Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1433 E. 2018/1064 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1433
KARAR NO : 2018/1064
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/418 D.iş – 2018/408 Karar
TARİH : 20/06/2018
TALEP : İhtiyati Hacze itiraz
TALEP TARİHİ: 04/05/2018
İhtiyati haciz kararına itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı borçlular verilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçluların müvekkiline olan borçlarından dolayı 50.000,00 TL bedelli, 28.12.2017 tarihli, 15.04.2018 vade tarihli senedi müvekkiline verdiklerini, alacaklarının hiçbir teminata bağlı olmadığı gibi süresinde de ödenmediğini belirterek İİK.’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 26.04.2018 tarihli kararla; ihtiyati haciz talebinin kabulü ile borçluların, 50.0000,00-TL tutarında alacağı karşılamaya yeterli taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İ.İ.K.’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
İhtiyati haciz kararına, borçlular vekili süresinde itiraz etmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesinde özetle; karşı tarafça yapılan haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz başvrusu üzerine mahkemece 26/04/2018 tarih ve 2018/418 D.İş ve 2018/408 Karar sayılı karar ile müvekkilleri aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, alacaklının ihtiyati haciz talebinde bulunabilmesi için ihtiyati haciz isteminde bulunan kişinin alacaklı sıfatını taşıması, alacaklının borçlu hakkında cebri icra talebinde bulunma yetkisine sahip olması, alacaklının medeni hakları kullanma ehliyetine sahip bir kişi olmasının gerektiğini, borçlunun da yükümlülüklerinden kurtulmak maksadı ile mallarının gizlemesi, mallarını kaçırmaya hazırlanması, kaçmaya hazırlanması, alacaklının haklarını ihlal eden işlemlerde bulunmasının gerekli olduğunu, müvekkilerinin böyle bir davranışının bulunmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati hacize itiraz ettiklerini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili ihtiyati hacze itiraza karşı verdiği cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz taleplerinin mahmenizce kabul edildiğini, 26/04/2018 tarihli 2018/418 D.İş esas 2018/408 karar sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, süresi içinde 27/04/2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu ve borçlular hakkında haczin tatbik edildiğini, karşı tarafın itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlular hakkında onlarca icra takibi olduğunu, borçluların araç ve taşınmazları üzerine takyidatları gösterir haciz belgelerinin sunulduğunu, borçluların borca batık olduğunu, borçluların icra dosyalarında herhangibir ödeme yapmadığını, borçluların … plakalı araç üzerinde Beylikdüzü Vergi Dairesi dahil tam 13 adet haciz olduğunu, ayrıca mahkemeye sunulan borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebligat akıbetini gösterir e-devletten alınmış sorgu çıktısında sunulduğunu, borçlu taraf iş yerini taşımış ve mallarını kaçırdığını belirterek, borçluların itirazının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlular üzerine bırakımmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince 20/06/2018 tarih 2018/418 D.iş – 2018/408 Karar sayılı ek kararla; “…Talep, itiraz ve yasal düzenleme bu şekilde incelendikten sonra; ihtiyati haciz talep eden 24.04.2018 tarihinde aynı bonoya ilişkin mahkememizden ihtiyati haciz talep etmiştir. Talep üzerine mahkememizce 26.04.2018 tarihinde ihtiyati hacze karar verilmiştir. Bunun üzerine borçlular vekilince süresinde ihtiyati hacze itiraz edilmiştir. İtiraz içeriğinde; mevzuat çerçevesinde bir itirazın bulunmadığı, genel ibareler kullanılarak soyut savunma çerçevesine kanıtlanmayan-belgelenmeyen savunmanın bulunduğu, borçlularca mal kaçırmadıklarının savunulduğu ancak bunun ihtiyati hacze engel teşkil etmediği, savunmanın gerektiğinde kanıtlanabilir ve delillendirilirse yargılamayı gerektirebileceği görülmüştür. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca itiraz yukarıdaki yasal düzenlemeye ilişkin açıklamaların da ışığında reddedilmesi gerektiği…” gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı borçlular vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden/borçlular vekili istinaf dilekçesinde;
İlk derece mahkemesinin itirazın reddine ilişkin kararının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, ihtiyati haciz istemini haklı gösterecek hiçbir somut sebep bulunmadığını, alacaklının alacağı ve haciz sebepleri hakkında mahkemeye gerekli delilleri sunması gerektiğini, müvekkilinin mallarını gizlediğine, mal kaçırma ihtimalinin olduğuna veya böyle bir hazırlıkta bulunduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını, müvekkilinin dosyaya konu senetle ilgili olarak karşı tarafa bir borcu bulunmadığını belirterek, 26.04.2018 tarihli ihtiyati haciz kararı ile itirazın reddine ilişkin 20.06.2018 tarihli ek kararın kaldırılmasına, itirazlarının kabulü ile karşı tarafın ihtiyati haciz isteminin reddine, ilk derece mahkemesine sunulan teminat mektubu üzerine HMK madde 389 vd hükümleri gereği ihtiyati tedbir konularak, alacaklı tarafa iade edilmemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Borçlular vekilince, ilk derece mahkemesinin bonoya dayalı olarak verdiği ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddi kararına karşı istinaf isteminde bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK.’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Alacaklı vekilince, müvekkilinin lehtarı olduğu bononun vadesinde ödenmemesi üzerine protesto edilen bonoya dayalı alacak için İİK.’nın 257. maddesi kapsamında ihtiyati haciz talep edilmiş, ilk derece mahkemesince teminat karşılığı verilen ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın murafalı yapılan incelemesi sonucu reddine karar verilmiştir.
Borçlular vekilince müvekkillerinin kaçma ihtimali ve mal kaçırma durumları olmadığı, ihtiyati haciz kararının hangi gerekçe ile verildiğinin belli olmadığı, itirazın reddi gerekçesinin de belli olmadığı , keşideci şirketin bono lehtarı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında bono tutarında cari hesapta borcu bulunmadığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir.
İİK.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını veya alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK.’nın 265. maddesinde ise borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. Yasal düzenlemeye göre, vadesi geçmiş bir alacak için ihtiyati haciz kararı istenmesi her hangi bir koşula bağlı değildir. Alacaklı, borçlunun mallarını kaçırdığını veya kaçırma hazırlığı içinde olduğunu kanıtlamakla yükümlü değildir.
Somut olayda ilk derece mahkemesince alacaklının lehtarı, borçluların keşidecisi ve aval vereni oldukları, vadesinde ödenmemesi üzerine protesto edilen bonoya dayalı olarak ve teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği dikkate alındığında ve ayrıca borçlular vekilinin bono alacaklısına karşı bono tutarı kadar gerçekte borcun bulunmadığı yönündeki itirazların ise İİK.’nın 265. maddesi kapsamında incelenebilecek itirazlardan olmaması nedeniyle, borçlular vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir.
İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz eden tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-İtiraz edenler tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,
3-İtiraz edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.362/1.f.maddesi uyarınca karar kesindir.