Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1322 E. 2019/1295 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2018/1322
KARAR NO : 2019/1295
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/59 Esas – 2018/483 Karar
TARİHİ: 31/05/2018
DAVA: İtirazın İptali(Ticari Satımdan ve Taşıma İşinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin karara karşı davacı ve davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Ltd. Şti. arasında 20/07/2013 tarihinden itibaren süregelen ticari ilişkide tarafların mal ve hizmet alışverişleri olduğunu ve karşılıklı faturalar kesildiğini, yine müvekkilinin davalının talebi üzerine düzenlemiş olduğu 23/05/2014 tarihli … nolu sevk irsaliyesi ile 23.845,38 TL bedelli malı davalı … A.Ş. vasıtasıyla geri dönüşlü kargo hizmeti alarak davalı … Ltd. Şti.’ne gönderdiğini, akabinde buna ilişkin 30/05/2014 tarihli … nolu 23.845,38 TL bedelli faturanın düzenlerenek gönderildiğini, davalı … A.Ş. tarafından malların 24/05/2014 tarihinde teslim edildiğinin beyan edildiğini, ancak irsaliyenin imzalatılarak taraflarına geri getirilmediğini, faturaya ilişkin borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek, itirazların iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu icra takibinin 24.276,87 TL asıl alacak ve 317,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.594,13 TL üzerinden başlatıldığı, davalıların borcun tamamına itiraz ettikleri, dava dilekçesinde itirazların iptalinin talep edildiği ancak harca esas değer olarak 23.845,38 TL gösterilmiş olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinden HMK’nın 31. maddesi uyarınca bu konuda açıklamada bulunması istenmiş, davacı vekili 08/02/2017 tarihli dilekçesinde harç eksikliğini tamamladıklarını bildirmiştir.Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle derdestlik itirazında bulunduklarını, zira davacının aynı iddiayla farklı bir icra takibi yapıp bu takibe ilişkin ayrı bir dava açtığını, bir çok banka ve büyük şirketlere elektronik güvenlik sistemleri hizmeti veren müvekkilinin davacıya mal satışı yaptığını, buna karşılık davacının ise müvekkili için teknik servis hizmeti verdiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, aksine borçlu olanın davacı olduğunu, davacının müvekkili adına vermiş olduğu bir hizmete ilişkin uhdesinde bulunan ve hizmeti alan dava dışı bankaya ait olup iade etmesi gereken güvenlik sistemi malzemelerini iade etmediğini, ancak davacının daha sonra dava konusu sahte faturayı düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, ancak fatura içeriğindeki ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin faturada yer alan ürünlerin ana ithalatçısı ve satıcısı olduğunu, satıcısı olduğu ürünleri davacıdan satın almasının mümkün olmadığını, müvekkiline kargoyla gönderilen ürünlerin ise davacıya ait olmayan dava konusu fatura ile ilgisi bulunmayan güvenlik sistemi hizmeti verilen dava dışı bankaya ait olan ve iadesi gereken ürünler olduğunu savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ayrıca davacının müvekkiline teslim ettiği ürünlere ne olduğu hususunun net bir şekilde tespit edilemediğini, davacının kargo içeriğinde gerçekten iddia ettiği ürünlerin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, iddia edilen zararın varlığının da ispatının gerektiğini savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 31/05/2018 tarihli, 2015/59 Esas – 2018/483 Karar Karar sayılı kararında; “…Dava konusu fatura davalı … Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Dava konusu sevk irsaliyesinin ve malların davalıya diğer davalı … A.Ş. vasıtasıyla geri dönüşlü kargo olarak gönderildiği ileri sürülmüş, ancak kargo faturası incelendiğinde gönderi içeriğinin belirsiz olduğu, kargo takip sisteminde yapılan incelemede söz konusu kargonun davalıya teslim edildiğinin davacıya bildirilmiş olduğu görülmüştür. Bunun yanında davacı tarafça … ile yapıldığından bahisle kabul edilmeyen ancak içeriği inkar edilmeyip davacı e-posta hesabından yapılan ve bu nedenle Mahkememizce hükme esas alınan (dava konusu fatura ve sevk irsaliyesi düzenlenmeden hemen önceki bir tarihte yapıldığı anlaşılan) e-posta yazışmalarında, davalı savunmasında belirtildiği gibi davalı taraf dava dışı bankaya ait olup iadesi gereken ürünler olduğunu belirterek listesini göndermekte, davacı ise iadesi gereken ürünler olduğunu kabul etmektedir. Mahkememizce yaptırılan teknik inceleme sonucu da incelenen ürünlerin hurda ürünler olduğu ve e-posta yazışmalarında belirtilen ürünlerle ve dava konusu faturada belirtilen ürünlerin ilk 15’i ile aynı türde ürünler olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak ispat yükü kendisinde olan davacı dava konusu faturaya konu orijinal ve kullanılmamış olduğu ileri sürülen ürünleri davalı … Ltd. Şti.’ne satıp teslim ettiğini ispat edememiştir, kaldı ki bu ürünlerin ne şekilde ve hangi amaçla kendisinin servis hizmeti vermiş olduğu davalı firmaya satıldığı hususuna da açıklama getirememiştir. Davalı taraflarca muvafakat edilmemesi ve davanın niteliği gereği davacı tarafın tanık dinletme talebi de haklı görülmemiştir. Dolayısıyla davalı … Ltd. Şti.’ne karşı açılan davanın sübuta etmediği kanısına varılmıştır. Davacının davalı … A.Ş. ile olan ticari ilişkisine gelince, davacı taraf dava konusu ürünleri davalı … A.Ş. ile geri dönüşlü olarak diğer davalıya gönderdiğini, ancak davalı … A.Ş’nin ürünleri davalıya teslim ettiğini bildirmesine rağmen sevk irsaliyesini imzalatarak müvekkiline teslim etmediğini, taşımaya konu ürünlerin akıbetinin meçhul olduğunu ileri sürmüş, davalı … A.Ş. ise taşıma işinin gereği gibi yerine getirildiğini savunmuştur, ancak taşımaya ilişkin herhangi bir belge sunmamıştır, bunun yanında diğer davalı ise söz konusu kargo taşıması ile kendisine ürün teslim edildiğini, ancak teslim edilen ürünlerin faturaya konu ürünler olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle … A.Ş.’nin hiç ürün teslim etmediği söylenemeyecek ve ağır kusurlu olduğu kabul edilemeyecektir. Ancak taşıma işini gereği gibi yapmamış, davacı tarafça teslim edilen sevk irsaliyesini imzalatıp davacıya teslim etmemiş olması(veya en azından teslime ilişkin herhangi bir belge sunmamış olması) nedeniyle davacının zarara uğramasına neden olmuştur. Bunun yanında gönderi içeriği belirsiz olduğundan davalı … A.Ş.’nin sorumluluğu TTK’nun 882.maddesi uyarınca, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Özel Çekme Hakkı ise , eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir. Buna göre yapılan hesaplama sonucu davalı sorumluluğunun 1.206,23 TL ile sınırlı olduğu tespit edilmiş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan rapor hükme esas alınmıştır.Bunun yanında alacak likit olduğundan davacı icra inkar tazminatı talebinde haklı görülmüştür. Ayrıca icra takibinde 3 adet ihtarname masrafı ve işlemiş faiz de talep edilmiş ise de davalı … A.Ş.’ye hitaben 1 adet ihtarname düzenlendiğinden, ona ilişkin tebliğ şerhi ile masraf belgesi de sunulmadığından ihtarname masraf talebi ve işlemiş faiz talebi de haklı görülmemiştir. Yine davalı taraflarca kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de reddedilen kısımlar yönünden davacı icra takibi başlatmakta haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı tarafların tazminat talepleri de haklı görülmemiştir. Ayrıca her iki davalıya yönelik red sebepleri farklı olduğundan her ikisi lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir….” gerekçesiyle, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik açılan davanın reddine, davalı … A.Ş.’ne yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile bu davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 1.206,23 TL asıl alacağa yönelik yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 1.206,23 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 1.206,23 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalı … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davalı … A.Ş. hakkında verilen kararın hatalı olduğunu, verdikleri dava dilekçesinde ve daha sonra davanın görülmesi sırasında, dosyaya sundukları dilekçelerde açık bir şekilde bu firmaya, isteği üzerine kolilerle ve de … kanalı ile 23.845,38 TL bedelli, geri dönüşümlü irsaliye ile emtialar gönderildiğini, bu nedenle …’ya bunun ek ücretinin de müvekkilince ödendiğini,…’nun beyanına göre bu kolilerin … A.Ş.’ye teslim edildiğini, bir kargaşa ile kendilerine geri getirilmesi ve teslim edilmesi gerekli geri dönüşümlü irsaliye parçası … firması çalışanınca … çalışanına iade edilmediğini, bu nedenle kendilerine de ulaştırılamadığını, burada … A.Ş.’nin bir hizmet kusuru olduğunu, … yönündense, firmaya göre bu kolilerler gelen malların eski kullanılmış mallar olup, bedelsiz iadesi gerekli emtialar olduğunu, bunu kabul etmediklerini, … firmasının kendileriyle hiçbir servis anlaşması olmadığını, mahkemenin verdiği kararı hatalı bulduklarını, mağduriyetlerinin söz konusu olduğunu, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinin konuyu açıklığa kavuşturacak bir bilirkişi incelemesi olmadığını, mahkeme kararında firmalar arasında teati edilen maillerin dikkate aldığını, kendileriyle bu maillerin bir alakası olmadığını, … yönünden verilen kararı da kabul etmediklerini, aldığı kolileri içinde ne olursa olsun gideceği yere hasarsız ve zamanında ulaştırmak zorunda olduğunu, giden mal bedelinin irsaliyede de 23.848,38TL olduğunu, … hizmet kusuru olduğunu belirterek, mahkemece verilen kararın ret kısımlarının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:Müvekkili şirketin bir dönem davacının firmasına da mal satmak suretiyle ticari ilişkide bulunduğunu, davacının kendisine mal satımından kaynaklanan borçlarını ödememekte ısrarı üzerine davacı … hakkında Akhisar …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibinin başlatıldığını, keza davacının annesi … üzerinden yürüttüğü ticari faaliyeti sebebiyle de bu kişi hakkında aynı müdürlüğün … E. sayılı icra takibine girişildiğini, 02.05.2014 tarihinde girişilen bu takiplere davacı tarafından itiraz edilmeyip takiplere konu alacaklarının davacıdan tahsil edildiğini, sunulan e-posta yazışmalarıyla da sabit olduğu üzere, müvekkili şirkete karşı borcu olanın bizzat davacı olduğunu, yazışmalarda davacının borcunu kabul ettiğini ve mahcubiyetini ifade ettiğini, borcu nedeniyle maruz kaldığı icra takibinin rövanşını alma amacıyla hareket eden kötüniyetli davacının, hiçbir dayanağı olmayan sahte fatura tanzim ederek müvekkilini kendi kayıtlarında borçlandırma yoluna gittiğini, fatura içeriğinde yer alan ürünlerin müvekkile teslim edilmediğini, müvekkili şirketin faturada yer alan ürünlerin ana ithalatçısı ve satıcısı olduğunu, satıcısı olduğu ürünleri davacıdan satın almasının mümkün olmadığını, yapılan teknik bilirkişi incelemesinde de müvekkile gönderilen ürünlerin e-postada belirtilen sökülmüş hurda ürünler olduğunu, dava safahatında arz ettikleri sebepler ve gerek re’sen saptanacak tüm nedenlerle davacının haksız istinaf talebinin reddine karar verilmesini istediklerini belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile yapılacak istinaf incelemesi neticesinde İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2015/59 E. -2018/483 K. sayılı dosyasından verilen davanın reddine dair hükmün talepleri doğrultusunda ”gerekçe yönünden” düzeltilerek onanmasını ve davacının takibe konu tutarın %20’si oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından davalılar aleyhine satım ilişkisi ve taşıma ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istimli dava açıldığı, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın davalı Retomaks yönünden reddine, diğer davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili ve davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde;Mahkemece, alanında uzman bilirkişilerden alınan rapor içerikleri ile taraf delilleri değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulduğu, faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, ispat yükü üzerinde olan davacının alacak iddiasına konu faturaya ilişkin orjinal ve kullanılmamış ürünleri davalı … satıp teslimini kanıtlamadığı sonucuna ulaşarak kurduğu hüküm ve gerekçesi yerindedir. Buna göre davacı vekilinin bu davalı yönünden davanın reddi yönünde verilen hükme yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Yine mahkemece diğer davalı …’nun davacı yanca kendisine teslim edilen irsaliyeyi, diğer davalıya imzalatıp davacıya iade etmemesi nedeniyle davacının zarara uğramasına neden olduğu, gönderi içeriği belli de olmadığından TTK’nın 882. maddesindeki taşıyanın sınırlı sorumluluğu uyarınca davalının sorumlu olduğu tutar yönünden alanında uzman bilirkişiden alınan rapor ve hesaplama doğrultusunda hüküm kuruluğu anlaşılmakla, davacının davalı taşıyan … tüm fatura değeri üzerinden sorumlu görülmesi gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davacının faturaya dayalı alacağın tahsili istemli başlattığı takibe vaki davalı itirazının İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemli dava açıldığı anlaşılmaktadır. Davada ispat yükü, mahkeme gerekçesinde de vurgulandığı üzere davacıda olup, mahkemece taraf delilleri değerlendirilerek ve bilirkişi raporları alınıp, davacının alacağa dayanak gösterdiği fatura ve irsaliye konusu malları davalıya teslimini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, yine mahkeme red gerekçesine göre, davacının takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden davalının kötü niyet tazminatının da reddine yönelik isabetli hüküm kurulmuştur. Mahkemenin bu davalı yönünden red gerekçesi yerinde olup, red gerekçesine göre kötü niyet tazminat isteminin de reddi yerinde olup, davalı vekilinin mahkeme kararına karşı, davanın reddi gerekçesi ve kötü niyet tazminat talebi yönünden istinafı yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesi yasa ve usule uygun olup, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvuularının HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/10/2019