Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1485 E. 2019/1424 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1485
KARAR NO : 2019/1424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/1109 Esas – 2018/130 Karar
TARİHİ : 07/02/2018
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şiret arasında ticari ilişki bulunduğunu ve müvekkilinin davalıya sattığı emtia karşılığı alacaklı olduğunu, davalının borcunu uzun zaman geçmiş olmasına rağmen ödememesi üzerine, davalı hakkında İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalının haksız olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davanın haksız olduğunu, davalı tarafça davacıya 12.150 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacıya bakiye 693,87 TL borcu kaldığını, davacı tarafın kötüniyetli olarak mükerrer tahsilat yapmak istediğini, bu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebi ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, 693,87 TL bakiye borcun kabul edilmiş olması nedeniyle fazlaya ilişkin davanın reddine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 07/02/2018 tarihli, 2016/1109 Esas – 2018/130 Karar sayılı kararda; “…Taraflar arasında ticari ilişki olduğu ve davacının ve davalının ticari defterlerinin incelendiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibari ile 12.843,87 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 4.591,31 TL borçlu olduğu, cari hesap farkının 8.252,56 TL olduğu, davacının davalıya düzenlediği faturaların her iki defter kayıtlarında yer aldığı, farkın davalının 2014 yılına tediye makbuzları ile ödeme olarak işlediği 7.100,00 TL ve 2013 yılında 1.779,44 TL ve 3.668,68 TL ile davacı kayıtlarında olup davalı kayıtlarında yer almayan 2014 yılında 1.000,00 TL EFT ile 2015 yılında 1.000,00 TL’den kaynaklandığı, davalının defterlerinin birbiri ile uyumlu olmadığı, davacının incelenen defterlerinin noter tasdiklerinin 6102 sayılı TTK 64 ve 213 sayılı VUK 221 maddesine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu ve davacının defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu ve bu nedenle davacının defterlerine itibar etmek gerektiği ve davacının takip yapmakta ve dava açmakta haklı olduğu…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasında davalının asıl alacağa yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 12.843,87 TL asıl alacak üzerinden devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya ilişkin beyan ve cevap dilekçelerinde belirttikleri üzere, müvekkili tarafından davacıya toplam 12.150,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye olarak 693,87 TL borç kaldığını, davacı tarafın davaya konu ödeme miktarını talep etmesinin mükerrer tahsilat amaçlı olup haksız ve kötü niyetli olduğunu, 13.06.2017 tarihli beyan dilekçesi ile dosyaya sunulan makbuzların incelendiğinde, müvekkili tarafından toplamda 12.150,00 TL ödenmiş olduğunun görüleceğini, bu nedenle dosyaya sunulan bilirkişi raporuna ve bu rapor dikkate alınarak verilen hükme itiraz ettiklerini, ayrıca dosyaya sunulan makbuzlar incelendiğinde davalı şirkette çalışan ve ödemeyi alan kişilerin … ödeme makbuzları ile ilgili imza örneklerinin alınmasının ve yemin tekliflerinin mahkemece reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın savunmaları doğrultusunda reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe yöneltilen itirazın, takipte istenen asıl alacak yönünden İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sünülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilince, ödemeleri alan ve davacı şirket çalışanı olan …, delil olarak sunulan tediye makbuzları ile ilgili olarak imzalarını incelemesi yapılmaksızın ve yemin teklifinin reddedilerek hüküm kurulmasının yerinde olmadığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Davacı yanca, alacağa dayanak gösterilen faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura konusu malların davalı tarafından alındığı hususunda ihtilaf bulunmayıp, ihtilaf davalı yanın ödeme savunmasından kaynaklanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Davalı yanca ödeme yapıldığı ve tediye makbuzlarında imzaları olduğu ileri sürelen … davalı adına ödeme almaya ve şirketi temsile yetkili olduğuna dair delil sunulmadığı gibi, … ise gelen SGK kayıtları kapsamında davalı şirket çalışanı olduğu da kanıtlanmamıştır. Davalının bu şekilde yaptığı ödemeler bulunduğu kabul edilse bile davacı şirket adına temsil ve ödeme almaya yetkisi olmayan kişiye yapılan ödeme kötü ödeme niteliğinde olup, davalı tacirin TTK’nın 18. maddesi uyarınca basiretli davranma yükümlülüğü altında olduğu, bu şekildeki ödemeler davalının davacıya karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı kanaatine varılmıştır.Yemin delili, HMK’nın 232/1. maddesi uyarınca, ancak davada ispat yükü üzerine düşen tarafça karşı tarafa teklif olunup, karşı tarafça eda yahut iade olunur. Davalı yanca, ödeme yapıldığı ileri sürülen dava dışı kişilere yemin teklif edilmesi yasal olarak mümkün değildir. Davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi içeriğinde, davada taraf olmayan ve ödemelerin yapıldığı ileri sürülen … e yemin teklif edildiği bildirildiğinden, usule aykırı yemin teklifi kapsamında davalının yemin teklifinin değerlendirilmemesi yasaya aykırı değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-a)Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, b)Bakiye 658,02 TL istinaf nispi harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına.3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/11/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.