Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1461 E. 2019/1018 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1461
KARAR NO : 2019/1018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2018
NUMARASI : 2017/240- 2018/601 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, takip çıkış tutarının toplam 494.545,73 TL olduğunu, davalı borçlunun takip başlatıldıktan sonra, ödeme emrinin tebliğinden önce 27.01.2017 tarihinde müvekkili şirkete 200.000,00 TL kısmi ödeme yaptığını, ödeme emrinin tebliğinden sonra ise, 03.02.2017 tarihinde icra dosyasına 291.636,32 TL ödediğini, icra dosyasına yatırılan paranın 07.02.2017 tarihinde taraflarına ödenirken 13.269,45 TL tahsil harcı kesildiğini, müvekkiline haricen ödenen 200.000,00 TL’den dolayı da 2.133,31 TL tahsil harcı yatırdıklarını, harçların ve 3/4 vekalet ücretinin sorumlusunun davalı borçlu olduğunu, davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazın kabul edilerek dosyanın gönderildiği Gaziosmanpaşa .. İcra Müdürlüğü tarafından bakiye borç miktarı hesaplanarak bakiye alacak tutarı 55.691,19 TL ile vekalet ücreti, işlemiş faiz ve icra masraflarının tahsili amacıyla yeniden davalı borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, takibin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı alacaklıya ödemelerin haftalık ödeme şeklinde yapıldığını, davacının ödeme yapılmasını beklemeden icra takibi başlattığını, müvekkilinin haftalık ödeme planı çerçevesinde ödeme emrinin tebliğinden önce davacıya 200.000 TL ödeme yaptığını, kalan tutarı ise 7 günlük itiraz süresi içinde icra dosyasına yatırdığını, dolayısıyla asıl alacak yönünden bir borcun bulunmadığını, bu ödemelere göre tahakkuk edecek faiz miktarının değişiklik göstereceğini, temerrüde düşürülmeden işlemiş faizin istenmesinin de doğru olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, kaza sonucu ortaya çıkan hasar bedelinin davalı tarafından davacıya ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine G.O.Paşa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İİK’nın 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, yapılan bilirkişi incelemesinde davalının icra takibine sebebiyet verdiği ve raporun sonuç bölümündeki (b) seçeneğindeki hesaplamaya göre kısmen borçlu olduğunun da belirlendiği ve raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında kısmen haksız olduğu kanaatine varıldığı, takibin raporda belirlenen miktar üzerinden, takip öncesi temerrüt de gerçekleşmediğinden faiz belirlenmeden devamı ile itirazın kısmen iptaline karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile GOP … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 39.451,20 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 faiz uygulanmasına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf sebeplerinde özetle;
Davacı alacaklıya ödemelerin haftalık olarak yapıldığını, buna rağmen ödeme vadesi gelmeden takibe geçildiğini, ödeme emrinin tebliğinden evvel 200.000 TL ödeme yapılarak kalan tutarın da itiraz süresinde icra dosyasına ödendiğini, davacıya borcun kalmadığını, dolayısı ile asıl alacak yönünden bir borç bulunmadığı gibi müvekkilinin temerrüde düşürülmediğinden faiz işletilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin bir kusuru olmayıp takip açılmasına sebebiyet de vermediğini, İlk derece mahkemesinin gerekçesinin çelişkili olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda iki seçenekli hesap yapıldığını, mahkemenin gerekçesinde kabul ettiği seçenek dışındaki diğer seçenek sonucunda belirlenen tutara hükmedildiğini, oysaki kabul edilen seçenek doğrultusunda, 31.758,78 TL’ye hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.
Davacı, faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinde, takipten sonra davadan önce yapılan ödemelerin mahsubu sonucunda bakiye alacağı, icra masrafları ve ferileri yönünden takibe itirazın iptalini istemiş, davalı ise takibe konu asıl alacağın tamamının takipten sonra ödendiğini, takip ve dava açılmasına sebebiyet verilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde, “kaza sonucu ortaya çıkan hasar bedelinin davalı tarafından davacıya ödemede bulunulmadığı” şeklindeki tespit ve değerlendirmenin dosya içeriği ile uyuşmadığı izahtan vareste olup, bu hususun kopyalama- yapıştırma işlemlerinden kaynaklı maddi hatada sonucu kararda yer aldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Diğer taraftan mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iki seçenekli hesaplama yapılmış olduğu ve buna göre mahkemece (b) seçeneğindeki hesaplamanın kabul edildiği belirtilmiş ise de raporda (a) seçeneğinde gösterilen tutara hükmedildiği, bu haliyle gerekçenin kendi içinde çelişki oluşturduğu sabit ise de dosyada delillerin toplanmış olması, ek tahkikata gerek görülmemesi ve dosyada alınan bilirkişi raporunun denetime açık ve hükme elverişli olması gözetilerek ilk derece mahkemesinin gerekçesi bu doğrultuda düzeltilmiştir.Dosya kapsamından, davacı alacaklı tarafından 31.12.2016 tarihli faturaya dayalı olarak davalı borçlu firma hakkında Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 24.01.2017 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, takipte 491.636,32 TL asıl alacak ve 2.909.41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 494.545,73 TL’nin asıl alacağa yasal %9 faizi ve masraflarla birlikte tahsilinin istendiği, ödeme emrinin davalı borçluya 30.01.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davalı borçlunun yasal süre içerisinde 03.02.2017 tarihinde, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, itirazında, takip talebindeki alacağın 200.000,00 TL’lik kısmının ödeme emri tebliğinden önce alacaklıya ödendiğini, asıl alacağın kalan 291.636,32 TL kısmının ise icra dosyasına yatırıldığını belirtmiş, davacı alacaklının dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmesi üzerine, işbu davaya konu Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasında, 20.02.017 tarihli hesap tablosuna göre, ödemeler sonucunda 55.691,19 TL bakiye alacağın yasal faizi ve masraflarla birlikte tahsilinin talep edilmiş olduğu görülmüştür.Somut olayda, davalı borçlu tarafından davacı alacaklıya icra takibinden sonra ödeme emri tebliğinden önce haricen 200.000 TL ödeme yapıldığı, takipteki asıl alacağın kalan 291.636,32 TL’lik kısmının ise ödeme süresi içinde icra dosyasına yatırılmış olduğu, bu tutardan tahsil harcı mahsup edilerek kalan kısmın davacıya ödendiği, dolayısıyla takip konusu asıl alacak yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık işlemiş faiz alacağı ve takipten sonra yapılan ödemeler sonucunda bakiye borcun kalıp kalmadığı, davalı borçlunun takip açılmasına sebebiyet verip vermediği ve bu noktada icra vekalet ücreti ve masraflarından sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.Öncelikle takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden değerlendirmede; taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki bulunduğu ihtilafsız olup, borcun haftalık ödenmesinin kararlaştırıldığı taraflarca ileri sürülmüş ise de borcun hangi vadelerde ödeneceğine ilişkin yazılı bir sözleşme ya da delil sunulmadığından, davalının, alacağın muaccel olmadan takip başlatıldığına ilişkin ileri sürdüğü savunma sebepleri yerinde değildir.Kural olarak, davalı borçlu tarafından icra takibinden sonra davacı alacaklıya haricen yapmış olduğu ödemeler ve gerekse icra dosyasına yatırılan tutar bakımından, asıl alacağa takipten sonra yapılan ilk ödemeye kadar faiz işletip ilk ödemeyi önce faizden geriye kalanı asıl alacaktan düşüp sonra ilk ödeme tarihinden ikinci ödeme tarihine kadar geriye kalan asıl alacağa faiz işletip ikinci ödemeyi, önce faizden sonra asıl alacaktan düşüp dava tarihine kadar da işlemiş faiz varsa bunu hesaplatıp dava tarihindeki borç durumuna göre bir karar verilmesinden ibarettir (Bkz. emsal Yargıtay 19 HD, 06/11/2018 tarih, 2017/2059 Esas-2018/5532 Karar sayılı ilamı). Diğer taraftan, davalı takibe itiraz ettiğine göre, davacı alacaklının takip talebinde icra masrafları ve icra vekalet ücreti talep ettiği için davalının itirazının iptaline karar verilmesi gerekir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesaplamanın yetkisizlikle gönderilen Gaziosmapaşa … İcra Müdürlüğünce ödemeler mahsup edildikten sonra bakiye alacak tutarı yönünden kapak hesabı yapılarak yeninden düzenlenen ödeme emri tarihine (22.02.2017) göre, en son ödeme tarihine kadar işlemiş faiz alacağı dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Bu açıklamalar ışığında, davalı borçlunun takipte istenen asıl alacağa yönelik bir itirazı olmadığı gibi, bu borcun tamamını takipte sonra ödemiş olduğu gözetildiğinde, icra takibinin açılmasına sebebiyet veren davalının kalan bakiye alacak, icra masraf ve ferilerinden sorumlu olup, dosyada alınan bilirkişi raporunda “Borçlu icra takibine sebebiyet vermiş ise” kenar başlık altında yapılan hesaplama doğrultusunda, takip tarihi 24.01.2017’den, 200.000,00 TL’nin ödendiği 27.01.2017 tarihine kadar asıl alacak 491.636,32 TL’nın 3 günlük %9 yasal faizi (491.636,32 x 3 x 9 : 36500 =) 363,68 TL’dır.
24.01.2017 tarihinde:
491.636,32- TL Asıl alacak
363,68 TL- Takipten sonraki dönem faizi
13.269,45 -TL Tahsil harcı
25.211,59 -TL İcra vekalet ücreti
31,40 TL-Başvurma harcı
4.60 TL -(Vekalet suret harcı) Masraf
530.517,04 TL Toplam alacaktan 200.000.00 TL 24.01.2017 tarihindeki ödeme sonucunda 330.517,04 TL kalan alacağa 24.01.2017 tarihinden ikinci ödeme 03.02.2017 tarihine kadar 7 günlük % 9 yasal faizi (330.517,04 x 7 x 9 =) 570,48 TL olup, 03.02.2017 tarihinde 330.517,04 TL Kalan alacak ve 570.48 TL Dönem faizi ile birlikte toplam 331.087,52 TL’den 291.636.32 TL 03.02.2017 tarihindeki ödeme sonucunda bakiye 39.451,20 TL asıl alacak tutarı belirlenmiştir.Ne var ki, 03.02.2017 tarihi itibariyle belirlenen 39.451,20 TL alacağa takip tarihinden itibaren değil, en son ödeme tarihi olan 03.02.2017 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının istinaf edenin sıfatı ve usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle düzeltilerek, davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kısmen kabulüne; ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın kısmen kabulüne, davalı/borçlunun Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının 39.451,20 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının hüküm altına alınan asıl alacağına, davalının en son ödeme tarihi olan 03.02.2017 tarihinden itibaren %9 yasal faiz uygulanmasına,
2-Davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 2.694,91 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 2.663,51 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına
5-Davacı tarafça yapılmış olan bilirkişi ücreti 400,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 70,83) 283,32 TL yargılama gideri ve 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 314,72 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı gider avansından kullanılan 112,00 TL yargılama giderinin red oranına göre ( %29,17) 32,67 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.689,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf yargılaması yönünden;
a)Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
b)İstinaf başvurusunda davalı taraf kısmen haklı olduğundan, davalı vekili tarafından yatırılan 675,00 TL peşin istinaf harcının talep halinde kendisine iadesine,
c)Davalı tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 98,10 TL başvuru harcı, davetiye ve dosya gönderme gideri 40,00 TL olmak üzere toplam 138,10 TL istinaf yargılama giderinin kabul ve red oranına takdiren 41,43 TL’lik bölümünün davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
12-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/07/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.