Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1383 E. 2019/676 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1383
KARAR NO : 2019/676
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2018
NUMARASI : 2016/1080- 2018/351 E.K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalılardan … Ltd. Şti.’ne sipariş ettiği mallara karşılık olarak 25/11/2015 tarihli 90.000 TL bedelli çekin keşide edildiğini, müvekkil ile davalı arasında bir sözleşme yapıldığını, buna göre, çeklerin müvekkili şirkete perdey pey teslim edilecek sipariş için teminat olarak keşide edildiğini, ciro edilemeyeceğini, malların teslim edilmemesi halinde bu teminat çeklerinin iade edilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, davalı şirketin malları müvekkiline teslim etmediği gibi dava konusu çeki krediye teminatı olarak davalı bankaya ciro ettiğini, davalı bankanın çeki rehin (teminat) cirosu ile aldığından bu cironun geçerli olmadığını, bu nedenle çekin yetkili hamili olmadığını ileri sürerek, icra takibine konulan dava konusu 25.11.2015 tarihli 90.000 TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı banka vekili, dava konusu çekin davalı … Ltd. Şti.’ne kullandırılan kredi borcuna karşılık ödeme vasıtası olarak ciro ile teslim alındığını, rehin ve teminat iddiasının doğru olmadığını, kişisel defilerin iyi niyetli müvekkili bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek, davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konu çekin lehdarının davalı … isimli şirket olduğu ve bu suretle ilk cirantanın da aynı şirket olması dolayısıyla çekin arka yüzünde yer alan ciro silsilesinin düzgün olarak teşekkül ettiği ve bu suretle de davalı bankaya çekin teslim olunduğu, bu davalının çeki kötü niyetle ve ağır kusurla devir alındığının ispat edilemediği, kıymetli evrakta sebepten mücerretlik ilkesi uyarınca, davacı ile lehdar davalı arasındaki ilişkiden kaynaklanan definin mutlak defi olmayıp ciro yoluyla çeki teslim alan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, diğer davalı şirket bakımından ise taraflar arasında ticari ilişki sebebiyle siparişlerin davalı şirket tarafından eksiksiz teslim edildiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle; davalı …Ltd. Şti. bakımından davanın kabulü ile 25.11.2015 tarihli 90.000,00 TL bedelli çekten dolay davacının davalı …Şirketine borçlu olmadığının tespitine, davalı banka aleyhindeki davanın reddine, davalı … bakımından başlatılmış bir icra takibi olmaması ve mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca yatırılmış bir teminat görülmemekle davacı ve davalı … Bank lehine tazminat verilmesine dair istemlerin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çekin, davalı şirketten satın ve teslim alınacak mallara karşılık avans verildiğinin sabit olduğunu, bedelsiz kalan çeklerden dolayı davalı bankaca icra takibi yapıldığını, davalı bankanın çeki kredinin teminatı olarak rehin cirosuyla aldığını, çekte rehin cirosunun batıl olduğunu, çekten doğan haklardan yararlanma yetkisi bulunmayan davalı bankaya müvekkilinin borcunun olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın davalı Banka yönünden de kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca, icra takibine konu edilmiş olan çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı, davalı şirket ile aralarındaki alım satım ilişkisine dayalı olarak davalı şirketten satın alınacak mallara karşılık dava konusu çeki avans olarak davalı şirkete keşide edilerek teslim ettiğini, ancak çek karşılığı malın teslim edilmediğini, çekin bedelsiz kaldığını, çeki takibe koyan davalı bankanın ise çeki teminat /veya rehin cirosu ile iktisap ettiğini, çekteki rehin cirosunun geçerli olmadığını iddia ederek, çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.Davalı şirket, davaya cevap vermemiş, davalı banka ise, çekin davalı şirkete verilen kredi borcuna karşılık temlik cirosuyla edinildiğini, rehin ve/veya teminat cirosu iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince davalı şirket aleyhindeki davanın kabulüne, davalı banka aleyhindeki davanın reddine karar verilmiş bu karara karşı, davalı banka hakkındaki ret kararı yönünden, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.HMK’nın 355 maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili nedenlerle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda, davacının davalı şirkete avans mahiyetinde dava konusu çeki keşide ederek teslim ettiği, mal teslim edilmediğinden çekin bedelsiz kaldığı ihtilafsızdır. İstinaf incelemesi yönünden uyuşmazlık, dava konusu çekin davalı bankaca rehin ve/veya teminat cirosuyla iktisap edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.Dava konusu 25.11.2015 tarihli 90.000 TL bedelli çekin keşidecisi davacı ..Tic. Ltd. Şti., lehtarı davalı … Ltd. Şti. olup, onun temlik cirosuyla davalı bankanın çekin hamili olduğu ve çekin süresi içinde muhatap bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığına dair şerhin bulunduğu görülmüştür.Bu durumda, davaya konu çekin davalı bankaca davalı şirketin kredi borcuna karşılık ödeme amaçlı temlik cirosuyla alındığı, çek metninde “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresi veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydın bulunmadığından, cironun, TTK’nın 684. maddesi anlamında devir cirosu niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, TTK’nın 818/1.e maddesi atfıyla, aynı Kanun’un 687. maddesi uyarınca, davalı bankanın, çekin bedelsiz olduğunu bilerek ve davacıya zarar vermek kastıyla çeki iktisap ettiğini ispat edememiştir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davcı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.