fabrikasının fiiliyetteki aylık kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle şirket ile kefili sıfatyla … aleyhine icra takibi yapıldığını, bu hususun dahi tek başına müvekkili …’ın şirketin borçlarını üstlendiğini ve şirketin devamını sağlamak için şirkete gelir getirecek fason imalat yaptığını ortaya koyduğunu, davalı şirketin ticari defterleri incelendiğinde 2013 yılı içinde bu şirket kendi müşterisi olan …’e GPRS Ölçüm aletleri sattığını, davacının delil olarak sunduğu müşteri listesindeki satışlar toplamının 97.000,00 TL olduğunun görüleceğini, buna rağmen bilirkişilerin bu hususta da çelişkiye düştüğünü, bilirkişilerin davalı şirketin 2013 yılı bürüt karını hesaplarken …’ın davalı şirket adına çekmiş olduğu banka kredisi, dosya, ipotek giderleri, faizi hesaba katmadıklarını, davalı şirket tarafından ödenen toplamdaki 13.229,00 TL kredi masraf ve faizlerinin tamamen yüzey iskele duba imalatı ve iş ve işleminde kullanılan ham madde için ödendiğini, bu giderlerin davalı şirket kayıtlarında gösterilmediğini, satın alınmış olunan dubaların nakliyesi için 2.500 TL harcanmekle yine bu dubaların vinç ile indirilmesi, taşıma-hammaliye işleri için bir takım giderlerin yapıldığının işin mahiyetinden de anlaşıldığını, …’ın iyi niyetli ve diğer şirket ortağı… ve eşinin bilgisi ve onayı dahilinde şirket adına söz konusu işlemleri yaptığını, bu işlemler neticesi … ve eşinin kazanç sağlamaya devam ettiklerinin sabit olduğunu, şirket ortağı davacı ve şirket müdürü eşinin diğer ortak davalı müvekkili …’ın şahsen kredi kullanarak risk üstlenmesini gaye edindiklerini, yine …’dan fason imalat yapması için talepte bulunduklarının dosya kapsamından anlaşıldığından davacının kötü niyetli olduğunu, davacının eşinin, Barın Sitesinden şirket alacağının 10.000,00 TL’sini elden gizlice aldığını, diğer alacak için iki adet çek alıp bu çekin bir tanesini davacıya verdiğini ve davacının bu durumdan haberinin olmadığını söylemesinin mümkün bulunmadığını beyan ederek, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, bu olmadığı taktirde kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine iadesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle davalı …’ın davacı şirket ortaklarından olduğu, kardeşi ile birlikte kurduğu diğer davalı şirket üzerinden davacı şirketi yönettiklerini, bu şekilde haksız rekabete yol açmakla ortaya çıkan maddi, manevi zararın tazminini ve haksız rekabetin tespiti ile refine karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkeme tarafından yapılan yargılamada haksız rekabetin tartışıldığı ve buna yönelik hükümlere ilişkin yargılama yapıldığı ve karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ancak, davanın özü itibariyle TTK md 626′ da düzenleme bulan rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranıştan ötürü ortaya çıktığı söylenilen zararların tazmini talebini içerdiği, HMK.m.33 uyarınca hakimin Türk hukukunu resen uygulamakla zorunda olduğu; ayrıca dava dilekçesinde talep edilen tazminatların şirket ya da davacı gerçek kişiden hangisine ödenmesinin istendiği konusunda tereddüt bulunduğu gözetilerek, HMK.m.31’de düzenlenen hakimin davayı aydınlatması ilkesi uyarınca, hakimin bu hususu davacıya kesin şekilde açıklattırması gerekirken bu yükümlülüğün yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, ilk derece mahkemesinin kararın, bilirkişi raporlarının tekrarı niteliğindedir. Mahkeme kararında iddia ve savunma sebeplerinin ne şekilde aşıldığı denetlenebilir bir şekilde yer almamaktadır. Karar mevcut haliyle HMK.m.297’de yer alan düzenlemeye uygun ve denetlenebilir bir karar niteliğinde değildir. Bu nedenlerle, istinaf denetimine uygun bir hükmün varlığından söz edilemez.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK.’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, davanın esasına ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1.a.6.maddesi uyarınca, 04/10/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.