Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1341 E. 2019/630 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1341
KARAR NO : 2019/630
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2018
NUMARASI : 2016/1011- 2018/603 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirketin “depolama-dağıtım-lojistik” işleriyle iştigal ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalının ödemelerini süresi içerisinde tam ve eksiksiz olarak yapmamış olması nedeni ile sözleşmeye uygun olarak vade farkı bedeli açıklaması ile takibe konu 76.022.68 TL bedelli fatura düzenlendiğini, söz konusu vade farkı bedelinin 07.03.2016 tarihinde davalı firma ile karşılıklı mutabakat sonucunda belirlendiğini, vade farkı bedeli alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.3/b maddesi gereğince, davacının müvekkili şirkete vadesi gelen fatura/faturaları ihbar ve ibraz etmediği gibi üstelik hangi döneme ilişkin olduğu dahi belli olmayan biçimde vade farkı faturası düzenlediğini, başka bir ifadeyle davacının müvekkili şirkete vadesi gelmiş alacaklarına ilişkin yazılı bir ihtarda bulunarak vaki borcun ödenmesi için 7 iş günü tanınması gerektiğini, bu 7 iş gününde müvekkili şirketin borcunu ödemediği takdirde bu kere vade farkı faturası düzenleyebileceğini, ancak sözleşmede belirtilen bu şartlara riayet etmediğini, vade farkı faturasının kabul edilmeyerek davacıya iade edildiğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın vade farkı konulu fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında depolama, elleçleme, katma değerli hizmetler ve gümrüklü antrepo hizmetleri içerikli sözleşme akdedildiği ve tarafların sözleşme kapsamında yükümlülüklerini karşılıklı olarak yerine getirdikleri, davacının sözleşme kapsamında fatura bedellerinin 45 günlük vade süresinden sonra ödenen tutarlar yönünden sözleşme süresinin bitiminden sonra toplu bir şekilde vade farkı içerikli 76.022,68 TL tutarlı faturanın tanzim edildiği, faturanın davalıya tebliğ edildiği ancak davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak fatura tanzim edildiği iddiasıyla faturanın noter kanalı ile iade edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.3/b maddesi …’ce yazılı mutabakatla kesinleşmiş ICL faturalarının zamanında ödenmemesi halinde …’e yazılı bir ihbarname göndererek fatura tutarının ödenmesini talep eder. Bu talebin gereği ihbarın tebliğinden itibaren 7 iş günü içinde …’ce yerine getirilmez ise, bu süreyi aşan dönemdeki gecikme için cari aylık kanuni gecikme faizinin 1/30’u oranında günlük gecikme faizi tatbik edilir” şeklinde olup, davacının sözleşme hükümlerine uymadan vade farkı faturası düzenlediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; vade farkı faturasının karşılıklı mutabakatla düzenlendiğini, bu bağlamda dosyaya sunulan e-mail yazışmalarının değerlendirilmediğini, davalıya sözleşme gereğince düzenlenen faturaların gönderildiğini, süresi içerisinde itiraz edilmeyen faturaların düzenleme tarihi itibari ile 15 gün içerisinde ödenmediğinden müvekkil firmanın vade farkı talep etme hakkının söz konusu olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.Davacı, vade farkı faturasına dayalı olarak başlatılan takibe vaki davalının itirazının iptalini istemiş, davalı ise sözleşme hükümlerine göre düzenlenmeyen vade farkı faturasının kabul edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda, uyuşmazlık davacının davalıya düzenlediği ve davalının ticari defterlerine kaydı bulunmayan 07.03.2016 tarihli “vade farkı” açıklamalı 76.022.6S TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır.Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.3/b maddesinde; “…’ce yazılı mutabakatla kesinleşmiş ICL faturalarının zamanında ödenmemesi halinde ICL…’e yazılı bir ihbarname göndererek fatura tutarının ödenmesini talep eder. Bu talebin gereği ihbarın tebliğinden itibaren 7 iş günü içinde …’ce yerine getirilmez ise, bu süreyi aşan dönemdeki gecikme için cari aylık kanuni gecikme faizinin 1/30’u oranında günlük gecikme faizi tatbik edilir” denilmektedir.Bu durumda, davacı tarafça sözleşme süresinde düzenlenmiş faturaların bedellerin 7 iş günü içinde ödenmesi için davalıya usulüne uygun ihbarname gönderildiği ispat edilemediği gibi, sözleşmenin feshinden sonra düzenlenen vade farkı faturasının dayanağı hangi faturalar olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı tüm dosya kapsamından sabittir.Diğer taraftan vade farkı faturasına ilişkin olarak taraflar arasında akdedilmiş ve davalı tarafça kabul edilmiş herhangi bir yazılı mutabakat metni dosyaya sunulmamıştır. Davacı tarafça dosyaya sunulan elektronik posta yazışmaları içeriğinden bu yönde taraflar arasında mutabakat yapıldığı sonucuna da varılamayacağından, davacının yerinde görülmeyen bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.