Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1310
KARAR NO : 2019/825
KARAR TARİHİ: 13/06/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI : 2015/1039- 2018/253 E.K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİDavacı vekili, müvekkili sigorta şirketi ile sigortalı ….San. ve Tic. A.Ş. arasında nakliyat emtia sigorta sözleşmesi akdedildiğini, sigortalı şirket tarafından, İsrail’de mukim dava dışı …Ltd isimli şirkete 06.02.2015 tarihli fatura kapsamında kumaş emtiası satıldığını, emtianın sigortalının fabrikasından Kumport Limanı’na karayolu ile, Kumport Limanı’ndan İsrail’in Ashdod Limanı’na deniz yolu taşıma işini davalının üstlendiğini, davalının 155 rulo kumaş emtiasını 06.02.2015 tarihli sevk irsaliyesi ile sigortalı şirketten tam olarak teslim aldığını, emtianın varma limanı olan Ashdod/İsrail’de gemiden tahliyesi sırasında alıcı tarafından yapılan kontrollerde konteyner içerisinde bulunan emtiadan 7 rulo kumaş emtiasının eksik tespit edildiğini, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda sigortalının mal varlığında meydana gelen 4.158,82 TL zararın müvekkili tarafından karşılandığını ileri sürerek 4.158,82 TL’nin ödeme tarihi olan (27.03.2015) tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin düzenlediği navlun faturasından anlaşıldığı üzere, taşımanın İstanbul’dan İsrail’e yapılan gemi taşımacılığınndan ibaret olmasına göre, davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin bu taşımada aracılık/taşıma işleri komisyonculuğu yaptığını, davacının sigortalısına ait emtianın gönderici şirket tarafından gümrük işlemlerinin yapılarak Kumport limanından “…” isimli gemiye yüklendiğini, dolayısıyla taşınan emtianın gümrüklemesini yapan, gönderen ve gönderenin adamı olmakla taşınan eşyanın mahreçte eksik yüklenmesinin sözkonusu olduğunu, gönderilene teslim esnasında taşıyıcının da dahili olduğu bir tutanağının bulunmadığı gibi süresi içinde yazılı ihbarda da bulunulmadığını, kaldı ki müvekkilin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, aksi durumda dahi zarar tutarına % 10 ilave edilmesi suretiyle talepte bulunulmasının hukuki dayanağının olmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin dava dilekçesindeki iddiasını ispata yarar ve bilirkişi raporundaki değerlendirmeye esas olabilecek nitelikteki belgeleri dosyaya sunmamış olduğu anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada 2 adet bilirkişi raporunun alındığını, ilk heyetten alınan 16.06.2016 tarihli kök ve ek raporda müvekkilinin haklılığı ortaya konulmuşken, ikinci heyetten alınan 19.06.2017 tarihli raporda ise kimin haklı olduğu açık ve net olarak ortaya konulmadığını, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, emtea nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir.Davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı satıcı …San.AŞ’nin yurt dışına ihraç ettiği tekstil emtiasını taşıma rizikolarına karşı güvence altına almış, taşıma sonrasında emtianın kısmen eksik teslim edildiğinden bahisle sigortalısına ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsilini istemiştir.Somut olayda, sigortalının yurt dışına ihraç ettiği tekstil emtiasının fabrikasından Kumport Limanı’na karayolu ile buradan da İsrail’in Ashdod Limanı’na deniz yolu taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiği, bu taşımayla ilgili olarak iki ayrı fatura düzenlediği, 09.02.2015 tarihli 377,60 TL bedelli faturada; “….( Dahili nakliye Cont. No: … Vessel: …) açıklamasının ve yine aynı tarihli 217,00 Usd bedelli faturada ise “ … No: … Vessel:….” açıklamasının bulunduğu görülmüştür.Eksper raporunda, hasarın nakliyenin bir aşamasında muhtemelen Kumport Limanında konteynere yükleme öncesi ve/veya esnasında bir miktarının zayi olması, çalınması yada başka bir konteynere sehven yüklenmesi sonucu meydana gelmiş olabileceği belirtilmiş, dosyada alınan 16.06.2016 tarihli raporda da kısmi zayinin yükün konteynıra yüklenmesi sırasında eksik yüklenmiş olmasından kaynaklanmış olabileceği yönünde görüş bildirmiştir.Hal böyle olunca, kısmi zayinin kara yolu taşımasında meydana geldiğine dair bir iddia bulunmadığı gibi, herhangi bir delil de dosyaya sunulmadığından bunun kara taşıması mı yoksa deniz taşıması sürecinde mi meydana geldiği belli değildir. Uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK’nun “Deniz Ticareti” başlıklı Beşinci kitabında yer alan 931 ve onu izleyen maddelerde düzenlenen hükümlerin uygulanması ihtimali vardır. Bu durumu değerlendirme görevi de Denizcilik İhtisas Mahkemesine aittir.6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme doğrultusunda Hakimler Savcılar Kurulunca, İstanbul ilinde bu tür davalara bakma görevi İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesine verilmiştir. Bu mahkeme ile diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup mahkemece resen dikkate alınır.Açıklanan bu nedenlerle işin esasına girilmeksizin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince deniz ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17 Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı vermek gerekirkn yazlı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.Açıklanan gerekçelerle, davaya bakma görevi deniz ihtisas mahkemesi İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğundan, ilk derece mahkemesince verilen karanın kaldırılarak, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dava dosyasının deniz ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin (deniz ihtisas mahkemesi) İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine fiziken ve UYAP üzerinden derhal gönderilmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın görevli ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13/06/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.