Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1305 E. 2019/1409 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1305
KARAR NO : 2019/1409
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2018
NUMARASI : 2016/1062E. 2018/54K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya 14.07.2015 tarihinde 3.600 USD ön ödeme yaparak 5 volt 2 amper gücünde 1.000 adet laptop adaptör siparişi verdiğini, 02.02.2016 tarihli 385852 sayılı fatura ile teslim edilen adaptörlerin bedelinin tamamının davalıya ödenmiş olduğunu, yapılan testler sonucunda adaptörlerin arızalı olduğunun davalıya derhal bildirildiğini belirterek, tazminat talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, sözleşmenin feshi ile davalıya ödenmiş olan 18.264,60 TL’nin, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafın 02.02.2015 tarihinde ürünleri teslim aldığını, ürünlerin parasını 15.02.2016 tarihinde kanunda belirtilen incelemeleri yaptıktan sonra ödediğini, buna göre davacı tarafın müvekkili şirketin sattığı ürünlere ilişkin süresinde yaptığı ayıp ihbarı bulunmadığını, müvekkilinin ithal ettiği laptop adaptörlerinin ayıplı olmadığını, …ismindeki kişinin müvekkili firmanın çalışanı veya yetkilisi olmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin hiçbir yazışma olmadığını, davacı tarafın tanık dinletmesine hiçbir şekilde muvafakatları olmadığını, ayıplı mal söz konusu olmadığından davacının davasının reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; satın alınan cihazlara ilişkin müvekkili tarafından gerekli testlerin yapıldığını ve bu süreçte gerekli bildirimin telefon ve mail aracılığıyla davalı tarafa ulaştırıldığını, davalı tarafın kendilerine … aracılığıyla cevap vermiş olduğunu, davalıya verilen siparişin 5V2A vasfında olduğunun dosyadaki mübrez proforma fatura ile sabit olduğunu, bu sebeplerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacıya sattığı laptop adaptörünün modeli ve özelliklerini gösterir resmi cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduklarını, davacının 02.02.2015 tarihinde ürünleri teslim alıp gerekli incelemelere yaptıktan sonra 15.02.2016 tarihinde ürünlerin parasını ödemiş olmasına rağmen süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı tarafın üründeki ayıba ilişkin ibraz etmiş olduğu maillerde ismi geçen … kendilerinin çalışanı olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davacı tarafça talep edilen çıkış voltaj ve akım değerlerinin karşılanmaması en başta şarj etmeme sorunu olmak üzere elektronik devre hasarlarına, cihazların bataryalarının hasarlanmasına ve takılan cihazların ömrünün kısalmasına yol açabileceği bilirkişi raporu ile sabit görülmüştür.Yapılan keşif ve muayene neticesinde aldırılan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davalı tarafından davacıya satıp teslim edilen mallar ayıplı çıkmış olup, hiçbir şekilde kullanılması mümkün değildir, bu sebeple davacının TBK 227/1. Maddesine göre sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini talep etme hakkının şartlarının oluştuğu sabit görüldüğünden…” davanın kabulüne, 18.264,60 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Bilirkişi incelemesinin dava konusu olmayan adaptörler üzerinde yapıldığını, müvekkili tarafından davacıya teslim edilen malların modelinin LW010W olduğunun ihtilaflı olmadığını, davacının hiçbir beyanında farklı bir model adaptör verildiğine ilişkin itirazı olmadığını, İlk derece mahkemesince, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazların dikkate alınmadan karar vermiş olmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu,Davacının TTK’nın ilgili maddesi gereğince süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER 1-Bilirkişi raporu,2-Proforma fatura,3-İrsaliyeli fatura,4-E mail çıktıları ve tüm dosya kapsamı.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı akdin feshi ile satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.23.06.2017 tarihinde davacının dosyada belirtilen adresinde keşfe gidilmiş olduğu, keşif neticesi dosyaya ibraz edilen 26.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, keşfe konu adaptörün modelinin ”….” olduğuna ilişkin değerlendirme yapıldığı görülmekle söz konusu adaptörlerin ayıplı olduğu sonucuna ulaşılmış, ancak ayıbın açık mı yoksa gizli ayıp mı olduğu hususunda herhangi bir tespit yapılmamıştır.Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, taraflar arasındaki alım satıma konu edilen adaptörün modelinin ”… ” olduğunu, dolayısıyla bilirkişi incelemesi yapılan adaptörlerin dava konusu adaptörler olmadığını, inceleme konusu edilen … vasfındaki adaptör şarj etmediğinden müvekkili tarafından karşı tarafa …. vasfındaki adaptörlerin teslim edildiğini ve bu nitelikteki adaptörlerin davacı tarafından onaylanarak satın alınmış olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde; davalının cevaplarını ve karşı cevaplarını sunmuş olduğu dilekçelere ekli ürüne ait resim fotokopisindeki ürün modelinin ”… ” olduğu görülmektedir. Dosya kapsamındaki 02.02.2016 tarihli … seri nolu irsaliyeli faturada ürünün cinsinin laptop adaptör olarak belirtildiği, bunun haricinde ürünün niceliğine ilişkin herhangi bir açıklayıcı bilginin yer almadığı görülmektedir. … tarafından hazırlanan proforma faturanın ise 5V2A vasfındaki adaptör için hazırlanmış olduğu görülmektedir. Davacı vekili davalının bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesine vermiş olduğu cevabında, bilirkişi incelemesine sunulan adaptörün davalının kestiği faturada belirtilen bin adet adaptör olduğunu, müvekkilinin dava konusu adaptörler dışında başka bir firmadan 1000 adet gibi adaptör satın almamış olduğunu, bu hususun ticari defterlerde de sabit olduğunu beyan etmiştir.Davalı vekilinin cevap, ikinci cevap dilekçesine ekli resimlerden anlaşılacağı ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde açıkça ileri sürmüş olduğu üzere, bilirkişilerce incelenmiş olan ürünün kendileri tarafından karşı tarafa satılarak teslim edilmiş olunan ürün olmadığı ve yine cevap ve ikinci cevap dilekçesinde ileri sürdüğü ayıbın süresinde yapılmadığı, karşı tarafça dosyaya sunulan mail çıktılarını kabul etmediklerini, çünkü davalının …. isimli bir çalışanı bulunmadığı yönündeki savunma sebeplerinin nasıl aşıldığına dair ilk derece mahkemesince hiç bir değerlendirme ve delil tartışması yapılmadan eğer ayıp var ise bu ayıbın gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususlarında belirsizlik giderilmeden, sadece bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesine konu karar HMK’nın 297. maddesinde sayılan ve karar içeriğinde bulunması gereken zorunlu unsurları içermemektedir. Karar, bu haliyle istinaf incelemesin elverişli olmayıp, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kararın kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın, yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-Davalı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 07/11/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.