Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/134 E. 2018/214 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/134
KARAR NO : 2018/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/650
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … eşi …’in yasal mirasçısı olması sebebiyle davalı şirkette hissedar olduğunu, muris …’in ölümünden sonra şirketin faaliyetinin bulunmadığını, şirketin bir adet taşınmazı ve iki adet aracı olduğunu, murisin ölümünden sonra diğer hissedarlarla arasında sorunlar başladığını, diğer davalılara ihtarname gönderilerek hissesinin alınmasını talep ettiklerini, müvekkiline cevap vermediklerini, TTK 638/2.maddesindeki şartların gerçekleştiğini, davalı …’in şirketin mallarını satarak müvekkilini zarara uğratma ihtimali olduğunu, HMK 389/1.maddesindeki şartların dosyada gerçekleştiğini, TTK 638/2.maddesine göre, mahkemenin gerekli tedbirleri alma zorunluluğu bulunduğunu belirterek taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, mahkemece uygun görülmemesi halinde şirket yetkilisinin taşınmazı satması hususunda verilen yetkinin kısıtlanmasına, ayrıca araçlar üzerine de tedbir konularak müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına, ortaklık payının tespiti ile ödenmesine, çıkma taleplerinin uygun görülmemesi halinde şirketin fesih ile tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesi 24/07/2017 tarihli tutanağın 7 nolu bendi ile, delillerin henüz toplanmadığı, davacının sermaye koyma borcu sebebiyle icra tehdidi altında bulunmadığı, haklarının korunması yönünde tedbire gerek bulunmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
24/07/2017 tarihli tensip tutanağı davacı vekiline 31/07/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 08/08/2017 tarihli Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben yazdığı dilekçesinde, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasına, mahkemece uygun görülmemesi halinde şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ettiklerini, şirketin bir adet taşınmazı bulunduğunu, şirketin bugüne kadar beyanname vermediğini, müvekkilinin şirkette azınlık pay sahibi olduğunu, HMK 389/1 ve TTK 638/2.maddesindeki şartların gerçekleştiğini belirterek 24/07/2017 tarihli ara karardan rucü edilerek şirketin tek gayrimenkulü üzerine tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi 06/10/2017 tarihli ara kararı ile, ihtiyati tedbire ilişkin itirazın HMK 391/3.maddesi uyarınca incelenmek üzere dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
İstinaf harcını yatırması için davacıya muhtıra çıkartılmış ve davacı istinaf harcını ikmal etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, davalı şirket adına kayıtlı Sakarya ili, Hendek İlçesinde bulunan taşınmaz üzerine tedbir konulmasını talep etmiştir.
Dava, TTK 638.maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkma veya şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkindir. TTK 638/2.maddesinde, ”mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir. ” düzenlenmiştir. Ancak hangi tedbirlere başvuralacağı özel olarak belirlenmemiştir. Bu sebeple olaya HMK 389 vd.maddelerinin uygulanması gerekir.
HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir.
Dosya kapsamı ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın verildiği tarih itibariyle yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetli olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İstinaf kanun yolu masraflarının başvuru yapan üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.