Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/143 E. 2018/156 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/143
KARAR NO : 2018/156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2017/771 D.İş; 2017/773 K
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili banka ile borçlular arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek noter kanalıyla ihtarname keşide edildiğini, muaccel olan alacağın tahsili amacıyla borçlu hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İtiraz eden borçlu vekili, müvekkilinin ikametgahı İstanbul Anadolu yakasında olup, mahkemenin yetkili olmadığını, kefalet sözleşmesinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğini araştırılmadığını, hesabın kat edilerek usulün uygun tebliğ edilmediğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinde ifa yeri olarak Bankanın ticari merkezinin bulunduğu yer İstanbul ( Merkez ) ve veya Banka şubesinin bulunduğu yer mahkeme veya icra müdürlükleri yetkili kılındığı, bu nedenle yetki itirazının yerinde olmadığı, kullandırılan kredinin vadesinde ödenmemesi nedeni ile 29/05/2017 tarihi itibariyle kredi hesabının kat edildiği, ihtiyati haciz kararına ancak kanunda sayılı olan nedenlerle itiraz edilebildiği, bu nedenle borçlunun diğer itirazlarının yerinde olmadığı, ayrıca ihtiyati haciz kararının uygulanarak dosya bakımından haricen ödenip dosyanın infaz edildiği, itirazın konusuz kaldığı gerekçesiyle ihtiyati hacze yapılan itirazın konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazının reddinin doğru olmadığını, sözleşmedeki yetki şartının müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığı, icra baskısı altında ödeme yapıldığını, itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, hesabın kat edilerek ihtarın tebliğ edilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Talep, ihtiyati haciz kararının itirazen kaldırılması istemine ilişkin olup, aleyhine ihtiyati haciz istenen mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına yetki ve diğer yönlerden itiraz etmişlerdir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz kararının uygulanarak haricen ödendiği ve icra dosyasının infaz edildiği, itirazın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Talepte bulunanın beyanına göre, talep konusu borcun ödenmesi mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının icrası aşamasında olmuştur. Bu durumda borçlunun ihtiyati haczin haksız olduğunu ve zorlayıcı sebepler nedeniyle borcu ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği ve talebin ihtiyati haciz itiraz niteliğinde bulunduğu gözetilerek, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlunun itirazları doğrultusunda, bir başka ifadeyle itiraz edilen ihtiyati haciz kararının yerinde olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin itirazın konusuz kaldığı şeklindeki değerlendirmesi yerinde değildir (Emsal bkz. Yargıtay 11. HD, 12/01/2015 trh, 2014/18715 E;2015/117 K).
Somut olayda; İhtiyati haciz talep eden banka, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı için kefil yönünden ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, alacağın dayanağı olarak 03.12.2014 tarihli genel kredi sözleşmesini dosyaya sunmuştur.
İhtiyati haciz talebinin dayanağını teşkil eden para alacağı alacaklı banka tarafından 03.12.2014 tarihli Genel Kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi alacağına dair olup, aleyhine ihtiyati haciz istenilen …’nin bu kredinin müteselsil kefilidir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin Yetki başlıklı 60. maddesinde; “Sözleşmenin uygulanmasından ve yorumlanmasından doğabilecek uyuşmazlıklarda, HMK.nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri olarak Bankanın ticari merkezinin bulunduğu İstanbul (merkez) ve/veya Banka şubesinin bulunduğu yer mahkeme ve icra müdürleri ile sözleşme tahtında kullandırılan kredinin başka bir şubeye nakledilmesi durumunda kredinin nakledildiği şube ve/veya şubenin bağlı bulunduğu bölge adli mercileri yetkili kılınmıştır. Ancak; bu hüküm, HMK uyarınca müşterinin ve/veya kefil(ler)in yerleşim yerinin veya bulunduğu yerin yahut müşteriye ve/veya kefillere ait mal ve değerlerin bulunduğu yerin adli mercilerin yetkilerini kaldırmaz.” denilmiştir.
Dolayısıyla sözleşmede yer alan bu hükümde açıkça gösterildiği üzere, İstanbul mahkemelerinin de yetkili kılındığından ihtiyati hacze yetkiye yönelik itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
TBK 586.maddesine göre, asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehni paraya çevrilmeden kefil aleyhine takip yapılması mümkün değilse de borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması halinde kefiller aleyhine de takip yapılabilir. Bu durumda hesap kat ihtarının asıl borçluya gönderildiğinin ve borcun da halen ödenmediğinin sabit olmasına göre, müteselsil kefil aleyhine ihtiyati hacze karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir (Emsal bkz. Yargıtay 11. H.D’si 18/01/2016 tarih, 2015/15431 E: 2016/350K sayılı ilamı).
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-İtiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İtiraz eden borçlunun istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK 362/1-f maddesi uyarınca karar kesindir