Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1319
KARAR NO : 2019/1458
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI : 2017/131E. 2018/426K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfit tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı ve davalı vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten 15 adet damper satın aldığını, damperlerin ayıplı olması nedeniyle müvekkili şirketin ödeme yapmaması üzerine davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası(Yeni numarası:2017/5828 e. s. dosya) ile takibe geçildiğini, itiraz üzerine davalı şirketin İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/721 E sayılı dosya ile itirazın iptali için dava açtığını ve davanın kesinleşmemiş olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu malların ayıplı olduğuna dair Afşin Sulh Hukuk Mahkemesinde tespit davası açtığını, dava konusu damperlerin ayıplı olduğu açıkça mahkeme kararı ve Yargıtay ilamı ile de belirtildiğini, müvekkilinin ayıplı mallar nedeniyle davalıya karşı borcu bulunmadığını, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/721 E. sayılı dosyasında olan bilirkişi raporlarının taraflı, objektiflikten uzak olarak hazırlanmış olduğunu, dava konusu damperlerin ayıplı olduğunun Afşin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/255 D. İş sayılı dosyası, İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/721 E sayılı dosyası ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından tespit edildiğini belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında (Yeni numarası:… e. s. dosya) müvekkili aleyhine yapılan icra takibinde, dava sonuçlanıncaya kadar müvekkili açısından mahkemece, icra takip dosyasındaki teminat mektubu dikkate alınarak, dava konusu icra takibinin durdurulmasına, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyasında (Yeni numarası:2017/5828 e. s. dosya) toplam alacağa takip tarihinden itibaren işletilen faiz, icra giderlerinden ve avukatlık ücretinden ve fer’ilerden dolayı müvekkilinin davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, haksız takip nedeniyle %20 kötüniyet tazminatının davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; açılan davaya konu olayların daha önce İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince karara bağlandığını, davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığını, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince davacı …. A.Ş. vekilinin ileri sürdüğü bütün itirazların itirazın iptali davasında incelendiğini, alacaklı olan müvekkilinin itirazın iptali davasını kazandığını ve alacağını kesin hüküm ile tespit ettiğini belirterek, davanın reddine, %20 oranındaki kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/721 esas 2015/708 karar sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği, bu nedenle de kesin hüküm oluşturmadığı ve davalının kesin hüküm dava şartı yokluğu yönündeki itirazı yerine görülmemiş, dikkate alınmamıştır. Ancak, davalı tarafın dile getirdiği gibi, aynı konuda aynı taraflar arasında daha önce görülen İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/721 esas sayılı dosyasında aynı icra takibine dönük olarak itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptali davasında yapılan takibe karşılık, takip borçlusunun alacaklıya borçlu olup olmadığına dair delilleri itibariyle değerlendirme yapılacak olup, buna rağmen davacı tarafın bu dava dosyası henüz kesinleşmeden aynı konuda bu kez borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açmasında hukuki yararın bulunamayacağı, zira, dosyamızdaki tüm iddialarının belirtilen İstanbul 9 ATM dosyasında savunma olarak dile getirildiği ve yapılan yargılama sonucunda henüz kesinleşmeyen bir karar verildiği cihetiyle davacının bu davayı açmasında hukuki yararın bulunmadığılığı, davacının davasının HMK 115/2 şartı yokluğunda usulden reddine…” karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, önceki beyanlarını tekrarla;Dava konusu damperlerin ayıplı olduğunun mahkeme kararı ve Yargıtay ilamı ile de belirtildiğini, müvekkilinin ayıplı mallar nedeniyle davalıya karşı borcu bulunmadığını, ilk derece mahkemesi kararında malların ayıplı olduğunun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/721 E sayılı dosyasında tartışılmış olmasını gerekçe gösterdiğini fakat İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/721 E sayılı dosyasında bu konunun tartışılmadığını,Dava konusu damperlerin ayıplı olduğunun Afşin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/255 D.İş sayılı dosyası, İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/721 E sayılı. dosyası ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi kararlarıyla tespit edildiğini,İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davanın İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davası olduğunu, nispi harca tabi olduğunu, bu durumda davanın reddi halinde de taraflarına nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinafına yönelik incelemede;İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.12.2015 tarihli 2014/721E., 2015/708 K sayılı ilamı incelendiğinde; davacının … ve … Ltd. Şti., davalının…… A.Ş. olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalıya 08.08.2009 tarihinde 15 adet damper sattığını, davalı şirketin ana para borcunu kabul etmesine rağmen ödeme yapmadığını, Eyüp 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/102 değişik iş dosyası üzerinden rapor alındığını ve bu rapor üzerine müvekkili tarafından ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği; davalı vekilinin cevap dilekçesinde, 15 adet damperin satın alındıktan kısa bir süre sonra hasarlı olduğunun anlaşıldığını, Afşin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/255 değişik iş sayılı dosyası ile yapılan tespitte damperlerde üretim hatası olduğunun ortaya çıktığını, Afşin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/5 değişik iş sayılı dosyasından da yine benzer nitelikte tespit raporu alındığını savunarak davanın reddini istediği anlaşılmaktadır. UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.12.2015 tarihli 2014/721 E. sayılı dosyasının Yargıtay incelemesinden geçtiği, Yargıtay 19. HD’nin 15.12.2016 tarihli 2016/10631 E.- 2016/15855 K sayılı ilamıyla onama kararı verildiği, Yargıtay 19. HD’nin 18.10.2018 tarihli 2017/1317 E., 2018/5085 K ilamı ile karar düzeltme talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Afşin Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliğinin 2009/255 değişik iş dosyası üzerinden almış olduğu 18.09.2009 havale tarihli bilirkişi raporu, Afşin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/3 sayılı talimat dosyası üzerinden almış olduğu 21.04.2015 tarihli bilirkişi raporu, Eyüp 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/102 değişik iş sayılı dosyası üzerinden alınan 14.07.2010 tarihli tespit raporu, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince 09.04.2012 tarihinde bilirkişi raporu, Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/17 talimat sayılı dosyası üzerinden alınmış 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporu İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/721E sayılı dosyası içerisinde bulunmaktadır. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesi dava konusu damperlerin aşırı ve dengesiz yükleme nedeniyle hasara uğradığı, gizli ve açık imalat hatasına rastlanmadığı gerekçeleriyle 09.04.2012 tarihli kök ve 21.04.2015 tarihli ek rapora itibar edilerek davanın kabulü yoluna gidilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; itirazın iptali davası açıldıktan sonra borçlu 08.02.2017 tarihinde eldeki menfi tespit davasını açmıştır. Dava şartları dava açılış tarihi itibariyle değerlendirilmelidir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/721 esas sayılı dosyası istinafa konu menfi tespit davasının açılış tarihinde halen kesinleşmemiştir. Dolayısıyla kesinleşmiş bir hükmün varlığından bahsedilemeyecektir. Az yukarıda bahsi geçtiği üzere, borçlu, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görülmekte olan itirazın iptali davasında, süresinde ayıp savunmasını ileri sürmüş ve satıma konu 15 adet damperin ayıplı olup olmadığı hususunda bilirkişilerce inceleme yapılarak rapor hazırlanmıştır. O halde davacının itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürdüğü hususlar için ayrı bir menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmektedir.Davalı vekilinin istinafına yönelik incelemede;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta; maddenin 2. fıkrasında ise “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır.Şu hale göre tarifenin açıklanan 7/2. maddesi hükmü gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez. İlk derece mahkemesi tarafından hukuki yarar yokluğundan ötürü davanın usulden reddine ilişkin hüküm tesis edildiği ve 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin usul ve yasaya uygun anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmektedir.Yukarıda açıklanan gerekçelen ışığında, taraf vekillerinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/11//2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.