Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1412 E. 2019/1372 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1412
KARAR NO : 2019/1372
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/933 Esas – 2018/183 Karar
TARİHİ : 31/05/2018
DAVA :İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında . … gemisi/seferi ile Ambarlı’da yüklenip, Ashdod’ta boşaltılmak üzere AMB-ASH- 2013/0679-1 nolu konşimento düzenlenmiş bulunduğunu, söz konusu konşimento hükümleri uyarınca davalı şirket tarafından 26.09.2013 tarih, … numaralı faturada belirtilen malzemelerin gemiye yüklenerek İsrail- Ashdod limanında boşaltılması hususunda tarafların anlaşmaya vardıklarını, davalı şirketin müvekkil şirket ile arasında varılan anlaşma ve konşimento hükümlerine aykırı olarak, müvekkil şirketten onay almaksızın ve dava dışı olan alıcı (tüccar) firmadan bakiye bedelin tahsil edilmemiş olunmasına rağmen taşıma senedinde belirtilen malları alıcıya teslim etmek suretiyle müvekkil şirketi zarara uğrattığını, müvekkil şirketten onay alınmadan konşimentoyu ve içeriğinde belirtilen malların dava dışı alıcı firmaya teslim edilmiş olunmasından dolayı teslimat sırasında ödenmesi kararlaştırılmış olan 7.000 USD tutarındaki bedelin alıcı firmadan hala alınamadığını, İsrail menşeili olan alıcı (tüccar) firma ile müvekkili şirket arasında öncelikle toplam 32.266,20 USD tutarlı malzeme teslimi hususunda sözleşme imzalandığını, alıcı firma tarafından ön ödeme olarak malların tesliminden önce ilk olarak 15.000 USD, sonrasında ise 10.000 USD olarak ödeme yapıldığını, geri kalan yaklaşık 7.000,00 USD tutarındaki bedelin ise davalı şirketin sözleşmeye konu malları alıcı firmaya teslim etmesi ile birlikte ödenmesi hususunda anlaştıklarını, bakiye olan yaklaşık 7.000,00 USD’nin ise alıcı firma tarafından ödenmesi karşılığında davalı şirketle malların teslimi hususunda anlaşma yapıldığını, ancak davalı firmanın söz konusu bakiyeyi ödenmeden ve müvekkil şirketin muvafakatini almadan, malları alıcı firmaya anlaşmaya ve teamüllere aykırı olarak teslim etmek suretiyle müvekkil şirketin zarar görmesine neden olduğunu, davalı tarafın müvekkili şirketin muvafakatini olmadan konşimentoyu alıcı firmaya teslim ettiği öğrenildiğinde, davalı tarafla müvekkili şirket yetkilileri arasında sözlü görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın, her zamanki uygulamanın dışında yapılan işbu hatalı teslimin kendi kusurlarından kaynaklandığını ikrar ettiğini ve konuyu muhakkak çözeceklerini belirttiklerini, sonrasında hiçbir gelişme olmadığını, davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak, kaptanın gönderen ve taşıyanın temsilcisi olduğunu, kaptanın malın muhafazası ve usulüne uygun teslim ile mükellef olduğunu, kaptanın, taraflar arasındaki talimata ve daha evvel hep aynı şekilde süregelen ödeme karşılığı malın teslimi uygulamasına aykırı şekilde ödeme alınmadan malı teslim etmesinin vekalet-temsil yetkisine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, konşimento hükümlerine ve ticari teamüllere aykırı davranışları ile müvekkili şirketin uğradığı zararın tazmini amacıyla davalı şirkete Kadıköy …. Noterliğinin 28.11.2013 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, teslim edilen mallar ile ilgili ödenmemiş olan bakiye 7.000 USD’nin ticari faiziyle birlikte üç gün içinde ödenmesinin, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, ancak davalı şirketin söz konusu ihtarnameye cevap vermediği gibi müvekkilinin zararını giderme hususunda herhangi bir girişimde bulunmadığını, bunun üzerine davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığından yetki itirazının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, konişmento aslının müvekkil veya acente tarafından alıcıya teslim edilmediğini, davacının talebine istinaden konşimento aslının 30.09.2013 tarihli cari taşıma irsaliyeleri dökümü listesinde görüldüğü üzere davacıya teslim edildiğini, davacı tarafından konşimento aslının dava dışı alıcı firmaya gönderilmiş olup, alıcı firmanın konşimento evrakı ibraz ederek mallarını teslim aldığını, konşimentonun müvekkil şirket veya acente tarafından alıcıya tesliminin söz konusu olmadığından müvekkil şirkete bir kusur izafe edilemeyeceğini, davacı tarafça konşimento alıcıya teslim edildiğinden dolayı davacının kendi eyleminden dolayı müvekkile kusur izafe edilmesi mümkün olmadığını, alıcı firmadan konşimentonun kendilerine ne şekilde kim tarafından teslim edildiğinin ve ayrıca konşimentoya konu malların bedelinin ödenip ödenmediğinin sorulmasını talep ettiklerini, bununla birlikte müvekkil şirket tarafından alıcı firma ile yapılan görüşmede taşımaya konu malın bedelinin ödendiği bir borçlarının olmadığı kendilerinden bakiye bir alacak talep edilmediği belirtilerek ekte fotokopisi bulunan davacının hesabına yapılan havaleleri gösterir dökümler gönderildiğini, satıcı firma tarafından tanzim edilen 26.09.2013 tarihli proforma faturada konşimentoya konu malın değerinin 14.265,00 USD olduğunu belirtildiğini, buna rağmen davacı tarafından daha fazla ödeme tahsil etmesine rağmen bakiye alacağının olduğunu iddia etmesinin yersiz olduğunu, dava dilekçesi ekinde yer alan 26.09.2013 tarih ve 06285 tarihli 32.266,20 USD bedelli faturanın, davacı tarafından tanzim edilen proforma faturaya aykırı tanzim edildiğinden kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, … seri no.lu 26.09.2013 tarihli gümrük beyannamesinde proforma faturada 14.265,00 ABD Doları olarak bildirilen malların değeri davacı tarafından yüksek gösterildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 31/05/2018 tarihli, 2014/933 Esas – 2018/183 Karar sayılı kararında; “…Davacı yükletenin satış bedeli ödenmeden eşyanın taşıyan tarafından gönderilene teslim edilmesi sebebiyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olduğu, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından gönderilen 22/3/2016 Mahkeme kayıt tarihli belgenin ekinde taşıma ilişkisine ilişkin iki taşıma senedinin yer aldığı, bunların AMB-ASH-2013/0679-1 nolu konişmento ile … nolu deniz yük senedi (sea waybill) olduğu, AMB-ASH-2013/0679-1 nolu konişmentoda taşımaya konu olan eşya hakkındaki satış sözleşmesine ilişkin herhangi bir kayıt ya da bu satış sözleşmesine yapılan atıf yer almadığı, Konişmentonun sağ alt hanesinde, One original Bill of Lading must be surrendered duly endorsed in Exchange for the goods = eşyanın teslimi için usulüne uygun ciro edilmiş bir asıl nüsha konişmentonun ibrazı gereklidir kaydının yer aldığı, … nolu deniz yük senedi ise fiilî taşıyan … Ltd. tarafından düzenlendiği, taşımanın davalı tarafından taahhüt edildiği, davalının taşıma işini fiilen kendisinin yerine getirmediği ve dava-dışı .. Ltd. ile alt navlun sözleşmesi kurduğu, … Ltd. tarafından düzenlenen deniz yük senedi uyarınca eşyanın dava-dışı … Ltd.’ye teslim edileceği, bu şirketin AMB-ASH-2013/0679-1 nolu konişmentonun for delivery apply to hanesinde adı geçen şirket olduğu ve asıl taşıyanın boşaltma limanı acentesi olduğu ve konişmento ibrazı halinde eşyayı konişmentonun gönderilen hanesinde adı yazan dava-dışı alıcıya teslim edeceğinin anlaşıldığı, uyuşmazlıkta davacı yükleten konişmentonun kendisine verilmediğini, doğrudan taşıyan tarafından gönderilene teslim edildiğini ve satış bedeli ödenmeden eşyanın taşıyan tarafından gönderilene teslim edilmesi sebebiyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının yükleten davacıya konişmentoyu verdiğini ispat ettiğini gösteren bir belge bulunmadığı, eşyaların gemiye 29/9/2013 tarihinde yüklendiği, eşyanın varma limanına varma tarihi ve dava-dışı alıcı tarafından alınma tarihi dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamadığı, her ne kadar eşyanın dava-dışı alıcı tarafından boşaltma limanında teslim alınma tarihi dosyadan anlaşılamıyor olsa da ödemenin eşyanın gemiye yüklendikten çok sonra yapıldığının görüldüğü, varma tarihi ve eşyanın dava-dışı alıcı tarafından teslim alınma tarihinin 28/10/2013’ten önceki bir tarih olması durumunda davacının konişmentonun kendisine verilmemesi sebebiyle satış parasına kavuşamadığı iddiasının hukuki dayanağı olmayacağı, zira satış sözleşmesi koşulları içinde mal mukabili ödemenin kararlaştırılmış olması davacının uyuşmazlık uyarınca ileri sürdüğü iddianın yerinde olmadığı kanaatini uyandırdığı, davcının dava dilekçesinin ekinde ibraz ettiği TC Gümrük Beyannamesi kayıtlarında satış sözleşmesinde ödeme şeklinin mal mukabili olarak kararlaştırıldığının görüldüğü, aynı şekilde dava dilekçesinin ekinde ibraz edilen 26/9/2013 tarihli 62865 sıra nolu faturada da ödeme şekli mal mukabili olarak gösterildiği, bu ödeme şeklinde, satıcı sözleşmeye uygun olarak malları sevk edip bedeli kararlaştırılan vadelerde daha sonra tahsil etmeyi kabul ettiği, diğer bir ifadeyle, ihracatçının, bedelini almadan malı alıcısına gönderdiği, ithalatçının, malları bedelini ödemeksizin gümrükten çekebildiği, Gümrükten malları çekmek için ihracatçı tarafından adına veya emrine düzenlenmiş konişmentoyu ibraz etmesinin yeterli olduğu, satıcının, malların bedelini almadan malları gönderdiği için riskli konumda olduğu, dolayısıyla, uyuşmazlıkta mal mukabili ödeme kararlaştırıldığı için konişmento davacıya teslim edilsin edilmesin, Davacı satış ilişkisi kapsamında konişmentoyu dava-dışı alıcıya gönderecek ve alıcı henüz malın parasını ödemeden eşyayı teslim alacağı, davcının bir diğer iddiasının TTK m. 1088 uyarınca davalının sorumluluğunun söz konusu olduğu yönünde olduğu, hüküm uyarınca Kaptanın bütün işlerinde, özellikle ifası kendisine düşen sözleşmelerin yerine getirilmesinde tedbirli bir kaptan gibi hareket etmek zorunda olduğu, uyuşmazlıktaki taşımanın kırkambar taşıması niteliğinde konteyner taşıması olduğu, kaptanın kırkambar taşıması niteliğinde olan konteyner taşımasında her bir konteyner içindeki yüklerin gerçek malikine konişmento karşılığında verilip verilmediğini denetlemesi beklenemeyeceği, kırkambar taşımasında kaptanın özen yükümlülüğü konteynerlerin kapalı olarak gemiden boşaltılmasıyla birlikte son bulacağı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından yetersiz inceleme ve araştırma neticesinde tesis edilen kararın hakkaniyete, usul ve yasaya, aynı zamanda konu ile ilgili örnek Yargıtay kararlarına aykırı olması nedeniyle istinaf incelemesi sonucu kaldırılması gerektiğini, müvekkili şirketin davaya konu ürünlerin 32.266,20 ABD Doları üzerinden dava dışı İsrail menşeli şirkete satışıyla ilgili ticari anlaşma yaptığını, bunun üzerine davalı şirket ile taşıma konusunda anlaştığını ve malları davalı şirkete teslim ettiğini, mal teslimi karşılığında dava dilekçelerinin ekinde sundukları davalı şirket tarafından imzasız ve tarihsiz taslak olarak tanzim edilen konşimentoyu aldığını, dava dışı şirketten önce 10.000,00 ve daha sonra 15.000,00 ABD Doları ödeme aldığını, ancak konşimento aslının davalı tarafından müvekkili şirketin bilgisi dışında dava dışı alıcıya verilmesi nedeniyle 7.266,20 ABD Doları bakiye alacağını tahsil edemediğini, müvekkilinin kendisine teslim edilmeyen konşimentoyu dava dışı alıcıya teslim etmesinin de imkânı bulunmadığını, konşimentonun, müvekkilinin bilgisi dışında davalı tarafından dava dışı alıcıya verildiğini, malın mülkiyetini temsil eden ve aynı zamanda kıymetli evrak olan konşimento sayesinde dava dışı alıcının kendisine teslim edilen malı iktisap ettiğini ve müvekkilinin alacağına kavuşmasının önüne geçildiğini, bilirkişi raporundaki ve dosya kapsamındaki verilere rağmen mahkemenin bu hususu ve davacının sorumsuz davranışını görmezden gelerek müvekkilinin aleyhinde hüküm kurmasının usul, yasa ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, dava dilekçelerinin ekinde sundukları imzasız ve tarihsiz konşimento ile davalı tarafın sunmuş olduğu tarihli ve imzalı orijinal konşimento arasında bariz farklılıklar olduğunu, davalının malı dava dışı alıcıya teslim ettiğini, mahkeme tarafından tesis edilen kararın yetersiz inceleme ve araştırma neticesinde oluşturulduğunu ve hakkaniyetten uzak, usul ve yasaya, aynı zamanda konu ile ilgili örnek Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı taşıyıcı tarafından, taşınan malı temsil edilen konişmentonun davacı yerine dava dışı alıcıya verilmesi sonucu, davacının bakiye satım bedelini tahsil edemeyip zarara uğradığı iddiasıyla, bu zararın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Yargıtay 11. HD’nin 2010/15103 E 2012/5643 K 09.04.2012 tarihli emsal karar içeriğinde de belirtildiği üzere; mal mukabili ödeme, dış ticarette kullanılan ödeme yöntemlerinden en basit olanıdır. Bu yöntemde ihracatçı, sözleşmeye uygun şekilde emtiayı sevk eder bedelini ise yine kararlaştırıldığı üzere, daha sonraki vadelerde tahsil etmeyi kabul eder. Alıcı tarafından, gümrükten emtianın çekilebilmesini ise satıcı tarafından, nama veya emre konişmento düzenlenmiş olması sağlar. Oysa vesaik mukabili ödemede, bedeli ödenmeden, emtianın gümrükten çekilmesini sağlayacak belgeler alıcıya teslim edilmemektedir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde, mahkemece karar gerekçesinde belirtildiği üzere, satışın mal mukabili olduğu, davalının mal mukabili satış sonrasında konişmento aslını davacıya teslim etmeksizin ya da konşimento aslını gönderilenden teslim alarak yada almayarak davaya konu emtiayı alıcıya tesliminin emtia bedelinin tahsili ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığı açıktır. Bir başka anlatımla, davalı taşıyanın konişmento aslını teslim almaksızın emtiayı alıcıya teslimi halinde dahi alıcının mal bedelini ödememe imkan ve ihtimalinin mevcudiyeti karşısında davalının salt bu eylemi nedeniyle sözleşmeye aykırı davrandığının kabulü yerinde olmayacaktır. Nitekim alıcının konişmento aslını taşıyana sunması ile mal bedelini ödemesi arasında illiyet bağı mevcut değildir. O halde somut olayda satışın mal mukabili olduğu gerek davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan fatura gerekse gümrük beyannamesi kayıtlarıyla sabit olduğundan, davalı taşıyanın her hangi bir sorumluluğundan söz etmek mümkün olmayıp, mahkemenin davanın reddi kararı isabetlidir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24/10/2019