Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1317 E. 2019/1192 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1317
KARAR NO : 2019/1192
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/116 Esas – 2018/250 Karar
TARİHİ : 05/03/2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …A.Ş. tarafından davalı şirkete satılarak teslim edilen 06/05/2016 tarihli … nolu 32.629,25 USD bedelli, 10/02/2016 tarihli FTS2016000000517 nolu 20.905,26 USD bedelli faturalardan kaynaklanan 53.534,51 USD alacağını tahsil edemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatılarak borçlu şirkete örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrine süresinde itiraz edildiğini, diğer müvekkili … kredi sigortaları branşında faaliyet gösterdiğini, poliçelisi … A.Ş’nin alacağını tahsil edememesi sebebiyle 48.197,25 USD tazminat ödeyerek TTK md 1472 gereğince ödediği tutarın alacağa kanunen halef olduğunu, … A.Ş’nin halen ana para 5.337,26 USD alacağının bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafın itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının davaya, cevap süresi içerisinde cevap vermediği anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 05/03/2018 tarihli, 2017/116 Esas – 2018/250 Karar sayılı kararında; “…Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya mal teslimi yapıp yapmadığı alacaklı olup olmadığı yönündedir. Davalı süresi de cevap vermeyerek HMK 128.maddeye göre alacağı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir. Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla dava konusu edilen faturaların hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmada daha sonra bunu BA formuyla davacı Diler şirketinden alış olarak vergi dairesine bildiği görülmüş olup sonuç olarak fatura belgeleriyle de nedeniyle dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği ve davalının itirazları yerinde görülmemiş talebe konu asıl alacak yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş Rücu alacağı yönünden ise Davacı … şirketi tarafından alacağı sigorta edildiği poliçeden anlaşılmış olup icra takip tarihinden sonra alacağın poliçe kapsamında sunulan dekont ödeme belgesine göre 48.197,25 USD’lik kısmının sigorta şirketi tarafından alacaklı davacıya ödendiği anlaşılmıştır….Bu durumda ödenen bedel yönünden sigorta şirketi artık halef olduğundan takipteki alacaklı sıfatı bu kısım yönünden sigorta şirketine geçtiğinden sigorta şirketi yönünden ayrı kabül yönünden hüküm kurulması gerekmiş olup sigorta şirketi tarafından karşılanmayan ve fatura alacağı olan bakiye 5.337,26 USD bedel yönünden ise incelenen BA formu kayıtları defter ve belgelere göre davacının mal satıp bedelini almadığı anlaşıldığından yukarında anılan gerekçelerle davacı alacaklının bu kısım yönünden talebinin kabulü ile yabancı para alacağı olması nedeniyle Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden işleyecke şekilde 3095 sayılı Kanunun 4A maddesi uyarınca kamu bankalarının 1 yıl vadeli USD kuruna mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir..Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 53.534,51 USD karşılığı olan 177809,53 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı borçlunun Büyükçekmece … İcra Dairesinin …. E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın davacı Atradius Sigorta Şirketi yönünden halef olduğu 48.197,25 USD yönünden ve asıl alacaklı … A.Ş. yönünden 5.337,26 USD alacağı yönünden itirazın iptali ile takibin davacı sigorta şirketi yönünden takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 160.082,34 TL asıl alacak ve davacı … A.Ş. yönünden 17.727,17 TL olarak takibin aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden işleyecek şekilde 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının 1 yıl vadeli USD kuruna mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden avans faizi uygulanmasına, hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur esas alınarak davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: İstinafa konu kararın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacıların alacak olarak gösterdikleri fatura konusu malların davalıya teslim edilmediğini, malların teslim edildiğinin ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporlarında fatura konusu malların davalıya teslim edildiğine ilişkin bir tespit olmadığını, ek bilirkişi raporunda, davacı yanın dosyaya sunduğu 08/11/2017 tarihli sevk irsaliyelerinde teslim alan bilgilerinde imzasız isimlerin yer aldığını, davalının ilgili faturaları e-fatura sistemi üzerinden kabul ettiğini, davalı tarafından faturalara itiraz edildiğine dair herhangi bir evraka rastlanılmadığını, davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme karşılığı 48.197,25 USD alacağa halef olduğunu, davacı Diler A.Ş.’nin 5.337,26-USD’lik alacağının kaldığı hususlarının belirtildiğini, davacı dava dilekçesinde ve icra takibinde 06/05/2016 taarihli FTS2016000001662 numaralı 32.629,25-USD ve 10/02/2016 tarihli …. numaralı 20.905,26 USD bedelli iki faturadan kaynaklı alacak iddiasında bulunduğunu, bilirkişinin dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinde herhangi bir imzanın bulunmadığını belirttiğini, faturanın bir mal ve hizmetin verildiğini ispat için tek başına yeterli olmadığını, bir malın sadece faturasının düzenlenmiş olmasının o malın muhatabına teslim edildiğini göstermediğini, bilirkişinin elektronik faturaların davalı tarafından kayıtlı olduğuna ilişkin tespitinin neye göre, hangi kayda göre yaptığını rapordan anlaşılamamakla beraber davacı ile uzun yıllardır cari hesap ilişkinde çalışan davalının aradaki güvene istinaden bu faturaları kayıtlarına işlemiş olmasının fatura konusu emtiaların davalıya teslim edildiğini ispatlamadığını, mahkemenin gerekçeli kararında da fatura konusu malların davalıya teslim edildiğine dair bir tespitin yer almadığını, mahkeme aralarında ticari ilişki olan tarafların dava konusu faturayı da teslim almış olabileceğini öngörerek karar verdiğini, ayrıca, davacı … A.Ş.’nin alacağını icra takibinden sonra temlik aldığını beyan eden ve huzurdaki itirazın iptali davasında davacı olarak gösterilen sigorta şirketinin davasının reddi gerekmekte iken kabulüne karar verilmesinin de hatalı olduğunu, keza bu temlik sonucu yeni bir alacak davası açılması gerektiğini, sigorta şirketinin itirazın iptali davasına devam edemeyeceğini, yine …. A.Ş.’nin de alacağını temlik ettiğini beyan ettiğinden huzurdaki davada sıfatı kalmadığını, alacaklı oldukları dahi belirli olmayan, yani alacakları likit olmayan davacılar lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle : İcra takibine konu edilen anapara alacak toplamının 53.534,51 USD olduğunu, taleplerinin yabancı para alacağının TBK m.99/II uyarınca fiili tahsil anında cari TCMB efektif satış kuru karşılığı üzerinden ödenmesi şeklinde olduğunu, bu alacağın 48.197,25 USD’lik kısmının takipten sonra sigorta tazminatı ödeyerek kanuni halef olan … Şirketi’nin, 5.337,26 USD’lik kısmı ise … A.Ş.’nin alacağı olduğunu, alacağın varlığı ve taleplerinde haklılıkları saptanarak hüküm tesis edildiğini, icra takibinde açıkça USD cinsi alacağın fiili tahsil anında cari TCMB USD efektif kuru karşılığı üzerinden tahsilinin talep edildiğini, takip tarihi itibariyle TL cinsinden talep edilmiş gibi hüküm kurulmasının talepleriyle bağdaşmadığını, alacak tutarının takip talebinde USD cinsinden belirtildiğini, sadece harca esas değer olarak TL karşılığına yer verildiğini, bu sebeple USD cinsi alacak için takip tarihindeki harca esas değer olarak belirtilen Türk Lirası karşılığı üzerinden hüküm kurulmuş olmasının usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Taleplerinin 3095 sayılı Kanunun 4a maddesi uyarınca USD alacağa kamu bankalarının bir yıl vadeli USD cinsi alacağa uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek döviz faiziyle birlikte tahsili olmasına karşın, avans faizine hükmedilmesinin de usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Bu yönlerden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın dava dilekçesindeki talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan doğan alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Davacı tarafından davalıya satılıp teslim edilen mallar için faturaya dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptali istimli dava açıldığı, mahkemece davanın yukarıda açıklanan şekilde kabulüne karar verildiği, karara karşı her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde:Davalı vekilince ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunduğuna ilişkin 24.05.2018 tarihinde 98,10 TL harç yatırılarak istinaf dilekçesi verildiği, ilk derece mahkemesince 30.05.2018 tarihli harç tamamlatılması hakkında muhtıra yazıldığı ve 06.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı tarafça harçların yatırılmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 344.maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davacı yanca başlatılan takipte, icra takibine konu edilen anapara alacağı 53.534,51USD olup, talebin yabancı para alacağının 3095 sayılı Kanun’un 4a maddesi uyarınca yürütülecek faizi ile ve tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL üzerinden tahsili istenmiştir. Açılan davada ise alacağın 48.197,25 USD’lik kısmının takipten sonra sigorta tazminatı ödeyerek kanuni halef olan … Şirketi’nin, 5.337,26 USD’lik kısmının ise … A.Ş.’nin alacağı olduğu belirtilmiş ve bu bağlamda itirazın iptali istenmiştir. İcra takibinde açıkça USD cinsi alacağın fiili tahsil anında cari TCMB USD efektif kur karşılığı üzerinden tahsilinin talep edildiği anlaşılmakla, USD cinsi alacak için takip tarihindeki harca esas değer olarak belirtilen Türk Lirası karşılığı üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. Ayrıca, ana para döviz olduğuna göre, işletilecek faizin de 3095 sayılı Kanun’un a/a maddesine göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 344. maddesi uyarınca yapılmamış sayılmasına; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak dairemizce esas hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-HMK’nın 344. maddesi uyarınca istinaf harçları yatmadığından, davalının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, Dairemizce HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürülüğünün…. E sayılı takip dosyasına vaki itirazının İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ile; takipte istenen asıl alacak tutarı 53.534,51 USD’nin 48.197,25 USD bölümü için alacaklı davacı …, 5.337,26 USD bölümü için davacı alacaklı … yönünden ve takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4a maddesi uyarınca yürütülecek faizi ile birlikte, tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL üzerinden tahsili için takibin devamına,2-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur esas alınarak davalının %20 oranında belirlenen; a-32.016,46 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı temlik alan … verilmesine,b-3545,43 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı …’ye verilmesine,3-Alınması gereken 12.146,26 TL nispi karar harcından peşin alınan 2.147,50 TL, icrada yatan 889,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.109,61 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı gideri, 4,60 TL vekalet harcı ve 2.147,50 TL peşin harç gideri olmak üzere toplam 2183,50 toplam harç giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 629,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 16.618,57 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile payları oranında davacılara verilmesine,C-İstinaf yargılaması yönünden;1-Davacılar vekili tarafından yatırılan 98,10’ar TL’lik istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının Hazineye irat iadesine,
2-Davacılar vekili tarafından yatırılan 35,90’ar TL’lik iki adet harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacılara iadesine,3-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
4-Bakiye gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/09/2019 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.