Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1381 E. 2019/678 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1381
KARAR NO : 2019/678
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2018
NUMARASI : 2015/984- 2018/127 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 02.06.2015 tarihli alım-satım sözleşmesinin 2. maddesi gereğince, müvekkili alıcı şirket tarafından davalı satıcı …San. Tic.Ltd Şti’ne 50.000 TL kaparo ödendiğini, davalı satıcı şirketin kaparo bedelinin yediemin sıfatıyla diğer davalı …Ltd Şti uhdesinde kalmasına onay verdiğinden bu bedelin 02.06.2015 tarihinde banka kanalıyla sözleşmede gösterilen hesaba gönderildiğini, ancak sözleşmenin 4. maddesi gereğince, satış ve devir işlemlerinin azami 10 iş günü zarfında tamamlanması gerektiği halde davalı satıcının bunu yerine getirmediğini, buna göre, davalı satıcının edimini süresi içinde yerine getirmediğinden akitten rücu etmiş sayıldığı için kaparo bedelini müvekkiline iade etmekle yükümlü olduğunu, bu yönde davalılar keşide edilen ihtarnamenin semeresiz kaldığını, davalı satıcının cevabı ihtarında sözleşmede belirtilen süreden çok sonra taşınmazı devre hazır olduğunu bildirdiğini, oysa ki süresi içinde edimini ifa etmediğinden kaparo bedelini iade etmesi gerektiğini, ödenen kaparo bedelinin tahsili için hem davalı satıcı şirket hem de kaporayı haksız biçimde uhdesinde bulunduran davalı … Ltd Şti aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …Ltd Şti vekili, davalılardan … Ltd Şti’nin mülkiyetinde bulunan taşınmazın satışına aracılık edilmesi için müvekkili şirket ile anlaşma yaptığını, davacı alıcı şirket ile diğer davalı satıcı şirkete ait taşınmazın satışı konusunda 02.06.2015 tarihinde anlaşma imzalandığını, sözleşme kapsamında alınan 50.000 TL kaparonun satış bitene kadar müvekkili nezdinde muhafaza edildiğini, sözleşmenin imzalanmasından 3-4 gün sonra davalı satıcı şirketin taşınmazın satışı ve tescili işlemleri için davacı alıcıya bildirmiş ise de, davacının bina sakinlerinin sorun çıkardığından satıştan vazgeçtiğini ve kaparonun iadesini istediğini, satıştan vazgeçen davacının kaparoyu geri iade alamayacağını, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını bilakis davacıdan cezai şart alacağının olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı …Ltd Şti vekili, davacının ödemiş olduğu kaparonun müvekkili uhdesinde olmadığını, davacının müvekkiline gönderdiğini iddia ettiği e-mail alıcısının müvekkilinin çalışanı olmadığını, ayrıca bu e-mailin davacının sözleşmeden tek başına dönme iradesini ortaya koyduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında 28.05.2015 tarihli alım/satım anlaşması başlıklı sözleşme düzenlendiği, sözleşme içeriğinde; davacının alıcı, davalı …’ un satıcı, davalı ….’ ın aracı sıfatıyla bulunduğu sözleşmenin bir depolu dükkan cinsinde taşınmazın 1.800.000 TL bedel karşılığında satışına ilişkin olduğu, alıcının satıcıya 50.000 TL kaparo ödediği, kaparonun yediemin sıfatıyla aracı olan davalı uhdesinde kalacağının belirlendiği, 10 gün içinde satışın yapılacağı, satıcının akitten dönmesi halinde kaparonun iade edileceği, satıcının dönmesi halinde kaparo üzerinde hak iddia edemeyeceğinin belirlendiği, sözleşmede belirlenen hesap numarasına 50.000 TL’nin gönderildiği ihtilafsız olduğu, tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin, resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersiz olduğu, bu nedenle taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebileceği, somut olaya dönüldüğünde, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılmış olması sebebiyle geçersiz olduğu, sözleşmeye dayalı olarak davacı tarafça 50.000 TL kaparonun davalı …’ a verildiği, davalı …’ ın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince 50.000 TL’ yi davacıya iade etmesi gerektiği, davacının, geçersiz sözleşme kapsamında davalı …’ a herhangi bir bedel ödemediği, bu nedenle davalı ….’ un davacıya geri vermekle yükümlü olduğu bir bedelin olmadığı gerekçeleriyle davalı … yönelik açılan davanın kabulüne, davalının takibe itirazının 50.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, % 20 oranında icra inkar tazminatına, davalı … yönelik açılan davanın reddine, davacının kötü niyetli olduğunun ispatlanamamış olması nedeni ile kötü niyet tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı taraflar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacı vekilinin katılmalı istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin yasal başvuru hakkını kullanmadan önceki süreçte, kaparo bedelinin davalı … Ltd Şti tarafından davalı satıcı şirkete ödenip ödenmediğini bilebilmesinin mümkün olmadığını, nitekim, söz konusu kaparonun davalı satıcıya verilmek üzere, diğer davalıya ödendiğini, söz konusu kaparo bedelinde açıkça hak iddia eden davalı satıcı …Ltd Şti’nin işbu dava ve icra takibine sebebiyet verdiğinin ortada olduğunu, bu nedenle bu davalı lehine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.B-Davalı …Ltd Şti vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin emlak komisyonculuğu ve aracılığı işlemine ilişkin bir ücrete hak kazanıp kazanılmayacağı hususunda değerlendirme yapılmadığını, sözleşmede yer alan cayma şartları hakkında da bir inceleme yapılmadığını, müvekkili firma tarafından imzalanmış olan sözleşmenin emlak komisyon sözleşmesi olduğunu, dosya kapsamında ileri sürülmüş olan takas/mahsup taleplerinin de hiç değerlendirmeye alınmadığını, davanın açıldığı anda muaccel bir borcun bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.C-Davalı … Ltd Şti vekilinin katılmalı istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili hakkındaki davanın reddedilmesine karşın kötü niyetli olan davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, itirazın iptali davasıdır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, gayrimenkul satımına aracılık eden davalı … Ltd Şti ve diğer davalı satıcı …. Ltd Şti ile aralarında sözleşme imzalandığını ve kaparo adı altında 50.000 TL ödeme yapıldığını, davalı satıcının sözleşmede kararlaştırılan süre içinde taşınmazın satış ve devir işlemlerini yapmadığını, sözleşme gereğince satımdan vazgeçtiğinin kabul edildiğini, ancak buna rağmen davalılara ödenen kaparonun iade edilmediğini iddia etmiş, davalı satıcı ….Ltd Şti, kaparonun kendisi uhdesinde olmadığını, sözleşme gereğince yediemin olarak aracı davalı …Ltd Şti’nde olduğunu, asıl satımdan vazgeçenin bizzat davacı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı …Ltd Şti ise, kaparonun kendisinde olduğunu, ancak satımdan bizzat davacı alıcının vazgeçtiğini, bu nedenle sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağı yönünden takas mahsup talebinde bulunarak davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince, yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı ile davalılar arasında 02.06.2015 tarihinde imzalanan “Alım-Satım Anlaşması” başlıklı sözleşmede, davacının alıcı, davalı … Ltd Şti’nin satıcı, davalı … Ltd Şti’nin aracı olarak yer aldığı, sözleşmenin 2. maddesinde, bu satışla ilgili olarak davacı alıcının davalı satıcıya 50.000 TL kaparo ödediği, 3. maddesinde, davacı alıcı ve davalı satıcı yasal neticelerinden kendileri sorumlu olmak üzere kaparo bedelinin yediemin sıfatı ile davalı … Ltd Şti’nin uhdesinde kalmasına onay verdikleri görülmüş, sözleşmenin 4. maddesinde ise; “satış devir ve tescil İşlemleri azami 10 iş günü zarfında tamamlanacak aksi takdirde B.K.nın 156.maddesinin zamanı rücua ait hükümleri geçerli olacak yani satıcı akitten rücu ederse aldığı kaparo miktarı kadar alıcıya ödeyecektir. Alıcı akitten rücu ederse verdiği kaparodan hiçbir hak iddia edemeyecektir.” denilmiştir.Somut olayda, davacı alıcı ile davalı satıcı şirket arasında akdi ilişki gayrimenkul satım sözleşmesi iken, davalı aracı …Ltd. Şti. yönünden ise emlak komisyon sözleşmesi niteliğindedir. Bu durumda, taşınmaz alım satım sözleşmesinin yasal şekil şartlarına haiz olmadığından geçersiz olduğu gibi, taşınmazın resmi satış ve tescil işleminin gerçekleşmediği, satış işleminin sözleşmede öngörülen süre içerisinde tamamlanmamasının davacıdan kaynaklandığının davacının sözleşmeden caydığının ispatlanamadığı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça ödenen kaparonun iadesi gerektiğinden bu ödemenin davalı aracı …Ltd. Şti. uhdesinde olduğu da ihtilafsız olduğuna göre, bu davalı yönünden davanın kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.Diğer taraftan satış ve devir işlemlerinin tamamlanması için sözleşmede kararlaştırılan 10 günlük süre içerisinde, davalı satıcının davacı alıcıya icapta bulunduğu ve satım sözleşmenin kurulamamasının davacıdan kaynaklandığı dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığından davalı aracı ….Ltd Şti lehine sözleşmede öngörülen cezai şart alacağı doğmadığından bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.Davacının dava konusu kaparoyu sözleşmede öngörüldüğü üzere, davalı aracı şirkete gönderdiği ve paranın bu davalı şirket uhdesinde olduğu ihtilafsız olup, davacının davalı satıcı şirket hakkındaki davasında haksız olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.Davacı alacaklının davalı satıcı … Ltd Şti aleyhine başlattığı icra takibinde haksız ise de icra takibinde kötü niyetli olduğunun dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığından, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinde de isabetsizlik yoktur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, taraflar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 2.561,50 TL nispi istinaf harcının davalı … Ltd. Şti.’nden tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince, taraf vekillerine tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/05/2019