Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1369 E. 2019/606 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1369
KARAR NO : 2019/606
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2018
NUMARASI : 2017/510- 2018/776 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davalı şirketin alacaklı olduğu Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında haczedilen menkullerin 10/04/2012 tarihli yediemin teslim zaptı uyarınca günlük 73,000 TL yediemin ücreti karşılığında müvekkiline teslim edildiğini, davalı şirketin müvekkiline bıraktığı menkulleri ihmal ederek uzunca bir süre depodan teslim almadığı gibi depo ücretini de müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine 10/04/2012 tarihinden icra takip tarihi 27/01/2014 tarihine kadar olan 657 günlük depo ücreti olan 47.961,00 TL’nin tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucunda durduğunu, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/18 E. sayılı dosyasından itirazın iptali davasının açıldığını, bu davada davalının ödemeleri düşülerek 33.876,00 TL’ye hükmedildiğini, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtayda olduğunu, davalının icra takibinden sonraki 27/01/2014 tarihinden malın satışının yapılarak malın depodan alındığı 13/05/2016 tarihine kadarki birikmiş 837 günlük (günlüğü 73,00 TL’den) 61.101,00 TL borcu bulunduğunu ileri sürerek 61.101,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, malların satılamamasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, özel yetki gerektiren müvekkili borçlandırıcı sözleşme yapmak için vekilinin yetkisinin bulunmadığını, depo ücretinin bakanlığın tarifesine göre belirlenmesi ve ücretten hakkaniyet uygun indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, somut olayda mahcuz malların değerinin 67.500 TL olduğu, satış tarihine kadar tahakkuk ettirilecek yediemin ücretinin bu miktarın üzerinde bulunduğu, yediemin ücretinin mahcuz malların değerini aşması durumunda hukuken muhafazasına gerek kalmadığı ve bu konuda yediemin davacının mahcuz mallara ilişkin satış talep hakkı bulunduğu bu hususu yerine getirmediği anlaşılmakla BK’nın 51. maddesi gereğince ücretten hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği kabul edilerek, kusuru mevcut olduğundan hak ve nesafet ölçüsünde indirim yapılarak 40.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Bu karara karşı taraflar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafa ödenen ücretin davaya konu mahcuz malların satışından müvekkile ödenen paranın çok üstünde olduğunu, bu durumda yediemin ücretinin malın değerini aştığı anda malı satma hakkı olmasına rağmen müvekkilden fahiş yediemin ücreti talep etmesinin yasaya ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, Adalet Bakanlığının tarifesinin somut olaya uygulanabileceğini, sözleşme serbestisi dışında haciz anındaki müzayaka halinden yararlanılarak müvekkili borçlandırıcı işlem yetkisi olmayan alacaklı vekiline maktu hazırlanmış Yediemin Teslim Zaptı adındaki belgenin ne gerekçelerle geçerli sayıldığının açıklanmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.B-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince, Anayasa ile güvence altına alınan sözleşme serbestisinin ihlal edildiğini, mahcuz malların değeri üzerinden hakkaniyet indirimine gidilmesinin doğru olmadığını, satış talep hakkının hukuki bir yükümlülük olmayıp, yediemine tanınan bir hak olduğunu, davanın tam kabulü gerekirken hakkaniyet indirimine gidilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kararının kaldırılmasını ve davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, TBK’nın 561 vd. maddelerine dayalı olarak istenen yediemin ücreti (saklama ücreti) alacağının tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.Somut olayda; icra takibi nedeniyle Küçükcekmece …. İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyasında haciz uygulaması yapıldığı ve haczedilen malların 10/04/2012 tarihli teslim zaptı ile davacının deposuna bırakıldığı, teslim zaptında yediemin ücreti olarak günlük 73,00 TL olarak belirlendiği, zaptın davalının vekili tarafından vekaleten imzalandığı görülmüştür. Bu durumda, davalı vekili Av. … tarafından imzalanan sözleşme geçerli olup, hüküm ve sonuçları itibariyle davalıyı bağlamaktadır. Bu sözleşmede davalı yanın takip alacaklısı olduğu dosyada haczedilen bir kısım malların davacıya ait özel depoda muhafaza edilmesi kararlaştırılmış ve günlük 73,00 TL yedieminlik ve depo ücreti öngörülmüştür. Sözleşme yapma özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 48. maddesi ile güvence altına alınmış olup, bu özgürlük ancak kanunla sınırlanabilmektedir. Açıklanan sebeplerle, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine geçerlilik tanınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır ( Bu konuda emsal karar için Bkz. Yargıtay 19. HD, 24.11.2016 tarih, 2016/8016 Esas-2016/15109 Karar sayılı ilamı).İlk Derece mahkemesince, taraflar arasındaki yedieminlik sözleşmesi hükümleri gereğince hesaplama yapılarak, günlüğü 73,00 TL den 837 gün için 61.101,00 TL yedieminlik ücretinin belirlendiği, mahcuz malların değeri ve hakkaniyet gereğince indirim yapılmak suretiyle 40.000,00 TL’sına hükmedilmiştir.Dosya kapsamına göre, esasen tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları yedieminlik sözleşmesi hükümlerini geçerli saymak ve davanın tamamen kabulüne dair karar vermek doğru gibi görünse de; borçlunun mağduriyeti, hacze konu 8.000 TL değerinde 1 adet forklift, 9.000 TL değerinde 1 adet forklift (.. bobin ataşmanı dahil), 1.500 TL değerinde toplam 4 adet toplama bilgisayar ve 18.000 TL değerinde 39 top (bobin) muhtelif sınıf ve kalitede kağıt emtiasının icra takibinden önce 657 ve takipten sonra da 837 gün olmak üzere toplam 1494 gün gibi çok uzun bir süre davacı- yedieminde kalmış olması, hakkaniyet kuralları, haczedilen eşyanın fazladan özen yükümlülüğü gerektirmemesi, haczedilen emtianın satışında elde edilen hasılat vs. gibi nedenlerle, Borçlar Kanunu 51/1. maddesi kıyasen uygulanarak takdiri indirim yapılarak, yedieminlik ücretinde hakkaniyet indirimi yapılması, olayı çevreleyen hal ve şartlara daha uygun bulunmuştur. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin emsal içtihadı da bu yöndedir ( Yargıtay 13. HD nin 21.01.2014 tarih 2013/19629 E. ve 2014/1362 K. Nolu kararı).Yargıtay 13.HD’nin emsal nitelikteki kararlarına göre, hukuki ilişki Adalet Bakanlığı tarifesine bağlı olmasa bile hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Hakkaniyet indirimi konusunda Bakanlık tarifesinin aynen uygulanması söz konusu değildir. Mahkemenin, saklama sözleşmesine konu emtianın değerini kriter olarak alması yerinde bulunmuştur. Bu değerlendirmeler ışığında, davacının yedieminlik ücretinden ilk derece mahkemesince takdir edilen indirim oranının somut olayın özelliklerine uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla tarafların yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, taraflar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-a) Her iki taraf vekilleri tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,b)Bakiye 360,36 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 25/04/2019