Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1348 E. 2019/1608 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1348
KARAR NO : 2019/1608
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/279 Esas – 2017/1445 Karar
TARİHİ : 14/12/2017
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin olarak verilen karara karşı bir kısım davalılar ve davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesiyle; … Tic. ve San. A.Ş.’nin Kentbank’dan krediler kullandığını, diğer davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, bir kısım kurumlara 6 adet teminat mektubu verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
SAVUNMA Davalılar … vekili dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, teminat mektupları sebebi ile kefillerden talepte bulunulamayacağını, şirket yönetimden ayrıldıklarının bankaya bildirildiğini, borcun sıfırlanmış olduğunu, bunun Halkbank müfettişlerince belirlendiğini, (hangi kefaletlerden hangi tutarda müvekkillerinin sorumlu olduğu cevap dilekçesinde açıklanmıştır) davacının kefilin durumunu ağırlaştırdığından kefaletin düştüğünü, yargılama giderlerinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını, takip talebine göre faize faiz işletildiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, taraflar arasında Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalandığını, buna göre işlem yapılması gerektiğini, davalı … A.Ş. hakkında iflas kararı verildiğini, … el konulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 14/12/2017 tarihli, 2014/279 Esas – 2017/1445 Karar sayılı ilamında; “…Davacı bankaya devrolan … ile davalı … Tic. ve San. A.Ş arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, kredi sözleşmelerinin toplamının 32.220,000.-USD ve 362.500.-TL olduğu, – …Tic. ve San. A.Ş dışındaki davalıların sözleşmelerde kefil olarak imzalarının bulunduğu, -Tüm kefillerin kefalet limitinin, dava konusu talep tutarının üzerinde olduğu, (kefil-davalıların USD cinsi kefalet limitlerinin 7.850.000,00.-TL ila 32.220,00.-USD arasında değiştiği, başka bir ifadeyle tüm kefiller yönünden talep tutarının kefalet limitleri dahilinde kaldığı), -Sözleşme sonrasında borçlu lehine teminat mektupları verildiği, teminat mektupları toplamının 3.744.275,96.-USD tutarında olduğu, İstanbul 25. ATM’nin 2011/424 Esas, 2013/170 Karar sayılı ilamı üzerine davacı banka tarafından 04/12/2013 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasına 6.585.078,70.-TL ödeme yapıldığı, İstanbul 5. ATM 2006/267 Esas, 2009/163 Sayılı Karar gereğince 11/07/2011 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına 1.160.359,36.-TL ödeme yapıldığı, aynı dosyada 28/09/2011 tarihinde 51.530,78.-TL vekalet ücreti ödendiği, davacı bankanın teminat mektubu tazmin tutarını davaya konu etmediği, -İhtarnameye konu ödenmeyen teminat mektubu komisyonlarının hesaplanıp denetlenebilir biçimde raporda gösterildiği, -… 23/05/2013 tarihinde ihtarname ile hesabı kat ettiği, gönderilen ihbarnamelere ilişkin tebliğ şerhinin bulunmadığı, ancak davacı bankanın icra takibinde ihtar tarihinden takip tarihine kadar akdi faiz talep etmiş olduğu, takip tarihine kadar temerrüt faizi talep edilmediğinden tüm davalıların icra takibi itibari ile (28/06/2013 tarihinde) temerrüde düştükleri, -Davacı bankanın 70.519,87.-TL vekalet ücreti ve bunun faizine BSMV talep etmiş ise de bunun dayanağının bulunmadığı, -Dava konusu teminat mektubu komisyonlarının davalılar tarafından ödendiğinin ispatlanamadığı, Sonuç olarak Davalıların USD Cinsi Borçlarının; 292.885,08.-USD asıl alacak, 1.423,60.-USD işlemiş faiz, 71,19.-USD BSMV, 6.137,06.-USD asıl alacak, 29.83.-USD işlemiş faiz, 1,49.-USD BSMV olmak üzere 300.518,25.-USD, TL Cinsi Borçlarının ise;70.519,87.-TL asıl alacak 342,80.-TL işlemiş faiz, 17,15.-TL BSMV, 2.456,32.-TL masraf olmak üzere 73.336,14.-TL olduğu…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalılar … Ticaret ve Sanayi A.Ş., … İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takibine yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin 292.885,08 USD asıl alacak, 1.423,60 USD işlemiş faiz, 71,19 USD BSMV, 6137,06 USD asıl alacak, 29.83 USD işlemiş faiz, 1,49 USD BSMV olmak üzere 300.518,25 USD ile 70.519,87 TL asıl alacak 342,80 TL işlemiş faiz, 17,15 TL BSMV, 2456,32 TL masraf olmak üzere 73.336,14.-TL üzerinden devamına, fazla talebin reddine, USD cinsi asıl alacağa takipten itibaren yıllık %5, TL cinsi alacağa yıllık %44 temerrüt faizi yürütülmesine, 130.733,38.-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davalılar … vekili ile davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davacı bankanın teminat mektubu bedellerini ilk talep anında haksız yere tazmin etmeyerek kanuna ve asıl borçlu … A.Ş. ile yapmış olduğu kredi sözleşmesindeki taahhütlerine aykırı davrandığını, kefillerin durumunu kusurlu davranışıyla ağırlaştırdığını, Pakistan Hükümeti tarafından teminat mektubu bedelinin ödenmesi talebinin ilk defa 27.04.2001 tarihinde davacının da dahil olduğu bankalar konsorsiyumunun lider bankası … Bankası’na bildirildiğini, davacı bankanın ise 02.05.2001 tarihinde … A.Ş. tarafından alınan tedbir kararını gerekçe göstererek mektup bedellerini ödemediğini, oysa mektup alacaklısı Pakistan karayollarının mektubun nakde çevrilmesini talep ettiği 27.04.2001 tarihinde bir tedbir kararı bulunmadığını, Ankara 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2001/540 D.iş. dosyasından verilen 02.05.2001 tarihi tedbir kararının 12.09.2001 tarihinde kaldırıldığını, davacı bankanın kayıtsız şartsız görüldüğünde ödemeyi taahhüt ettiği mektup bedelini 2001 yılından 2011 yılına kadar haksız şekilde ödemeyerek kusurlu davranışı ile davalıların zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ve hem kanuna hem kendi taahhüdüne aykırı davrandığını, bu süreçte de davalı kefiller durumdan hiç bir şekilde haberdar edilmediğini, davalı kefillerin 12 yıl boyunca işleyen faiz, haksız itirazlar nedeniyle doğan yargılama giderleri, icra inkar tazminatı vb. alacaklardan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığnı, Davacı bankanın takip yaparken de aynı kötü niyetini devam ettirerek 2001-2013 yılları arası işleyen komisyon bedeli faizlerini ana paraya ekleyip haksız bir hesaplama ile takip yaptığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, dosyanın heyetçe incelenmesi gereken kapsamlı bir dosya iken tek bilirkişiye gönderildiğini, davacı banka tarafından yapılan takibin dayanağı olarak gösterilen 12 adet Kredi Sözleşmesinden 7 adedinde davalı müvekkillerinin kefaleti bulunduğunu, 5 adedinde bulunmadığını, teminat mektupları verildiği tarihte davalı kefillerin kefili olmadığı ve davalı kefillerin kefaletten rücu etmesinden sonra imzalanmış 5 adet sözleşme bulunmadığını, söz konusu teminat mektuplarının davalı kefillerin imzasının olmadığı bu 5 adet kredi sözleşmesine dayalı olarak verildiğini, bilirkişi ve mahkemenin bu savunmayı hiç bir şekilde değerlendirmediğini, Dava konusu teminat mektubu komisyon bedelleri T.C. Karayolları Genel Müdürlüğüne verilen mektuplar ve Pakistan Ulaştırma Bakanlığı için verilen mektuplar olmak üzere ikiye ayrıldığını, K.G.M. muhatap alınarak düzenlenen 34103, 34109, 34110, 34111 nolu mektupların sırasıyla 20.1.2000, 25.11.1999, 2511.1999, 27.1.2000 tarihlerinde verildiğini, bu tarihlerin borcun sıfırlandığı ve müvekkillerin 19.01.1998 tarihli kefaletten rücu ihtarnamelerinin davacı bankaya bildirildiği tarihten sonraki tarihler olduğunu, bu tarih itibarıyla ihracatı teşvik belgesinin üzerinde yazılı 24 aylık süre dolduğundan aynı krediler üzerinden yeniden mektup verilemeyeceğini ve kredi kullandırılamayacağını, davacı bankanın 16.09.2009 tarih ve 31065 yevmiye nolu ihtarname ile iş bu davanın konusu kredi risklerini davalılara bildirdiğini beyan ettiğini, müvekkili davalılara ise diğer davalılardan farklı olarak böyle bir ihtarnamenin hiç gelmediğini, ihtarnamede davalıların isimlerinin de yer almadığını, çünkü müvekkili davalıların bu riskin muhatabı olmadıklarını, mahkemenin bu hususu hiç incelemediğini, Davacı bankanın müvekkili davalılara kredi risk bildirimi yapmadığı hususunun gözden kaçırıldığını, davalı kefillerin Pakistan Ulaştırma Bakanlığı muhatap gösterilerek hazırlanan ve bedeli tazmin edilen iki adet teminat mektubuna ilişkin komisyon bedelinden de sorumlu olmadıklarını, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın müvekkilleri yönünden reddine karar verilmesini istimiştir.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Müvekkili bankanın, yönetimi ve denetimi Fon tarafından yürütüldüğünden 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 19.10.2005 tarih, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi ve mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. maddesmin 5/c maddesi uyarınca her türlü harçtan muaf olduğunu, mahkeme kararına karşı her türlü harçtan muaf olarak istinaf yoluna başvurulduğunu, ….Tic. ve San. A.Ş.’nin … A.Ş.’den krediler kullandığını ve Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalıların da sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi borçlusu lehine diğer davalıların kefaletinde toplam altı adet teminat mektubunun düzenlenerek ilgili kurumlara … A.Ş. tarafından verildiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü lehine verilen 434,00 USD, 19.30O,00USD, 3.583,00USD bedelli teminat mektuplarının ve Bayındırlık Bakanlığı lehine verilen 9.400,00USD bedelli mektupların çıkışının yapıldığını, 60.815.480,32 Pakistan Rupisi bedelli ve 2.329.577,37USD bedelli iki adet National Highway Authority (NHA) Government of Pakistan (Pakistan Hükümeti Milli Karayolları Kurumu) lehine verilen teminat mektupları için tazmin talep edildiğini, dava açıldığını ve bu mektup bedellerinin tazmin edildiğini, ihtarnameyle belirtilmesine rağmen verilen süre içinde ödeme yapılmadığından, doğmuş komisyon borçları, bunların temerrüt faizi ve feri alacaklarıyla birlikte tahsili talebiyle davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, yapılan yargılama neticesinde, müvekkili bankanın alacaklı olduğu tespit edilmiş olmakla beraber, hesaplamanın eksik yapıldığını, mahkeme kararına dayanak yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamaların eksik olduğunu, bu yöndeki haklı ve makul itirazlarının dikkate alınmadığını, mahkeme kararının davanm reddine ilişkin kısım yönünden kaldırılması gerektiğini, bilirkişi takip bakiyesi ile Bankanın takip bakiyesi arasında 2.987,09 TL fark bulunduğunu, bunun yanı sıra mahkeme kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunda müvekkili banka tarafından 01.03.2011 tarihinden sonrası için USD alacakları için uygulanacak ve talep edilebilecek faiz oranının %12 olduğunu, ancak müvekkili bankanın hesaplamada bu oranın altında olarak takibe kadar %5 faiz işlettiğini belirttiğini, raporun sonuç kısmında USD alacak için %5 faiz ve Türk Lirası alacak için %44 temerrüt faizi talep edilebileceğini belirttiğini, ancak taraflarınca takibe kadar %5 faiz uygulanmış olup, takip talebinde ise takip tarihinden sonra USD alacak için %10 faiz talep edildiğini, raporda müvekkili banka tarafından bildirilen faiz oranının %12 olduğunu ve bu tutarı müvekkili bankanın talep edebileceği tespit edilmişken, takip tarihinden itibaren talep edilen %10 faiz oranı altında tespit edilen oranın kabulünün mümkün olmadığını, bu yönüyle de mahkeme kararının kanuna ve usule aykırı olduğunu, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusuna konu kararının, kısmen redde ilişkin bölümlerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı asıl kredi borçlusu …. A.Ş. ile banka arasındaki kredi sözleşmeleri kapsamında verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesi sürecinde, banka tarafından ödenen komisyon bedeli, gecikme faizi ile yargılama giderinin tahsili için asıl borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı bir kısım davalılar vekili ve davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bir kısım davalılar … vekili … tarafından 30.04.2018 tarihli davacı tarafça müvekkilleri aleyhine sunulan istinaf talebine cevap dilekçesi sunulduğu, dilekçe içeriğinde zaman aşımı ve hak düşürücü süreler yönünden tüm davalılar vekillerince yapılan itirazların resen dikkate alınıp değerlendirilmesi istenilmişse de; söz konusu dilekçenin konu bölümünde davacı istinaf dilekçesine cevap dilekçesi olarak belirtildiği, ayrıca istinaf harcı da yatırılmadığı dikkate alınarak, söz konusu dilekçenin davacı istinafına cevap dilekçesi olarak kabulü gerekmiş, ayrıca istinaf başvuru dilekçesi olarak değerlendirilmemiştir. Davacı tarafından dava konusu alacağa dayanak Pakistan Hükümetine verilen teminat mektubu bedelinin, asıl kredi borçlusunun başvurusu sonucu, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı kapsamında ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumun asıl borçlunun tedbir kararı talep etmesinden kaynaklanmış olması nedeniyle, davacının ilk talepte teminat mektubu ödemesinin yapılmayarak kefillerin durumunun ağırlaştırıldığı yönündeki bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. HMK’nın 282. maddesi “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” şeklinde düzenlenmiştir. Mahkemece uzmanlık alanı Bankacılık olan bilirkişiden sunulu deliller kapsamında rapor ve taraf itirazları kapsamında ek rapor alınmış olup, diğer delillerle değerlendirilerek ulaşılan sonuca göre gerekçesi yazılmak suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemenin dosyayı heyet bilirkişisi oluşturup rapor almaksızın ve yetersiz rapora göre sonuçlandırdığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. Bilirkişi rapor içeriğinde de tespit edilip yer verildiği üzere; döviz kredi borçlarının sona ermiş olmasının teminat mektuplarından ötürü sorumluluğu kaldırmayacağı, davalıların imzaları bulunan kefalet sözleşmelerindeki tutarların kefalet limiti hesabında dikkate alınmış olduğu, davalıların kefil olarak imzalarının bulunduğunu kabul ettikleri kredi sözleşmelerinin süresiz olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/19-866 E 2002/845 K 23.10.2002 Tarihli karar içeriği de dikkate alındığında, istinafa başvuran davalıların, mahkemece hüküm altına alınınan borçtan sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Davalıların şirketteki yöneticilik görevlerinin sona ermiş olması, kefaleti sona erdirmez. Davalı vekilinin, kefillikten rucu edildiği ve bu nedenle alacaklıya kefillikten rucu edildiği bildiriminden sonra kefil olarak imza bulunmayan kredi sözleşmeleri kapsamında verilen teminat mektuplarından dolayı sorumluluk bulunmayacağı ve yine kredi sözleşmelerinin ihracatı teşvik kapsamında süreli sözleşme nitelikleri gözetilmeksizin ve bankaya kefaletten rucu bildiriminden sonra düzenlenen teminat mektuplarından sorumlu tutulamayacakları yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporundaki takip konusu alacak kalemleri hesaplamasına göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı vekilinin bilirkişi raporundaki hesaplamada dikkate alınan gün farkı hesabından kaynaklı takip bakiyesi yönünden istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Yine bilirkişi raporunda işaret edildiği üzere davacının takipte istediği vekalet ücreti ve masraf alacakları kredi alacağı niteliğinde olmadığından, bunlar üzerinden faiz ve BSMV hesaplanması gerektiği yönündeki davacı istinafı da yerinde değildir.Yine davacı, takipte ihtar tarihinden takip tarihine kadar akdi faiz talep etmiştir. Kredi sözleşmesinin döviz cinsinden borçlara temerrüt faizini düzenleyen 44.3. maddesinde faiz oranı belirlenmediği de gözetildiğinde, takipten sonrası için de akdi faiz oranı dikkate alınarak kurulan hüküm yerinde olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinafı da yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar ışığında kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekili ile birkısım davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 33.524,88 TL nispi istinaf harcının, istinaf kanun yoluna başvuran davalılar …. tahsiline, Hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12/12/2019 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.