Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1510 E. 2019/1167 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1510
KARAR NO : 2019/1167
KARAR TARİHİ: 19/09/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2017
NUMARASI : 2016/333 Esas- 2017/1015 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından Emtia Nakliyat Sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı ….A.Ş. tarafından Almanya’da yerleşik … şirketinden satın alınan telefon ve santrali emtiasının, davalı şirketin sorumluluğuna tam ve hasarsız olarak teslim edildiğini, emtianın Almanya ‘dan Türkiye ‘ye sevki esnasında bir kısmının alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini, bu hususun tutanakla kayıt altına alındığını, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarını müteakip yapılan inceleme sonucu hasarın nevi ve miktarı kesin olarak belirlenerek hasar miktarının sigortalısına ödendiğini, müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödeme yaparak temlik alacaklısı sıfatı ile dava hakkı kazandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile sigortalısına ödenen 33.678,12 TL hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı ödemesinin poliçe kapsamında olmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, usulüne uygun olarak süresi içinde yazılı hasar ihbarında bulunulmadığını, hasarın ambalaj yetersizliğinden meydana geldiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı taraf sigortalısına ait dava hakkını 15/06/2015 tarihli ibraname (temlik sözleşmesi) ile devir aldığından aktif dava ehliyetinin bulunduğu, yükün usulüne uygun şekilde ambalajlanarak taşıyana teslim edildiği, meydana gelen zararın taşıma sırasında, taşımanın usulüne uygun şekilde yapılmamasından kaynaklandığı, hasarın teslimden sonra süresi içerisinde belirlenerek taşıyana ihbar edildiği, somut olayda taşıyanın sorumluluğunun sınırlı olduğu, CMR’nin 23. ve 29. maddeleri gereğince taşıyıcının sınırsız sorumluluğunu gerektirir herhangi bir nedenin bulunmadığı, her ne kadar bilirkişi raporunda 230,90 kilogram yükün hasarlı olduğu belirlenmiş ise de dosya kapsamı incelenerek toplam 30,90 kg. ve 28 kg. olmak üzere 2 adet kabın hasarlandığının ekspertiz raporunda belirlendiği bu durumda hasar gören yükün 58.90 kg. olduğu, CMR Konvansiyonunda düzenlenen 8,33 SDR birimine göre davacı alacağının 496.637,00 SDR olduğu, hüküm tarihinde T.C. Merkez Bankası kurlarına göre 1 SDR’nin 5,4395 TL olduğu, bu durumda tazmini gereken zararın 2.668,81 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.668,81 TL’nin sigortalıya ödeme tarihi olan 18/06/2015 tarihinden itibaren değişin oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;-CMR Konvansiyonu’nun m.24 ve 29 hükümlerinde sınırlı sorumluluk kuralına iki önemli istisna getirildiğini, ilk olarak CMR Konvansiyonu’nun m.24 hükmü açıkça göndericinin taşıma senedi/sevk mektubuna yükün değerine ilişkin bir ibare koyması durumunda sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmayacağını düzenlediğini, bu çerçevede, dosyaya sunulan Kara İthalat Varış İhbarnamesinde mal bedeli olarak 129.538,37 EUR belirtildiğinden, artık sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmayacağını,-CMR Konvansiyonu m.29’da belirtilen hasarın taşıyıcının kötü hareketinden veya kötü hareketine denk gelen kusurundan meydana gelip gelmediği hususu inceleme konusu dahi yapılmadığını,-Hasarlı emtianın ‘kg’ cinsinden ağırlığının hatalı olarak hesaplandığını, yükün hasarlı kısmının toplam ağırlığı 159,169 kg olup gerekçeli kararda tespit edilen ağırlık her halükarda hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, CMR hükümlerine tabi taşıma sırasında emtiada oluşan hasar bedelinin, davalı taşıyıcıdan tahsili istemiyle, nakliyat sigortacısı tarafından açılmış bir rücuen tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince, sınırlı sorumluluk hükümleri de gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda; davalı şirketin taşımaya konu telefon ve santrali emtiasını Almanya’dan Türkiye’ye taşınmasını üstlenerek fiili taşımayı gerçekleştirdiği, teslim edilen emtianın alıcı firmaya tesliminde emtianın bir kısmının ezilmiş ve hasarlanmış olduğu, bu hususta taşıma senedine şerhin düşülmüş olduğu, hasar bedelinin sigortalısına ödendiği, temlikname uyarınca davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.Öncelikli uyuşmazlık, davalının sorumluluğunun sınırlı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Dosyada alınan bilirkişi raporunda, nakliyesi parsiyel yük olarak gerçekleştirilen emtiada bulunan hasarın taşıma safhasında (yükleme/tahliye/aktarma sırasında) meydana geldiğinden davalı taşıyıcının sorumlu olduğu, yetersiz ambalajdan sözedilemeyeceği, sorumluluğun sınırlı olduğu belirtilmiştir.Davalının, CMR’nin 23. maddesindeki sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanıp yararlanamayacağı yönünden yapılan değerlendirmede: CMR’nin 23.maddesi, taşıyıcıyı sınırlı sorumluluk ilkesiyle koruma altına almış, ancak, Konvansiyon’un 29. maddesinde, bazı durumlarda taşımacının sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanamayacağını hükme bağlamıştır. Anılan 29. maddeye göre; eğer zarar ve hasar taşıyıcının kastından veya kararı veren mahkemenin iç hukukuna göre, kasta eşdeğer sayılan bir kusurundan meydana gelmişse, taşıyıcı sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanma hakkını kaybeder.Somut olayda, zararın davalı taşıyıcının kastından veya kasta eşdeğer ağır ihmalinden meydana geldiğinin dosya kapsamına göre kanıtlanmadığı gibi, CMR’nin 23/3. maddesinde öngörülen sınırlı sorumluluk miktarının, eşyanın beyan olunan değerine yükseltilmesine izin verecek şekilde taşıma senedinde herhangi bir kayıt bulunmadığından taşıyıcının sorumluluk miktarının CMR’nin 23. maddesindeki sınırlı sorumluluk esasına göre belirlenmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Dosyaya sunulan ekspertiz raporu ve sevk belgeleri incelendiğinde, …. ve … nolu faturalar içeriği telefon santrali ve aksamı emtianın hasarlandığı, buna göre sigortalıya ödeme yapıldığı, hasarlanan emtiaların toplamda 159,169 kg olduğu ve bu miktarın hesaplamada gözetilmesi gerekir. CMR’nin 23(3) maddesinde, taşımacının sorumlu olduğu tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8,33 Özel Çekme Hakkı (SDR) ile sınırlanmıştır. Buna göre, hasarlı emtianın ağırlığına göre, davalı taşıyıcının sorumluluk sınırı (8,33 x 159,169) 1.325,87 SDR olarak belirlenmiş olup, hüküm tarihine en yakın TCMB kuruna göre 1 SDR, 7,789 TL olduğuna göre, tazmini gereken tutar 10.327,52 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişinin piyasa değerlerine uygun bulduğu gerçek hasar tutarı (davacının, sigortalısına ödediği tutar) bu limitin çok üstünde olduğundan, limit dahilinde 10.327,52 TL’ye hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek, davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kısmen kabulüne; ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 10.327,52TL’nin sigortalıya ödeme tarihi olan 18/06/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Alınması gereken 705,47 TL harçtan peşin alınan 575,14 TL harcın mahsubu ile bakiye130,33 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından yatırılan 575,14 TL peşin harç ile 29,20 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,4-Davacı tarafından sarf edilen 2.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 116,00 TL posta masrafı toplamı olan 2.816,00 TL’den kabul-red oranına göre hesaplanan 844,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye masrafın davacının üzerinde bırakılmasına,5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,6-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.802,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,7-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,8-Dosya kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,9-İstinaf yargılaması yönünden; a)Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,b)İstinaf başvurusunda davacı taraf kısmen haklı olduğundan, davacı vekili tarafından yatırılan peşin istinaf harcının talep halinde kendisine iadesine,c)Davacı tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 98,10 TL başvuru harcı, davetiye ve dosya gönderme gideri 40,00 TL olmak üzere toplam 138,10 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,11-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/09/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.