Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1459 E. 2019/1609 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1459
KARAR NO : 2019/1609
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2010/137 Esas – 2018/240 Karar
TARİHİ: 25/04/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkiline verdiği sipariş üzerine, müvekkilinin makine aksam ve parçaları üretip davalıya teslim ettiğini, siparişe konu faturalar nedeniyle takibe konu 13 adet olup, toplam bedeli 539.655,70 TL olan faturaların kesildiğini, ancak 284.565,30 TL tutarındaki bakiyesinin ödenmemesi üzerine, Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlattıkları takibe davalı tarafça 18/03/2009 tarihinde söz konusu faturalardan dolayı hiçbir borçları olmadığından bahisle itiraz edildiğini, herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığını, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; talep edilen 13 adet faturaya dayalı 284.565,00 TL anapara tutarında bir borçlarının bulunmadığını, %27 oranında faizin yasal düzenlemeye aykırı olduğunu, takip talebinde 13 adet faturadan bahsedilmekte ise de takip talebinde 12 faturanın ayrıntısının verildiğini, talebe konu faiz başlangıç tarihinde müvekkilinin temerrüdünün bulunmadığını, davacının takibe konu alacaklarının müşteri çekleri ve nakdi ödemeler ile ödendiğini, yaptıkları araştırmada mallar ve faturaların geldiği gün davacı … adına düzenlenen çeklerin büyük bölümünün … babası … tarafından cirolandığını, bazı çeklerin de başka şahıslara cirolatıldığını öğrendiklerini, bu durumun imza ve yazı incelemesi ile ortaya çıkacağını, davacının 31/12/2008 tarihinde ticareti terk ettiğini vergi dairesine bildirdiğini, davacının bir yandan müvekkilinden 284.565,00 TL alacağı olduğunu iddia ederken kendi maliye beyanında piyasadan olan tüm alacaklarının 182.998,00 TL olduğunu bildirdiğini, 2007 yılına ilişkin olarak maliyeye verilen bilançoda da tüm alacaklarını 46.000,00 TL olarak beyan ettiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 25/04/2018 tarihli, 2010/137 Esas – 2018/240 Karar sayılı ilamda; “…Yapılan yargılama sonucu toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça Kocaeli …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile 11/03/2009 tarihli takip talebi ile toplam tutarı 539.655,70 TL olan 12 adet faturaya dayalı olarak bu faturalarnı ödenmemiş bedeli miktarı olan 284.565,00 TL asıl alacak ve 102.214,17 TL işlemiş faizi için takip başlatıldığı, takibe davalı tarafça tüm borçların eksiksiz ve zamanında ödendiğinden bahisle itiraz edildiği, davacı tarafça titirazın iptali ile takibin devamının ve davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetinin istendiği, davacının düzenlediği faturaları toplamının 539.755,60 TL tutarında olup, bunun 86.000,00 TL’lik kısmının EFT, yapılmak suretiyle banka havalesi, 13.629,00 TL’lik kısmının ise nakit ödeme, 146.700,00 TL.’lik kısmının imzası konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan çekler ile, 215.000,00 TL.’lik kısmının ise imzaları inkar edilmele birlikte çeklerdeki ciro imzalarının davacı ya da davacının vekaleti ile hareket ederek onun bilgisi ve iradesi doğrultusunda babası … tarafından imzalanmış olan çekler ile ödendiği, davalının bakiye borcunun 78.426,20 TL tutarında olduğu, itirazın bu miktara ilişkin olarak haksız olduğu anlaşıldığından davanın bu miktar itibariyle kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafça her ne kadar takip talebinde faiz de talep edilmiş ise de; takip faturalanra dayalı olup, ödeme gününün kararlaştırılmadığı, davalının ödeme ihtarnamesi çekilerek temerrüde düşürldüğüne dair her hangi bir delil ibraz edilmediğinden faize ilişkin itirazın iptali talebi kabul edilmemiştir. Davaya konu alacak likit olduğundan davalının itirazında haksız olmakla takibin devamına karar verilen kısmın takip tarihi itibariyle yürülükte olan %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, davanın reddedilen kısmına göre davalının kötü niyet tazminatı talebinin ise; davacının takibinde ayrıca kötüniyeti sabit olmadğından kötüniyet tazminatının şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatının reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacı tarafça davalı aleyhine Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 78.426,20 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya dair talebin ve takipteki işlemiş faize yönelik taleplerin reddine, davalının, takibin devamına karar verilen asıl alacak tutarı olan 78.426,20-TL’nin %40’ı oranında icra inkar tazminatı ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davacı tarafça Kocaeli … İcra Müdürlüğü … E sayılı takibi ile 12 adet faturaya ilişkin 284.565,00 TL alacak talep edildiğini, kendilerince iş bu faturalara ilişkin yapılan ödemeleri gösterir ödeme makbuzları, çekler sunulduğunu, ödeme olarak sunulan 54 ADET çekin 14 adet çeke davacının imza itirazı mevcut olmadığını, ancak kalan 40 adet çeklerdeki cirolarda mevcut imzalara davacı tarafça itiraz edildiğini, 40 çekin 28 adet çekteki imzaların … ve … tarafından atılarak cirolandığı tespit edilmiş olup geriye kalan 12 adet çekteki imzaların davacı ve vekili sıfatıyla babası tarafından atılıp atılmadığının anlaşılamadığını, ancak kendilerince ödeme olarak sunulan 54 adet çekin tamamının ödendiğini, ilk derece mahkemesinin 12 çekteki imzaların davacı ve/veya babası tarafından atılıp atılmadığının tespit edilemediği beyan edilerek ve yapılan ödemeleri dikkate almayarak davacının itirazın iptali talebini kısmen kabul ettiğini, ancak verilen hükmün yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu ve eksik inceleme sonucu karar verildiğini, Davacı ve vekilinin ciro imzaları olup olmadığı belirlenemeyen çeklerin, davacı ve vekilinin ciro imzaları olan ve üçüncü kişilere verilen çekler dikkate alındığında, bu çeklerin de davacı yanca üçüncü kişilere verildiğinin karine olarak kabul edilebileceğini, Mahkemece 12 çekteki ciro sırasının dikkate alınmadığını, davacı ve vekili olan babasının iş yaptığı firmalara cirolanan çeklerin tamamının ödenmiş olduğunu, ilk derece mahkemesince ödenen çeklerin davacı yanca firmalara verilip verilmediği, firmaların defterlerine işlenip işlenmediği, davacı ile ilgili firmalar arasında ticari ilişki olup olmadığının araştırmadığını, davacının, ciroların kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, ancak keşideci olan müvekkili tarafından tüm çeklerin neden ödendiğine ilişkin açıklama yapamadığını, davacının iddia ettiği gibi ödeme yapılan şirketler ile davacının hiçbir ilgisinin olmaması halinde müvekkilinin yaptığı ödemelerin dava dışı şirketleri sebepsiz zenginleştireceğini, hiçbir bağlantısı olmayan firmalara sebepsiz ödemeler yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 12 adet çekte mevcut imzaların …. veya … ait olup olmadığı tespit edilemeden hüküm verildiğini, Faiz oranına karşı ve faizin türünün açıklanmamış olmasına dayalı itirazın da ilk derece mahkemesince değerlendirilmediğini, Davaya konu icra dosyası incelendiğinde, davacının 284.565,00 TL anapara ve yasal düzenlemeye aykırı olarak belirlenen % 27 oranı üzerinden hesaplanmış 102.214,17 TL faiz talep edildiğinin görüldüğünü, Huzurdaki davanın itirazın iptali davası olması, borçlunun itirazlarının tamamının değerlendirilmesinin yasal zorunluluk olması hasebiyle, davacının, icra dosyasında hangi faiz türü olduğunu belirtmeksizin talep ettiği %27 faiz oranına ilişkin değerlendirmenin hükümde yer almamasının, eksik incelemeyle hüküm verildiğini gösterdiğini, Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümüyle reddine karar verilesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki mal satım ilişkisinden doğan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı şirkete kesilen faturaların ve fatura tutarlarının her iki taraf kayıtlarında doğrulandığı anlaşılmaktadır. Davalı, çoğunluğu çeklerle olmak üzere davacıya yaptığı ödemeler ile borcun bulunmadığını ileri sürmektedir. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, çeklerin davacıya teslim edilip edilmediği ve tahsiline ilişkin olup, bu şekilde davalı yanca borcun ödenip ödenmediği noktasındadır. Davalı, savunmasına göre, ödeme iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı tacir olup, TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca, basiretli davranma yükümlülüğü altındadır. Davalı, ödeme için davacıya verdiğini iddia ettiği çeklerle ilgili olarak çek teslim bordrosu veya tahsilat makbuzu sunup, ihtilaflı çeklerin ödeme amacıyla davacıya verildiğini kanıtlayamamıştır. Mahkemece taraf ticari defter ve kayıtları da inceletilerek alınan bilirkişi raporları, çeklerdeki imzalar yönünden alınan Adli Tıp Kurumu rapor içerikleri ışığında, davacı veya vekilinin imzası bulunduğu kanıtlanmayan ve ayrıntıları 28.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 12 adet ve toplam tutarı 80.000 TL olan çekler yönünden, davalının ödeme savunmasını kanıtlayamadığı gözetilerek hüküm kurulması isabetli olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir.Dava İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkin olup, takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Mahkemece kurulan hükümde, davacının takip tarihinde davacının, davalıdan tahsilini isteyebileceği asıl alacak tutarının tahsil tarihine kadar takipte istenilen faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Taraflar tacir olup davacının alacağının takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sy 2/2 maddesi uyarınca yürütülecek avans faizi ile tahsilini talep etmesinde yasaya aykırılık yoktur. İcra takip tarihinde TCMB verileri ışığında avans faiz oranının %27 olduğu gözetildiğinde, davalı vekilinin faiz oranı ve türüne ilişkin istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.Davalı vekili, takipteki işlemiş faiz miktarının fahiş olduğunu iddia etmişse de mahkemece, işlemiş faize ilişkin talep reddedilmiş olduğundan, bu konunun istinaf nedeni yapılmasında hukuki yarar yoktur.İlk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 3.909,19 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12/12/2019 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.