Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1488 E. 2019/1599 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1488
KARAR NO : 2019/1599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2017
NUMARASI : 2015/268E. 2017/1138K.
DAVANIN KONUSU: Taşıma Sigortasından Kaynaklı Rücuen Tazminat
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin…San. ve Tic. A.Ş,’ye ait rulo saç emtiasını nakliye rizikolarına karşı sigortaladığını, sigortalı malın Ereğli’den Gebze’ye taşıma işini gerçekleştirmesi için taşıma irsaliyesine binaen 1 numaralı davalı ile anlaştıklarını, davalı tarafından görevlendirilen 2. davalı tarafından … plakalı kamyon ile taşıma işinin gerçekleştirildiğini, tahliye sonrasında 30.03.2015 tarihinde yapılan kontrollerde emtianın “ıslak” olduğunun tespit edildiğini, 1.04.2015 tarihinde yapılan ekspertiz çalışması sonucunda, hasara yağış sebebiyle branda kenarından sızan yağmur suyunun yol açtığının tespit edildiğini ve sovtaj tenzili de yapılarak sigortalının zararının 13.766,56 USD olarak hesaplandığını, müvekkilinin sigortalısına 04.06.2015 tarihinde sigorta tazminatı ödemesi yaparak sigortalısının dava ve talep haklarına halef olduğunu belirterek, müvekkilince sigortalısına ödenen toplam 13.766/56 USD tazminatın, ödemenin yapıldığı 04.06.2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca işleyecek faiz ve diğer ferileri ile birlikle, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …. Şti. vekili savunmasında özetle; müvekkili firmanın, diğer davalı … firmasının … firması ile yaptığı taşıma sözleşmesinin alt taşıma işini yaptığını, mal teslim alınırken emtianın ıslanmış olduğuna ilişkin bir tutanak tutulmadığını, davacı tarafından delil olarak gösterilen eksper raporunda yer alan web tabanlı hava durumu verilerine güre, emtianın bulunduğu ilçede ve taşındığı ilçede nem oranının çok yüksek olduğunu, bu sebeple emtianın oksitlenmesinin mümkün olduğunu, taşınan emtianın özel kağıt ile sarılı olmasına rağmen taşıma sırasında branda arasından sızan su ile ıslandığının iddia edildiğini, o halde ambalajın yetersiz olduğunun kabulü gerektiğini, dava dışı … Servis Merkezi San. ve Tic. A.Ş.’nin emtiayı 9 gün sonra kontrol ettiğini, taşınan emtianın sarılı olmasının TTK’nın 898. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendinde belirtilen durumu yarattığını, bu nedenle de müvekkilinin üzerine düşen özeni göstermesi sebebiyle zarardan sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verimesini talep etmiştir.Davalı …. A.Ş. vekili savnmasında özetle; davaya konu taşıma işini diğer davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin üstlendiğini, ruloların 21.03.2015 tarihinde sigortalı firma tarafından temin edilen … adlı fiili taşıyıcı sorumluluğunda … (çekici) plakalı araçla Karadeniz Ereğli’den yüklendiğini ve Gebze/Kocaeli’deki alıcısına sevk edildiğini, … San. Ve Tic A.Ş. yetkililerinin teslim anında hasara ilişkin bir tutanak tutmadığını, hasarın nakliye sırasında meydana geldiğini gösterir herhangi bir belge bulunmadığını, sigortalı şirket yetkilileri tarafından TTK M.889/2 hükmüne uygun bir bildirimde de bulunulmadığını, rulo sac emtiasının 21.03.2015 tarihinde sigortalı şirkete … Ltd. Şti. tarafından teslim edildiğini, hasar bildiriminin ancak 30.03.2015 tarihinde yapıldığını, 21.03.2015-30.03.2015 tarihleri arasında Gebze dolaylarında nem oranı yüksek olmakla beraber sağanak yağışların da görüldüğünü, ekspertiz raporu gereğince de müvekkili şirket aleyhine açılan iş bu davanın reddi gerektiğini, davacının sigortalısına yapmış olduğu ödemenin dayanağı olarak ileri sürülen poliçenin iş bu talepleri kapsayıp kapsamadığının da araştırılması gerektiğini, diğer yandan davacı ile dava dışı sigortalı şirket arasında düzenlenmiş Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi’nde paslanma ve oksitlenme durumları teminat kapsamı dışında bırakıldığını, asla davacı yanın ileri sürdüğü hususların kabulü manasına gelmemek kaydıyla, dava dışı sigortalının uğradığı gerçek zararın ve sovtaj bedelinin gerçek değerinin tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin, … A.Ş.’ye Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta poliçesi ile taşıdığı ürünlere karşı rizikoları sigortalattırdığını, iş bu davanın HMK gereği … A.Ş.’ye ihbarı gerektiğini belirterek, dava konusu emtianın müvekkili şirketçe taşınmadığından davanın husumet yönünden reddine, TTK hükümleri gereğince mezkur hasarlanmadan dolayı müvekkili şirkete atfedilen sorumluluğun reddine, davanın … A.Ş.’ye ihbarına, sonuçta tüm savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde; Zonguldak’tan Gebze’ye taşınan malların taşıma risklerinin müvekkili tarafından teminat altına alındığını, sigorta ödemesinin de bu teminata binaen yapılarak yasal halefiyet kazanıldığını, hasar sigorta teminatı kapsamı dışında olsa dahi, sigortalının tüm haklarının müvekkili tarafından dosyada mübrez Tazminat Makbuzu ve İbraname ile temlik alındığını, müvekkilinin taşıma işini gerçekleştirmesi için 1 no.lu davalı ile anlaştığını, söz konusu davada, taşıma işinin fiili taşıyıcıya devredilmiş olması 1 no.lu davalının müvekkiline karşı sorumluluğunun kısıtlanamayacağını ya da kaldıramayacağını, 30.03.2015 tarihinde tutulan tutanak ile hasarın tespit edildiğini, aynı gün davalı şirketin bu durumdan haberdar olduğunu, zararın davalı taşıyıcıların sorumluluğunda meydana geldiğinin kanıtlandığını beyan etmiştir.Davalı …. A.Ş. vekilinin ikinci cevap dilekçesinde; paslanma sonucu gerçekleştirilen hasar tazminatı ödemesinin ex gratia ödemesi olduğunu, davalının TTK’nın 889. maddesinin gerek birinci, gerekse ikinci fıkrasında belirlenen süreleri geçirdikten sonra hasara ilişkin bildirimde bulunulduğunu, davacının hasarın nakliye sırasında meydana geldiğini gösterir herhangi bir belgeyi dosyaya sunamadığını, …Ltd. Şti. tarafından 09.06.2015 tarihinde oluşturulan ekspertiz raporundaki bulgular dikkate alındığında, müvekkili şirket aleyhine açılan iş bu davanın reddi gerektiğini, asla kabul manasına gelmemek kaydıyla, eğer varsa, dava dışı sigortalının uğradığı gerçek zararın ve emtianın gerçek sovtaj değerinin tespit edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davalı … .. A.Ş. ‘nin asıl taşıyıcı , diğer davalı ….. Ltd. Şti.’nin ise alt taşıyıcı olarak taşıdığı emtiaya ilişkin olarak Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi uyarınca davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına 13.766,56 USD zarar ödemesi yaptığı, taşımaya konu emtianın niteliği dosya kapsamındaki delillerle tam olarak belirlenememiş ise de; emtianın soğuk haddelenmiş sac olması halinde hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığı, sıcak haddelenmiş sac olması halinde ise hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalmadığı ancak dava dışı sigortalının 02/06/2015 tarihinde zarar verene karşı sahip olduğu dava ve talep hakkının davacı sigorta şirketine temlik edilmiş olması sebebiyle davacının taşıyıcı sıfatıyla davalılara dava açma hakkı bulunduğu anlaşılmış ise de; dava dışı sigortalının davaya ve hasara konu emtianın teslimi sırasında hasara ilişkin herhangi bir ihtirazı kayıt koymadığı , teslim tarihi 21/03/2015 tarihinden itibaren TTK 889. Maddesinde düzenlenen 7 günlük sürede de davalılara hasara ilişkin herhangi bir ihbarda bulunmadığı, böylelikle eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği hususuna yönelik yasal karinenin aksi yani hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususu dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamadığından davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu bu ödeme yönünden rücu şartları oluşmadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Önceki beyanlarını tekrarla, hasarın kara taşıması sırasında yükün ıslanarak paslanması sebebiyle meydana geldiğini ve davalıların bu hasardan sorumlu olduğunu, ancak ambalajların açılmasıyla fark edilen hasarın, bu anda tutanak ile tespit edildiğini ve davalılara ihbar edildiğini, bir an için hasar tutanağı düzenlenmediği ve/veya ihbarın yapılmadığı varsayılsa dahi, yükün taşıma sırasında hasarlanmış olduğu (yasal karinenin aksi) dosyaya sunulu delillerle ispatlandığından sonucun değişmeyeceğini,Ekspertiz raporunun, Sigortacılık Kanunu m.2, 22 ve Sigorta Eksperleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yetkilendirilmiş firma tarafından hazırlandığını, bu sebeple içerdiği tespitlerin aksini kanıtlayan bir delil sunulmadıkça geçerli ve muteber bir delil olarak kabulü gerektiğini, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, hasarın taşıma sırasında meydana gelmediği ihtimalde, hasarın yükün depoda beklediği sırada meydana geldiğinin kabulünün gerekeceğini, usulüne uygun şekilde hasar ihbarının yapıldığını, Mevzuattaki açık hüküm ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda dosyada gerekçeli karara dayanak yapılan ve iki kişiden oluşan bilirkişi kurulundan alınan raporlar esas alınarak hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu,Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat sigorta poliçesiyle sigortalanan emtianın yurt içi kara yoluyla eşya taşıması sırasında hasarlanması nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin TTK’nın 1472. maddesi uyarınca, taşıyıcıdan tahsili istemiyle açılmış bir rücuen tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda alınan 13.12.2016 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki 21.05.2015 tarihli ekspertiz raporu incelendiğinde; rulo sac emtiası niteliğindeki emtiada ıslanma nedeniyle oksitlenme başlamış olduğu, bir kısım emtianın tamamen, bir kısım emtianın ise paslanma nedeniyle kısmen hasarlandığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, davacı sigortacı ile dava dışı sigortalı arasındaki nakliyat poliçesinin 6. maddesinde düzenleme bulan teminat kapsamı/şartlar başlıklı kısmında, paslanma, oksitlenme ve renk bozulmaları hariç taze su dışında tuzlu ya da diğer zararlı maddeler ile doğrudan temas sonucu ortaya çıkmaması kaydıyla oluşacak risklerin teminat kapsamında kaldığı görülmektedir. Ancak ilk derece mahkemesince alınan 29.05.2017 havale tarihli ek bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, taşımaya konu emtia haddelenmiş saç olmakla birlikte niteliği kesin şekilde ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödemenin lütuf ödemesi olduğu tartışmaya açık ise de; dosyaya sunulmuş olan 02.06.2015 tarihli hasar tazminat makbuzu ve ibraname uyarınca, davacı sigortacının sigortalısına ödediği tazminatı “alacağın temliki hükümlerine” göre davalı taşıyıcıdan talep etme hakkı bulunmaktadır.
HMK’nın 282. maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Dosya kapsamındaki kök ve ek bilirkişi raporlarının uzmanlık alanları farklı olan iki bilirkişi tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki bilirkişi raporu takdiri delil niteliğinde olup, mahkemece taraflar arasındaki hukuki ilişki, dosya kapsamındaki tüm belgelerle birlikte kök ve ek bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınıp, gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin iki kişilik bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporlar esas alınarak hüküm verilmiş olduğuna ilişkin istinaf nedeni de yerinde değildir.Dava konusu taşıma, yurt içi kara taşıması olup, davalı taşıyıcının sorumluluğu TTK hükümlerine göre belirlenmelidir. TTK’nın 875/1. maddesi uyarınca, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.Süresinde hasar ihbarının yapılmaması, davacının tazminat talep hakkını sona erdirmez. Çünkü, TTK’nın 889. maddesi uyarınca, eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır. Birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmediği durumlarda, ihbarın, eşyanın tesliminden sonraki yedi gün içinde yapılmamış olması halinde de geçerlidir.Bu yasal düzenlemeye göre, süresinde hasar ihbarının yapılmaması halinde, hasarın taşıma sırasında oluşmadığına dair taşıyıcı lehine bir karine oluşur. Yani, hasarın taşıma sırasında oluştuğunu ispat yükü taşıtana geçer. Dosya kapsamında 0106705 yevmiye nolu 21.03.2015 düzenleme tarihli taşıma irsaliyesinin bulunduğu, irsaliyenin incelenmesinde nakliyeci firmanın davalı …. Ltd. Şti. olarak gözüktüğü, dava dışı sigortalı …Servis Merkezi’nin teslim eden sıfatının bulunduğu, emtianın eksiksiz ve kusursuz olarak teslim alındığına ilişkin ibarenin olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu irsaliyeden anlaşılacağı üzere, emtianın fiili sevk tarihi 21.03.2015’tir. Yine, dava dışı sigortalı Ereğli Nakliyat Müdürlüğü tarafından düzenlenen 21.03.2015 tarihli sevk irsaliyesinde, fiili taşıyan … Şti. emtiayı yükleme talimatına uygun olarak teslim aldığına ilişkin ibare bulunmaktadır. Bahsi geçen her iki irsaliye de de itirazi kayıt niteliğinde herhangi bir beyana rastlanmamıştır. 30.03.2015 tarihli … Hammadde Giriş Kontrol Tutanağı başlıklı belgede, nakliyeci olarak filli taşıyıcı … görüldüğü, dava dışı sigortalının çalışanları tarafından belgenin imzalandığı, belgenin üzerinde kusur açıklaması olarak ”ıslak şeklinde” ibarenin bulunduğu görülmekle birlikte, bu belgede taşıyıcının veya sürücünün katılımı ve imzası yoktur. Bu nedenle,TTK’nın 1066/son maddesi anlamında taşıyanın da hazır olduğu bir hasar tespiti yapıldığından söz edilemez.Sonuç olarak; davalı taşıtan hasarın taşıma esnasında oluştuğunu ispatla yükümlüdür. Dosya kapsamında hasarın kara taşıması esnasında oluştuğu davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen karar yerindedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/12/2019