Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1326 E. 2019/1016 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1326
KARAR NO : 2019/1016
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/364 Esas – 2018/231 Karar
TARİHİ : 15/03/2018
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından 24.02.2016 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan iş bu davaya konu icra takibinin 02.03.2016 tarihinde davalı tarafa tebliğ olduğunu, davalı şirketin 09.02.2016 tarihinde borca itiraz ettiğini, İzmir … İcra Müdürlüğünün 10.02.2016 tarihli kararı uyarınca takibin durdurulduğunu belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; HMK’nın ilgili maddeleri uyarınca tarafların tacir olduğunu, aralarındaki uyuşmazlığı çözümünde İstanbul Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olacağına dair sözleşmede yetki şartı bulunduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini, davacı tarafından müvekkil şirket hakkında İzmir .. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile başlatılan icra takibine taraflar arasında herhangi bir borç alacak ilişkisi kalmadığından itiraz edildiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkil şirket sözleşme gereği İstanbul Ambarlı Limanına gönderilen pamukları limandan çekmediğini, bunu nüzerine taraflarca bir çözüm yolu getirilerek davacı müvekkil şirket ve … arasında yeni bir protokol akdedildiğini, bu protokol uyarınca …’un ödeyemediği liman ve demuraj ücretlerine karşı teminat olarak sevkiyattan 7 konteyneri vermesi koşulu ile bu protokolü akdettiklerini, yapılan bu üçlü protokolde davacı yanın da bu ticari ilişkinin bir tarafı olduğunu, taraflar arasında herhangi bir alacak ilişkisinin mevcut olmadığını belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 15/03/2018 tarihli, 2017/364 Esas – 2018/231 Karar sayılı kararında; “…Mahkememizce davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, SMMM … tarafından düzenlenen raporda, taraflar arasındaki ticari alışverişten doğan borcun davalı tarafından davacıya ödenmemesi üzerine taraflar arasında bir tasfiye protokolü yapıldığı, 11 taksitte bitirilmesi gereken borcun 10 taksitinin ödendiği 11. ve son taksit olan 51.639,55 USD ın ödenmediği tarafların beyanı ve incelenen resmi defterlerdeki kayıtlardan sabit olduğu, davacı tarafından yeni bir parti malın davalıya gönderildiği malların 24.03.2015 tarihinde İstanbul limanına geldiği, ancak davalı tarafından gümrükten çekilemediği yazışmalardan anlaşıldığı, bu malın gümrükten çekilebilmesine yönelik üçlü bir protokol yapılmış ve gümrükteki malların millileştirilmesi sağlandığı, davacı … alacağı olan 51.639,55 USD’nin dava dışı… A.Ş. ye 01.12.2015 tarihinde zimmetlediğini ve ödenmesi gerektiğini bildirir bir yazı gönderdiği, ancak üçüncü taraf olan dava dışı … A.Ş. ile Davalı …A.Ş. arasında da anlaşmazlık çıktığı ve dava konusu alacağın davalı …G. ye ne davalı ne de dava dışı şirket tarafından ödenmediği, bu iki firma arasındaki anlaşmazlığın da dava konusu olduğu ve başka bir mahkemede tespit davasının yürüdüğünün öğrenildiği, her ne kadar ödenmeyen borcun ödenmesine yönelik üçlü protokol yapılmış ve davacı/alacaklı …alacağını dava dışı … A.Ş. ne zimmetlediğini belirtmiş ise de bu borcun ödendiğine veya …A.Ş. nin cari hesabına mahsup edildiği net borcun … A.Ş ye devir edildiğine) dair bir evrak davalı….Ş. tarafından sunulamadığı, davalı…A.Ş. nin resmi kayıtları da 51.639,55 USD tutarlı bu borcu teyit ettiği, dosya muhteviyatı ve davalının sunduğu evraklar çerçevesinde davalı … A.Ş. nin davacı …G. ye takip tarihi itibarı ile borcunun talebe bağlı olarak 54.570,79 USD olduğu , tespit edilen asıl alacak “anapara” tutarı olan 51.639,55 USD a takip tarihinden tahsil tarihine kadar TCMB duyurularında belirlenen oranda faiz hesaplanması gerektiği belirtilmiştir.
“Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari alışverişten doğan davalının davacıya olan borcunun taksitle ödenmesi için 03.06.2010 tarihli protokol yapıldığı, 11 taksitte bitirilmesi gereken borcun 10 taksitinin ödendiği fakat 30.04.2015 vadeli 11. ve son taksit olan 51.639,55 USD’nin ödenmediği, bu arada davacı tarafından yeni bir parti malın davalıya gönderildiği, malların 24.03.2015 tarihinde İstanbul limanına geldiği, ancak davalı tarafından gümrükten çekilemediği, bu malın gümrükten çekilebilmesine yönelik davacı, davalı ve dava dışı …A.Ş arasında 18.08.2015 tarihli üçlü bir protokol yapılarak gümrükteki malların millileştirilmesinin sağlandığı anlaşılmıştır.
” 18.08.2015 tarihli protokol incelendiğinde; özetle; 27.850 ABD doları tutarındaki 630 ton İspanyol pamuğu 9 edet konteynerin, davacı … tarafından gümrüklemesi yapılamadığından hala limanda olduğu, tüm gecikmeler için …un sorumluluğu kabul ettiği, 2 adet konteynerin …tarafından teslim alınacağı, 7 adet konteynerin ise …’a ait olacağı, bu pamuğun sevkiyat ve garantisinin başlangıçta Imısk tarafından ödeneceği, tüm bedeller ,faturalarla ve belgelerle bilindikten sonra, hatırlatıcı olarak …’un bu eksta bedellerden tamamen sorumlu olacağı, bu bedellerin …’ten pamuk teslimatını almasından önce ödemek zorunda olacağı, kilogram başına 152.00 ABD dolarının orijinal sözleşme tutarına ekleneceğini, …un 05.09.2015 itibariyle 152,00 C/kg orijinal fiyat ödemesine artı olarak FCA istanbul’a ekstra bedeller karşılığında ve kalan %50’i en geç 30.09.2015 tarihi itibariyle yedi konteynerin ön ödemesi ile teslimata alacağa eğer bu tarihlerde ödeme yapamazsa … İstanbul’un ( … AG hesabına bu pamuğa başka müşterilere satabileceği , protokolün 6. maddesinde …’un İspanyol pamuğunun teminatı ile 30.04.2014 vade tarihli son ödeme olan 51.639,55 ABD Doları değerindeki eski borçları ödeyeceğinin belirtildiği görülmekle, protokolun amacının davalının davacıdan sipariş ettiği fakat gümrüklemesini yapamadığı malların gümrükleme ve millileştirme işlemlerinin dava dışı … şirketi aracılığıyla sağlanması, protokol kapsamında dava dışı …’e teslim edilen ürünlerin ekstra maliyetleri ile birlikte davalı tarafından İmisk’e ödeme yapılarak alınması olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasındaki daha önceki ticari ilişki ve 03.06.2010 tarihli protokol kapsamında mevcut olan eski borcuna ilişkin son taksit ödemesinin ayrıca yapılacağı protokolde özellikle belirtilmiş, söz konusu borcun üçlü protokol kapsamında tasfiyesine ilişkin bir madde bulunmamaktadır. Hal böyleyken davalı tarafın üçlü protokolü gerekçe göstererek borçlu olmadıkları yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. Davalı vekili, iş bu dosyamızın, … Şirketi ile müvekkili arasında İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/417 esas sayılı dosyasında görülen dosya ile birleştirilmesi, veya iş bu dosyanın … Şirketine ihbarı talebinde bulunmuşsa da, yukarıda anlatıldığı üzere, iş bu davanın konusu olan alacak taraflar arsındaki 03.06.2010 tarihli protokolden kaynaklanmakta olup, 18.08.2015 tarihli üçlü protokolün konusu olan ticari ilişkiyle ve … Şirketi ile bir ilgisi olmadığı anlaşılmakla ihbar ve birleştirme talebi kabul edilmemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davacının davalıya 03.06.2010 tarihli protokol kapsamında son taksit miktarı olan 51.639,55 USD borçlu olduğu…” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili 21.06.2018 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın tebliğinden sonra istinaf başvuru nedenlerini açıklamalı olarak sunacaklarını, kararın gerek esas ve gerekse usul bakımından yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının incelenerek esas ve usul bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Daha sonra davalı vekilince sunulan ve 06.08.2018 havaleli UYAP’tan alınan dilekçede, borcun ödendiğinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle müvekkil şirket aleyhine karar verildiğini, mahkeme gerekçesine göre tanık dinletebilmek amacıyla istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız takibe davalı yanca yöneltilen itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemli dava açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı vekili kararı istinaf ettiklerine dair 21.06.2018 havale tarihli istinaf dilekçesi sunmuş, ancak içeriğinde istinaf başvuru nedenlerini belirtmemiştir. Yine 06.08.2018 tarihli UYAP’tan alınan dilekçesinde de mahkeme gerekçesine göre ödemenin kanıtlanması için tanık dinletme talepleri olduğunu belirterek istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep etmiştir. Bu dilekçe de de somut bir istinaf başvuru nedeni ileri sürülmemiştir. HMK’nın 342/2-e bendine göre istinaf dilekçesinde başvuru sebep ve gerekçeleri belirtilmelidir. Aynı maddenin 3. fıkrasına göre; istinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda, diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355. madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.Yine HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Yine HMK’nın 357/1. Maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davalı yanca yargılama aşamasında tanık deliline dayanılmadığı anlaşılmaktadır. İstinaf aşamasında yeni delil gösterilmesi mümkün olmadığından, davalı vekilinin bu talebi yerinde değildir.
Davalı vekili, somut bir istinaf nedeni göstermediğinden, dava dosyası kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden incelenmiş, kamu düzenine aykırılık tespit edilememiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilince istinaf başvuru nedenleri ve gerekçelerinin somut olarak gösterilmediği anlaşılmakla ve HMK’nın 355. maddesi uyarınca yapılan incelemede mahkeme kararında kamu düzenine aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 7.791,09 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18/07/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tararihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.