Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1337 E. 2019/1540 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1337
KARAR NO : 2019/1540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI : 2017/675 E. 2018/303K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin re’sen tasfiye edilen … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.’nin ortakları olduğunu, bu şirketin, Kartal Vergi Dairesince 2004/13 sayılı uygulama iç genelgesindeki esaslara göre resen kapatıldığını, ancak şirketin … Mah. … Cad. … Sok. No:… Kartal İstanbul adresinde faaliyet konusu olan unlu mamüller imalat ve pazarlama işine halen devam ettiğini, Kartal Vergi Dairesi tarafından yapılan yoklama ile şirketin faaliyetine devam ettiğinin tespit edildiğini, bu tespitten sonra yeniden mükellefiyet tesis edildiğini ve vergi levhasının onaylandığını belirterek, … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. unvanlı ticari şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK m.32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, dava konusu olayda da Ticaret Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı TTK geçici 7. maddesinin “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketleri ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” hükümleri çerçevesinde işlem gerçekleştirdiğini, yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, müvekkili yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Şirketin adresinde bulunmaması resen terkin sebebi olmamakla birlikte bahsi geçen maddenin 4. Fıkrası uyarınca ve usulüne uygun şekilde yapılan ihtar ve ilana rağmen, şirketin süresi içerisinde cevap vermediği veya bir tasfiye memuru bildirmeyip, durumunu da kanuna uygun hale getirmediği, keza faaliyette bulunduğunu, adres ve kayıtları ile birlikte bildirmediği anlaşılmakla, açıklanan bu durum karşısında terkin işleminin usulüne uygun şekilde yapıldığı, ticaret sicil işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmakla…”, yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dilekçesini tekrarlamış, ayrıca; Müvekkili şirketi temsile yetkili …’ya resen terkin işlemlerinin başlatılacağına dair ihtar tebliğinin usulüne uygun bir şekilde yapılmadığını, ilk derece mahkemesince tebligat evrakının davalı kurumdan istenip şirkete gerekli ihtarın gönderilip gönderilmediğinin, gönderilmişse usulüne uygun olup olmadığının değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tebliğ evrakı getirtilip incelenmeden davalının mevzuata uygun işlem yaptığı yönündeki soyut gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca davalı sicil müdürlüğünce müvekkiline durumunu kanuna uygun hale getirmesine yönünde usulüne uygun şekilde yapılan ihtar ve ilan bulunmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacılar, temsilcisi oldukları limited şirketin faal durumda bulunduğunu ve sicilden terkin işleminin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek ihya isteminde bulunmuşlardır.6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre limited şirketler, 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Ticaret Odasınca 01.07.2015 tarihinde ve 05.09.2016 tarihinde gönderilen müzekkere cevaplarından, ihyası istenilen limited şirketin, adresinin tespit edilememesi nedeniyle 09.10.2015 tarihinde, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden kaydının silindiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır.Davacı vekili, TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca ihtarın tebliğ edilmediğini ileri sürmüş, davalı ise terkin edilen şirkete gerekli ihtarın yapıldığını savunmuştur. Davalı … Sicil Müdürlüğünün TTK’nın geçici 7. maddesine göre 07/10/2015 tarihli 8857 Sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanan genel ilanı dışında davacı şirket ve şirket yöneticisine ihtarat çıkarttığına ilişkin belgeler dosya içerisinde bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, tebligat evrakının davalı kurumdan istenip şirkete gerekli ihtarın gönderilip gönderilmediği, gönderilmişse usulüne uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tebliğ evrakı getirtilip incelenmeden, davalının mevzuata uygun işlem yaptığı yönündeki soyut gerekçe ile davanın reddi yerinde görülmemiş ise de; Yargıtay 11.HD’nin 08.01.2019 tarih, 2018/5595E., 2019/133 K sayılı ilamı doğrultusunda, dairemizce duruşma açılmasına gerek olmaksızın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak TTK gecici 7.maddesine göre davacı şirket yöneticilerine ihtarat çıkarttığına ve tebliğ edildiğine ilişkin belgeleri göndermesinin istenilmesi için ara karar oluşturularak müzekkere yazılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabının incelenmesinde, şirket tüzel kişiliğinin sicil adresinden farklı bir adrese tebligatın çıkartılmış olduğu, tebligatın çıkartıldığı adresin şirket ortak ve yetkilisi …’ ya ait adres olarak görüldüğü, şirket tüzel kişiliği adına çıkartılan tebligatın adres yanlışlığından ötürü iade edildiği, … adına çıkartılan bir tebligatın da bulunmadığı anlaşılmakla, davalının yukarıda bahsi geçen mevzuata ilişkin yasal yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemiş olması sebebiyle, davacı davasında haklı olduğu ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine ve davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353.b.1.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün…sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin ve ticaret sicil kaydının İHYASINA, 2-Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik 15,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine gelir kaydına, 3-Davalı, terkin işlemini usulüne uygun yaptığını kanıtlayamadığından; a-Davacı tarafından harcanan 45,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,b-AAÜT uyarınca 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-Dosyada bulunan kullanılmayan gider avansının, karar kesinleştiğinde iadesine,5-İstinafa aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf peşin harcının talep halinde davacıya iadesine,b-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, c-Davacı tarafından harcanan 98,10 TL başvuru harcı gideri ile 40,00 TL posta giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05.12.2019 tarihinde ve kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.