Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1475 E. 2019/733 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1475
KARAR NO : 2019/733
KARAR TARİHİ 16/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2018
NUMARASI : 2015/573- 2018/186 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ Davacı vekili, akdedilen intifa hakkı gereğince akaryakıt istasyonu kullanma, yararlanma ve tasarruf haklarının 10.06.2028 tarihine kadar müvekkiline bırakıldığını, Rekabet Kurulunun 12.03.2009 tarihli genel duyurusu ve Kurul kararları ile beş yılı aşan süreler yönünden muafiyet koşullarının ortadan kalktığını, intifa hakkının ilerleyen zamanlarda ifasının hukuken ya da fiilen imkansız hale gelmesi ve talep halinde kullanılmayan döneme isabet eden süreye kıstelyevm usulü ile hesaplanacak tutarın müvekkiline iadesinin gerektiğini ileri sürerek 191.000,00 TL tutarın faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri olan Mersin mahkemeleri olduğunu, HMK’nın 119. maddesi gereğince dava dilekçesinin usulüne uygun olmadığını, sözleşmenin müvekkili tarafından feshedilmediğini, dolayısıyla müvekkilinin söz konusu rekabet kurumu kararları nedeniyle doğan zararlara katlanmak zorunluluğunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, tapu kayıtlarına göre intifanın terkin işleminin davacı tarafından yerine getirilmediği, dava açılış tarihi itibariyle ve halen intifanın devam ettiği, erken açılan davanın reddi gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/19-1437 E. 2014/564 K. Sayılı ve 2012/19-721 E. 2013/290 K. , 2013/19-1298 E. 2013/1408 K. , 2013/19-220 E. 2013/1573 K., 2012/19-331 E. 2013/1562 K., 2013/19-332 E. 2013/1563 K. sayılı emsal ilamları da dikkate alınarak, davalı taraf yararına nispi vekalet ücreti tayin edildiği gerekçesiyle erken açılan davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğundan başka bir ifadeyle hukuki yararın bulunmadığından dolayı reddine karar verildiğini, bu durumda AAÜT 7/2. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, intifa sözleşmesinin, Rekabet Kurulu kararıyla süresinden önce sona ermesi nedeniyle intifa bedelinin, sözleşmenin karşılıksız kısmına isabet eden kısmının tahsili istemine ilişkin bir alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince, intifanın terkin işleminin yapılmadığı, intifa bedelinden kullanılmayan kısma tekabül eden bölümünün istenebilmesi için öncelikle intifa hakkının tapudan terkin edilmesi gerektiği gerekçesiyle, erken açılan davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf sebebi vekalet ücretine yöneliktir.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta; maddenin 2. fıkrasında ise “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır. Şu hale göre tarifenin açıklanan 7/2.maddesi hükmü gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez.Bu noktada eldeki davada işin esasına girilerek karar verilip verilmediği hususunun aydınlığa kavuşturulması önem taşımaktadır. Çünkü, mahkemece işin esasına girilip inceleme yapılarak esastan karar verildiğinin anlaşılması durumunda nispi vekalet ücreti verilmesi gerekecektir.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme kapsamında davalıya ait taşınmaza 17.12.2007 tarihinde 15 yıl süre ile davacı yararına intifa hakkı kurulduğu ve dava tarihi itibariyle intifa hakkının kaldırılmadığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.O halde dava tarihi itibariyle intifa hakkı terkin edilmediğ ve sebepsiz zenginleşme olgusu gerçekleşmediğinden, davacının intifa bedeli ve semerileri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece verilen karar esastan verilmiş bir ret kararı niteliğinde olduğundan, yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmiş davalı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir ( Emsal Bkz.Yargıtay 19 HD, 17/12/2018 tarih, 2017/962 Esas-2018/6642 Karar sayılı ilamı).Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.