Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1397 E. 2019/675 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1397
KARAR NO : 2019/675
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2018
NUMARASI : 2016/1122- 2018/523 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 28/12/2015 tarihli sözleşme çerçevesinde davalı şirkete 20/05/2016 tarihinde 5900-USD (KDV Dahil) ödemesi yapılarak sözleşmede belirtilen ürünlerin satın alındığını, ödeme yapılmasına karşın müvekkiline kurulacak sistemin 19/07/2016 tarihinde kurulduğunu, kurulacağı iddia edilen sistem ile kurulan sistemin müvekkili şirket tarafından anlatılanlarla örtüşmediğini, müvekkili şirkete yarar sağlamadığını, sistemin bir alt sürüm olduğunu, güncel sürümün kurulmadığını, tanıtıldığı gibi işlevsel ve yararlı bir yazılım olmadığını, müvekkili şirketin davalı tarafından kandırıldığını, müvekkili şirkete satılan ürünlerin vaat edilen özellikleri taşımadığı ve güncel sürümleri içermediği için ayıplı ürün olduğunu, ödenen bedelin davalıdan tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının işlettiği otele yazılım programı kurulduğunu, ürünler ve kurulumu hizmetinden dolayı herhangi bir sorun olmadığını, yazılı sözleşme ve faturada yazılı ürün dışında herhangi bir ürün taahhüt edilmediğini ve verilmediğini, ürünlerin ayıplı olmadığını, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davalı-satıcı tarafından satılıp kurumuş olan sistemin ayıplı olmadığı, davacı-alıcının davasında haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; kurulan yazılımının alt sürüm olduğunun tespit edildiğini, oysaki davalının üst sürüm program kurarak otelin sistemini buna uygun hale getirmek olduğunu, davalının bunu yapmadığı gibi kurduğu program da eski sürüm olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, satıma konu yazılım ürünün ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda, davacının işlettiği otelde kullanılmak üzere davalıdan 13/03/2013 tarihli sözleşmeye konu devremülk otomasyon yazılım ve muhasebe programlarını satın aldığı, programları işletmesinde kullanmakta olduğu, bu kez davalı ile imzalanan 28/12/2015 tarihli sözleşme kapsamında davalıdan davaya konu otelcilik otomasyon sistemi için gerekli olan yazılım programlarını satın aldığı, davaya konu yazılımın 19/07/2016 tarihinde kurulduğu, davacının davalıya keşide ettiği 13.10.2016 tarihli ihtarname ile ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden döndüğü dosya kapsamıyla sabittir.Esasen taraflar arasındaki uyuşmazlık 28/12/2015 tarihli sözleşmeye konu yazılım programının ayıplı olup olmadığı noktasından ziyade, sözleşmeye aykırılık noktasında toplanmaktadır. Nitekim davaya konu yazılımın teknik incelenmesinde, herhangi bir teknik yetersizlik veyahut gizli yada acık herhangi bir ayıbının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı, davalının kurmuş olduğu sistemin alt sürüm olduğunu, üst sürüm kurarak bu sistemin eski sistemle entegresini yapmakla yükümlü olduğunu iddia ederek davalının sözleşmeye aykırı davrandığını savunmuştur.Somut olayda, davalı satıcının taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen ürünleri davacının işletmesine kurarak bu yeni sistemin davacının halihazırdaki sistemi ile entegresini sağlayarak uyumlu çalışmasını temin etmek suretiyle sözleşmeden kaynaklı edimini gereği gibi ifa ettiği ihtilafsızdır. Davalının sözleşmeye konu yazılımın bir üst sürümünü kurarak bu sistemin eski sistemle entegresini yapmakla yükümlü olduğuna dair sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, bu husus dosya kapsamı itibariyle ispat edilememiştir.Diğer taraftan, sözleşmedeki edimlerin gereği gibi ifasından sonra, davacının kullanmakta olduğu yazılı programının alt sürüm olduğundan bahisle sözleşmeye aykırılık iddiasının TMK.2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmamaktadır.Hal böyle olunca, davacının davasında haksız olduğundan ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerinde olup, davacının bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/05/2019