Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1313 E. 2019/813 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1313
KARAR NO : 2019/813
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/795 Esas – 2018/835 Karar
TARİHİ : 03/07/2018
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin davalı bankanın müşterisi olup aralarında kredi ilişkinin bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı bankadan ticari taksitli kredi kullandığını ve kredi borçlarını erken kapattığını, davalı bankaya 728.800,49TL, 2.055,24TL kredi faiz tutarını 102,76TL kredi BSMV ödediğini, ancak davalı bankanın aynı zamanda 42.465,24TL erken kapama komisyonu adı altında ödeme aldığını (ayrıca 2.123,26TL erken ödeme komisyonunun BSMV’ni aldığını, ancak bu bedelin icra takibinde gösterilmediği için buna ilişkin haklarını saklı tutuklarını) haksız alınan bedelin tahsili için banka aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … E.Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, borçlu yanın vaki haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalı borçlunun İstanbul … icra Müdürlüğünün … E.Sayılı dosyaya vaki itirazının iptali ile %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili … T.A.Ş. tarafından, davacının imzalamış olduğu 3.000.000 TL limitli Genel Kredi Taahhütnamesi uyarınca ticari kredi kullandırıldığını, davalı kredi borçlusunun … T.A.Ş. Masko Şubesine vermiş olduğu 12.10.2015 tarihli yazı ile 07.11.2014 tarihinde kullandığı 6414973/16-2 nolu 84 ay vadeli 800.000 TL tutarındaki krediyi defaten ve nakden ödeyerek kapatmak istediğini bildirerek erken kapama talebinde bulunduğunu, Banka tarafından bilgilendirilmiş olan davacının ilgili yazıya istinaden cari hesap şeklinde işleyen kredi borcunu kendi rızası ile vadesinden önce ödediğini ve bu şekliyle taraflar arasındaki kredi ilişkisinin sona erdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve Yargıtay kararları kapsamında işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 03/07/2018 tarihli, 2016/795 Esas – 2018/835 Karar sayılı kararında; “…Davacı ….TİC.LTD.ŞTİ. ile Davalı-.. T.A.Ş. Masko/İstanbul Şubesi arasında, 03.11.2014 tarihinde,3.000.000.-TL Limitli “GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİ” imzalandığı ve mukabilinde, davacı tarafından 800.000.-TL anapara tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığı, %2 erken kapama oranına göre davacı bankanın davalı şirketten 27.846,03TL komisyon ve 1.392,30TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 29.238,33TL fazla tahsilat yaptığı analaşıldığından davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 27.846,03 TL erken kapama komisyon kesintisi, 1.392,30 TL BSMV olmak üzere toplam 29.238,33 TL üzerinden icra takibinin devamına, alacak likit olmayıp ancak yargılama sonucunda belirlenebildiğinden %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine…” karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul …. icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 27.846,03 TL erken kapama komisyon kesintisi, 1.392,30 TL BSMV olmak üzere toplam 29.238,33 TL üzerinden devamına, alacak likit olmadığından %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi istinaf denetimine de elverişli olmadığını, bilirkişinin 23.05.2018 tarihli raporunda erken kapama komisyonunun iadesinin gerektiği, 29.238,33TL’nin fazla tahsil edildiği şeklinde mütalaa verdiğini, mütalaanın kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda erken kapama komisyon oranının yıllık % 2 olduğunu ve bu oranın Yargıtay yerleşik içtihatlarında da kabul gördüğü şeklinde genel ifade ile belirttiği oran üzerinden hesaplama yaptığını, ne bankacılık teamüllerinde ne de Yargıtayın yerleşik içtihatlarında ticari kredilerden tahsil edilen erken kapama komisyon oranının % 2 olduğuna ilişkin genel bir kabulün bulunduğu ifadesi tamamıyla yanılgılı bir değerlendirme olduğunu, davacıya kullandırılan kredilerin ticari nitelikte ve işletmesine ilişkin olduğunu, her iki tarafta yasal düzlemde tacir olup, basiretli bir şekilde davranma yükümlülüğünün davacı taraf için de geçerli olduğunu, iddia ettiğinin aksine basiretli davranması gereken davacının kredi sözleşmesi şartlarını inceleyerek, masraf ve ücretleri bilerek kabul ettiğini ve kredi kullandığını, davacının krediyi kullanıp sonradan kredi masrafına itiraz etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığnı, müvekkili Banka da tacir olup, TTK hükümleri gereğince vermiş olduğu hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu, söz konusu komisyon kesintisinin, beyan edildiği üzere sözleşmelerin “erken ödeme ve delil” başlıklı maddeleri gereği taraflar arasındaki kesin delil mahiyetinde olan Banka kayıtlarına uygun bir biçimde ve davacı tarafın kredi kullanılırken imzaladığı ve hiçbir ihtirazi kayıt ve şart içermeyen kredi sözleşmelerinin ilgili hükümlerine göre yapılan bir kesinti olduğunu, bu suretle, davacı tarafın itiraz etmediği geçerli bir kredi sözleşmesine dayanılarak davacıdan talep edilen komisyon tutarının da yasa ve sözleşmeye uygun olduğunu, öte yandan, davacı tarafın, ticari kârını düşünerek, müvekkili bankadan milyonlarca lira tutarında kredi alabilmek için sözleşmede yazılı tüm hususları hiçbir şarta bağlı olmaksızın kabul ettiğini ve böylece hiç kimseden borç alamayacağı kadar yüksek tutarda bir parayı Bankadan alabildiğini, bankanın kendisine sağladığı nimetten fazlasıyla yararlandığını, bankanın müşterilere sağlamış olduğu hizmet karşılığında, ticari hayatın olağan sonucu olarak bir bedel talep etmesinin olağan olduğunu, dava konusu olayda da davacı tarafın erken kapama talebinin müvekkili bankaya ulaşması akabinde, kapatma taleplerinin kalan anapara üzerinden indirim yaparak erken kapatma komisyonu alınarak işleme alınabileceği bildirilmiş olup, davacı taraf da söz konusu erken kapatma komisyonu tutarını hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın ödemeyi kabul ederek kendi rızası ile ödediğini ve kredi borcunu sonlandırdığını, oysa davacı tarafın kullandığı krediyi erken kapama gibi yükümlülüğü olmadığını, müvekkili banka tarafından da davacının iddia ettiğinin aksine herhangi bir baskı yapılmadığını, davacı tarafın, kendi ticari kârını düşünerek başka bankadan kredi kullanmak suretiyle, müvekkili banka kredisini kendi ihtiyari ile ödeyerek kapattığını, davacı tarafından hataen ödenen bir tutar söz konusu olmayıp, TBK’nın 78. maddesindeki şartların bulunmadığını, açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi kapsamında erken kapama komisyonu adı altında davacıdan tahsil edilen kesintilerin haksız olduğu iddiasına dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda, taraflar arasında 03.11.2014 tarihli 3.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, davacıya 800.000 TL anapara tutarlı taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kullanılan kredinin erken ödenmesi nedeniyle davalı bankanın erken kapama maliyeti adı altında kesinti yaptığı ihtilafsızdır.Mahkeme karanıda, davalı tarafından yapıldığı belirtilen erken ödeme komisyonu kesintisine gerekçe olarak kredi sözleşmesi ve genel kredi taahhütnamesi hükümleri gösterilmiş ise de sözleşme ve taahhütnamede oran gösterilip gösterilmediği, bu bağlamda sözleşmede bu kesintilerin yapılacağı belirtilmiş olmakla birlikte oran gösterilmemiş ise emsal banka uygulamalarıyla karşılaştırma yapılarak toplanacak tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar tesisinde isabet görülmemiştir.O halde, mahkemece, bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin ve kredi taahhütnamesinin tümüyle dosyaya celbi sağlanarak ve kesintinin yapıldığı döneme ilişkin olarak ayrıca başka bankalardan benzer krediler bakımından emsal tarifeler istenerek yapılan kesintinin uygun olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmelidir.İlk derece mahkemesince deliller toplanmadan, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alınmadan, soyut bilirkişi görüşüne göre karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bu durumda mahkemenin delil topladığından ve delilleri tartıştığından ve istinaf denetimine imkan veren, HMK’nın 297. maddesindeki zorunlu unsurları içeren bir kararın varlığından söz edilemez.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 499,32 TL istinaf harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-Yapılan kanun yolu masraflarının ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara çıkarılacak davetiyelerle tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 30/05/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.