Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1493 E. 2019/1428 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1493
KARAR NO : 2019/1428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/807 Esas – 2018/52 Karar
TARİHİ: 17/01/2018
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin dünyaca ünlü … logosu ile yurt içi ve yurt dışı paket ve kargo taşımacılığı işi ile iştigal ettiğini, davalı /borçlu şirket arasında 04.12.2012 tarihli Yurt Dışı Taşıma ve Cari Hesap Sözleşmesi ile 27.10.2010 tarihli şirket tarafından taşınmış ve alıcılara teslim edildiğini, bu sebeple şirket taşıma ücretine hak kazandığını, davalı /borçlu şirket tarafından keşide olunan taşıma ücreti faturalardan 6.226,94 TL tutarınrdaki kısmını ödemediğini, bu sebeple davalı / borçlu şirket aleyhine 6.226,94.TL tutarındaki bakiye taşıma ücreti alacağının tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin, davacı şirket ile uzun süredir ticari ilişki içinde olduğunu ve müvekili şirketin gönderilerini taşıma hizmeti verdiğini, ancak 2013 ve 2014 yıllarında oluşan problemler ve aksaklıların davacı şirkete iletildiğini ve e-mail ile de bilgilendirilmiş olmalarına karşılık bu konuda basiretli davranmadıklarını, haksız olarak icra takibi başlattıklarını, müvekkili şirketin müşterisi şirketlerin bazı gönderilere konu malları alamadıklarını veya eksik aldıklarını bildirdiklerini, buna ilişkin müvekkili şirkete faturalar düzenlenmediğini, davacı şirket tarafından müvekkili şirketçe gönderilmeyen hatta kendi internet sitelerinde dahi kargo takip numarası olmayan bazı gönderilerin müvekkili şirkete fatura edildiğinin tespit edildiğini ve buna ilişkin davacıya 28.01.2014 tarihli , … nolu e-fatura (iade faturası) düzenlendiğini ileri sürerek davanın reddine, davacının % 20 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 17/01/2018 tarihli, 2015/807 Esas – 2018/52 Karar sayılı kararda; “…Yanlar arasında ticari ilişki bulunduğu davacının davalıya ait bir kısım malın taşınması işini yaptığı sabittir. İhtilaf yapılan bazı taşımaların ayıplı olup olmadığı, bazı faturaların da taşıma işi yapılmadan düzenlenip düzenlenmediği hususundadır. Dosya içine alınan Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …. incelenen dosyadan takibin cari hesap alacağı olarak başlatıldığı, davalının borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Yanlar arasındaki taşıma sözleşmesi örneği dosya içindedir. 19.4.2017 tarihli ara karar gereğince dosya bilirkişiye verilerek 27.9.2017 tarihli rapor alınmıştır. Bu rapordan davacının 2014 ticari defterlerini ibraz etmediği sunulan bir kısım defterlerden davalının toplam 6493,35.TL borçlu olacağı, davalı defterlerinin elektronik ortamda tutulduğu delil niteliği taşıdığı davalı defterlerine göre davacının 447,71.TL alacaklı olduğu, farkın 2014 yılına ait 3 faturadan doğduğu davacının bu yıla ait defterleri incelenemediğinden tesbit yapılamacağı anlaşılmıştır.Tüm dosya içeriğinden yanlar arasında ticari ilişki ve taşıma sözleşmesi olduğu 2014 yılına ait 3 faturanın davalı yanca iade edildiği, davacı defterlerinden 2014 yılına ait olanın bilirkişi incelemesine sunulmadığı, bu durumda bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davacı yanın incelemesi eksik olacağından davalı defterleri ile örtüşen ve belgelenen alacağının kabulü gerektiği; bu tutarın da davalı deftelerinde tesbit edilen 447,71.TL olacağı, davacı tarafından davalının iade faturalara dair iddiasının davalı yanca ispat olunacağı belirterek itiraz edildi ise de; davacı alacaklı olduğuna dair 6045,64.TL lik hizmeti verdiğini ispatla yükümlüdür. Bu nedenle bu hizmetin verilmediği hususundaki iade faturalarının ispatı davalıya yüklenemez. Davacı yanın 6045,64.TL yönünden taşıma hizmeti sunduğu şu haliyle sabit olmadığı…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabülü ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 447,71TL asıl alacak üzerinden devamına, 447,71.TL asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 23.03.2006 – 27.10.2010 ve 04.12.2012 tarihli taşıma sözleşmelerine tevfikan davalı şirkete ait gönderilerin müvekkili şirket tarafından taşındığını, davalı şirketin, 6.226,94 TL tutarındaki bakiye taşıma ücreti alacağını müteaddit taleplere rağmen ödememesi üzerine 09.06.2015 tarihinde, müvekkili şirketin bakiye 6.226,94 TL tutarındaki bakiye taşıma ücreti alacağının tahsilini temin bakımına davalı borçlu şirket aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari İlişkinin uzun süredir devam ettiğini, müvekkili şirketten taşıma hizmeti aldıklarını, 2013 ve 2014 yıllarında çıkan problem ve aksaklıkların müvekkili şirkete iletildiğini, e-mail gönderildiğini, bir kısım gönderinin gönderi alıcısı firmaya ulaştırılmadığını, alıcı firmaların bir kısım gönderiyi almadıklarını, bir kısmının eksik aldıklarını beyan ettiklerini, alıcısının dava dışı … mağazası olduğunu, yapılan taşımada 09.12.2013 tarihli irsaliyedeki 222 parça üründen 136 parça ürünün teslim edildiğini, 36 parça ürünün ise teslim edilmediğinin 28.01.2014 tarihli tutanak ile tespit edildiğini, kayıp ürünlerin bedeli olan 1.545,63 TL tutarlı fatura ile kayıp ürünlerin bedelinin talep edildiğini, ayrıca kendileri tarafından yapılmayan gönderilere ilişkin olarak tasıma ücreti faturası keşide olunduğunu, bu sebeple 28.01.2014 tarihli fatura tanzim olunduğunusavunduğunu, icra takibinin bu sebeple haksız olduğunun iddia edildiğini, mahkemenin taraf delillerini topladığını, mali müşavir bilirkişinin tanzim ettiği 27.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı müvekkili şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin ibraz olunduğu, 2014 yılına ilişkin ticari defterlerinin ibraz edilmediği, ibraz olunan 2014 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfında olduğu, raporun devamında TTK’nın 94. maddesine göre hesap devresi sonunda bakiye belirlemesinin yapılmadığının beyan olunduğunu, halbuki taraflar arasında TTK’da hüküm altına alındığı şekilde cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, Mahkemenin, bütün bu açıklamalarını ve dosya içeriğini nazara alıp, değerlendirip, davalarının aynen kabulüne karar vermesi gerekirken, müvekkili şirkete ait 2014 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmediği, davalı yanın ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalı taraf ticari defterlerinde gözüken borcun 447,41 TL olduğu gerekçeleriyle davalının itirazının bu kısım yönünden iptaline karar verdiğini, mahkeme kararının dosya içeriğine, ibraz ettikleri Yargıtay emsal kararlarına ve hukuka tamamen aykırı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki taşıma ilişkisi kapsamında fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemece, yargılama sürecinde taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre, taraflar arasındaki ihtilafın davalı tarafından davacıya düzenlenen 23.01.2014 tarihli fiyat farkı açıklamalı 346,27 TL’lik, davalı tarafından davacıya düzenlenen 31.01.2014 tarihli eksik teslim edilen mal açıklamalı 1.545,63 TL’lik, yine davalı tarafından davacıya düzenlenen 10.06.2014 tarihli eksik teslim edilen mal açıklamalı 2.642,61 TL’lik faturalar ile davacı tarafından davalıya düzenlenen 28.01.2014 tarihli hatalı fatura açıklamalı 1.075,01 TL’lik fatura ile 436 TL’lik hesap hatasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu husus tarafların da kabulündedir. Taraflar arasında 27.10.2010 tarihli taşıma sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin H- Bendinde, kayıp hasar tazmininin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı tarafından, davacıya, tek taraflı olarak düzenlendiği anlaşılan yukarıda ayrıntısı belirtilen 1.545,63 TL ve 2.642,61 TL’lik eksik mal açıklamalı faturaların, taraflar arasındaki sözleşmenin H bendinde ayrıntısı düzenlenen prosedüre uyularak düzenlendiği davalı yanca ileri sürülmediği gibi buna dair bir kanıtın da sunulmadığı anlaşılmaktadır. Yine, 346,27 TL’lik davalı yanca tek taraflı düzenlenen fiyat farkı açıklamalı faturanın da taraflar arasındaki sözleşme kapsamında dayanağı davalı yanca kanıtlanmamıştır. Buna göre bu üç fatura yönünden davacının alacak talebi yerinde görülmelidir. Davacının ise davalı adına sonradan tek yanlı düzenlediği ve hatalı fatura açıklamalı 28.01.2014 tarihli 1.075,01 TL’lik faturanın dayanağı ve bu faturaya ilişkin hizmetin verildiği kanıtlanmamıştır. Buna göre yukarıda belirtilen 1.545,63 TL , 2.642,61 TL ve 346,27 TL tutarlı faturalar yönünden davacının alacaklı olduğunun kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanılgılı yazılı gerekçe ile ve davalı defterlerinde takip tarihinden sonraki 28.12.2015 tarihi itibariyle görülen borç tutarı esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 4.534,51 davacı asıl alacak tutarı üzerinden itirazın iptali ile takibin devamı yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın kısmen kabulüyle, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 4.534,51 TL asıl alacak yönünden iptaline, bu miktar alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek ve takip talebinde gösterilen temerrüt faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, fazla talebin reddine,2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 906,90 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,3- Reddedilen kısım yönünden, davacının icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu kanıtlanmadığından, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, 3-Alınması gerekli 309,75 TL harçtan, peşin alınan 106,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 203,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davacı tarafından harcanan 134,05 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,5-Davacı tarafından, ilk derece yargılamasında sarfedilen toplam 669,95 TL yargılama giderinden, davadaki haklılık oranlarına göre belirlenen 509,70 TL’lik kısmının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.692,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların gider avanslarından bakiye kısmlarının, karar kesinleştiğinde iadesine,9-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden;a-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,b-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davacıya iadesine,c-Davacı tarafından istinaf yargılaması sırasında yapılan 78,00 TL posta gideri, 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 176,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,11-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/11/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.