Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1290 E. 2018/1063 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1290
KARAR NO : 2018/1063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/859 Esas
TARİH : 25.01.2018
TAEP : İhityati tedbir
TALEP TARİHİ: 15/11/2017
Taraflar arasında görülen esasa ilişkin dava içinde, davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ilk derece mahkemesince verilen ara kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete azınlık hissesi ile pay sahibi olduğunu ve son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar nedeniyle karşılıksız kalmasına rağmen Şirket Genel Kurulu tarafından sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar verilmemiş olması nedeniyle TTK.’nun 376/2. maddesi gereğince şirketin sona erdiğinin tespiti ile TTK.’nun 553. maddesi kapsamında tasfiye işlemlerinin başlatılmasına ve HMK.’nun 391. maddesi doğrultusunda yargılamanın sonuna kadar tedbiren şirkete kayyım atanmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketi temsil yetkilerinin tedbiren sınırlandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, 25/01/2018 tarih 2017/859 sayılı ara kararıyla; davacı tarafın yargılamanın sonuna kadar tedbiren şirkete kayyım atanmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketi temsil yetkisinin tedbiren sınırlandırılmasına yönelik taleplerinin davanın esasına ilişkin olduğu ve bu taleplerinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle HMK.’nın 389. maddesi gereği bu taleplerle ilgili ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Davalı şirketin sermayesinin üçte ikisini kaybetmesine rağmen TTK.’nın 376/2 maddesinde öngörülen tedbirleri almadığı ve bu nedenle kendiliğinden sona erdiğinin dosyaya sundukları bağımsız denetçi raporu ile sabit olduğunu ve HMK.’nın 391. maddesinde aranan yaklaşık ispat koşulunun huzurdaki davada sağlandığını,
HMK’nın 389. maddesinde hangi hallerde ihtiyati tedbir kararı verileceğinin belirlendiğini ve bir sakıncanın veya zararın doğacağından endişe edilmesinin ihtiyati tedbir için yeterli görüldüğünü, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, ileride telafisi mümkün olmayan sonuçların doğmasını engellemek için davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasının, bunun kabul edilmemesi halinde yönetim kurulu üyelerinin davalı … temsil yetkisinin tedbiren sınırlandırılmasının zorunlu olduğunu,
Müvekkilinin pay sahibi olduğu… Okulları A.Ş.’nin ve bağlı ortaklıklarının 31 Temmuz 2016 tarihi itibariyle finansal durumunu gösteren 30.12.2016 tarihli … Okulları A.Ş. ve Bağlı Ortaklıkları 31 Temmuz 2016 tarihi itibariyle hazırlanan konsolide finansal tablolar ve bağımsız denetçi raporunda davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 376/2. maddesi uyarınca sermayesini kaybettiğini, teknik olarak iflas ettiğini,
15.11.2017 tarihli dava dilekçesinde detayları yer verildiği ve davalı şirkete ait bağımsız denetim raporunda tespit edildiği üzere, şirket sermayesinin üçte ikisini kaybettiğini, ancak şirket genel kurul tarafından TTK.’nın 376/2. maddesinde yer alan önlemlerin alınmadığını, bu nedenle şirketin kendiliğinden sona erdiğini,
Huzurdaki davanın konusunun davalı şirketin TTK madde 376/2 gereğince sona erdiğinin tespiti ve TTK madde 553. kapsamında tasfiye işlemlerinin başlatılmasına ilişkin olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin konusunun ise yargılamanın sonuna kadar davalı şirketin aktif ve pasif durumunun korunabilmesi ve tasfiye bilançosunun sağlıklı bir şekilde çıkarılabilmesi ve şirketin içinin boşaltılmasını engellemek için ihtiyati tedbir olduğunu, belirterek, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/859E. sayılı dosyasından verilen 25.01.2018 tarihli ihtiyati tedbir taleplerimizin reddine dair kararın kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilmiş olan kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin sermayesinin karşılıksız kalmadığını, iş bu sebeple de dava konusu uyuşmazlık bakımından TTK.m. 376/2’nin uygulama alanı bulduğundan söz edilemeyeceğini, …Okulları A.Ş.’nin piyasa değerinin ana ortaklık bilançosuna aktarılmasının ana ortaklığın bilançosuna, bir başka deyişle özvarlığına pozitif etki yaptığını, davacı şirketin iddiasının aksine sermaye kaybı yaratmadığını, tersine özvarlığını artırdığını belirterek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep HMK.’nın 389 vd maddeleri uyarınca davalı şirkete tedbiren kayyım atanması, bu talebin kabul edilmemesi halinde şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketi temsil yetkisinin tedbiren sınırlandırılması isteğine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK.’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı, davalı şirkette azınlık pay sahibi olduğunu, son yıllık bilançoya göre davalı şirketin sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar nedeniyle karşılıksız kaldığını, buna rağmen şirket genel kurulu tarafından sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar verilmediğini, bu nedenle TTK.’nın 376/2. maddesi uyarınca şirketin kanunen sona erdiğini, TTK.’nın 553. maddesi uyarınca tasfiye işlemlerinin başlatılması gerektiğini ileri sürerek, şirkete kayyım atanması veya yöneticilerin yetkilerinin tedbiren sınırlandırılmasını talep etmiştir.
Yasal düzenlemede ihtiyati tedbir HMK.’nın 389 vd maddelerinde geçici hukuki koruma olarak düzenlenmiştir. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince, sunulan deliller ışığında oluşan takdirine göre ve davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği, davanın mevcut aşaması itibariyle HMK.’nın 390/3. maddesindeki koşulun bulunmadığı dikkate alındığında, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.362/1.f uyarınca karar kesindir.