Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1304 E. 2018/1057 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1304
KARAR NO : 2018/1057
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/587 Esas
TARİH : 19.06.2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/06/2018
Taraflar arasında görülen ticari satım ilişkisinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası içinde, davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haciz isteminin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya muhtelif kumaşlar sattığını, buna ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerini dava dilekçesi ekinde sunduklarını, taraflar arasındaki ticaretin resmi ve faturalı olup Ba-Bs formlarına yansıdığını, davalının 2016 yılının şubat ayından beri müvekkilinden mal aldığını, cari hesap usulüyle çalışıldığını, düzenli olmayan aralıklarla ödeme yaptığını, en son 30/11/2017 tarihinde ödeme yaptığını, bu tarihten sonra yine mal almaya devam ettiğini, 31/12/2017 tarihli cari hesap ektresine göre davalının müvekkiline 351.493,98-TL borcu olduğunu, müvekkilinin 27/12/2017 tarihindeki satıştan sonra davalıya hiçbir şekilde ulaşamadığını, borcun ödenmemesi üzerine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının borcunun bulunmadığına dair takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, öncelikle davalı adeta kayıplara karıştığından ve telefonlara cevap vermediğinden, mal kaçırma ihtimali de yüksek olduğundan İİK.’nun 257. maddesi uyarınca takibe konu 351.493,98 TL alacak için davalının borca yeter miktardaki taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama sonucunda davanın kabulüne, icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince 19/06/2018 tarih 2018/587 sayılı ara kararla; “..İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı her ne hal olursa olsun alacağın varlığı hakkında mahkemeye ‘kanaat verici’ belgelerini sunmak zorundadır. Somut olayda davacı taraf, fatura ve sevk irsaliyelerini, cari hesap ekstresini dayanak olarak göstermiştir. Dosyada henüz taraf teşkili sağlanmamış olduğundan davalının cevabı bulunmamaktadır. Fatura ve cari hesap ekstresi tek taraflı düzenlenen belgedir. Sunulan sevk irsaliyeleri incelediğinde bir kısmında nakliyat firmasının kaşe ve imzalarının bulunduğu, bir kısmında teslim alan bölümlerinde sadece paraf şeklinde imzaların yer aldığı, kim tarafından teslim alındığının belirtilmediği, 16/12/2016 tarihli irsaliyede teslim alan isminin okunamadığı, bir kısım irsaliyelerde teslim alan bölümlerinde isim ve imzaların hiç yer almadığı, bu haliyle fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediğinin yargılamayı gerektirdiği kanaatine varılmıştır. Dava konusu alacağın varlığı ve haklılık durumu elbette yargılama sonucunda belirlenecektir. Bu aşamada davacı alacağının varlığı ve muaccel olduğuna ilişkin İİK.’nun 258. maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir ölçüde mahkememizde olumlu kanaat oluşmamıştır.
Açıklanan nedenler karşısında iddia olunan para alacağına ilişkin bu aşamada kanunda aranan yasal şartların oluşmaması karşısında ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
İİK md. 257-258 kapsamında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat şartı aranmadığını, yaklaşık ispat şartının yeterli görüldüğünü, müvekkili şirketin emtiayı sevk irsaliyesiyle alıcı tarafından belirlenen taşıyıcıya teslim etmekle teamül ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sevk irsaliyelerinin alıcı tarafından belirlenen taşıyıcıya kaşe karşılığı verilmesinin, müvekkilimin fatura edilen malları alıcıya gönderdiğine dair karine teşkil ettiğini, ihtiyati haciz talepleri bakımından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini,
Müvekkili tarafından dosyaya sunulan BA/BS formlarının resmi evrak niteliğinde olduğunu, somut olayda müvekkilinin BA/BS beyannamelerinde davalıyla arasındaki ticareti gösterir kayıtlar artık resmi kayıtlarda yer aldığından resmi evrak niteliğini haiz olduğunu, dolayısıyla alacağın varlığına dair yeterli ispat şartının yerine getirildiğini,
Alacağın miktarına ilişkin herhangi bir çekince varsa bile bu uyuşmazlığın ihtiyati haciz talebiyle değil davanın esasıyla ilgili olduğunu, zira davalı tarafın borcun bir kısmına veya miktarına değil, tamamına itiraz ettiğini, davacıya hiçbir borcunun olmadığını beyan ettiğini, davalının davacıya borçlu olduğu gerek kargo teslim fişleri ve gerek BA/BS formlarıyla yaklaşık ispat kuralını karşılayacak şekilde ispatlandığından Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2018 tarihli ara kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, asıl dava içinde istenen ihtiyati haciz isteminin reddi kararına karşı istinaf başvurusuna ilişkindir. Davacı vekilince davalı borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istenmiş, ilk derece mahkemesi (İDM) tarafından bu talebin reddi üzerine karar istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK.’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Yasal düzenleme içerisinde ihtiyati haciz geçici hukuki koruma niteliğindedir. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandırcak olan İDM.’nce sunulan deliller ışığında oluşan takdirine göre, alacağın varlık ve tutarı konusunda İİK.’nın 258. maddesi uyarınca yaklaşık kanaat oluşması koşulunun gerçekleşmediği gözetildiğinde, talebin reddi yönünde verilen karar ve gerekçesinde yasaya aykırılık bulunmamakla, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
İDM karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.