Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1465 E. 2019/791 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1465
KARAR NO : 2019/791
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2018
NUMARASI : 2016/1046 -2018/221 E.K
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki genel kurul kararını iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %33,33 oranında hissedarı olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu tarafından kötü idare edilmesi, şirket ortaklarına eşit davranma ilkesine aykırı hareket edilmesi ve şirket ortağı olmayan kişilere ödeme yapılması nedeniyle müvekkilinin ortaklıktan kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini, bu ihlal sebebiyle şirketin ekonomik durumunun zora girdiğini ve içinin boşaltıldığını, bu nedenle TTK’nın 437. maddesi uyarınca bilgi almak üzere davalı şirkete Gebze ….Noterliği’nin 16.05.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtarnameye cevap verilmediği gibi eşit işlem yapma yükümlülüğüne aykırı olarak davalı şirket yönetim kurulu tarafından Üsküdar …. Noterliğinin 28.06.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile şirket tarafından 3 ortağa satışı yapılan bir taşınmaza ilişkin satış bedeli ve masraflarının tümünün müvekkilinden talep edildiğini, müvekkilince gönderilen ihtarnameden sonra davalı şirketin 2015 yılına ait genel kurulu 12.08.2016 tarihinde yapma kararı aldığını, bunun üzerine Gebze … Noterliğinin 08.08.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek genel kuruldan bilgi alma, gündem ekleme, şirkete özel denetçi atanması ve kötü yönetime son verilmesi taleplerinde bulunulduğunu, ihtara rağmen davalı şirketin herhangi bir şey yapmadığını, 12.08.2016 tarihli genel kurul toplantısında bu taleplerin tekrar edildiğini, ancak taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek 12.08.2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan bilgi alma haklarının reddi kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 12.08.2016 tarihli genel kurul toplantısında sadece yönetim kurulu seçimine karar verildiğini, diğer gündem maddeleri ve talepler yönünden davacı vekili tarafından süre talep edilmesi nedeniyle genel kurul toplantısının ertelendiğini, davacının bilgi alma hakkını kullanamadığı yönündeki iddiasının ise haksız olduğunu, davacının dava açma hakkını kötüye kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: davalı şirketin 12/08/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında daha önce belirlenen ve ilan edilen genel kurul gündem maddelerinden sadece görev süresi dolan yönetim kurulu seçimi yapıldığı; Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescil ve ilan edilen 12/08/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağının sadece yönetim kurulu seçimine ilişkin maddesi tescil ve ilan edilmiş olduğu; 4. ve devamındaki maddelere ilişkin herhangi bir tescil ve ilanın söz konusu olmadığı; dava konusu genel kurul divan başkanlığınca alınan kararın, ortaklık iradesini yansıtan bir karar olmadığı; genel kurulu yöneten başkanlıkça alınmış yöneltilen bir talebe yönelik o genel kurul kapsamında geçerli bir irade beyanı olduğunu; genel kurul kararı olarak değerlendirilemeyeceği; bu nedenlerle, genel kurul kararlarının hükümsüzlük şartları kapsamında bir değerlendirme yapılamayacağı; anılan bu karara karşı TTK’nın 437-(5).maddesi uyarınca düzenlenen özel kanun yoluna başvurulması gerektiği; davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf sebeplerinde özetle: 1- Bilgi alma taleplerinin başta genel kurul toplantısı yapılacak olması sebebiyle bekletilmesinin, sonra ise yapılan genel kurul toplantısında bilgi alma taleplerinin reddedilmesinin bu haklarının ihlal edildiğinin göstergesi olduğunu, genel kurul tutanağında taleplerinin yer almıyor olmasının davalı tarafın kötüniyetli olarak tutanağa geçmemesinden kaynaklandığını, gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan hukuka aykırı karar verildiğini, bilgi alma kapsamındaki taleplerinin reddinin, kanuna, şirket ana sözleşmesine ve iyiniyet kurallarına da aykırı olduğunu,2-Davalı şirkete bilgi alma talepli olarak gönderilen ihtarname sonrasında, davalı şirket tarafından ihtarnameye cevap vermek yerine davalı şirket tarafından 3 hissedara satılan taşınmazın satış bedeli istemenin dahi davalının ne kadar kötüniyetli olduğunu göstermekte olduğunu, ayrıca satış bedelinin sadece müvekkiline yükletilmeye çalışılmasının açıkça hukuka ve eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu,3-Bilgi alma hakkının pay sahipliği haklarının kullanılması için “gerekli” olması koşuluna bağlanmadığını, TTK’nın 437. madde gerekçesinden de bilgi alma hakkının, bu hakkın kullanıldığı genel kurul toplantısının gündemindeki konularla da sınırlı olmadığının anlaşıldığını, gündemde belirtilmese de değerlendirmeye alınması gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin bilgi alma talebinin genel kurul toplantısında reddedildiğini, sadece bu durumun tutanağa geçmemesi sebebiyle işbu davanın reddedilmesinin kabul edilebilir olmadığını,4-Şirket yönetim kurulunun pay sahibi olan müvekkilini zarara uğratmakta olduğunu, zira davalı şirketin yönetim kurulu başkanı … ortaklık payının devir bedelini kendisinden değil şirket hesaplarından ödemekte olduğunu, yine şirketin deposunda bulunan halıların faturasız olarak satılmakta olduğunu, şirkete en önemli değer olan “…” markaları bedelsiz olarak eski ortak … verildiğini, daha da önemlisi çoğunluk hissedarı … “… San. Tic. A.Ş.” isimli yeni bir firma kurarak şirketin müşteri portföyü de dahil olmak üzere tüm birikimini bu yeni şirkete aktarmakta olduğunu, yaşanan bütün olaylar nedeniyle şirket ekonomik olarak ciddi zarara uğradığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilebilecek bir genel kurul kararı bulunmadığını, dolayısıyla ilk derece mahkemesince verilen kararın yasaya, hukuka ve Yargıtay kararlarına uygun olduğunu, nitekim davacı bilgi alma hakkı talebinin reddedildiğini iddia ediyorsa TTK’nın 437/5. maddesi gereği red kararından itibaren 10 gün içinde mahkemeye başvurması gerektiğini belirterek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacı, pay sahibi olduğu davalı şirketin 12.08.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda bilgi alma taleplerinin reddine ilişkin alınan kararın TTK’nın 445 vd maddeleri uyarınca iptalini istemiş, davalı bu yönde alınmış bir karar olmadığından davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, bir yenilik olarak, aktif bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması talebinin, anonim şirket genel kurulu veya yönetim kurulu tarafından haksız yere reddedilmesi halinde, pay sahibine mahkemeye müracaat hakkı tanımıştır (TK m. 437/5). Bu yeni düzenlemeye göre, “Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir”. Pay sahibinin, şirkete müracaat etmeden doğrudan mahkemeye müracaatla bilgi alma davası açma hakkı yoktur. Pay sahibinin davasının esastan incelenerek bir karara bağlanabilmesi için, davadan önce, bilgi alma ve/veya inceleme hakkının, kanunda öngörülen yollarla şirket nezdinde kullanılması için müracaat etmiş olması olumlu bir dava şartı olarak düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı davalı şirkete göndermiş olduğu 16.05.2016 tarihli ihtarname ile belirli konularda kendisine bilgi verilmesi talebinde bulunmuş, 05.08.2016 tarihli ihtarnamede ise, bu talebini yinelemiş, aynı zamanda 12.08.2016 tarihinde yapılacak genel kurul toplantısının ertelenmesini, ertelenecek olan genel kurulda belirtilen hususların gündeme eklenmesini, özel denetçi atanmasını vs. talep etmiş, dosya kapsamında ihtarnamelere verilen bir cevabi yazıya rastlanılmamıştır. Dosya kapsamında mevcut 12.08.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde ise, sadece yeni yönetim kurulu seçiminin yapıldığı, davacı vekilinin söz alarak bilgi alma hakkı kapsamında belgelerin verilmesi talebinde bulunması üzerine toplantı başkanının davacıya genel kuruldan 2 ay önce talep edilen gerekli belgelerin posta ve mail yolu ile ulaştırıldığını belirttiği, talebin divan başkanlığınca reddedildiği, bu kez tekrar söz alan davacı vekilinin finansal tabloların müzakere edilmesi ve buna bağlı konuların görüşülmesi için genel kurulun ertelenmesini talep ettiği ve 1 ay sonraya ertelendiği görülmüştür.O halde bilgi alma talebi genel kurul divan başkanlığınca reddedildiği anlaşılan veya genel kurulca bilgi alma talebi cevapsız bırakılan davacının TTK’nın 437/5. maddesi uyarınca mahkemeye müracaat ederek bilgi alma hakkını kullanması mümkün iken, bu hakkını kullanmayıp söz konusu genel kurul kararının iptalini talep etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır (Emsal Bkz. Yargıtay 11 HD, 06/02/2019 tarih, 2017/4089 Esas-2019/914 Karar sayılı ilamı).Somut olayda, davacının iptal davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava yatı olup davanın her aşamasında resen gözetilir. İlk derece mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan ret kararı vermesi yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak, ilk derece mahkemesinin kararının ve gerekçesinin yukarıda açıklandığı şekilde, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddesi uyarınca resen düzeltilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde hukukun uygulanmasında kısmen hata yapıldığı ve bunun düzeltilmesi gerektiği anlaşılmakla, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçesinin ve hüküm sonucunun düzeltilerek esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;1-Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeyile usulden reddine, 2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına, 3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,7-İstinaf yargılaması yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,b-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına8-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine,9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.1-2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.