Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1399 E. 2019/1373 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1399
KARAR NO : 2019/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/597 Esas – 2018/654 Karar
TARİHİ: 20/06/2018
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile davalı arasında akdedilen sözleşme kapsamında … hitaben 125.000 TL bedelli teminat mektubu verilmek suretiyle davalıya teminat mektubu kredisi kullandırıldığını, davalının kredi sözleşme koşullarına uymaması üzerine 16/02/2016 tarihinde hesaplarının kat edildiğini ve meri mektubun iadesinin talep edildiğini, sonuç alamadıklarını belirterek, davalı lehine … hitaben verilen 125.000 TL teminat mektup bedelinin bankanın merkez şubesinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi için davalılardan tahsiline, dava esnasında mektubun tazmin olması durumunda ödenen tutarın tazmin tarihinden itibaren temerrüt faizi, BSMV vb. yükümlülüklerle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları ve davaya ilişkin herhangi bir cevap vermedikleri anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 20/06/2018 tarihli, 2016/597 Esas – 2018/654 Karar sayılı kararında; “…Mahkememizce dosyanın yapılan incelemesinde davaya konu edilen teminat mektubunun süreli olduğu ve 30/12/2016 tarihi itibari ile işlem görmeksizin süresinin dolduğu gelinen aşamada davaya konu edilen teminat mektubunun davacı açısından risk oluşturması söz konusu olmadığından depo talebine ilişkin davanın bu aşamada konusuz kaldığı bununla birlikte dava açılış tarihi itibariyle alınan bilirkişi raporu ile davacının depo talebinin yerinde olduğu anlaşıldığı her ne kadar bilirkişi raporunda asıl borçlu dışında kefillerin sorumluluğunun bulunmayacağı değerlendirilmiş ise de davalı kefiller ile dava açılış tarihi itibariyle davacıya karşı davaya konu teminat senedi nedeni ile sorumlu olduklarının değerlendirildiği zira davaya konu teminat mektubunu davalı kefillerin, kefil oldukları genel kredi sözleşmesine istinaden düzenlenerek dava dışı firmaya verildiği değerlendirilmekle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş dava açılış tarihi itibariyle davacının haklılık durumu gözetilerek lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, davaya konu teminat mektubunu 30/12/2016 tarih itibariyle süresinin dolması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:Müvekkili banka ile davalı …San. Tic. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarından borcun tamamından sorumlu olduklarını, bu sözleşmeler kapsamında davalı şirkete teminat mektubu kredisi kullandırıldığını, Bu bağlamda müvekkili bankanın, muhatabı … A.Ş. … hitaben verilmiş bulunan… referans numaralı 125.000,00 TL bedelli bir adet teminat mektubunu düzenleyerek 30/12/2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalı şirkete verdiğini, sonrasında teminat mektubunun süresinin 02/01/2018 tarihine kadar uzatıldığını ve hu surenin bitiminden sonra da bu kerre teminat mektubunun süresinin 31/12/2018 tarihine kadar tekrar uzatıldığını, yani hala bankanın anılan teminat mektubu gereği yasal sorumluluk ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, ancak ilk derece mahkemesi tarafından rapora itirazlar dikkate alınmadan ve teminat mektubunun süresinin tekrar uzatılıp uzatılmadığı hususunun müvekkiline sorulmadan hatalı olarak davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine ver olmadığına dair hatalı karar tesis edildiğini, Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından, davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olarak imzaladıkları genel kredi sözleşmesi uyarınca üçüncü kişi şirket (…) lehine verilen teminat mektubu tutarının depo edilmesi talepli açılan davada, mahkemece davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemece dava konusu üçüncü kişi lehine verilen teminat mektubunun süreli olup, dava açıldıktan sonra30.12.2016 tarihinde süresinin dolduğu, karar tarihine kadar işlem görmeksizin süresinin dolduğu, bankanın riskinin gerçekleşme olanağı da bulunmadığı gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava açılış tarihinde davacının davasında haklılık durumuna göre yargılama giderlerinden davalıların sorumlu olduğuna ilişkin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekilince dava konusu teminat mektubunun 27.12.2016 tarihinde önce 02.01.2018 tarihine kadar son olarak da 22.12.2017 tarihinde 31.12.2018 tarihine kadar uzatıldığı, buna göre karar tarihi 26.06.2018 tarihi itibariyle teminat mektubu riskinin devam ettiği, dolayısıyla davanın konusuz kalmasının söz konusu olmadığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Ancak teminat mektubunun ilk sona erme tarihinden önce 27.05.2016 tarihinde dava açıldığı, yargılama sürecinde davacı vekilince teminat mektubunun süresinin uzatıldığına dair iddia ve delil ileri sürülmediği, bu hususun karardan sonra istinaf dilekçesi ve eki belgeler ile ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. HMK’nın 357/1. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılmaz. Buna göre davacı vekilince dava konusu teminat mektubunun süresinin uzatıldığı iddiası ile buna ilişkin belge ve deliller ilk kez istinaf aşamasında ileri sürüldüğü dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin dosya kapsamına göre verdiği karar ve gerekçesi isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/10/2019